Please Wait
17146
Bütün taklidi mercilerin vermiş oldukları fetvaya göre tavşanın eti yenmez ve haramdır. Bu fetva "tavşan etinin yenmesini caiz görmeyen rivayetlerin var olması" esasincedir.
Buna binaen; bu hüküm Allah'ın hükmüdür. Allah'ın hükmüne, onda var olan maslahatları ve hikmetleri bildiğimiz için değil, Allah'ın hükmü olduğu için yerine getirlimelidir. Elbette hekim olan Allah'ın koymuş olduğu hükümlerde kesinlikle insan maslahatı ve faydası güdüldüğüne inanıyoruz. Biz hali hazırda bu maslahat ve felsefeden haberdar olmaz ve onları fark etmesek bile. Bunun yanı sıra bu rivayetlerde Tavşan etinin neden haram olduğuna dair hikmete ve sırra aynı zamanda işaret edilmiştir. Mesela Tavşan, bazı insanların işlemiş oldukları bazı günahlar nedeniyle ona dönüşmüş (metamorfoz / başkalaşma/meshe uğrama) hayvanlardan olduğu bir sebep ve hikmet olarak ve Tavşanın sahip olduğu kan kadınlardaki kanla aynı olduğu bir diğer sebep olarak zikredilmiş.
Bütün taklidi mercilerin vermiş oldukları fetvaya göre tavşanın eti yenmez ve yenmesi haramdır.[1][2] Bütün ilahi hükümler çok önemli ve üstün maslahat ve hikmete sahiptirler. Bu hikmet ve maslahatların bir kısmına bazı rivayetlerde değinilmiştir. Bunların bir diğer kısmının hikmeti ve sırrın derk edilmişliği mükellef olan kişinin kendisine bırakılmıştır. Artık mükellefin kendisi kendi aklı ve bilgi vesilesiyle onları anlamaya çalışmalı. Elbette bazı yerlerde akıl, konulan hükümlerin hikmetini, felsefesini ve sırrı derk etme gücüne sahip değildir. Veya hali hazırda elinde bulunan imkânlar ve bilimin ilerlemesi yeterli olmadığı için derk edemiyor. Ama gelecekte bunların keşfedilmesi mümkündür. Bu nedenle birçok ilahi hükümlerin felsefesi ve hikmeti insanlar için açıklanmış değil ama biz Allah'ın hekim olduğuna yakin ettiğimiz için hikmeti ve felsefesi açıklanmamış olan tüm yerlerde bile Onun koymuş olduğu şer'i hükme tabi oluruz.
Bilmemiz gerekir ki en çok liyakatli ve değerli olan ibadet türü Allah'ın hükümlerine hükümlerde var olan maslahat gereği değil Rabbimizin ve Mevla'mızın hükümleri olduğu için yerine getirerektir. Onun koymuş olduğu hükümlerin felsefesi ve sırrı insan için açıklanmış olmasa bile. İnsanın Allaha gerçekten kul (abd) olduğu bu durumda ortaya çıkacaktır. Zira Allah'ı inkâr eden kişi bile hükümlerde var olan maslahatları anlasa o hükümlere amel edecektir. Hükümlerde maslahat var olduğu gerekçesiyle amel etmek noktasında mümin ve kâfir arasında her hangi bir fark olmayacaktır.
Tavşan etinin haram olduğuna dair Masum imalardan (a.s.) bize ulaşan rivayetler var olmaktadırlar. Bu rivayetlerde tavşan etinin haram olduğu belirtilmiştir. Şia âlimleri bu rivayetlere dayanarak tavşan etinin haram olduğuna hüküm etmişleridir.
