Gelişmiş Arama
Ziyaret
7689
Güncellenme Tarihi: 2011/05/21
Soru Özeti
Neden İran’da ayı görmek sorunlu olmaktadır?
Soru
Neden İslam ülkeleri arasında sadece İran’da ayı görmek sorunlu olmaktadır?
Kısa Cevap

Ayı görmek ve ayın ilk gününü teşhis etmek meselesi, aşağıdaki hususlar temelinde Şii ve Sünni alim ve fakihlerinin üzerinde ittifak veya ihtilaf ettikleri bir konudur.

1. Ay çıplak göz ile mi görülmelidir yoksa mücehhez olarak teleskop ve dürbün ile görülmesi de yeterli midir?

2. Bir şehir veya bölgede ay görülürse, diğer şehir ve bölgeler için ay ispatlanmış olur mu?

3. Ayı görme hakkında duyulan bilgilere hangi surette güvenilebilir?

Bütün bu hususlardaki mercilerin dikkat, tartışma ve görüşleri, ayın görüldüğünü veya görülmediğini ispat etmede değişik ve çeşitli görüşlerin meydana gelmesine neden olmaktadır. Bu farklılıklar Ehli Sünnet âlimleri arasında da mevcuttur.

Ayrıntılı Cevap

Şia fakihleri kendilerini Kur’an, Peygamber ve Ehli Beytin takipçileri bilmekte ve zamanının imamının (a.c) gıybet zamanında da ayet ve rivayetlere dikkat ederek tüm güçlerini mevcut kaynaklardan fıkıh hükümleri elde etmek için kullanmaktadırlar. Bazen ayet ve rivayetlerin açık olmaması sebebiyle bu zor yolda elde edilen neticelerin farklı olması doğaldır. Buna ek olarak, İran’da Şia fakihleri birçok diğer İslam ülkesinin aksine devletten bağımsız olarak görüş belirtmekte ve kendilerini Allah karşısında ona riayet etme hususunda sorumlu bilmektedirler. Onları taklit edenler de bağlı oldukları her fakih esasınca kendilerini onun kaynaklardan elde ettiği şeye uymakla yükümlü bilmektedir. Bundan dolayı bazen ayet ve hadislerin açıkça hüküm vermediği veya şartları değişmiş bir konu hakkında fakihlerin fetvaları arasında ihtilafın olması olağandır. Bu hususlardan birisi de ayın ilk hilalini görme hükmüdür. Elbette bu fetva farklılığı Şia âlimlerine özgü değildir, Ehli Sünnet fakihleri arasında da ihtilaflar mevcuttur.[1]

Şia’nın bakışında aybaşı birkaç yolla ispatlanmaktadır:

1. İnsanın bizzat kendisinin ayı görmesiyle.

2. İnsan için yakin oluşturan her vasıtayla.

3. İki adil erkeğin ayı gördüğünü söylemesi.

4. Önceki aydan otuz günün geçmesi.

5. Şerî otoritenin aybaşı olduğuna hükmetmesi.[2]

Ama bazen de ayı görme hakkında fakihlerin fetvaları arasında görülen ihtilafların kaynağı şunlardır:

1. Ay çıplak göz ile mi görülmelidir yoksa mücehhez olarak mesela teleskop ve dürbün ile görülmesi de yeterli midir? Bazı fakihler görmenin kesinlikle çıplak gözle gerçekleşmesini vurgulamaktadır, ama bazıları da dürbün, teleskop ve diğer araçlarla görmenin yeterli olacağını söylemektedir.

