Gelişmiş Arama
Ziyaret
33846
Güncellenme Tarihi: 2012/05/19
Soru Özeti
Hz Zeyneb’in (s.a) defnedildiği mekân hangi ülkededir?
Soru
Hz Zeyneb’in (s.a) temiz kabrinin Suriye’de değil, Mısır’da olduğu söylenmektedir. O halde Hz Zeynep’in (s.a) Suriye’deki haremi nedir?
Kısa Cevap

Hz Zeynep’in (s.a) temiz kabrinin mekânı hakkında üç ihtimal mevcuttur[i]: Medine, Şam ve Kahire. Bu üç ihtimalden her birinin taraftarları mevcuttur ve onlar kendi görüşlerini ispatlamak için bir takım deliller getirmişlerdir. Kesin bir şekilde Hz. Zeyneb’in (s.a) kabrinin nerede olduğu belli olmasa bile, bu büyük şahsiyete isnat edilen ziyaret ve mekânların zikir, Allah’a yönelme, insan yetiştirme ve şehitlerin Ehlibeyt ile bağlılık kurduğu yerler olduğu söylenebilir. Ehlibeyt’in defnedildiği yer neresi olursa olsun onların anı ve hatıraları diridir ve onlar kendilerine aşk duyan halkın kalbinde yer alır.

 

Ayrıntılı Cevap

Hz Zeynep’in (s.a) temiz kabrinin nerede olduğu hususunda üç ihtimal mevcuttur: Medine, Şam ve Kahire. Sire yazarlarının geneli bu büyük hanımın kabrinin Kahire ve Şam olduğunu belirtmişlerdir. Yahya b. Hasan Hüseyni Abidiliyi A’reci Zeyneplerin Haberleri kitabında ile bir grup sire yazarı şöyle demiştir: Hz Zeynep (s.a) Mısır’da vefat etti.[1] Zeynep (s.a) kitabında Hasaneyn Sabıki Markadı Akileyi ile başka yazarlar Hz Zeyneb’in (s.a) kabrinin Şam’da olduğunu yazmışlardır.[2] Dr. Şehidi gibi bazı yazarlar, Hz Fatımatü’z Zehra’nın (s.a) Hayatı kitabında bu büyük İslam kadınının mezarının Medine, Şam ve Mısır şehirlerinden birinde olduğunu kuşkuyla dile getirmişlerdir.[3] Hz Zeyneb’in (s.a) kabrinin Mısır’da olduğunu söyleyenler şu bilgiyi aktarmışlardır: Kerbela hadisesinden geriye kalan kervan Şam’dan Medine’ye dönerken Medine’nin genel atmosferi bozuldu. Medine valisi Yezid’e bir mektup yolladı, Medine’de meydana gelen durumu ve Hz Zeyneb’in (s.a) halkın uyanması ve direnmesindeki rolünü Yezid’e açıkladı. Yezit cevap olarak ondan Hz Zeyneb’i (s.a) Medine’den çıkarmasını söyledi.  Medine valisi Hz Zeyneb’in (s.a) Medine’den çıkarılması hususunda kararlıydı. Neticede Hz Zeynep (s.a) Medine’den Mısır’a hicret etti ve Mısır valisi ile Mısır halkından büyük bir grup tarafından karşılandı. Hz Zeynep (s.a) yaklaşık bir yıl geçtikten sonra Hicri 63. yılın 15. Recebinde akşam vakti vefat etti.[4] Hz Zeyneb’in (s.a) kabrinin Şam’da olduğunu söyleyenler ise Medine valisinin Hz Zeyneb’i (s.a) Medine’den çıkarmak ve onu sürgüne göndermeye teşebbüs ettiğini ve neticede Hz Zeyneb’in (s.a) Şam’a gittiğini naklederek başka bir hususu aktarmışlardır: Yezit taraftarınca Hicri 62. yılda Medine’de Hürre hadisesi gerçekleşince ve Medine halkı yağmalanıp öldürülünce Abdullah b. Cafer eşi Hz Zeyneb’in (s.a) rahatsızlığının yeniden başlamaması ve kendisinin bir miktar gam ve hüznünün azalması için ve buna ek olarak Medine’de yaygınlaşmış veba ve taun hastalığından güvende olmak için Hz Zeynep (s.a) ile Şam’da bulunan bir bölgeye gittiler ve oraya yerleştiler. Hz Zeynep (s.a) hastalanınca ve o diyarda dünyada göçünceye kadar orada kaldılar. Zeyneb-i Kübra’dan (s.a) sonra Hz Ali’nin (a.s) Hz Fatıma’dan (s.a) olmayan ve adı Zeyneb-i Sugra olan Ümmü Gülsüm adındaki kızı Zeyneb-i Kübra olarak meşhur oldu ve Mısır’a gitti.[5]  Eğer kesin bir şekilde Hz Zeyneb’in (s.a) kabrinin nerede olduğu belli olmasa bile, bu büyük şahsiyete isnat edilen ziyaret ve mekânların tümü “ Allah’ın, yüceltilmesine ve içlerinde adının anılmasına izin verdiği evlerde”[6] ayeti şerifesinin örneklerindendirler. Bu ev ve ziyaretler ona isnat edilme merhalesinde kalsa bile, Allah’ı zikir etme ve ona yönelme, insan yetiştirme ve şehitlerin Ehlibeyt ile birlikte olduğu mekânlardır. Ehlibeyt’in defnedildiği mekânlar nerede olursa olsun onların anı ve hatıraları diridir ve onlar kendilerine aşk duyan insanların kalbinde yer almaktadırlar.

