Gelişmiş Arama
Ziyaret
16564
Güncellenme Tarihi: 2011/04/12
Soru Özeti
Gece namazının önemi, etkileri ve geçmiş nafile ibadetlerin ve kazasının hükmü nedir?
Soru
Nafile ibadetlerin (gece namazı) önemi ve etkilerini açıklar mısınız? Geçmiş nafile ibadetlerin hükmü nedir? Kazası var mıdır? Eğer kazası varsa, her vakitte kılınabilir mi? Hasta bir insanın kılmadığı nafile namazların kaza hükmü nedir?
Kısa Cevap

Kur’an ve rivayetlerde vurgulanmış müstehap namazlardan birisi de gece ve gündüzde yerine getirilen ve özellikle de geceleyin kılınan nafile namazdır. İmam Sadık (a.s) gece namazının etkileri hakkında şöyle buyurmuştur: Gece namazı yüzü güzelleştirir, ahlakı iyileştirir, rızkı temizler, borcu siler, üzüntüyü giderir, gözü aydınlatır. Sizin peygamberinizin sünneti olan ve teninizdeki ağrıyı gideren gece namazına özen gösterin. Allah Resulü (s.a.a) gece namazının kazasını yerine getirmeyi çok övmüş ve bunun Allah rızasını kazandıracağını bildirmiştir. Nafile namazların kazası yükümlü için müstehaptır ve insan istediği her vakitte onun kazasını yerine getirebilir. Bu hususta hasta ve hasta olmayan arasında herhangi bir fark yoktur ve müstehap namazlarda tertibe riayet edilmesi daha iyidir.

Ayrıntılı Cevap

Nafile ve müstehap namazlar diğer müstehap ibadetler gibi bir takım mertebelere sahiptir. Bu yüzden kaza ve eda edilmeleri noktasında bazıları çok vurgulanmış ve bazıları ise daha az vurgulanmıştır. Kur’an ve rivayette çok vurgulan müstehap namazlardan birisi de Kur’an[1] ve rivayette kendisine işaret edilen gece namazıdır. Yüce Allah Kur’an-ı Mecid’te peygamberine şöyle buyurmaktadır: “Gecenin bir kısmında da uyanarak sana mahsus fazla bir ibadet olmak üzere teheccüd namazı kıl ki, Rabbin seni Makam-ı Mahmud’a ulaştırsın.”[2] Müfessirler bu ayetin gece namazının faziletine delalet ettiğini söylemiştir. Her ne kadar ayet bu hususta çok açık olmasa da eldeki mevcut diğer karineler ile bu yorum isabetli gözükmektedir.[3] Masumlardan (a.s) da gece namazının fazileti hakkında birçok rivayet nakledilmiştir, numune olarak birkaç örneğe işaret ediyoruz:

1. Peygamber-i Ekrem (s.a.a) şöyle buyurmuştur: “Müminin haysiyet ve şerefi gece namazına bağlıdır. Çünkü kıyamet günü Allah baştan sona tüm insanları toplayacak ve görevli biri de Allah’ı gecenin bağrında anarak gecelerini abat edenler kalksınlar diye seslenecektir. Sonra küçük bir grup kalkacak ve onlardan sonra diğer insanların hesabına bakılacaktır.”[4]

2. Peygamber-i Ekrem (s.a.a) bir başka yerde şöyle buyurmuştur: “Yıldızların yeryüzünü aydınlatması gibi içinde gece namazı kılınan ve Kur’an okunan evler de göğü aydınlatmaktadır.”

3. Aynı şekilde Peygamber-i Ekrem’den (s.a.a) şöyle nakledilmiştir: Gece namazı kabir karanlığında onu kılan için bir kandildir.[5]

4. Peygamber (s.a.a) şöyle buyurmuştur: Gece namazına özen gösterin. Bu sizden önceki iyi insanların sünnetidir. Geceyi bayındır etmek Allah’a yakınlaştırır, günahların kefareti olur, günahtan sakındırır ve bedenden ağrıyı giderir.[6]

5. İmam Seccad (a.s), neden geceleyin namaz kılan ve ibadet eden kimseler en güzel simalara sahiptirler diye sorulan bir soruya şöyle cevap verir: Çünkü onlar Allah ile halvet etmektedirler ve Hak Teâlâ da kendi nuruyla onları kuşatmaktadır[7] [8].