2. Ayı görme hakkında duyulan bilgilere hangi surette güvenilebilir?

3. Bir şehir veya bölgede ay görülürse, diğer şehir ve bölgeler için ay ispatlanmış olur mu?

Bazı taklit mercileri, ayın bir şehirde görülmesi durumunda sadece belirtilen şehir ve o şehir ile aynı ufukta yer alan şehirlerde aybaşının belirginleşeceği görüşündedirler.[3] Bazıları da ayın bir şehirde görülmesi durumunda bu şehirle gece noktasında ortak tüm şehirlerde aybaşının belirginleşeceği kanısındadırlar.[4] Ama bazen ayı görmedeki ihtilaf fıkhî fetva ve görüşlerdeki ihtilaflardan kaynaklanmamakta ve dışarıda görmenin veya görmemenin teşhisine dayanmaktadır. Bu anlamıyla taklit merciinin şahsen ayı görmediği birçok durumda adil fertlerin tanıklığına güvenerek aybaşının belirginleştiği kanısına varmaktadır, ama bu görme diğer merciler açısından güvenilir değildir ve bu da görmede görüş ayrılığına sebep olmaktadır. Bütün bu meseleler taklit mercileri ve onları taklit edenlerin kendi şerî yükümlülükleriyle amel etmek istediklerinde şerî delile göre hareket etmelerini gerektirmektedir ve bu da onların amelde farklılaşmasına neden olmaktadır. Öte taraftan ayı görme meselesi (İran halının ekseriyetini teşkil eden) tüm Müslümanların müptela olduğu bir husus olması hasebiyle ondaki görüş ayrılığı çok belirginleşmekte ve kamuoyunda büyük yankı yapmaktadır. Fetva farklıları Şia âlimlerine özgü değildir ve Ehli Sünnet fakihleri arasında da ihtilaflar mevcuttur.[5] Ama Ehli Sünnet âlimleri aybaşını belirlemede hükümranın hükmüne çok önem vermektedir. Hatta onlardan bazıları hükümranın hükmünün asıl olduğunu ve delilin sadece hükümranın hükmü olduğunu belirtmekte ve hilali ispat eden diğer yolları ise hükümranın teyit etmesi suretinde delil kabul etmektedirler.[6] Çoğu İslam ülkelerinde padişah olan kendi hükümranları da genellikle bir günü aybaşı olarak belirlemektedir. Bu nedenle ayı görme hakkındaki mevcut ihtilafların varlığına rağmen hükümranın herhangi bir ölçüyle hangi günü bayram ilan ederse çoğu âlimin ve halkın onayını almaktadır. Şia âlimleri arasında bazıları aybaşını ispat etmek için hükümranın hükmünü kabul etmektedir ve bazıları ise bunu yeterli görmemektedir.[7] Elbette Şia âlimlerinin hükümrandan maksatları, İslam ülkelerindeki sultanlar değildir, gerekli şartları taşıyan müçtehittir. Bununla birlikte, günümüzde İran devleti gerekli şartlara sahip bir müçtehit tarafından idare edilmesine rağmen, veliyy-i fakihin bir günün aybaşı olduğuna hükmetmesi oldukça nadirdir. Bu, şerî delilin kendisi için kâmil olmamasından kaynaklanmaktadır. Ama şerî delil yoluyla hükmetmesi gerektiği kendisi için belirginleşirse kesinlikle hükmedecektir. Elbette ayı görmenin haricî bir fiil olduğuna, hükümlerin mevzusunu teşhis etme kabilenden sayıldığına, her yükümlü bireyin (hatta fıkıh meselelerinde müçtehit olmasa bile) şahsen onu teşhis etmeye girişebileceğine, edindiği bilgiyle amel edebileceğine ve bu meselede taklide gerek olmadığına dikkat edilmelidir. Ama halkın çoğu ayı görme başarısı elde edemediğinden ve kendi taklit mercilerine güvendiklerinden bu hususta onların görüşüne göre amel etmektedirler. Bu da bu meselede de kesinlikle taklit mercilerine itaat edilmesi gerektiği kanısını uyandırmıştır. Oysaki böyle meselelerde taklide gerek yoktur ve belirtilen yollardan hangisiyle ayın görüldüğüne dair insan için yakin oluşursa bu yeterlidir.[8]



[1] Bkz: İttihad ve ihtilaf-ı Fukaha, Mecelle-i Fıkf, şımare-ı 2, sal 1373, mah-ı dey mevcut der in adres:

http://www.shareh.com/persian/magazine/figh/02/02_08.htm

[2] Bkz: İmam Humeyni, Tevzihü’l-Mesail (el-Mahşi), c. 1, s. 962.

[3] Ayetullah Behçet ve Sistani gibi. Bkz: İmam Humeyni, Tevzihü’l-Mesail, (el-Mahşi), c. 1, s. 962.

[4] Ayetullah Tebrizi ve Ayetullah Hoyi gibi. Bkz: a.g.e.

[5] Bkz: İttihad ve ihtilaf-ı Fukaha, Mecelle-i Fıkf, şımare-ı 2, sal 1373, mah-ı dey mevcut der in adres:

http://www.shareh.com/persian/magazine/figh/02/02_08.htm

[6] Bkz: Mekale-ı Hükm-ı Hakim Be Subut-ı Hilal, Mecelle-i Fıkh, şımare 2. Mevcut der in aders:

http://www.shareh.net/persian/magazine/figh/10/index_10.htm

[7] Bkz: İmam Humeyni, Tevzihü’l-Mesail (el-Mahşi), c. 1, s. 962.

[8] Daha fazla bilgi için bkz: Mecelle-i Fıkf, şımare-ı 2, sal 1373, mah-ı dey mevcut der in adres:

http://www.shareh.com/persian/magazine/figh/02/index_02.htm

afuryan, Muhammed Rıza, Ağaz Ve Encam-ı Mahhaye Kameri, şımare 10 mevcut der in adres:

http://www.shareh.net/persian/magazine/figh/10/index_10.htm

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Haram yoluyla meydana gelmiş cenabetin teri temiz midir?
    12134 Fıkıh 2011/10/30
    Ayetullah Mekarim Şirazi’nin görüşüne göre haram yoluyla meydana gelen cenabetin teri temizdir. Lakin namaz için elbiseyi değiştirmek gerekir. Ama guslün ardından (müstehap ihtiyat gereği) tüm beden bir defa yıkanmalıdır. Mastürbasyondan hâsıl olan cenabetin eserleri ile uyurken hâsıl olan cenabetin eseri arasında fark vardır; çünkü mastürbasyon haram ve günahtır, ama ...
  • Yabancı ülkelerden (Müslüman olmayan ülkelerden) ithal edilen deriler necis midir?
    7448 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2009/06/06
    Mobilya üzerindeki yabancı sözcüklerin yazılı oluşu her zaman onu üreten ülkenin gayri Müslim bir ülke olduğuna delil olmaz. Bu konuda vesveseci olmamak gerekir.  Vesveseci olmak bir nevi ruhi hastalıktır ondan kendini korumalısın.Ama sorduğunuz meselenin hükmü kısaca şöyledir:Hayvan deriden yapılmış ...
  • Kur’an’ın nazil olan son ayeti hangisidir ve vahyin çoğalmasının imkanı var mıydı?
    47414 Tefsir 2010/10/12
    Peygamberimize (s.a.a) nazil olan son ayetler hakkında çeşitli rivayetler vardır. Bütün rivayetleri göz önüne aldığımızda diyebiliriz ki, Peygamber’e (s.a.a) Mekke’nin fethinde ya da o yıl içinde nazil olan son tam sure ‘Nasr’ suresidir. Başlangıç ayetleri yönünden nazil olan son sure, hicretin 9. ...
  • Bidat ve onun İslam’daki ölçüsü nedir?
    8927 Eski Kelam İlmi 2010/11/08
    “Bidat” sözlükte yeni ve geçmişi olmayan iş manasındadır. Istılahta ise “dinde olmayan bir şeyi dine sokmak” anlamındadır; yani din ve şeraitin bir cüzü olmayan ve de hiçbir İslam kanun ve buyruklarıyla uyuşmayan bir şeyi dine isnat etmektir. Bu yüzden İslam’ın tümel buyruklarını yeni ve modern hususlara ...
  • Eğer bir kimse temiz ve necis olan iki şey arasındaki ıslaklığın birbirine ulaşmasından şüphe ederse temiz olan şey necis olur mu?
    7496 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/04/12
    Eğer bir şeyin temiz olduğunu kesin bilirseniz, ona necaset intikal ettiğini ve necis olduğunu kesin olarak bilmediğiniz sürece o şey temizdir.[1] Daha fazla bilgi için Bkz:808.
  • İmam Seccad’ın ahlaki yaşam tarzını açıklar mısınız?
    12617 Masumların Siresi 2010/12/22
    Dördüncü önder; Hak tarafından seçilen kâmil bir insan olup ahlak, ibadet ve ilim başta olmak üzere tüm alanlarda yetkinliğin zirvesine ulaşmıştı. Kendisi Kur’an ve Allah Resulü’nün (s.a.a) tecessüm etmiş ve aynî örneğiydi. İnsani değerlerin ve ahlaki faziletlerin unutulmaya yüz tuttuğu Emevilerin karanlık egemenlik döneminde o ulu imam ışıldayan ve ...
  • Masum imamlar evla olanı terk etmiş midir?
    6753 Eski Kelam İlmi 2012/10/09
    Masumların dua ve bağışlanma talepleri günahlardan kaynaklanmaz; zira Şiilerin inancına göre onlar günahlardan korunmuşlardır. Bu dualar birçok yerde salt öğretici ve tebliğ boyutlu olamaz, bilakis gerçeklik yönleri daha güçlüdür. Yukarıdaki iki konudan elde edilen netice, onların bağışlanma taleplerinin bizim için günah olmayan, lakin o büyük şahsiyetler için ...
  • Erkek karısını dışarıda çalışmaya mecbur edebilir mi?
    12116 Pratik Ahlak 2011/01/17
    Aile düzeninde masrafların karşılanması erkeğin vazifesi olup, erkek bu konuda karısını çalışmaya zorlayamaz. Ama kadın kocasının rızasını kazanmak için yapacağı her işin karşılığında çok sevap alır, ancak yapacağı iş dini kural ve ölçülerle çelişmemelidir. ...
  • İmam Cevad (a.s)'ın (İmam Muhammed Taki) kaç tane erkek çocuğu vardı?
    8800 تاريخ بزرگان 2011/08/30
     İmam Muhammed Taki'den sadece iki erkek çocuk İmam Ali Naki ve Musa Mubarka isimlerinde kalmıştır. Diğer erkek çocuklarının olduğu rivayet edilmiş olsa da ensap hakkındaki kaynaklarında da sadece bu iki erkek çocuk hakkında ittifak vardır. Bu konudaki ihtilafın sebebi nesep hakkındaki ilk kaynaklardaki var olan ihtilaf ya da diğer çocuklarından ...
  • Ramazan ve Kurban bayramları arasında evlenmenin hükmü nedir?
    7103 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/04/07
    Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız. ...

En Çok Okunanlar