Gelişmiş Arama
Ziyaret
16865
Güncellenme Tarihi: 2011/06/20
Soru Özeti
Neden Tavşan etinin yenmesi haramdır?
Soru
Neden Tavşan etinin yenmesi haramdır? Haram oluşuna dair has bir delili mi var?
Kısa Cevap

Bütün taklidi mercilerin vermiş oldukları fetvaya göre tavşanın eti yenmez ve haramdır. Bu fetva "tavşan etinin yenmesini caiz görmeyen rivayetlerin var olması" esasincedir.

Buna binaen; bu hüküm Allah'ın hükmüdür. Allah'ın hükmüne, onda var olan maslahatları ve hikmetleri bildiğimiz için değil, Allah'ın hükmü olduğu için yerine getirlimelidir.  Elbette hekim olan Allah'ın koymuş olduğu hükümlerde kesinlikle insan maslahatı ve faydası güdüldüğüne inanıyoruz. Biz hali hazırda bu maslahat ve felsefeden haberdar olmaz ve onları fark etmesek bile. Bunun yanı sıra bu rivayetlerde Tavşan etinin neden haram olduğuna dair hikmete ve sırra aynı zamanda işaret edilmiştir. Mesela Tavşan, bazı insanların işlemiş oldukları bazı günahlar nedeniyle ona dönüşmüş (metamorfoz / başkalaşma/meshe uğrama) hayvanlardan olduğu bir sebep ve hikmet olarak ve Tavşanın sahip olduğu kan kadınlardaki kanla aynı olduğu bir diğer sebep olarak zikredilmiş.

Ayrıntılı Cevap

  Bütün taklidi mercilerin vermiş oldukları fetvaya göre tavşanın eti yenmez ve yenmesi haramdır.[1][2] Bütün ilahi hükümler çok önemli ve üstün maslahat ve hikmete sahiptirler. Bu hikmet ve maslahatların bir kısmına bazı rivayetlerde değinilmiştir. Bunların bir diğer kısmının hikmeti ve sırrın derk edilmişliği mükellef olan kişinin kendisine bırakılmıştır. Artık mükellefin kendisi kendi aklı ve bilgi vesilesiyle onları anlamaya çalışmalı. Elbette bazı yerlerde akıl, konulan hükümlerin hikmetini, felsefesini ve sırrı derk etme gücüne sahip değildir. Veya hali hazırda elinde bulunan imkânlar ve bilimin ilerlemesi yeterli olmadığı için derk edemiyor. Ama gelecekte bunların keşfedilmesi mümkündür. Bu nedenle birçok ilahi hükümlerin felsefesi ve hikmeti insanlar için açıklanmış değil ama biz Allah'ın hekim olduğuna yakin ettiğimiz için hikmeti ve felsefesi açıklanmamış olan tüm yerlerde bile Onun koymuş olduğu şer'i hükme tabi oluruz.

Bilmemiz gerekir ki en çok liyakatli ve değerli olan ibadet türü Allah'ın hükümlerine hükümlerde var olan maslahat gereği değil Rabbimizin ve Mevla'mızın hükümleri olduğu için yerine getirerektir. Onun koymuş olduğu hükümlerin felsefesi ve sırrı insan için açıklanmış olmasa bile.    İnsanın Allaha gerçekten kul (abd) olduğu bu durumda ortaya çıkacaktır. Zira Allah'ı inkâr eden kişi bile hükümlerde var olan maslahatları anlasa o hükümlere amel edecektir. Hükümlerde maslahat var olduğu gerekçesiyle amel etmek noktasında mümin ve kâfir arasında her hangi bir fark olmayacaktır.

Tavşan etinin haram olduğuna dair Masum imalardan (a.s.) bize ulaşan rivayetler var olmaktadırlar. Bu rivayetlerde tavşan etinin haram olduğu belirtilmiştir. Şia âlimleri bu rivayetlere dayanarak tavşan etinin haram olduğuna hüküm etmişleridir.

Bu bağlamda zikredilen rivayetlerden tavşan etinin neden haram olduğu hakkında da üç meseleyi çıkarabiliriz:

1-   Bazı rivayetlerde tavşan başkalaşmış (mesh olunmuş) hayvanlardan sayılmaktadır. Bu nedenle etinin yenmesi caiz değildir. Allah'ın Resulü hazreti Muhammed (s.a.a.) şöyle buyurmuş: "Maymun, domuz, fil, kurt, fare, tavşan, kertenkele ve…gibi hayvanlar metamorfoz / başkalaşmış (mesh edilmiş) olan hayvanlardandır. (Yani bazı insanlar işlemiş oldukları bazı günahlardan ötürü bu hayvanlara dönüşmüşlerdir. Dolayısıyla), etlerinin yenmesi caiz değildir". [3]

