Gelişmiş Arama
Ziyaret
11119
Güncellenme Tarihi: 2012/02/19
Soru Özeti
Muta hakkında rivayet edilen bütün rivayetler güvenilir midir?
Soru
Masum imamlar, bazen içinde bulundukları zamanın şartlarına uygun ve özel fıkıh konularında rivayet nakletmişlerdir. Ayriyeten maalesef dini kitaplarımızda uydurma rivayetler de göze çarpmaktadır. Maalesef bazı dindar dostlarımız iyilik yapmak istemişledir: Örneğin geçici evlilik konusunu gündeme getirmek istemişlerdir. Ama bu grup cehaletinden dolayı bazı hadisler nakletmişlerdir ki belagat ve söylem tarzı bağlamında bu hadislere şüpheli bakmayı gereklmektedir. Lütfen bu rivayetleri tek tek inceleyip bu hadisler hakkında nazarınızı bize bildiriniz.
1- Aban bin Tağlib İmam Sadık’a (a.s) şöyle soruyor: “Kocasının olup olmadığı belli olmayan geçici evliliğe razı olan güzel bir kadın görüldüğünde ne yapılması gerekir? İmam şöyle cevap verdi: Onun kocam yoktur demesi senin için yeterlidir, artık senin araştırmana gerek yok. (Muta kitabı, şeyh Müfid, hadis 37)
2- Peygamber Efendimiz (s.a.a) şöyle buyuruyor: “Bir defa muta yapan bir kimsenin bedeninin üçte birisi cehennem ateşinden azat olur, iki defa muta yapan bir kimsenin üçte ikisi cehennem ateşinden azat olur ve üç defa muta yapan bir kimsenin bedeninin tamamı cehennem ateşinden azat olur.”
3- Zurare bin A’yen İmam Bakır’dan (a.s) şöyle rivayet eder: “ Müminin eğlencesi şu üç şeydir: Bir: Geçici evlilik, İki: Arkadaş ve dostlarla şakalaşmak: Üç: Gece namazı.” (“Geçici evlilik, Niyaz-ı İmruz” Abbas zade)
4- Hümyeyri, Zamanın İmamı olan Hz Mehdi’ye (a.c.f) bir mektup yazarak şöyle bir soru soruyor: Kişi Şia’dır. Muta şeklindeki evliliği helal biliyor. Rec’ate inanıyor ve tüm işlerde kendisine yardım eden bir hanımı var olmaktadır. Dolayısıyla kesinlikle onun üzerine koma getirmeyecek, geçici (muta) evlilik yapmayacağına dair söz veriyor ve ahit bağlıyor. Özetle hanımının var olduğu sürece başka kimseyi istemiyor. Bu şahıs hanımına vermiş olduğu sözüne, ahdine ve anlaşmasına on dokuz sene bağlı kalıyor. Bazen yolculuğa çıkmış uzun zamanlarda evinden uzak kalmış olmasına rağmen kendi bu sözüne vefalı kalmıştır. Elbette mutayı (geçici nikahı) haram bilmiyor. Bilakis onun helalliğine inanıyor ama kendi hanımını seviyor ve istiyor. Bu nedenle hem kendisini hem onu korumak için muta yapmıyor. Acaba o muta yapmadığı için günah işlemiş oluyor mu? İmam tarafından gelen cevap şöyledir: (bu kişi) Allaha karşı isyan etme noktasında yemin etmiş olmaktadır. (Dolayısıyla) Allaha itaat etmesi gerekir ve bir seferine mahsus olsa bile muta yapması gerekmektedir.” (Bihar, c. 100, s. 298, Muta kitabı, Şeyh Müfid, s. 48)
5- Allah Resulü (s.a.a) şöyle buyurmuştur: “Muta yapmadan dünyadan giden bir kimse, suratı kötü görünüşlü ve ürküntücü tipte olan kimseye benzer.”
Kısa Cevap

Kuranı kerimde geçici evliliğin caiz oluşu ilan edilmiş olan islami sünnetlerdendir.

