Gelişmiş Arama
Ziyaret
12550
Güncellenme Tarihi: 2010/07/17
Soru Özeti
İntihar gibi bazı günahlar insanın otomatik bir şekilde cehenneme girmesine neden olur mu?
Soru
Selamun Aleykum. Benim sizden sormak istediğim bir soru var: Bazı günahları işlemek insanın otomatik bir şekilde cehenneme girmesine neden olur mu? Örneğin eğer siz intihar günahına bulaşırsanız, bu sizin otomatik bir şekilde cehenneme girmenize neden olur mu?
Kısa Cevap

İnsanın paraşüt ve yardımcı araçlardan istifade etmeksizin kendisini yüksek bir noktadan atması onun bedeninin parçalanmasına neden olur.  Aynı şekilde insan kendini derin bir denize atar ve yüzme tekniklerini de bilmezse doğal olarak kendisinin boğulmasına zemin hazırlar. Bu her iki durumda da dönüş yolu bulunmaz. Bazı günahlar da tövbe imkânını ortadan kaldıran bir özelliğe sahip olması nedeniyle, bu günahlara bulaşanlar cehennemin geri dönülmez yoluna girerler. Elbette bu durumlarda sadece toleransla otomatik tabiri kullanılabilir ve böyle bir neticenin insanların kendi davranışlarının direkt neticesi olduğunu biz biliyoruz.  

Ayrıntılı Cevap

Cevap vermeden önce otomatik sözcüğünden neyin kastedildiğine dikkat etmemiz gerekir. Bu kavramı, bir davranışın direkt neticesi olan hususlar hakkında da kullanmak isteyip istemediğimizi belirtmeliyiz. Örneğin eğer insan ayağını ataşe sokarsa otomatik olarak ayağı yanar veya yüksek bir noktadan kendini atarsa otomatik olarak yere çakılır ve bedeni parçalanır diye söyleyebilir miyiz?!

Bu mukaddime eşliğinde sorunuzu yanıtlıyoruz: Evrenin Rabbi, insanları yarattıktan sonra onlar için bir takım davranışları yasaklamış ve bu davranışların yapılması durumunda kendilerini cehennem ateşinin beklediğini belirtmiştir. Bazı günahların çürümüş yiyecekler gibi olup uzun süre tüketildikleri takdirde zarar veren türden olduğunu, bazılarının da büyük bir patlama gibi insanın manevi yaşamını darmadağın ettiğini bilmekteyiz. Öte taraftan yüce Allah’ın engin rahmeti sayesinde insan için birçok yol tanıtılmış ve bu yollardan geçerek insanın bazı ağır cezalarının geçersiz kılınması veya onların bir ölçüye dek azaltılması hedeflenmiştir. Haksız hasarların telafi edilmesi, günah nedeniyle zarar görmüş kimselerden helallik istenmesi ve en sonda da yüce Allah’a tövbe etmek bir günahı telafi etmenin yolları sayılır. Telafi edici bu hususlar ve özellikle tövbenin insanın ölümünden önce ve onun yaşamı esnasında yapılması gerektiği ve ölüm esnasındaki veya öldükten sonraki bir tövbenin bir eserinin olmayacağı apaçıktır.[1] Belirtilen hususlar baz alınarak sorunuzda işaret edinilen intihar günahına dönüyoruz. İmam Bakır’dan (a.s) nakledilen bir rivayette şöyle buyrulmaktadır: “Mümin birey türlü belalara müptela olabilir veya değişik hadiseler ile dünyadan geçebilir, ama o asla intihar etmez.”[2] İmam Sadık (a.s) bu hususta şöyle buyurmaktadır: “Her kim bilerek intihara teşebbüs ederse, ebedi olarak cehennem ateşinde kalır.”[3] Başka bir ifadeyle ve elbette az bir toleransla intiharın insanı otomatik olarak cehenneme sokan bir günah olduğu söylenebilir. Lakin neden?

1. Belirtildiği gibi, yüce Allah’a tövbe etmeyle günahların cezalarının giderilmesi ve azaltılması imkânı mevcuttur ve bu tövbenin ölümden önce yapılması gerekir. Lakin intihar günahı, hayat ve yaşam imkânını insandan alan ve tövbe fırsatını kendisinden gideren bir günahtır. Başka bir ifadeyle birey böyle bir günaha bulaşmayla cezaları iptal etmek veya azaltmak için en son şansını yitirmekte ve tabii olarak cehenneme girmektedir.