Daha fazla bilgi edinmek için: (Mahalli Defni Hz Zeynep (s.a))’e müracaat ediniz.

 


[1] Abiydili, Nisabe, Ahbar’u Zeynebat, s. 115 – 122.

[2] Sabıgi, Şeyh Muhammed Hasaneyn, Markadı Agiylei Zeynep (s.a), Şeyh Muhammed Hasaneyn, s. 45.

[3] Şehidi, Seyyid Cafer, Zındıganiyi Hz Fatımatü’z Zehra (s.a), s. 161 ve 162.

[4] Abiydili, Nisabe, Ahbar’u Zeynebat, s. 115 – 122.

[5] Şeyh Cafer Nakdi, Zeyneb-i Kübra, Nakil ez sıtareganı dırahşan, c. 2, s. 183 – 184.

[6] Nur Suresi, 36. ayet: "في‏ بُيُوتٍ أَذِنَ اللَّهُ أَنْ تُرْفَعَ وَ يُذْكَرَ فيهَا اسْمُهُ.."

 

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • İslam dini niçin var?
    13395 Eski Kelam İlmi 2011/07/14
    Din, akaid ve Peygamberlerin insanların hidayet ve saadeti için Allah’tan getirdikleri bir dizi ameli ve ahlaki hükümlerdir.Dini öğretilerde dinin gerekliliği insan fıtratıyla ilişkilendirilmiş, Kur’an-ı Kerim’de de insan fıtratı ilahi fıtrat olarak tanımlanmış ve bütün ilahi kanunların Allah’a inanma ve tapınma hissi üzerine kurulduğu ...
  • Rivayette müminlerin birbirleriyle ilişkilerinde sevinçli ve güler yüzle davrandıkları gelmiştir. Acaba bu mesele, yaşamda karı-koca arasında da geçerli midir?
    6096 Pratik Ahlak 2012/09/09
    Müminin sıfatlarının birisi hakkında zikredilen rivayetlerde, onun başkalarına karşı sevinçli ve güler yüzlü davrandığı ve hüzün ve gamını kalbinde gizlediği; bu sıfatın dostluk eğilimini çektiği buyrulmuştur. Bu konunun müşterek yaşamda ve aile içinde başka bir şekilde olduğunu; evli çiftlerin birbirlerinin gam ve hüznüne ortak olduğunu; eşlerin birbirine ...
  • Acaba kadın yargıç olabilir mi?
    11168 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/05/06
    Fakihler ve din uzmanları kadının yargıç olması gibi bazı konular hakkında farklı görüşlere sahiptirler. Bu gibi konular, dinin zaruri ve zorunlu konularından sayılmamaktadır.Kadının yargıç olamayacağını söyleyenler, bu hususta nakledilen rivayetlere ve icma delililine dayanmışladır.
  • Sonucun öznesel nedene muhtaç oluşunun ölçüsü sadece varlıksal yoksulluk mudur? Yoksa tam neden için de yeterli midir? Felsefî kavramların neden tür ve ayrımı bulunmamaktadır? Ve…
    5633 İslam Felsefesi 2011/09/21
     Aşağıdaki noktalara dikkat etmek, yanıtı kavramada size yardımcı olacaktır.      1. Tüm nedenler öznesel nedene döndüğünden bu konuda tam neden ile öznesel neden arsında bir fark bulunmamaktadır.2. Felsefî kavramlar varlıktan alınmıştır ve varlığın mahiyeti yoktur. Tür ve ayrım mahiyetin kısımlarıdır ve mahiyetten yoksun bir şey mahiyetin kısımlarından da ...
