Gelişmiş Arama
Ziyaret
7160
Güncellenme Tarihi: 2010/11/09
Soru Özeti
Niçin insan (intihar ederek) hayatı kendinden selb edemiyor?
Soru
Niçin insan (intihar ederek) büyük bir nimet olan hayatı kendinden selb edemyor?
Kısa Cevap
Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız.
Ayrıntılı Cevap

Eğer sorudan, niçin hayat nimetini kendinden selb etmek insan için caiz değildir maksat ise, cevabında şöyle denilmeli:

1-   Her insanın aklı ve fıtratı, dünya nimetlerinden her hangi birisinin yok edilmesinin kötü ve kınanacak bir şey olduğunu anlıyor. Bu konuyu, farklı yaşlarda ve farklı mezheplere sahip olan insanların tüm fertleri derk ediyor derecede açık ve nettir. Bu cihetledir ki, dünyada Allah’ın vergisi olan nimetleri korumak için, “Yaşam çevresi", "Hayvanları Koruma Dernekleri" ve… Gibi farklı isim ve unvanlar altında birçok kurum ve kuruluşlar var olmaktadır. Bunun yanı sıra, yer küresinde ve… Hayat cilvelerinin bekası için, Uluslar Arası birçok kurum ve kuruluşlar tesis edilmiştir. Söz konusu kurum ve kuruluşlar Allahın vergisi olan doğal nimetleri koruyabilmek ve kontrol edebilmek için farklı kanunlar koyuyorlar. İnsanın aklı ve fıtratı, ilahi nimetlerden küçücük bir nimetin faydasız duruma getirilmesini ve yok edilmesini kötü olduğunu ve bu doğrultuda olan eylemlerin caiz olmadığını anladığı halde, en büyük bir nimet olan hayatı kendinden selb etmeyi insan için nasıl caiz görebilsin?

Bu mukaddime ile insan kendi hayatını kedinden selb edebilir düşüncesinin, gerçekte, insani akıl ve insani fıtrattan saptığı ve bu düşüncenin bir tür hastalığa yakalandığı açıklığa kavuşmuş oldu. Tedavi edilmesi gerekir. Günümüz dünyasında bu tür hastalıkları tedavi etmek için birçok merkez tesis edilmiştir. Doktorlar psikolojinin çeşitli yöntemleriyle bu tür hastaları tedavi etme peşindedirler.

2-   Akıl, fıtrat ve realite temeline dayalı olan İslam dininin bütün öğretileri de, intiharı, hayatı kendinden selb etmeyi yasaklamış ve gayri meşruu saymıştır.

3-   İslam-i dünya görüşü ve Kur’an-i öğretiler esasınca, Allah’u Teâlâ varlık âleminin sahibidir.[1] Bu anlayış gereğince Allah’u Taala bu nimetleri, kendi saadet ve kemaline ulaşmak gayesiyle kendisinden yararlanmak için insanın mahiyetine vermiş. Öyleyse bu nimetleri faydasız hale getirmek ve onları kökten yok etmek, sahibinin rızasına terstir. Aklımız, emanet olarak bize teslim edilmiş olan işlerde, iş sahibinin rızasını gözetlememizi ve görüşlerine ters olan her hangi bir eylemde bulunmamızı hüküm diyor.

4-   Daha önemli olan nokta şudur: İslam dininde intihar etmenin yasaklanmasının hikmeti, sadece intihar edecek kimsenin bireysel hayatını korumak değil, bilakis İslam dini, vermiş olduğu bu hükümle, bütün beşeriyet camiasının hayatını tehlike ve yok olmaktan korumak istemiştir. Şöyle ki; İntihar gibi bir eylemi haram ve yasaklanarak, şahsın kendi görüşünce kendi hayatına sahip olduğu halde, intihar ederek kendi varlığını yok etmesi onun için caiz değilse, ona ayıt olamayan diğer insanların hayatını kendilerinden alıp onları yok etmesi hay hay caiz değildir. İntihar etme gibi eylemlerin haram kılınışı, bu tür hastalıkların toplum ve bu gibi efratların arasında yayılmasına karşı bir engeldir.

Her halükarda intihar teşebbüsünde bulunan kimseler, ruhi ve akli bakımdan inhirafa sapmış ve hastalığa duçar olmuş kimselerdir. Zorunlu olarak bu denli hastalığa duçar olur kendine acımayıp hayatına son vermek isteyen kimselerden, başkaları için acıyıp günahsız insanlara karşı merhametli olup öldürmemeleri beklenemez. Her ne kadar bazen bazı istisnalar olabiliyor ise de. Ama eğer kanun ve şeriatın kendisi, intiharı caiz bıraksaydı ve bu tip fertlere, kedinizi öldürebilirsiniz deseydi, gerçekte, kanun ve şeriatın kendisi bizatihi beşeriyetin yok edilmesine teşebbüs etmiş oluyordu.

Bu nedenledir ki; İslam dininde “intihar gibi bir eylem” büyük günahlardan sayılmış ve bu eyleme teşebbüs eden kimseler için çok zor azaplar öngörülmüştür.[2]



[1] "Göklerin ve yerin mülkü Allah’ındır". (Ali İmran 189).

[2] İmam Sadık (a) şöyle buyuruyor: “isteyerek kendini öldüren bir kimse, cehennemin ateşinde ebedi kalır”. ("men la yahduru'l-Fakih", c 4, s 95).