Bu bağlamda zikredilen rivayetlerden tavşan etinin neden haram olduğu hakkında da üç meseleyi çıkarabiliriz:
1- Bazı rivayetlerde tavşan başkalaşmış (mesh olunmuş) hayvanlardan sayılmaktadır. Bu nedenle etinin yenmesi caiz değildir. Allah'ın Resulü hazreti Muhammed (s.a.a.) şöyle buyurmuş: "Maymun, domuz, fil, kurt, fare, tavşan, kertenkele ve…gibi hayvanlar metamorfoz / başkalaşmış (mesh edilmiş) olan hayvanlardandır. (Yani bazı insanlar işlemiş oldukları bazı günahlardan ötürü bu hayvanlara dönüşmüşlerdir. Dolayısıyla), etlerinin yenmesi caiz değildir". [3]
2- Aynı anlamı içeren birkaç rivayet Masum İmamlardan (a.s.) da nakledilmiş. Merhum Şehid-i sani şöyle diyor: "bu rivayetlerin maksadı şudur: (Bazı günahlardan dolayı) başkalaşmış insanlar bu hayvanlara dönüşmüşlerdir. Zira başkalaşmış insan üç günden fazla hayatı devam edemiyor ve hemen ölüyor".[4] Bu nedenle rivayetlerin maksadı günümüzde var olan hayvanlar başkalaşmış insanlar değildir. Burada muhtemel olan şey; bazı insanlar işlemiş oldukları günahlardan ötürü bu hayvanlara dönüşmesi bazı pislik ve kötülüklerin bu hayvanlarda var olduğuna delalet ediyor olmasıdır. Yoksa neden günah işlemiş olduklarından dolayı başka hayvanlara değil de bu hayvanlara dönüşmüş olsunlar. (Her bir insanın farklı hayvana dönüşmüş olması o insanın işlemiş olduğu günah neticesinde onda kötü bir durum şekillenmiş ve şekillenen kötülüğe uygun hayvana dönüşmüş olmasına delalet etme ihtimali var olmaktadır). Bu hayvanlarda var olan maddi veya manevi kötülüklerden dolayı etlerinin yenmesi haram kılınmış olabilir.
3- Başka bir rivayette İmam Rıza şöyle buyurmaktadır: "Tavşan kadınların sahip olduğu kana benzer bir kana sahip olduğu için etinin yenmesi haramdır".[5]
Özetle söylemek gerekirse bütün hükümlerin asıl ve gerçek illeti ve başka bir beyanla "illeti tamı/tam illeti" bizim için belli değildir. Rivayetlerde zikredilen şey bazı hükümlerin hikmetidir. Ama birçok hükmün tam illeti bizim için kâmil bir şekilde açıklanmış değildir. Biz Allah'ı hekim ve âlim bildiğimiz için bizi bir şeyi yerine getirmeye veya bir şeyi yapmamaya davet ederse kesinlikle emir olunduğumuz şeyde maslahatımızın ve karımızın, nehiy olunduğumuz şeyde de kesinlikle zararımızın ve fesadın var olduğuna inanıyoruz. Dolaysıyla emir olunduğumuzu terk edersek maslahatımıza olan bir şeyi elden vermiş, yasakladığı şeyi yaparsak zararımıza olan bir şeyi kazanmış oluyoruz.
[1] İMAM HUMEYNİ, "necatu'l- ibad" s. 336; GOLPAYKANİ, "mecmeu'l-mesail", c. 1, s. 54; İmma HUMEYNİ, "tevziu'l-mesail (elmuhaşi)", c. 2, s. 601, meseleyi ihtisasi; (BEHCET, mesele no:2114; (MEKARİM).
[2] ŞEYHİ SADUK, "men la yahduru'l-fakih", Kum: intişarati camiayi müderrisin, 1413 kameri, c. 3, s. 336.
[3] Şehit sani, "er-revdetu el-behiye", tahkik: Ahmet DEŞTİ NECEFİ, birinci baskı, Kum: Mecmeu'z-zahairul-islamiye, 1429 hicri kameri, c. 5, s. 24.
[4] AMİLİ, Şeyh Hur, "vesailuş-şia", Kum: müesesei alul beyt, 1409 hicri kameri, c. 24, s. 109.
[5] A.g.e.