Bu sünneti hasene, Peygamber Efendimiz (s.a.a) zamanında ve birinci halifenin halifelik süresinde ve ikinci halifenin döneminin belirli bir kesiminde de İslam toplumu içinde uygulanılıyor. Bu durum ikinci halifenin yasaklayıncaya kadar devam etmiştir. Masum imamlar (a.s) her zaman insanları bu evliliği yapmaya teşvik ederlerdi; çünkü o zamanın toplumunda bu ilahi sünnet bulaşıcı bidat şeklinde haram edilmişti. Ama bu konuyla ilgili gelen rivayetler, diğer rivayetler gibi senet ve delaleti açısından incelenmesi gerekmektedir ki ayrıntılı cevap da değineceğiz. Ayrıca rivayetlerin daha iyi anlaşılması için rivayetlerin sadır olduğu ortama ve o ortamda hakim olan kültüre dikkat etmemiz gerekir.

Ayrıntılı Cevap

Kuranı kerimde geçici evliliğin caiz oluşu ilan edilmiş olan islami sünnetlerdendir.

Bu sünneti hasene, Peygamber Efendimiz (s.a.a) zamanında ve birinci halifenin halifelik süresinde ve ikinci halifenin döneminin belirli bir kesiminde de İslam toplumu içinde uygulanılıyor. Bu durum ikinci halifenin yasaklayıncaya kadar devam etmiştir. Masum imamlar (a.s) her zaman insanları bu evliliği yapmaya teşvik ederlerdi; çünkü o zamanın toplumunda bu ilahi sünnet bulaşıcı bir bidat şeklinde haram edilmişti. Dolayısıyla o dönemde bunun müminler tarafından yapılması adeta koyulmuş olan bidate karşı koymak manasındaydı. Dolayısıyla bu evliliğin Şia anlayışında müstehap olması bu nedenden dolayıdır. Rivayetlerde de bu noktaya değinilmiştir.

 

Rivayetler konusu çok dakik bir konudur. Rivayetlerden yararlanmak da hem uzmanlık istiyor hem rivayetin doğru olup olmadığını anlamak için senedi hem de onun delalet konusunu;  yani rivayetin aslının doğru olması halinde manasının ve kullanılacağı anlamın ne olduğu bağlamında incelemeler ve araştırmalar yapılması gerekmektedir. Mesela; rivayeti anlamada yardımcı olan önemli konulardan biri ayetlerin nazil olma sebebi gibi rivayetlerin de sadır olma sebebidir. Rivayet hangi ortamda, dakik olarak hangi konuda ve hangi meseleye cevap olarak beyan edilmiş konusudur.

Bizlerde bir nevi sizinle aynı görüşe sahibiz, yani rivayetlerin uzman olmayan ve gerekli mütalaadan yoksun kişiler tarafından ortaya atılması doğru değildir. Bu nedenle imamlarımızın zamanında rivayet icazeti olanlar rivayet nakil ve beyan etme hakkına sahiptiler. İşaret ettiğiniz rivayetlerin açıklığa kavuşması için onların senet ve metinlerini dikkatli bir şekilde incelememiz gerekmektedir:

Birinci Rivayet:

Bu rivayet Usulu Kafi kitabında şu senetle rivayet edilmiştir:

Ashaplarımızdan bir grup Ahmet b. Muhammed b. Halit’ten, Halit’te Muhammed b. Ali’den, Ali’de Muhammed bi Eslem’den Eslem’de İbrahim b. Fazıl’dan, O da Aban b. Tağlip’ten şöyle nakletmiştir: Ebu Abdullah’a (a.s.) şöyle dedim: “Ben bazı yollarda muta yapmak isteyen güzel kadınla karşılaşıyorum. Ama onun evli olup olmadığını bilmiyorum (ne yapmalıyım)? “Kocalı olup olmadığını araştırmak sena düşen bir vazife değildir. sena düşen vazife onun kendi hakkında sena söylemiş olduğunu tasdik etmendir”.[1]

Bu rivayetin senedinde, Muhammed bin ali, ve Muhammed bin Eslem var olmaktadırlar. Bunlar gullattlardan ve hadisleri zayıf kabul görülmemektedir. İbrahim bin Fazl el- Haşimi senette var olmakta ve durumu meçhuldür.

