Gelişmiş Arama
Ziyaret
10431
Güncellenme Tarihi: 2007/09/18
Soru Özeti
Biz bütün âlemde Müslüman ya da Şia olmayan insanları görmekteyiz...
Soru
Biz bütün âlemde Müslüman ya da Şia olmayan insanları görmekteyiz. Ama onlar iyi insanlardır ve amelleri de doğrudur. Birçok buluşlar, gayri Müslimler tarafından bulunmuştur. Acaba onların hepsinin Müslüman olmadıklarından dolayı cehenneme gitmeleri ve ilahi azabı hak etmeleri doğru mudur?
Kısa Cevap

İslam dinine inanmayan insanlar iki grupturlar:

Diğer bir ibaretle İslam dinine iman etmeyen insanlar iki gruptur:

1- Terim olarak cahil-i mukassir ve inatçi kâfir olan grup. Yani İslam onlara ulaşmış ve onun hak olduğunu anlamışlar ama inat ve isyancılıkları yüzünden hakkı kabul etmemişlerdir. Bu grup, azabı ve cehennemde ebedi kalmayı hak etmişlerdir.

2- Terim olarak cahil-i kasır (hakkı öğrenmeye gücü yetmeyen suçsuz cahiller) olan grup. Bunlara İslam’ın mesajı ulaşmamıştır veyahut da İslam onlara çok eksik ve gerçek olamayan bir şekilde sunulmuştur. Öyle ki İslam’ı Hint ve Çin dinleri haddinde bir din olarak zannediyorlar ve en fazla onu Yahudilik ve Hıristiyanlığın haddinde zannediyorlar.  Bu tür insanlar kendi dinlerinde ve inançlarında sadık oldukları takdirde kurtuluş ehlidirler.

Ayrıntılı Cevap

İslam hak bir dindir. Öyle ki selim bir akla sahip olan birisinin kabul edeceği ve benimseyeceği, hak olduğuna anlamasının mümkün olduğu kolay bir dindir. Bu hakikate ulaşmak için insana, “zahir ve batın hüccet” yani “ilahi peygamberler ve imamlar ile akıl” verilmiştir.[1]

İslam, çok dinlilik (dini plüralizm) ile tamamen zıttır. Zira çok dinlilik, çeşitli inançların eşit olması esasına dayalıdır ve bu görüşe göre Müslüman, Hindu, Yahudi ve Hıristiyan eşittir. Bütün bunlar makam ve şan olarak eşittirler. Hiçbir inancın batıl olduğuna dair herhangi bir delil yoktur. Zira hakikate ulaşmak mümkün değildir ve din de nispi bir olgudur. Onun tamamen şahsi bir içeriği vardır. Onun hakikatine ve muhtevasına ulaşmanın mümkün olmayışı ve herkesin dinden kendi anlayışının söz konusu oluşu bir yana hatta sayısız hakikatler ve kurtuluşa ulaşmak için de birden fazla yollar ve doğrular vardır.

Böyle bir görüş, inanç esasları, ameli, şer’i ve ahlaki kanunlar toplamına sahip olan İslam dini ile tamamen uyumsuzluk içindedir.[2] Bununla birlikte İslam bir çeşit çokluktan da söz etmiştir. Ama o çokluk, amel makamındadır. Yani İslam’ın hakikatinden uzak kalmış insanlara karşı yumuşak ve iyi davranmaktır. Diğer bir ibaretle İslam dinine iman etmeyen insanlar iki gruptur:

1- Terim olarak cahil-i mukassir ve inatçi kâfir olan gruptur. Yani İslam onlara ulaşmış ve onun hak olduğunu anlamışlar ama inat ve isyancılıkları yüzünden hakkı kabul etmemişlerdir. Bu grup inatçı kâfirdirler ve cehennem azabını hak etmişlerdir. Zira hak ve hakikati bilmişlerdir ve kendi ihtiyar ve seçme haklarını kötüye kullanarak, bilerek ve kasıtlı olarak ona karşı çıkmışlardır. Böyle bir grup kurtuluş ehli olabilirlerdi. Bunlar her ne kadar zahirde iyi davranışları olsa da hakkı örttükleri ve hakikate karşı inatla ve başkaldırı ile davrandıkları için kurtuluş yolunu kendilerine kapamışlardır.

2- Terim olarak cahil-i kasır (suçsuz cahiller) olan gruptur. Yani ya İslam ya da onun mesajı onlara ulaşmamıştır veyahut da İslam onlara çok eksik ve gerçek olamayan bir şekilde sunulmuştur. Öyle ki İslam’ı Hint ve Çin dinleri haddinde bir din olarak zannediyorlar ve en fazla onu Yahudilik ve Hıristiyanlığın haddinde zannediyorlar.