6. İmam Sadık (a.s) gece namazının etkilerini belirtmiştir:

Gece namazı yüzü güzelleştirir, ahlakı iyileştirir, rızkı temizler, borcu siler, üzüntüyü giderir, gözü aydınlatır. Sizin peygamberinizin sünneti olan ve teninizdeki ağrıyı gideren gece namazına özen gösterin.[9]

Gece namazının yerine getirilmesi ve eda edilmesi çok hayırlı olduğu gibi, herhangi bir nedenden ötürü bu önemli ibadeti zamanında yapamayan kimseler tarafından kazasının yerine getirilmesi de çok hayırlıdır. Allah Resulü (s.a.a) şöyle buyurmuştur: Allah Tebarek ve Teala meleklere karşı gece namazının kazasını gündüz yerine getiren kuluyla övünür ve şöyle buyurur: Ey melekler kendisine farz kılmadığım namazın kazasını kılan kuluma bakın, kendisinin günahlarını bağışladığıma şahit olun.[10] Bundan dolayı farzların kazasının yükümlüye farz olması gibi, müstehap ibadetlerin kazası da yükümleye müstehaptır. Abdullah b. Sinan, İmam Sadık’tan (a.s) şöyle aktarmaktadır: Ben, İmama nafile namazlarını uzun süre terk eden ve bunun miktarını bilmeyen bir şahsın onları nasıl kaza edeceğini sordum. İmam şöyle cevap verdi: Kılmadığı tüm nafile namazların kazasını kıldığına yakin edinceye dek nafile namaz kılmalıdır … [11]. Müstehap amel ve namazları terk etmek günah sayılmadığından ve azap gerektirmediğinden, eğer bir şahıs onların kazasını yerine getirmek isterse istediği her vakit bu işi yapabilir. İmam Rıza (a.s), hiç müstehap namaz kılmadım, eğer kaza etmek istersem ne zaman kaza edeyim diye soran birine şöyle yazmıştır: “İstediğin her gece ve gündüz vakti.”[12] Ama en iyisi geçmiş gecenin nafile namazının kazasını bir sonraki gecede ve geçmiş gündüzün nafile namazının kazasını da bir sonraki günde yerine getirmektir. İmam Sadık (a.s) şöyle buyurmuştur: Eğer gündüze ait nafile namazı kaza olursa, sonraki gün onun kazasını kıl ve eğer geceye ait nafile namazı kaza olursa, sonraki gece onun kazasını kıl.[13] Muhammed b. Müslim şöyle aktarmaktadır: Bir şahsın hastalandığını, müstehap ibadetleri yerine getirmekten vazgeçtiğini, neticede nafile ibadetleri terk ettiğini bildirerek bunun hükmünü İmama sordum. İmam şöyle buyurdu: Ey Muhammed nafile farz ibadetler farz değildir. Eğer isterse onu kaza etsin ve bu onun için daha iyidir. Eğer kaza etmezse de ona bir yükümlülük yoktur.[14] Elbette müstehap ibadetlerin kazasında tertibe riayet edilmesi daha iyidir ve müstehaptır.[15]  



[1] Zariyat, 17; Secde, 16; Zümer, 123; Furkan, 65; İsra, 81; Müzemmil, 4.

[2] İsra, 79.

[3] Mekarim Şirazi, Nasır, Tefsir-i Numune, c. 12, s. 224, Daru’l-Kütübi’i-İslamiye, Tahran, 1374 ş, çap-ı evvel.

[4] Rıza, Seyid Abdulhüseyin, İrşadu’l-Kulub, tercüme-i Rızayi, c. 1, s. 210 ve 211, İslamiye, Tahran, 1377 ş, çap-ı sevvom.

[5] İrşadu’l-Kulub, tercüme-i Rızayi, c. 1, s. 444.