Elbette bu babın aynısında (babun enneha musaddikatun ala’n-nefsiha yani onun söylediğini tasdik etme babı) rivayet edilen bir sonraki hadis senet açısından sahihtir. Yani rivayet edenlerin tamamı güvenilir, on iki imama inanan kişilerdir ve hadisin senedi İmama kadar bağlantılı olmakla beraber rivayetin içeriği aynıdır.

Ama rivayetlerimizde genel ve has, kayıtlı mutlak ve hatta bazen de bir birine zıt anlamlar içeren rivayetler bulunuyor. Bunun kendisi rivayetleri anlamamızı zorlaştırıyor; bu nedenle yanlış anlamalara ve rey tefsirine duçar olmamamız için hadis konusunda uzman ve yetkin (müçtehit) kişilere müracaat etmemiz gerekmektedir. Her halükarda aşağıdaki nokta hadis uzmanları tarafından tesbit edilmiştir ki, eğer bir kadın benim kocam yoktur derse o kadın şimdiye kadar yalancılıkla itham edilmemi ise onun sözü kabul edilirr.[2]

Sizin belirttiğiniz ikinci rivayeti var olan kaynaklarda bulamadığımızdan dolayı bir görüş belirtemeyiz.

 

Üçüncü rivayet:

Rivayetin aslı şöyledir: “babam Saitten, Saitte Hammad b. Ya’ala’dan, Ya’ala da babasından, o da Hummad b. İsa’dan, İsa da Zurareden, o da Eba Cafer’den (imam bakır) (a.s.) şöyle nakletmiştir: “Mümini meşgul eden eğlenceler üç şeydir. Bir: Geçici evlilik, İki: Arkadaş ve dostlarıyla şakalaşmak: Üç: Gece namazı”.[3]

Rivayetin senedinde Hammad bin ya’ala ve babası Ya’ala bin Hammad var olmaktadırlar. Her ikisi de meçhul olmalarından dolayı rivayet senet açısından zayıftır. Ama mana açısından her hangi bir işkâl ona varit değildir. Çünkü geçici evlilik lezzet almak için de olsa meşru ve caizdir. Ayrıca rivatte olan lezzet almayı daimi evlilikten alınan lezzete de yorumlayabiliriz. Elbette bu durumda söz konusu rivayet konumuzla her hangi bir alakası kalmayacaktır.

Getirdiğiniz dördüncü rivayete gelince;

Evvela; bunun iki senedi vardır. Bu senetlerin her ikisi de zayıftır. Ama aynı bapta başka bir hadis var olmaktadır. Bu ikinci rivayet ise senet açısından sahihtir. Yani rivayet eden ravilerin tamamı güvenilir, on iki imama inanan kişilerdir ve hadisin senedi İmama kadar giderek onlara bağlantılıdır. Bundan dolayı fıkhı açıdan bu rivayetin muhtevasına güvenilebilinir.

İkinci olarak: Bu rivayetin doğru ve sahih manası şudur: Muta yaparak Allah’a itaat etmesi onun için müstehaptır. (Gereklilik manasında değildir).  Masiyet şeklinde olan yemininin kaldırılması için bir seferine mahsusta olsa muta yapsın.[4]

Beşinci rivayete de, hadis kitaplarının hiçbirinde rastlamadık.

Muta’nın helalliği konusunda hatta sadece lezzet almak ve cinsi istifadelerde bulunmak amacı ile olsa bile, Şia âlimleri ittifak etmişlerdir. Bu konu zikredilen rivayetler dışında sayıları az olmayan ve yeterli itibara sahip rivayetlerde açık bir şekilde ele geçmektedir.