2-   Aynı anlamı içeren birkaç rivayet Masum İmamlardan (a.s.) da nakledilmiş. Merhum Şehid-i sani şöyle diyor: "bu rivayetlerin maksadı şudur: (Bazı günahlardan dolayı) başkalaşmış insanlar bu hayvanlara dönüşmüşlerdir. Zira başkalaşmış insan üç günden fazla hayatı devam edemiyor ve hemen ölüyor".[4] Bu nedenle rivayetlerin maksadı günümüzde var olan hayvanlar başkalaşmış insanlar değildir. Burada muhtemel olan şey; bazı insanlar işlemiş oldukları günahlardan ötürü bu hayvanlara dönüşmesi bazı pislik ve kötülüklerin bu hayvanlarda var olduğuna delalet ediyor olmasıdır. Yoksa neden günah işlemiş olduklarından dolayı başka hayvanlara değil de bu hayvanlara dönüşmüş olsunlar. (Her bir insanın farklı hayvana dönüşmüş olması o insanın işlemiş olduğu günah neticesinde onda kötü bir durum şekillenmiş ve şekillenen kötülüğe uygun hayvana dönüşmüş olmasına delalet etme ihtimali var olmaktadır). Bu hayvanlarda var olan maddi veya manevi kötülüklerden dolayı etlerinin yenmesi haram kılınmış olabilir.

3-   Başka bir rivayette İmam Rıza şöyle buyurmaktadır: "Tavşan kadınların sahip olduğu kana benzer bir kana sahip olduğu için etinin yenmesi haramdır".[5]

Özetle söylemek gerekirse bütün hükümlerin asıl ve gerçek illeti ve başka bir beyanla "illeti tamı/tam illeti" bizim için belli değildir. Rivayetlerde zikredilen şey bazı hükümlerin hikmetidir. Ama birçok hükmün tam illeti bizim için kâmil bir şekilde açıklanmış değildir. Biz Allah'ı hekim ve âlim bildiğimiz için bizi bir şeyi yerine getirmeye veya bir şeyi yapmamaya davet ederse kesinlikle emir olunduğumuz şeyde maslahatımızın ve karımızın, nehiy olunduğumuz şeyde de kesinlikle zararımızın ve fesadın var olduğuna inanıyoruz. Dolaysıyla emir olunduğumuzu terk edersek maslahatımıza olan bir şeyi elden vermiş, yasakladığı şeyi yaparsak zararımıza olan bir şeyi kazanmış oluyoruz.



[1] İMAM HUMEYNİ, "necatu'l- ibad" s. 336; GOLPAYKANİ, "mecmeu'l-mesail", c. 1, s. 54; İmma HUMEYNİ, "tevziu'l-mesail (elmuhaşi)", c. 2, s. 601, meseleyi ihtisasi; (BEHCET, mesele no:2114; (MEKARİM).  

[2] ŞEYHİ SADUK, "men la yahduru'l-fakih", Kum: intişarati camiayi müderrisin, 1413 kameri, c. 3, s. 336.

[3] Şehit sani, "er-revdetu el-behiye", tahkik: Ahmet DEŞTİ NECEFİ, birinci baskı, Kum: Mecmeu'z-zahairul-islamiye, 1429 hicri kameri, c. 5, s. 24.

[4] AMİLİ, Şeyh Hur, "vesailuş-şia", Kum: müesesei alul beyt, 1409 hicri kameri, c. 24, s. 109.

[5] A.g.e.

