Gelişmiş Arama
Ziyaret
10474
Güncellenme Tarihi: 2012/03/07
Soru Özeti
Âli İmran Suresi’nin 55. Ayetine uygun olarak İsa’nın (a.s) takipçileri kıyamete kadar kâfirlerin tamamından üstündür. O halde kıyamete kadar kâfirlerin hepsinden üstün olmamız için İsa’nın (a.s) dinini mi seçmeliyiz?
Soru
Allah-u Teâlâ Âli İmran Suresinin 55. Ayetinde şöyle buyuruyor: “Kıyamete kadar sana (İsa) uyanları küfre sapanların üstünde tuttum.” Bu ayet gereğince Hz. İsa’nın (a.s) tâbi’leri kıyamete kadar kâfirlerin tamamından üstündür. O halde İsa’nın (a.s) dinini seçip kıyamete kadar kâfirlerin tamamından üstün olmak varken niçin Muhammed’in (s.a.a) dinini seçelim?
Kısa Cevap

Soru konusu olan ayeti şerife hakkında çeşitli cevap ve görüşler söz konusu edilmiştir ve biz onların bazılarına işaret edeceğiz:

1. İsa’nın tabilerinden, Muhammed’in (s.a.a) ümmeti kastedilmiş ve bunun için üç cihet beyan edilmiştir:

A. Hz. Muhammed’in (s.a.a) ümmeti zamansal açıdan İsa’nın ümmetinden sonradır.

B. Bizim Peygamberimiz (s.a.a) İsa (a.s) ve onun kitabını tasdik etmiştir ve bir başkasını tasdik eden kimseye, “tasdik ettiği kişiye tabidir” derler.

C. Bizim Peygamberimizin (s.a.a) şeriatı dinin asli bölümünü oluşturan diğer nebilerin şeriatıyla tevhit konusunda birdir dolayısıyla Peygamber Ekrem onların tevhidine tabidir.

2. Ayeti Şerife deki “tabi olma (itba’) dan hakka; Allah’ın rızasına tabi olmak kastedilmiştir. O halde “Sana tabi olanlar” ibareti, İslam’ın doğuşundan önceki Nasranîler ve İslam’ın doğuşundan sonra İslam’a tabi olmada mukavemet gösteren Müslümanlarla da uygunluk arz eder.

3. Söz konusu ayeti şerife deki mesele şudur: Ayeti Şerife, Yahudilerin ve kıymete kadar Hz. İsa’ya (a.s) tabi olmanın vacip olduğuna inananların zelil olacağını anlatmaktadır.

Müslümanların, Hz. İsa’yı (a.s) inkâr edenlerin bir bölümünden hesap edilmeyişine gelince, burada kâfir, inkâr etmek anlamındadır ve bunlarda Hz. İsa’yı (a.s) inkâr eden Yahudi kavmidir. Müslümanlar ise Hz. İsa’yı (a.s) inkâr edip yalanlamak şöyle dursun aksine İslam Peygamberinin peygamberliğini haber veren Hz. İsa’nın (a.s) hakiki tabileri Müslümanlardır.

Ayrıntılı Cevap

Sorunuzda söz konusu ettiğiniz tercüme, ayeti şerife ile uygunluk taşımıyor. Biz dakik cevap için öncelikle ayetin tercümesini yapacağız ve sonra soru konusu olan ayet hakkında tefsirden yararlanarak soruyu cevaplandıracağız.

Ayetin tercümesi:

“Ve sana uyanları kıyamete kadar küfre sapanların üstünde tutacağım. Sonra dönüşünüz yalnızca banadır. Ayrılığa düştüğünüz şeyler hakkında aranızda ben hükmedeceğim.”[1]

Dakik cevaba ulaşmak için birkaç meselenin açıklığa kavuşması gerekir.

Aşağıdaki bahislerin zimmînde ve ayeti şerifenin incelenmesinde istenilen cevaba ulaşacağız.

Soruda söz konusu edilen ayeti şerife hakkında çeşitli cevap ve görüşler söz konusu edilmiştir ve biz onların bazılarına işaret edeceğiz:

1. İsa’nın (a.s) tabilerinden, Muhammed’in (s.a.a) ümmeti kastedilmiş ve bunun için üç cihet beyan edilmiştir:

A. Hz. Muhammed’in (s.a.a) ümmeti zamansal açıdan İsa’nın (a.s) ümmetinden sonradır. “Falan şahıs, falan şahsa tabidir” denildiği zaman, onun ardından ve ondan sonra gelecek anlamındadır.

B. Bizim Peygamberimizin (s.a.a) İsa (a.s) ve onun kitabını tasdik etmesi cihetiyle bir başkasını tasdik eden kimseye, tasdik ettiği kişiye tabidir derler.