 

Daha fazla bilgi için aşağıdaki başlıklara müracaat ediniz:

İndeks: Geçici Evlilik ve huzur, Soru: 2925 (Sayt: 3130).

İndeks: Kuran ve masumların siresinde geçici evlilik,  Soru: 2965 (Sayt: 3467).

İndeks: Geçici evliliğin caiz olması, Soru: 844 (Sayt: 915).

İndeks: Toplumda geçici evliliğin uygulanmasında sorunlar, Soru: 347 (Sayt: 353).

        



[1] Rivayetin Arapçası şöyledir “İddetun min ashabina, an ahmed bin Muhammed bin halid, an Muhammed bin ali, an Muhammed bin eslem, an İbrahim bin el-Fazl, an Aban ibni Tağleb gale: Kultu li Aba Abdillah (a.s): “İnni ekunu fi ba’azi et-tarukat, fe era el mer’ete el - hüsna ve la amine en tekune zate ba’alin ev minel avahir? Kale: leyse haza aleyke innema aleyke en teseddekeha fi nefsiha. (Sigatul İslam Kuleyni, El-Kafi, Tahran: dar-ul kitabu’l - islamiye, 1365 h.ş. c. 5, s. 462).  

[2] Tevzihü’l-Mesail, (el-Mahşi lil-İmami’l-Humeyni), c. 2, s. 499, mesele. 2456, Ayat-i izam: Fazıl Lenkerani (r.a), Sistani ve Mekarim-i Şirazi, dipnotu ilaveli.

[3] Bu rivayetin Arapçası şöyledir: “Ebi an sad, an hammad bin yagli, an ebiyhi, an hammad bin isa an zurare, an ebi Cafer (a.s) gale: Lehvul mumin fi selaseti eşya: Et-temettu bin nisa ve mufakihetul ehavan ves salatu bil-leyl” (Şeyh Saduk, el-Hisal, Kum: İntişarati Camiayı müderrisin, 1403, h.k. c. 1, s. 16.

[4] Amuli, Şeyh Hürr-ü, “Vesailu’ş-Şia” (her nekadar onu terk etmeye ahd ve nezr etsede mutanın müstehaplığı babı) Kum: Müesseseyi Âlu’l Beyt, 1409 h.k. “… yüstehabbu en yüti Allahe Teala bil mut’ati liyezule anhul halfe fil masiyeti velev merreten vahide. ”