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Bir malın humusu verildikten sonra ona yeniden humus vacip olur mu?
    5411 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/04/07
    Bilindiği üzere humus, füru-u dinden olup İslam’ın önemli farzlarından biridir ve ibadet sayılmaktadır. Bu yüzden kurbet kastıyla (Allah’ın emrini yerine getirmek niyetiyle) yerine getirilmelidir.Mal ve sermayeye humus geldiğinde bir kere humusları verilirse üzerinden uzun yıllar geçse de ona artık humus gelmez. Ama mal ...
  • Kur’an’da gelen ‘Sadugatihinne ve ‘Ucurehunne’ neyin hakkındadır?
    6206 Tefsir 2012/02/22
    ‘Sadugatihinne’[1] daimi evlilik hakkındadır ve mehir için ‘Sıdak’ denmiştir.[2] Bu kelimenin geçtiği ayet, kadınların kesin haklarının birinden bahsetmekte ve koca, karısı bağışlamadığı sürece[3] karısının mehrini ödemesi ...
  • Hz Ali’nin kendi hilafeti döneminde omzunda kırbaç taşıyarak sokak ve çarşıda hareket ettiği ve suçluları cezalandırdığına dair nakledilen hadis doğru mudur?
    6452 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/04/15
    Hz Ayetullah Uzma Mekarim Şirazi’nin (Allah ömrünü uzatsın) Bürosu: Bu içerikte nakledilen rivayet sadece Hz Ali’nin Küfe’de bulunduğu, çarşıda gezdiği ve halkın tavsiyeleri ciddiye alması için yanında belirtilen kırbacı yanında taşımasıyla ilgilidir. Hz. Ayetullah Uzma Safi Gülpeygani’nin (Allah ömrünü uzatsın) Bürosu:
  • Ehl-i beyt’i neden birkaç kişide sınırlıyorsunuz?
    6841 Eski Kelam İlmi 2008/02/18
    Ehl-i Beyt’in on dört masumlarda sınırlandırılması, beşeri bir sınırlandırma değildir. Tathir ayetinden ve Peygamber (s.a.a.)’den gelen rivayetlerden anlaşılan bir sınırlamadır.Bu iddianın ispatlanması için birçok rivayet delil olarak getirilebilir.1) Kuran-ı Kerim, Peygamber (s.a.a)’e Arapça olarak indirilen ilahi bir kelamdır. Allah’ın ...
  • Eğer taklit mercileri zamanın imamı (a.s) tarafından seçiliyorsa müçtehit ve veliyy-i fakihi tanıtan diğer kaynakların rolü nedir?
    5068 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/08/08
    Dikkatleriniz için teşekkür ederiz. 1393. sorunun yanıtında işaret ettiğimiz gibi İmam belirgin bir şahsı hâkimiyete atamamış, sadece fakihleri genel bir şekilde atamıştır. Bundan dolayı zamanın imamı (a.s) tarafından mercilerin seçilme ve teyit edilmesinden kasıt, özel bir şahsın seçilmesi ve teyit edilmesi değildir. Sadece masum (a.s) ...
  • Niçin İslami düşünceyi açıklamak için her yönlü kamil bir sistematik teoriye ihtiyaç vardır?
    6900 Yeni Kelam İlmi 2007/08/23
    Şimdiye kadar din bilginleri, evrensel ve belli dönemlere ait unsurları içeren İslami öğretiler karşısında tikelci bir yöntem kullanmışlardır. Böyle bir yöntem ve yaklaşım İslami araştırmaların sistematik bir yapıya sahip olmasını önlemiştir. İslami düşünceyi oluşturan öğeler birbirleriyle aralarında bir düzene tabii tutulmadan bir araya toplanmıştır. Bu bir araya ...
  • Dört seçkin kadın ve babalarının ismi nedir?
    19865 تاريخ بزرگان 2010/05/19
    İnsanlık tarihi boyunca tevhid yolunda ve ilahi hedefler uğruna büyük fedakârlıklar gösteren Evliya ve Salihlerin içinde kadınlarda vardır. Onların namı insanlığın karanlık tarihinde parlamaktadır. İslami rivayet ve kaynaklarda büyüklük, fazilet ve yüce makamlarından ötürü en üstün kadınlar ve cennet kadınlarının en üstünleri olarak yad edilen, yücelikle övülen ...
  • Babam şehid olmuştur ve ben o dönemde ergin değildim ve onun ne kadar namaz kazası olduğunu bilmiyorum. Yükümlülüğüm nedir?
    5088 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/01/18
    Büyük taklit mercilerinin görüşüne göre, eğer babanın kazası varsa, onun vefat etmesinden sonra en büyük oğlunun kaza namazlarını yerine getirmesi farzdır. Babanın vefat ettiği zamanda oğlun ergin olup olmaması bir şeyi değiştirmez.[1] Eğer oğul kaza namazlarının sayısını bilmiyorsa, kesin ...
  • Bütün amellerimizi nasıl halis niyetle yerine getirebiliriz?
    10593 Teorik Ahlak 2009/12/20
    İhlâs; yapılan her işte ve kullukta asıl hedefin, başkalarının değil de Allah-u Teâlâ’nın rızasını kazanmak için olmasıdır. Bunun için öncelikle ihlâsa mani olan şeyleri yani; riyakârlığı, dünyaya bağlılığı ve şeytanın vesveselerini ortadan kaldırmak gerekmektedir. Sonra imanı güçlendirme, Allah-u Teâlâ’yı tanıma, ihlâsın değeri ...
  • Mecbur kalınca günah işlemenin hükmü nedir?
    8733 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/03/07
    Dini öğretilere göre şer’i sorumluluklar insanın ihtiyar ve özgür iradesine bağlıdır; yani insan özgür iradesiyle güzel bir ameli yaparsa mükafatı hakkeder. Dolayısıyla şia fıkhında sorumluluğun kaldırıldığı yerlerden biri mecburiyettir. Müslüman biri haram müzik dinlemek gibi özgür iradesiyle yapmayacağı bir ameli mecburiyetten dolayı yaparsa burada ...

En Çok Okunanlar