Gelişmiş Arama
Ziyaret
7548
Güncellenme Tarihi: 2011/02/08
Soru Özeti
peygamber efendimiz (s.a.a) kurandan daha faziletli midir?
Soru
peygamber efendimiz (s.a.a) kurandan daha faziletli midir?
Kısa Cevap

kurandan maksat kuranın sayfaları ve kuranın yazısı ise yakinen (bilinmelidir ki), kuran peygamberden (s.a.a.) üstün olamaz. Bilakis hem peygamberin (s.a.a.) maddi boyutu ve cismi hem peygamberin manevi boyutu ve şahsiyeti kurdan üstündür. Dolayısıyla tehlikeli durumlarda peygamber kurana feda edilmemelidir. Ama kurandan maksat kuranın muhtevası, kuranın ihtiva ettiği gerçekler ve kuranın ruhu ise, (bilinmelidir ki), kuran peygamberin ruhuyla bitişmiş ve birleşmiştir. Hakikatte peygamberin şahsiyeti ilahi yaratılışın ufku olmuştur. (yani bütün yaratıklar bu ruh için yaratılmıştır). Dolayısıyla kuran bütün yaratıklardan daha faziletli ve üstündür. Evet! (Allah kurusun) eğer bir gün kurana dayalı bu ayin tehlikeyle karşılaşırsa peygamberin (s.a.a.) maddi ve cismani boyutu onun için feda edilir. Bu nedenle peygamberin sadece cismi kuranın ruhuna feda edilebilinir diyebiliriz.

Ayrıntılı Cevap

Bu problem (peygamberin kurandan üstün olduğu veya kuranın peygamberden üstün olduğu) farklı yönlerden araştırma ve değerlendirmeye müsaittir. Bu kısacık makalede söylenilmesi mümkün olan şey, kurandan maksadın ne olduğu sorusudur? Eğer kurandan maksat, kuranın cildi, sayfaları ve içindeki yazılar ise, yakinen bilinmelidir ki, kuran peygamberden (s.a.a.) üstün ve onun ilerisinde değildir. Gerçek itibariyle bu ikisi bir biriyle mukayese edilebilinir durumda bile değildirler. Zira sifin savaşında Şam ehli kuranı okların ucuna takarak kuranı hekem karar kılarak siyasi ortamı kendi nefsani arzularının lehine döndürmek istediklerinde imam Ali (a.s.) şöyle buyurdu: "konuşan (natık olan) kuran benim". Ama eğer kurandan maksat, kuranın sayfaları, cildi ve içindeki yazılar değil, bilakis kuranın içindeki gerçekler ve kuranın ruhu ise, bu durumda her çeşit görüş belirtmekten önce peygamberin şahsiyetine göz atıp onun şahsiyet ve kimliğini tanımak lazım. Allahın resulü kendisini eğiten mektebin tebliğcisidir. Başka bir beyanla peygamberin ruhu bir ayini taşımaktadır ki kuranı kerim o ayini tarif etmektedir. Bu perspektiften bakıldığında kuran ile peygamber birleşmiş, birliktedirler ve kuran peygamberin şahsiyetinin ve kişiliğinin tanımlayıcısıdır. Adeta peygamber daha dünyaya gelmeden önce peygamberin kalbi kuranın nüzul ettiği mekândır.

Bir diğer nokta şudur: yaratılıştan gaye insani kâmil ve Allah halifesinin eğitmesi olduğunu biliyoruz. Dolayısıyla kuran olmak üzere diğer tüm yaratıkların varlığı insan-i kâmili eğitmek için birer mukaddime konumundadır. Netice itibariyle insan-i kâmil tüm yaratıkların ufkunda ve her şeyden daha faziletlidir. Elbette bunun yanı sıra bu noktada zihinlerde canlı tutulmalıdır ki, bu kuran ve kuran kültürünün beşeriyet denilen varlığın neslini eğitmek için kıyamet gününe kadar baki ve canlı kalmalıdır. Bu nedenledir ki, eğer bir gün tehlikeyle karşılaşır, bekası ve korunması canların verilmesine gerek duyuyorsa, bu durumda insani kâmil bile kendi maddi boyutunu onun bekası için vermesi gerekiyor. Buna binaen sonuç itibariyle şöyle diyebiliyoruz: böyleli durum ve haletlerde kuranın kendisi ve kurandan kaynaklanan mektep, peygamberin maddi ve cismani boyutundan daha üstün olacaktır. Onun şahsiyetine ve onun asıl varlığından daha üstün olamaz. Hakeza eğer insani kâmilin fiziksel boyutu tehlikeye girer ve kuranın fiziksel boyutuyla insani kâmilin fiziksel boyutundan birisini seçmek diğerini feda etmek gerekirse, kurban edilmesi gereken bir durum varsa kuranın fiziksel boyutu feda edilmelidir.  Yani kuranın fiziksel boyutu peygamber ve masum imamların fiziksel boyutuna feda edilmesi gerekir. Bunun örneği sifin savaşında yaşanmışi: sifin vakıasında bazı cahil kimseler kuranın fiziksel boyutunu, Ali'nin bedeninde bulunan kuranın ruhsal boyutuna tercih ettiler. Ali peygamber değil, imam idi ise de meselenin ölçüsü aynıdır. Zira adeta Ali peygamberin nefisidir ve sorulan soru bakımından aralarında fark yoktur. Birçok yerlerde Ali'nin (a.s.) konuşan kuran ve konuşmayan kurandan daha üstün olduğu zikredilmiştir.[1]



[1] Şam ehli sifin vakıasında kuranı hekem kılmak istediklerinde müminlerin emiri hz. Ali (a.s.) şöyle buyurdu: "ben konuşan kuranım". ("tarih-i tabari", c. 4, s. 232-233.; "el-kamil-u fi et-tarih", c. 2, s. 221, 224; "tarih-i Yakubi", c. 2, s 163.