  • Raksetmenin haram olduğunu söyleyen hadisleri senetleriyle beraber zikrediniz.
    7034 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2009/06/16
    Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız. ...
  • Velayet-i fakihi dile getiren rivayetler veliyy-i fakihin bir olmasını da yansıtmakta mıdır?
    6332 Düzenler 2012/06/16
    Rivayetler ve velayet-i fakihin kelam eksenli diğer referanslarından veliyy-i fakihin bir veya çok oluşu anlaşılmamaktadır. Düzenin korunması ve kaosun engellenmesi durumunda birkaç fakihin ayrı bir şekilde veya şura şeklinde velayetlerini icra etmesi mümkündür. Şura türü İslam cumhuriyetinin ilk anayasasında (1980) mevcut idi, lakin bir takım sorunların önüne ...
  • Vesilelerin Allah'a Yakınlaşmakta ki Önemi Nedir?
    12727 Eski Kelam İlmi 2009/12/20
    Vesilenin çok geniş manası vardır. Allah'a yakınlaşmaya neden olan her şey ve her işe şamil olmaktadır. Dünya yaşayışı, insanların hidayeti ve ilerlemesi için sebep ve sonuç düzeni üzerine kurulduğu, yine insanların doğal ihtiyaçları maddi sebeplerle karşılandığı için Allah'ın, hidayet, mağfiret, bağışlanma, yakınlaşma ve ...
  • Bedensel esenlik sırrını nasıl araştırabiliriz?
    7133 Eski Kelam İlmi 2011/08/21
    Allah tarafından konulan tabiat kanunları bu dünyada hiçbir insanın baki kalmamasını ve değişik nedenlerle ve bu cümleden olmak üzere bedensel esenliği kaybederek dünyayı terk edip ebedi âleme geçmesini muayyen kılmıştır. Öte taraftan her ne kadar peygamberler ve imamlar (a.s) bir takım özel durumlarda Allah’ın izniyle hastalara (sadece Allah’ın evliyalarının ...
  • Humus yılının başlangıcından birgün önce alınan yiyeceklerin humusunun verilmesi neden gereklidir?
    5580 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/03/14
    Herkes humus yılı boyunca şanına uygun şekilde ve israf etmeden gelirinden yaptığı -ailesine yiyecek almak gibi- harcamalarına humus gelmez. Ancak humus yılının sonunda humus yılından birkaç gün önce alınmış olsa bile bu yiyeceklerden fazla kalan kısmının humusunu vermesi gerekir. Zira sonuçta elindeki sermayeyle onları almıştır. Almasaydı ve ...
  • Kendimden nasıl şehvani düşünce ve hayalleri uzaklaştırmalıyım?
    46781 Pratik İrfan 2011/10/29
    Şeytansal fikirler ve düşünceler herkesin zihnine hutur ediyor. Ama insan bu fikir ve düşüncelerin yerini dolduracak ve insanı iyiliklere sevk eden başka düşünce ve fikirler bulmalıdır. Böylece insanı pislik ve kötülüklere duçar etmeden bu şeytansal fikirlerin önünü kesip onlardan fasıla almalıdır. ...

En Çok Okunanlar