C. Buna ilaveten bizim Peygamberimizin (s.a.a) şeriatı dinin asli bölümünü oluşturan diğer nebilerin şeriatıyla tevhit konusunda birdir, dolayısıyla Peygamber Ekrem ona tabidir yani onun inandığına inanmaktadır.[2]

2. Ayeti Şerife deki “tabi olma (itba’) dan hakka; Allah’ın rızasına tabi olmak kastedilmiştir. O halde “Sana tabi olanlar” ibareti, sadece İslam’ın doğuşundan ve İsa’nın (a.s) dininin nesh edilmeden önceki Nasranîlik üzerinde dimdik duran kimseler ve İslam’ın doğuşundan sonra İslam’a tabi olmada mukavemet gösteren Müslümanlarla da uygunluk arz eder. Zira İslam uymak da hakka ve sonuç itibariyle İsa’ya (a.s) uymaktır.[3]

Allame Tabatabai bu görüşü bazı tefsircilere nispet verir ve onu eleştirir.[4]

3. Ayette anlatılmak istenen şudur: Allah-u Teâlâ Nasranîleri[5] Yahudilerden (yani İsa’yı (a.s) inkâr eden ve onun aleyhine komplo kuran Yahudilerin önde gelenleri) üstün tutacaktır. Bundan da Allah çetin azabının Yahudi kavmine indireceği ve onlar üzerine ilahi tuzak ve azabın şiddetleneceği kastedilmektedir.[6]

Ayetin zahiriyle de uygunluk arz eden bu tefsir esasına göre “Hz. İsa’nın (a.s) tabileri, sürekli ona muhalefet eden Yahudilerden üstün olacaktır” buyrulan bu ayet, Kur’an’ın mucize içeren ve gaybi haberleri bildiren ayetlerinden birisidir.[7]

Bu bakış açısı gereği Hz. İsa’ya (a.s) uyanlardan Nasranîler kastedilmektedir ve bu haseple her yerde ve her zaman Yahudilerin, Nasranîlerden daha zelil olduklarını görüyoruz. Mülk ve saltanatın Yahudilerin elinden alınıp Nasranîlerin elinde sabit kalması (Avrupa’da, Rum’da ve… ) bundan dolayıdır ve Nasranîler ta kıyamete kadar Yahudilerden üstün olacaktır.[8]

4. “Ellezine ittebe’uke (sana uyanlar)” dan maksat (genel olarak tamamı) Nasraniler ve Müslümanlardır ve ayet, Yahudilerin ve İsa’ya uymanın vacip olduğunu söyleyenlerin kıyamete kadar zelil olacağını anlatmaktadır.[9]

Acaba Müslümanlar Hz. İsa’yı (a.s) inkâr edenlerden sayılır mı?

Burada kâfir, inkâr eden anlamındadır[10] ve Müslümanlar Hz. İsa’yı (a.s) yalanlayıp inkâr etmek şöyle dursun, aksine Hz. İsa’yı (a.s) büyük peygamberlerden, ulu’l azm peygamberlerin üçüncüsü ve şeriat sahibi bilirler. Allah-u Teâlâ Kur’an’da şöyle buyurur: “Bebek şöyle konuştu: "Şüphesiz ben Allah'ın kuluyum. Bana kitabı (İncil'i) verdi ve beni bir peygamber yaptı.”[11]

Ne var ki Yahudi kavmi Hz. İsa’yı (a.s) inkâr etti ve onu öldürdü.

Dolayısıyla Allah-u Teâlâ’nın “Kıyamete kadar sana uyanları kâfirlerden üstün tutacağım” buyruğuyla, hakikaten Müslümanların kâfir oldukları kastedilmiş olamaz, çünkü hiçbir şekilde bu kelime Müslümanları kapsamamaktadır.

Buna binaen “sana uyanlar” cümlesi dikkate alındığında, bu cümle, Hz. İsa’ya (a.s) uyanların tamamını kapsamaktadır ve Müslümanlar ise “sana uyanlar” cümlesinin tefsirinde açıklandığı üzere, Hz. İsa’nın (a.s) tabilerinden hesap edilir. O halde bu cümle, Nasranî ve Müslümanları kapsamaktadır ve ayetin manası şöyledir: “Ve sana uyanları kıyamete kadar küfre sapanların üstünde tutacağım. Sonra dönüşünüz yalnızca banadır. Ayrılığa düştüğünüz şeyler hakkında aranızda ben hükmedeceğim.”

Konunun sonunda şu noktanın açıklanması zaruridir: Hak yolda olup da zahiren yenilgiye uğramak veya batıl yolu seçip de zahiren başarıya ulaşmak arasında tereddüt edilmesi halinde birinci seçenek çok daha uygun olacaktır ve nitekim İmam Hüseyin (a.s) de bu seçeneği seçmiştir. Bu ilke gereğince bizim için İslam’ın hak olduğu belirginlik kazanmışsa sadece zahiri başarı için Hıristiyanlığa yönelmek (sorunuzda delil olarak getirmişsiniz) mantıklı olmayacaktır ve Bakara Suresi’nin 20. Ayeti ve diğer ayetlerle de uygunluk arz etmeyecektir.