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • İkinci iş yapma hakkında fetva var mıdır? Veya ikinci işten elde edilen mal, dünyaya düşkünlük sayılır mı?
    6377 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/01/29
    İslam açısından iş sahibi veya ikinci bir işe sahip olmanın hiçbir sakıncası yoktur. İslam dini açısından beğenilmeyen, kınanan şey dünyaya düşkünlük, ona bağlanmak, maneviyat ve ahiretten uzaklaşmaktır ki bunlar bir işe sahibi olanlarda da görülebilir. Bir işi ve az bir geliri olanların içinde de dünayaya daha fazla ...
  • Eğer meseleyi bilmemeden ötürü ölüyü tahnit etmeksizin toprağa gömerlerse ne yapılmalıdır?
    7445 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/04/15
    Gusül aldırıldıktan sonra ölüyü tahnit etmek farzdır; yani ölünün alnı, el avuçları, diz kapakları ve ayaklarının büyük parmaklarının ucuna kâfur sürülmelidir.[1] Ama defin işleminden sonra ölünün tahnit edilmediğinin farkına varılırsa, beden kabirde kokmamış ve dağılmamışsa, kabrin açılıp kabirde tahnit işleminin yapılması fazdır ve onun ...
  • Namaz dinin direği ise neden fürû-u din’den sayılmıştır?
    9745 Eski Kelam İlmi 2010/10/12
    Usul-u din, insanın akıl ve idrakıyla kabul ederek İslam’a girdiği inançlar topluluğuna denir. İslam’agirildikten sonra insanın üzerine bir takım bireysel ve toplumsal vazifeler farz olur ki, onlardan biri namazdır. Namaz, ahkamın içinde çok önemli ...
  • İslam’ın intihar hakkındaki hükmü nedir?
    9073 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/08/17
    Kesinlikle her insanın hayatında dünyayı gözünde karanlık ve boş kılan rahatsızlıklar ve yenilgiler meydana gelmektedir. Bu durumda insanlar iki türlüdür: Bir grup bu sorunlar yumağından başı dik çıkmakta, tüm zorluklara göğüs germekte ve Allah’a tevekkül ederek yeniden yapılanmaya başlamaktadır. Bunun karşısında yer alan diğer grup ise eğilmekte, inzivaya çekilmekte ...
  • İslam dininin büyük ve görkemli evler hakkındaki görüşü nedir? Nasıl insanları ev yaparken ölçülü olmaya davet edebiliriz?
    2804 Hadis 2020/01/19
  • Neden biz Şiiler Hamd suresinden sonra “elhamdülillahi rabbi’l-âlemin diye söylemekteyiz?
    8783 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/10/23
    Bizim ile Ehli Sünnet arasında bir takım şekilsel ihtilaflar mevcuttur. Ehli Sünnet mensuplarının el bağlayarak namaz kılması, onların abdest alma şekli ve bunun Şia ile farklılığı, fıkıh konularındaki bazı şekilsel ihtilaf noktaları olarak adlandırılabilir. Bu ihtilafların nedeni, bu sitedeki diğer sorularda detaylıca işlenen daha genel konulara dönmektedir. (1523, 248 ...
  • Gıybeti dinleyen gıybet edenin günahına ortak mıdır?
    3852 Gıybet, Hakaret Ve Gözetleme 2020/01/20
  • Acaba “aşura gününde insan kedisi için dua yapmamalıdır” şeklindeki iddia doğru mudur?
    6103 Pratik Ahlak 2012/09/15
    Dua kulun fakirane bir şekilde hak Teâlâ’yla irtibat kurup dünyevi ve uhrevi ihtiyacını gidermek için dilekte bulunmaktır. Her durumda kendine ve başkalarına dua yapmak beğenilmekte ve oldukça fazla fazileti ve sevabı vardır. Aşura gününde kedin için dua yapmanın hiçbir işkâlı yoktur. Bilakis aşura gününde yapılması ...
  • Hz. İsa’nın evlenmemesinin özel bir nedeni mi vardı?
    26719 Eski Kelam İlmi 2012/05/30
    Hz. İsa’nın evlenmesi konusunda dini öğretilerde işaret edilen bazı meselelere bakıldığında ilk anda Hz. İsa’nın evliliğe karşı olduğu düşüncesini doğurmaktadır. Ancak Kur’an ve rivayetlerin önemle yaptıkları tavsiyeler göz önüne alındığında ve Hz. İsa’nın (a.s) yaşamı incelediğinde Onun evliliğe karşı olmadığı görülecektir. Onun evlenmemesinin nedeni kendi özel yaşamının ...
  • Cabir b. Efleh kimdir?
    5567 تاريخ بزرگان 2011/08/17
    Cabir b. Efleh-i İsmailî beş ve altıncı asırdaki İspanyalı gökbilimcilerinden olup “Kitabu’l-Hayat Fi Islahi’l-Mucesta” kitabının yazarıdır. O, muhtemelen Sivil’de (İşbiliye) dünyaya gelmiştir; zira bazı yazarlar ve özellikle de Cabir’in oğluyla tanışık olduğunu belirten Musa b.Meymun (529-600) ve Betruci onu İşbilî olarak adlandırmışlardır. Bazen Cabir b. Efleh’in adı başka şahıslar ...

En Çok Okunanlar