Açıktır ki bu grup ister uzak bölgelerde yaşasınlar isterse Avrupa ve Amerika kıtalarında medeniyetin kucağında yaşasınlar, iman etmeyişlerinde suçlu olmadıklarından dolayı cehennem azabına duçar olmayacaklardır. Zira azap, suçlu günahkârlara aittir. Ama İslam’ın ve onun hak oluşunun mesajı ulaşmayan veya gerçek olmayan bir şekilde ulaşan, İslam dininin hak olduğunu bilmeyen kimseler onu kabul etmeyişlerinde suçlu olmadıklarından dolayı günahkâr olarak hesaplanmazlar.

Üzülerek söylemek gerekir ki İslam’ın aleyhine olan yoğun propagandalar yüzünden bu din hakkında her çeşit özgür düşünme ve hakkı görme insanların çoğundan alınmıştır artık hakkı batıldan ayırt edemiyorlar. Gerçek şu ki hızlı bir şekilde olan maddi ilerlemelere rağmen yüzyılın insanı manevi açıdan gerilemişlerdir. Bunun sebebi de bütün güçleriyle hakikati değiştirme ve tahrif etmeye kararlı olan sömürgeci güçler ve onların propaganda ve sanat araçlarıdır. Buna göre birçok insan medeniyetin kucağında da olsalar İslam’dan ve hayat bağışlayan Ehli Beyt (a.s) mektebinden habersiz kalmışlardır. Daha kötüsü de şu ki İslam hakkında yanlış ve gerçek olamayan bilgiler onlara verilmiştir. Hatta rahmet, sevgi ve adalet dini olan İslam, huşunet, zulüm ve adaletsizlik dini olarak tanıtılmıştır.

İslam dinine göre bu tür insanlar eğer –fıtrata dayalı olan- kendi dinlerinde ve inançlarında sadık olurlarsa, örneğin yalandan kaçınır ve insanlığa ters olan işlere bulaşmazlarsa kurtuluş ehlidirler ve ilahi rahmete ümit beslemelidirler.

Bu konu, İslam’ın kendilerine doğru olarak tanıtılmadığı muvahhit ve Allah’ı tanıyan bilim adamları ve yine Şia’nın hakikati kendilerine anlatılmammış olan Ehli Sünnet için de geçerlidir.

Özetle, hakikatin ulaşmadığı ve onun da bu hakikatin ulaşmamasında bir suçu olmayan kimse cehennemi hak etmemiştir. Zira cehennem günahkârların yeridir, hakikati bilmeyenlerin değil.[3]



[1] El-Kafi, c1 s25 h22 Akıl ve Cehalet Bölümü

[2] Çok dinlilik için daha geniş bilgi için bakınız: Mevsimlik yayınlanan “Eleştiri Kitabı” dergisi, sayı 4, sonbahar 76, “Çok Dinlilik ve Çokluğa Eğilim” adı altındaki makale. Özellikle de Doktor Legenhavzın ile yapılan “Nübüvvet Kavramını bozmayalım” adındaki makaleye ve “Âyetullah Cevadi Amuli ve Çok dinlilik” başlığı altındaki makaleye. Abdullah Nasri’nin Suruş Yayınlarında basılan Kaybedilmiş Yakin kitabı. Hadi Sadıgi ile yapılan söyleşi. Sayfa 319-427.

[3] Üstad Şehid Murtaza Mutahhari, Adli İlahi, İslami yayınlar, Tahran, Sekizinci Bölüm, s319-427. “Eleştiri Kitabı” dergisi, Muhammed Hasan Karamleki’nin “Kafir Müslüman ve Müslüman Kafir” makalesi.