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Zifaf gecesinin adabı nasıldır?
    23925 Pratik Ahlak 2011/07/18
    Zifaf gecesi gelinle güveyin (damat) şer’i yolla karı koca olama akdini yaptıktan sonra birlikte kalacakları ilk gecedir. Bu gece her fert için kendi hayatında çok önemli ve çok mübarek bir gecedir. Bu nedenle İslami kaynaklarda bu gece için birçok adap zikredilmiştir. Mübarek oluşuna kaynaklık yapan evlilik hakkında ...
  • Niçin Hz. Âdem’in (a.s) hatası yüzünden yer küresinde kalmaya mecbur olup sonuçta günaha bulaşıp cezalandırılmalıyız?
    15204 Eski Kelam İlmi 2010/06/02
    Hz. Âdem başta olmak üzere bütün Enbiyalar (a.s) her çeşit günah ve hatalardan masum ve beridirler. Hz. Âdemin yaptığı şey ise irşad-i bir emre muhalefetti. Dolaysıyla yapılan bu muhalefete günah denilmez. Aslında insanın ve Hz. Âdemin yeryüzüne gelişi ilahi bir takdir olup ...
  • “Dinde zorlama yoktur, olgunluk sapıklıktan ayrılmış belli olmuştur” ayetinin anlamının çeşitli tefsirleri dikkate alarak açıklayınız.
    12521 Tefsir 2007/10/25
    Farklı tefsirleri nazara aldığımızda ayetin anlamı ile ilgili beş ana görüş ortaya konulmuştur. Bu görüşler arasında doğru olan görüş şudur ki, ayet genel, kapsamalı ve insani bir anlam taşımaktadır. O da şudur: Din bir inançla ilgili kalbi bir konudur. Bu konuyla ilgili zorlama gerçekleşmesi mümkün değildir. Kul ...
  • Ahbaricileri nasıl cevaplandırmalıyız?
    6636 Eski Kelam İlmi 2012/08/01
    Ahbariciliğin mebnasını iki kısma ayırabiliriz: Birincisi epistemolojiktir. Diğeri dini öğretileri elde etmek için takip edilen yöntem problemidir. Epistemolojik bağlamda ahbariler dini öğretileri elde etmek için kabul gördükleri tek bilgi kaynağı rivayetlerdir. Ahbariler “kütübi arb’ada”; dört kitapta (Şianın rivayetler bazında kabul gördükleri dört kaynak kitap) zikredilen tüm rivayetler ...
  • İlahi meşiyyet ile insanın iradesinin ilişkisi nasıldır?
    10850 Eski Kelam İlmi 2007/11/24
    İnsan, varlığını ve varlığıyla ilgili bütün özelliklerini yüce Allah'tan alan mümkün bir varlıktır. Allah, kendi tekvini iradesi ile onu seçme özgürlüğü ve iradesi olan bir varlık olarak yarattı. Bu ayrıcalığı ile ona diğer varlıklar karşısında üstünlük bağışladı. O halde insan, Allah'ın teşrii iradesine (kanun koyma iradesine) muhatap olan en üstün ...
  • Ehlisünnet arasında değişik şekillerde yaygın olan teravih namazının Ehlibeyt mezhebindeki yeri nedir?
    8227 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/05/27
    Teravih, Ramazan ayı gecelerinde yatsı namazında sonra kılınan nafile namazlara denir.[1] Ehlisünnet bu namazlara ikinci halifelerinin emriyle başlamış ve onu cemaatle kıla gelmişlerdir.[2] Belirttiğiniz gibi onun rekât sayısı farklıdır.[3] Ama Ehlibeytten gelen rivayetler esasınca, aziz İslam Peygamberi (s.a.a) ...
  • Neden Şia geçici evliliği (muta) caiz bilmektedir?
    27933 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2013/04/23
    Başlangıçta bu meselenin fıkhi konulardan olduğuna ve özel bir alan ve ortamda ilgili uzmanlar tarafından incelenmesi gerektiğine dikkat etmeliyiz. Burada kısaca konuları beyan edecek ve konunun detaylarını ayrıntılı cevaba bırakacağız. 1. Geçici evlilik, hiçbir evlilik engeli taşımayan, iki tarafın rızasıyla ve belirli bir zamana kadar belirlenmiş bir ...
  • Şia’nın bakışında sihir nedir? Nasıl iptal edilebilir?
    12586 Tefsir 2011/01/20
     Sihir olağanüstü bir fiil olup bazen bir tür hipnotizma ve hokkabazlıktır ve bazen de sadece ruhsal, hayali ve telkinsel yöne sahiptir. Bazen tanınmamış fiziksel ve kimyasal özelliklerden yararlanarak, bazen bir takım cisim ve unsurlardan istifade ederek ve bazen de şeytanlardan yardım alma yoluyla gerçekleşir. Sihirbazlar sapık ...
  • Neden baldızla evlenmenin haram oluşu zamanın değişmesiyle birlikte değişmemektedir?
    14073 فلسفه غرب 2009/12/20
    Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız. ...
  • Bir annenin çocuğuna süt verme süresi ne kadardır?
    8528 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/03/08
    Bu konuda fakihlerin bazı görüşlerine yer veriyoruz: Fakihlerin çoğuna göre çocuğa süt vermenin en az süresi yirmi bir aydır.[1] Bazılarına göre ise iki yıla kadar süt vermek caiz ve müstehaptır. Bu açıdan baktığımızda fakihlerin çoğunun bu konudaki görüşlerinin arasında fazla bir fark ...

En Çok Okunanlar