[6] Kemere-i, Muhammed Bakır, Asıman ve Cihan-tercüme-i kitab-ı es-Sema ve’l-Alem, Bihar, c. 6, s. 210, İslamiye, Tahran, 1351 ş, çap-ı evvel.

[7] Saduk, İlelü’ş-Şerayi’, c. 2, s. 365, tercüme, Zihnî Tahranî, Seyid Muhammed Cevad, İntişarat-i Müminin, Kum, 1380 ş, çap-ı evvel.

[8] Attaridi, Azizullah, Müsnedü’l-İmami’r-Riza aleyhi’s-selam, c. 2, s. 178-180, Astan-i Kuds (kongre), Meşhed, 1406 k, çap-ı evvel.

[9] Asıman ve Cihan-tercüme-i kitab-ı es-Sema ve’l-Alem, Bihar, c. 6, s. 210.

[10] Vesailü’ş-Şia, c. 4, s. 75 ve 76; Men La Yehziru el-Fakih-tercüme-i Ğaffari, c. 2, s. 202.

[11] Vesailü’ş-Şia, c. 4, s. 75 ve 85; Men La Yehziru el-Fakih-tercüme-i Ğaffari, c. 2, s. 209.

 

[12] Müsnedü’l-İmami’r-Riza aleyhi’s-selam, c. 2, s. 178-180.

[13] Kuleyni, Kafi, c. 2, s. 451, İslamiye, Tahran, 1362 ş, çap-ı dovvom, Babu’d-Dakdimi’l-Nevafil ve Te’hiruha ve Kazaha; Behbudi, Muhammed Bakır, Guzide-i Kafi, c. 2, s. 366-368, Merkez-i İntişarat-i İlmî Ve Ferhengî, Tahran, 1363 ş, çap-ı evvel.

[14] İlelü’ş-Şerayi’, tercüme-i Zihnî Tahranî, c. 2, s. 175-177.

[15] Kafi, c. 3, s. 451, Babu’d-Dakdimi’l-Nevafil ve Te’hiruha ve Kazaha; Guzide-i Kafi, c. 2, s. 366-368.