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Zikir nedir ve türleri nelerdir?
    17011 Pratik İrfan 2012/09/24
    Zikir ve Allah’ı anmanın birçok ruhi ve ahlaki yapıcı etkisi vardır ve bunun karşısında Allah’ın kulunu hatırlaması, kalbin aydınlanması, kalp huzuru, Allah’a itaatsizlik etmeden korkmak, günahların bağışlanması ve ilim ve hikmet bunlardan sayılır. Genellikle zikir kalpsel ve dilsel olarak iki türe ayrılır. Dille yapılan zikre “vird” de ...
  • Zatı âlinizin Kur’an’ın tahrif edildiği hadisler konusundaki görüşünüz nedir?
    5973 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/03/10
    Hz. Ayetullah Mehdi Hadevi Tahrani’nin bu bağlamdaki görüşü şöyledir: Kur’an’ın tahrif edildiğini söyleyen hadisler ya senet bakımından zayıftırlar ya da sadır olma cihetinden hüccet değildirler veya delaletleri kabul edilebilinir durumda değildir. Kur’an-ı Kerim hiçbir zaman tahrif olmamış ve olmayacaktır. Kur’anın tahrif ...
  • Hangi ameller insanı güzel ve nuranî kılar?
    11448 Pratik Ahlak 2011/07/21
    İslam’ın bakışında güzellik zahirî güzellik ve batınî güzellik diye iki kısma ayrılır. Muteber ve mütevatir rivayetler açısından insanın batınî güzelliğini sağlayan bazı etkenler sabır, tahammül, vakar, sükûnet, takva ve sakınmadan ibarettir. Aynı şekilde rivayetlerde insan yüzünün nuraniyet ve güzelliğini sağlayan birçok amil zikredilmiştir. Abdest, az ...
  • İnsan olağan üstü işler yapabilir mi? Bu tür işleri yapmanın faydası nedir?
    10290 Teorik İrfan 2009/09/07
    Sizin işaret ettiğiniz şey, insanın ruhi güç kazanmasının sayesinde gerçekleşir; bu ruhi güç bazen dinin emirlerine uyarak ve şer’i riyazetler çekerek kazanılır; yani insan Allah’a yakınlaşarak İsm-i A’zama sahip olur. Bu güç sayesinde maddi alem üzerinde etkili olabilir ve iradesiyle bir takım işler yapar. Ancak bazen de ...
  • Musa (a.s.) Kısasının Kuranda Tekrar Edilmesinin hikmeti nedir?
    10556 Tefsir 2015/05/20
    Hazreti Musa’nın (a.s.) kur’anı kerimde tekrar edilmesinin hikmeti için hatırlatmalıyız; evvelen; Anlamsız ve lağviyete (boş) neden olacak kâmilen bir tekrar söz konusu değildir. Belki her surede, o surede zikir edilenin muhteva ve içeriğe uygun olan kıssanın kısmına işaret edilmiştir. Saniyen; kuranı kerimde hazreti Musa’nın (a.s.) hayatının diğer ...
  • Acaba humsu ve seyitlere ait olan hakkı taklit merciinin izni olmadan ödemek caiz mi?
    8976 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2009/10/18
    Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız. ...
  • Tabiatı doğru bir şekilde kullanmanın yolu nedir?
    6091 Pratik Ahlak 2012/02/04
    İslam, başka mektepler gibi insanın ihtiyaçlarına tek bir açıdan bakmamış, tek maddi yönüne veya tek manevi yönüne odaklanmamış, aksine orta yolu tutmuştur. İlahi nimetleri doğru bir şekilde kullanmak, maneviyatla ve ahiretle çelişmediği gibi insanın saadet yolunda ilerlemesini de sağlar. ...
  • Ziyaret-i Aşura’da ki ‘Beri’tu ilellah ve ileykum minhum’ (Önce Allah’a sonra size onlardan dolayı beri oluyorum) cümlesinde Allah’a ve masumlara beri olmak ne demektir?
    6433 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2011/03/03
    Beraet lügatte birinden veya bir şeyden ayrılmak, uzaklaşmak manasına gelmektedir. Bu manalar eğer ‘İla’ ile birlikte olmazsa beraet için kullanılır. Ama ‘İla’ ile birlikte olursa bizarlık manasının yanı sıra sığınma manası da vermektedir. Buna göre ziyaretteki sığınma cümlesinin manası şöyle olur: Hak Teala’ya ve siz Ehl-i Beyt’e (a.s) ...
  • Peygamber (s.a.a) ve İmamların (a.s) cariye ve kölelere sahip olmaları kölelik sistemini benimsemek değil midir?
    19729 Eski Kelam İlmi 2009/07/04
    Kölelerle evlenme, onlarla mahrem olma, mukatebe (kölelerin özgürlük anlaşması) vs. hükümlerin Kur’an’da gelmesi Peygamber (s.a.a)’in zamanında köleliğin olduğunu ispat etmektedir, ama belirtmek gerekir ki, İslam’ın köleleri azat etmek için çok kapsamlı projeleri vardır. Bu projenin neticesinde bütün köleler zamanla özgürlüklerine kavuşmuşlardırlar. ...
  • Derslerimin Cuma namazına denk gelmesi nedeniyle Cuma namazını kılamamaktayım. Bunu telafi etmek için ne yapmalıyım?
    9607 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/11/17
    Değerli kullanıcı! İmam Zaman’ın (a.c.f) gıyabı döneminde Cuma namazı taklit mercilerinin çoğunluğunun fetvasına göre seçimli bir farzdır; yani yükümlü Cuma gününde şartlar mevcut ise Cuma namazını veya öğle namazını kılmada özgürdür. O halde eğer bir kimse Cuma namazını kılarsa, öğle namazını kılmasına gerek kalmaz. Elbette ...

En Çok Okunanlar