2. Hayat ve yaşam yüce Allah tarafından insana bahşedilmiş değerli bir hediyedir. Bu hediye gerçekte insanın yardımıyla kemalin en üst derecelerine erebileceği bir fırsattır. İntihar eden birey, kendi elleriyle fırsatı ortadan kaldırmaktadır ve onun ateşte yanması bu fırsatın kaldırılmasının direkt neticesidir. Nitekim bir birey basiretsizce kendini ateşe verirse, onun bedeninin yanması uygun olmayan davranışının direkt neticesidir.

Bu bağlamda insanın kendi hayatını yok etmesi bağışlanmayan bir suç olması gibi, insanın başkalarından hayat fırsatını alması da geri dönülmeyen cezalar gerektirecektir. İmam Sadık (a.s) şöyle buyurmaktadır: “Mümin birey haksız yere eli bir müminin kanına bulaşmayıncaya dek her zaman kendi davranışlarını yenileme fırsatına sahiptir ve mümin bir bireyi öldüren bir şahıs (zahirde pişmanlık için gerekli fırsatı taşısa da şartlar öyle bir şekilde gerçekleşir ki) tövbe etme başarısını yakalamaz.”[4] Bazı günahlar da her ne kadar tövbe imkânını yok etmese de ona ulaşma şansını azaltır. Şu rivayete dikkat ediniz: “Sarhoş edici bir şarap içmiş bir bireyin durumunun ne olduğu hususunda İmam Sadık’tan (a.s) sorarlar ve İmam (a.s) şöyle cevap verir: Kırk güne dek onun ne namazı ve ne de tövbesi kabul olur. Eğer bu müddet içinde dünyadan göçerse cehenneme girer.”[5]

Son olarak şöyle bir netice alınabilir: Bazı günahlar, insanın otomatik olarak cehenneme girmesine neden olur. Ama bundan determinizm anlaşılmamalı ve bireylerin kendi günahlarıyla irtibatlı sorumlulukları küçük görülmemelidir. Cehenneme bu otomatik giriş, günahkâr tarafından yapılmış davranışın direkt neticesidir. Nitekim kendini yüksek bir noktadan atan bir şahsın bedeninin parçalanması, onun bu konudaki sorumluluğunu yok etmez. Esasen amellerin tecessüm etmesi veya amel ve ödülün somutlaşması görüşünce, cennet ve cehennem gerçekte insanın amelidir ve gerçekte cennet ve cehennemi inşa eden insanın kendi amelleridir. İnsanın amel işlemesi ve önceden belirlenmiş bir anlaşma esasınca kendisini amelinin ödülü ve cezası sıfatıyla cennet ve cehenneme göndermeleri diye bir şey söz konusu değildir. Bu görüş esasınca, günahlar hakkında “otomatik olarak” tabiri mana ve mefhumunu kaybedecektir. 

 


[1] Nisa Suresi, 18. ayet.

[2] Kuleyni, Muhammed bin Yakup, Kafi, c. 3, s. 112, hadis 8, Daru’lKutubu’l İslamiye, Tahran, 1365 h.ş.

[3] a.g.e, c. 7, s. 45, hadis 1.

[4] a.g.e,c. 7, s. 272, hadis 7.

[5] Şeyh Saduk, Sevabu’lA’mal, s. 244, Daru’rRezili’nNeşr, Kum, 1406 h.k.

 

 