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Yabancı ülkelerde ve İslami olmayan muhitlerde nasıl imanımızı koruyabiliriz?
    3762 Pratik Ahlak 2019/09/23
    İnsani, İslami değerlere sahip çıkmak, dini desturlara amel etmek ve onları ihya etmek dünya hayatındaki saadet ve afiyete direkt etkisi olan unsurlardır. Beşerin hayvani güdülerle kurduğu aşağılık ve rezil hayatı temiz, pak bir yaşama dönüştürmektedir. İfrat ve tefritte kalmadan, hurafelereden uzak saf ve sahih dine gerçekten uyan ...
  • Berzahta veya kıyamette ezan okunacak mı?
    7663 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2012/04/03
    1- Berzah aleminde ezan okunması konusunda hadis kaynaklarında herhangi bir şey yoktur. 2- Bir rivayette İmam Bakır (a.s) şöyle buyuruyor: ‘Resul-i Ekrem (s.a.a) miraca gittiğinde geçmiş bütün Peygamberler Onun yanına geldiler. Cebrail, Allah’ın emriyle ezan okudu ve kamet getirdi.[1] 3- ...
  • Peygamber Efendimizin (a.s.s) mubarek dişinin kırılmasından sonra Üveysi\'n, kendisi de kendi dişini kırdığı şeklinde söylentiler derde doğru mudur? Üveys Karani\'nin hayatı ve şahsiyeti hakkında bilgi verebilirmisiniz?
    21869 تاريخ بزرگان 2012/05/12
    Künyesi Ebu Amr olan Üveys Bin Amir Muradi Karani, tabiinlerin büyüklerinden olup ünlü zahitlerdendi. Öyleki, ühdü, takvası ve ahlaki faziletleri havas ve avam için emsal olmuştu. Üveys, İslam Peygamber'i (a.s.s) zamanında iman getirmiş Onun ziyaretine muvaffak olmadı. Annesine itiatkar oluşu nediyle Medine'den ...
  • Şer’i yükümlülük için erginliğin şart olmasına binaen, çocukların yaptığı iyi ve kötü işlerin hükmü nedir?
    7318 Eski Kelam İlmi 2012/05/27
    Her ne kadar insanın Allah tarafından belirlenmiş şer’i yükümlülük şartı erginlik yaşına ermek olsa da tüm çocukların bütün çocukluk döneminde tamamen başıboş oldukları ve her işi yapabilecekleri sanısı akla gelmemelidir. İslam fakihleri iyi ve kötüyü anlayabilecek olan çocukları istisna etmişlerdir. Onların fetvasına göre eğer işleri ayırt edebilen ...
  • Yüzüğün kaşını avuç içine döndürmenin (çevirmenin) kaynağı nedir?
    10256 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/11/13
    Bu konuda “Vesailu’ş-Şia” kitabında rivayet zikredilmiştir, rivayet şöyledir:Hz. İmam Rıza (a.s) şöyle buyurur: “Parmağında akik yüzüğüyle sabahlayan ve hiç kimseyle görüşmeden önce yüksüğün kaşını avuç içine döndürerek “Kadir” Suresini sonuna kadar okuyup ardından “ Amentü billahi vahdehu la şerikeleh ve amentü bıserri âli muhammedi ve alaniyyetihim” duasını tilavet eden ...
  • Gusül alırken bedenin mutlaka yıkanması gereken yerleri neresidir?
    10067 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/01/17
    Guslün doğru olmasının şartlarından biri suyun bedenin görünen dış yüzünün tümüne ulaşmasıdır. Nitekim Tevzih-ul Mesail’de şöyle yazar: ‘Gusül alırken bedende iğne ucu kadarda yıkanmayan yer kalırsa gusül batıldır. Ama kulak ve burun içi gibi görünmeyen yerlerini yıkamak farz değildir.’
  • Aceleyi gidermek için ne yapılmalıdır?
    6800 Teorik Ahlak 2012/05/03
    Acele, dinsel öğretilerin men ettiği hususlardandır. Bu, işleri yapmada erken girişimde bulunmak anlamına gelir. Acele etmek hız ve işleri zamanında yapmak ile fark eder. Hız, öncüllerin ve gerekli şartların hazır olmasından sonra insanın fırsatı elden vermemesi ve işi yapmak için girişimde bulunmasıdır. Acelenin karşısında ise soğukkanlılık ve ...
  • Mübarek Ramazan ayının 21’inde yolculuk yapmanın hükmü nedir?
    5485 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/08/14
    Mübarek ramazan ayında yolculuk yapmanın sakıncası yoktur, ancak oruçtan kaçmak için olursa mekruhtur.[1] insan yolculuktan dolayı tutamadığı orucunu ramazan ayından sonra tutmalıdır. Bu hükümderamazanın ayının 21’i ile diğer ...
  • Ahlakla tevekkülün arasında nasıl bir bağlantı vardır?
    9932 Teorik Ahlak 2011/03/03
    İnsanın nefsinde ‘meleke’ haline gelen sıfatlara ahlak denir. Meleke ise, insanın ruhunda nüfuz eden öyle bir sıfattır ki, o sıfata uygun amel ve davranışlar kendiliğinden yapılır. Ahlak, fazilet ve rezalet olmak üzere ikiye ayrılır. Tevekkül ise, ahlaki faziletlerden biri olup kulun Allah’a güvenmesi ve bütün işlerini ona havale ...
  • Kısaca Hz. Nuh (a.s)’ın kıssasını açıklarmısınız?
    9179 نوح 2019/10/21
     Bazı tarihi nakiller ‘Muteşelh’in oğlu ‘Lemek’in Nuh (a.s)’ın babası olduğunu ve ‘Brakil’in kızı ‘Kaynuş’unda annesi olduğunu yazmaktadır.[1]Ayrıca Hz. Nuh (a.s)’ın Hz. Adem (a.s)’ın vefatından 126 yıl sonra doğmuştur. Böylece Hz. Adem (a.s)’ın dünyaya gelmesinden  1056 yıl sonra doğmuş olmaktadır.[2]

En Çok Okunanlar