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Müçtehitlerin makamı konusunda bir ayet veya hadis var mı?
    10426 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2009/10/18
    Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız. ...
  • Bu devirde temizliğe riayet etmemize rağmen, adet görme guslünün felsefesi nedir?
    6929 Hukuk ve Şer’I Hükümler Felsefesi 2012/05/16
    İslam’ın tüm hüküm ve buyrukları insanların maddi ve manevi maslahat ve menfaatleri korumak için oluşturulmuş ve bundan başka hiçbir hedef gözetilmemiştir. Yüce Allah bu hükümler ile insanlar için hem manevi hem de cismani taharet ve temizliğin sağlanmasını istemektedir. Esasen guslün ve adet guslünün hikmet ve sırları, zahiri ...
  • Kumar aleti olmaktan çıkmış olan oyun kâğıtlarıyla kumar amacını gütmeksizin oyun oynamanın hükmü nedir, sakıncalı ve işkâlı var mıdır?
    8387 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/06/20
    Zikredilen sorunun cevabı bağlamında imma Humeyni (kuddise sırruh) ve diğer taklidi mercileri şöyle buyurmuşlardı: Örfün nezdinde kumar aleti olarak bilinen oyun kâğıtlarıyla oyun oynamak kesinlikle caiz değildir. (İster kazanmak ve kazanmamak amacını gütsün ister gütmesin). Ama örf nezdinde kumar aletlerinden sayılmayan; örneğin bir anlamda fikri geliştiren ve dini ve ilmi ...
  • Kadın zarif bir varlık mıdır yoksa zayıf bir insan mı?
    11792 Eski Kelam İlmi 2010/12/05
    Kur’an’a göre kadının makamı çok yüksektir. Kur’an yaratılış yönünden kadın ve erkeği aynı cinsten olduğunu söylemekte ve insanlıkta bir bilmektedir. Bu semavi kitap özel ilahi lütufa nail olan, vahiyin rububi makamınaçıkan ve meleklerin konuştuğu kadınlardan bahsetmiş, iman ve Allah yolunda mukavemetin örnekleri olan ...
  • İmamlara ait resimlerin şer’i hükmü nedir?
    7021 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2009/09/07
    Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız. ...
  • Allah, bizi ölümden sonra tekrar bu dünyaya döndürecek olursa biz iyi işler yapar mıyız?
    11185 Eski Kelam İlmi 2010/07/07
    Birincisi, kişilerin isteğine bağlı olarak dünyaya dönebilmelerinin mümkün oluşu yaratılış nizamının bozulmasına ve Peygamberlerin gönderilişinin abes olmasına yol açar. İkincisi, bu kişilerin dünyaya dönmeleri farz-i mahal gerçekleşse bile onların iyi işler yapacakları belli değildir. Çünkü dünya aynı dünyadır ve onlar da aynı istek ve heveslere sahiptirler. Nitekim dünyada da ...
  • Allah’ın fertlere evlat verme ve vermemedeki hikmeti nedir?
    70480 Eski Kelam İlmi 2011/09/21
    Yüce Allah âlim ve hikmet sahibidir. İlahi sünnet her işin sebepler kanalıyla gerçekleşmesini gerektirir. İlahi sünnetlerden bir tanesi de kendine has nedenler aracılığıyla neslin üremesidir. Tarih boyunca evlendikten sonra veya genel olarak veyahut uzun bir müddet süresince evlat sahibi olmayan birçok insan vardır. Bu fertler arasında ömründe hiçbir günaha ...
  • İranda ne kadar Yahudi var ve İran devletinin onlara davranışı nasıldır?
    10619 Düzenler 2011/10/23
    İran İslam Cumhuriyetinde dini azınlıklar (Yahudi, Hıristiyan, Zerdüşt...) Müslümanlarla beraber yaşamaktalar. İran Yahudilerinin kendi istatistiklerine göre İranda şu anda 20 bin civarında Yahudi (Kelimi) vardır.[1] Onlarda diğer İran vatandaşlarının sahip olduğu tüm hak ve hukuka sahiptirler. Ekonomi, ibadet, sosyal ...
  • imamların makamı enbiyaların makamindan daha mi üstün?
    14340 Eski Kelam İlmi 2011/02/14
    İmamların ilmi makamları nebilerinkinden daha üstün olduğu meselesi birçok rivayetlerde konu edilmiş. Bunun asıl delili imamların (a.s.) nurani olan batini boyutlarının peygamber (s.a.a.) ile bir olmalarıdır. Peygamber (s.a.a.) diğer peygamberlerden üstün olduğu gibi, bu kaynaktan yararlanan imamların ilmi makamı da diğer tüm peygamberlerden ...
  • Hangi imam ferec duasını şahsen okumaktaydı?
    15018 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2012/04/04
    Ferec kavramı, (Arapça) sözlükte “gam ve hüzünden kurtulmak ve ferahlanmak” anlamına gelir.[1] Hadis kitaplarında ferec ve ferahlanmanın hâsıl olması için zikredilen dua ve ameller bu sözlük anlamını taşımaktadır. Burada “Ferec Duası” olarak adlandırılan üç dua ve de “Ferec Namazı” olarak isimlendirilen bir namazı zikretmekle ...

En Çok Okunanlar