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Kıbleyi nasıl bulabiliriz?
    6507 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/10/23
    Kıbleyi bulmak için bir takım yollar vardır ve onlardan bazıları şunlardır: 1. Hissel göstergelerden yola çıkarak tanıklık eden iki adil tanığın tanıklığı.2. Bilimsel kaidelerle (gökbilim vb.) kıbleyi bilen ve güvenilir olan bir şahsın belirtmesi.3. Müslümanların ...
  • İslam dininde hatemiyetin hakikati nedir ve Sayın Suruş’un görüşünün eleştirileri nelerdir?
    10652 Yeni Kelam İlmi 2010/06/02
    Birkaç noktaya dikkat etmek faydalı olabilir:1. Peygamberliğin son bulması ve buna tabi olarak İslam dinin son din olması, Ahzab Suresinin 40. ayetinde belirtilmiştir ve bu ayet mana itibariyle, İslam dininin son din olması vesilesiyle peygamberlikte sona ermiş ve artık peygamberin gelmesi mümkün değildir.2. Bir açıdan hatemiyetin sırrı şunlara ...
  • Şüphesine itina etmemesi gereken kesirü’ş-şekk, şüphelerinin hiç birisine mi itina etmemelidir?
    7336 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/02/15
    ‘Kesirü’ş-Şekk’in (Çok Şüphe Edenin) şüphesi yoktur.’ kaidesine göre çok şüphe eden kimse şüphesine itina etmemelidir. Fakihlerin çoğuna göre bu kaide sadece namaza özgü olmayıp, abdest, gusül ve teyemmüm gibi namazın mukeddamatını da kapsarken hac, muameleler, itikatlar gibi terkipli ibadetleri de içine almaktadır. Bu görüşte olanlar ‘Kesirü’ş-Şekkin şüphesi ...
  • Kameri yıl kaç gündür? Bir kamerin yılın başka kameri yıllarla farkı var mı? Varsa ne yapmak gerekir?
    38176 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/08/14
    Kameri ayların günleri birbirleriyle aynı olup, tam olarak 29 gün, 12 saat, 44 dakika 3 saniye veya 29/53059028 gündür. Bütün hicri kameri yılların günlerinin sayısı eşit olup tam olarak 12 ay yani 354/3670834 gündür. Ancak astronomlar her ayı sahih yani kesirsiz olarak hesaplamak zorunda olduklarından ...
  • İranlılar, Ömer’in eliyle mi Müslüman olmuştur?
    17033 تاريخ بزرگان 2012/01/18
    Eğer tüm İranlıların Ömer’in hâkimiyeti döneminde Müslüman oluşu kastediliyorsa, bu ihtimal kabul edilir değildir; zira İran Arap ve Müslümanlar tarafından fethedilmeden önce bir grup İranlı diğer ülkelerde bulunuyordu ve onlar İslam’ın doğuşunun ilk yıllarında Müslüman olmuştu. Ama Ömer’in hâkimiyeti döneminde İslam’ın İran’a girmesi ve Müslümanların davranışları nedeniyle bazı İranlıların ...
  • Aristo mantığı ile diyalektik arasındaki farkı nedir?
    15506 İslam Felsefesi 2011/03/02
    Mantık bir kanunlar manzumesidir ve bu kanunlara riayet etmek düşüncede hataya düşmemizi engeller. Mantık eski ve yeni mantık diye iki kısma ayrılır. Eski mantık, bize nasıl doğru bir kıyas ve istidlal üreteceğimizi öğreten Aristo mantığıdır; başka bir ifadeyle Aristo mantığı istidlalin şekil ve kalıbına ek olarak, ...
  • Abdullah’ın Abdulmüttalip tarafından kurban olarak adanması akıl ve mantıkla çelişmez mi?
    5348 تاريخ بزرگان 2019/11/24
    Tarihi nakiller göz önüne alındığında önceki dinlerde ve ümmetlerde adak ve kurban ritüellerinin farklı ve çeşitli şekillerde gerçekleştirildiği anlaşılmaktadır. Bunlardan biride insanın kurban edilmesiydi. İslam dini bunu kaldırarak sadece hayvan kurban edilmesine izin verdi.Aklın, fıtratın ve mantığın kabul ettiği desturları yerine getirmek gerçek imanın ...
  • Bir şirket, ürünlerini yabancı bir marka adı altında daha fazla değere satarsa bunun hükmü nedir?
    5794 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/10/15
    Taklit merciilerinin bürolarından alınan cevaplar şöyledir:Ayetullah el-Uzma Hamanei: İç ürün mü yoksa dış ürün mü olduğu müşteri tarafından ayırt edilebiliyorsa böyle bir üretime sahte ve kandırmacadır denilemez. Ama gerçeğin aksi bir şey söylenirse bu yalan olur ve haramdır. Ve eğer ...
  • Niçin Hz. Âdem’in (a.s) hatası yüzünden yer küresinde kalmaya mecbur olup sonuçta günaha bulaşıp cezalandırılmalıyız?
    15095 Eski Kelam İlmi 2010/06/02
    Hz. Âdem başta olmak üzere bütün Enbiyalar (a.s) her çeşit günah ve hatalardan masum ve beridirler. Hz. Âdemin yaptığı şey ise irşad-i bir emre muhalefetti. Dolaysıyla yapılan bu muhalefete günah denilmez. Aslında insanın ve Hz. Âdemin yeryüzüne gelişi ilahi bir takdir olup ...
  • Kıyamet esnasında berzahtakiler de vuku bulan olayları tecrübe edecek mi? Onlar bu esnada hangi durumda olacaktır?
    11742 Eski Kelam İlmi 2011/10/22
    Evrende iki kere sura üfleneceği Kur’an’ın kesin buyruklarındandır. Birinci üfleme, dünya ömrünün tamamlandığı ve bu vesileyle yeryüzündeki canlı tüm varlıkların ortadan kalkacağı zamandır. Hayat üflemesi olarak meşhur olan sonraki üflemede ise tüm insanlar dirilecektir. Her iki üfleme de ansızın vuku bulacaktır. İki üfleme arasındaki süre de belli ...

En Çok Okunanlar