Daha fazla bilgi edinmek için bu sitede yer alan 3503 numaralı “İslam Dininin Hatemiyetinin Sırrı” başlıklı indekse müracaat ediniz.

 

 


[1] Ayetullah Mekarim Şirazi’nin tercümesi. Elbette burada Diyanet’in tercümesi esas alınmış ve Ayetullah Mekarim Şirazi’nin tercümesiyle karşılaştırılmıştır ki her iki tercümede birbirleriyle örtüşmektedir(mütercim).

[2] Tabersi, Fazl b. Hasan, “Mecmeu’l beyan bi tefsiri’l Kur’an”, Tahran: Birinci baskı 1360 ş, İntişarati Ferahani, c. 4, s. 94.

[3] Tabatabai, Muhammed Hüseyin, “Tefsiru’l mizan”, Musevi Hamedani, Seyit Muhammed Bakır, Kum: Beşinci baskı 1374 ş, Defteri İntişarati İslami Camiayi Müderrisini Hozeyi İlmiyeyi Kum Yayınları, c. 3, s. 326-327.

[4] Tabatabai, Muhammed Hüseyin, “Tefsiru’l mizan”, Musevi Hamedani, Seyit Muhammed Bakır, c. 3, s. 328 ve 329.

[5] Tabersi, Fazl b. Hüseyin, “Mecmeu’l beyan fi tefsiri’l Kur’an”, Müterciman, c. 4, s. 94.

[6] Tabatabai, Muhammed Hüseyin, “Tefsiru’l mizan”, Musevi Hamedani, Seyit Muhammed Bakır, c. 3, s. 330.

[7] Mekarim Şirazi, Nasır, “Tefsiri Numune”, Tahran: Birinci baskı 1374 ş, Daru’l kutubi’l İslamiye, c. 2, s. 570.

[8] Tabersi, Fazl b. Hasan, “Mecmeu’l beyan fi tefsiri’l Kur’an”, Müterciman, c. 4, s. 330.

[9] Tabatabai, Muhammed Hüseyin, “Tefsiru’l mizan”, Musevi Hamedani, Seyit Muhammed Bakır, c. 3, s330.

[10] Ferahidi Halil b. Ahmed, “Kitabu’l eyn”, Kum: Hicret yayınları 1410 k, ikinci baskı, c. 5, s. 356.

[11] Meryem Suresi, 30.

 

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • geçici nikahın aktı için kullanılan lafızlar nelerdir? Şartları ve Hükümleri nasıldır?
    7192 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2015/05/03
    Geçici nikâhın aktini okumak için birkaç şart gereklidir: Aktin sıgasını okumak; şöyle ki süreli akitte bayan ve erkek’in rızası tek başına yeterli değildir. Belki bunun yanı sıra akit için okunan has lafızların okunması şarttır. İhtiyati vacip gereğince aktin sıgası sahih Arapça ile ...
  • Yaşayan anne ve babaya yönelik yapılan hayırlar doğru mudur?
    19582 Pratik Ahlak 2011/04/11
    Her insan iyi işler yapıp sevabını başkalarına ve bu cümleden olmak üzere anne ve babasına bağışlayabilir. Böyle bir durumda bu hayırlı amelin sevabı onlara ulaşacak ve buna ek olarak aynı sevabın benzeri veya hatta ondan daha fazlası ameli bağışlayan için de göz önünde bulundurulacaktır. ...
  • Hamd, medh ve şükür’ün farkı nedir?
    12760 Eski Kelam İlmi 2012/02/14
    Lügatte ve Istılahta Hamd, Medh ve Şükür1- Hamd lügatte sena ve övgü manasına gelmektedir.[1] Istılahta ise iradeyle yapılan güzel iş ve sıfata denir.[2] 2- Medh ...
  • Mübarek Ramazan ayının 21’inde yolculuk yapmanın hükmü nedir?
    5215 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/08/14
    Mübarek ramazan ayında yolculuk yapmanın sakıncası yoktur, ancak oruçtan kaçmak için olursa mekruhtur.[1] insan yolculuktan dolayı tutamadığı orucunu ramazan ayından sonra tutmalıdır. Bu hükümderamazanın ayının 21’i ile diğer ...
  • Domuzun parçaları gibi necasetlerin bazı kısımları Müslüman olmayan kimselere satılabilinir mi?
    5962 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/03/10
    Hz. Ayetullah’el - Uzma Mekarim Şirazi (Allah ömrünü uzun etsin): Eğer bu konu hakkında yakininiz varsa onun alınıp satılması sakıncalıdır. Hz. Ayetullah’el - Uzma Safi Gülpeygani (Allah ömrünü uzun etsin): Soruda gelen konu hakkında bilgim yok ama eğer söz konusu maddeler ...
  • Yasin Suresi’nin altıncı ayetiyle İsra Suresi’nin on beşinci ayeti arasında bir uyuşmazlık mı var?
    10831 Tefsir 2008/08/12
    Bu iki ayet arasında herhangi bir uyuşmazlık söz konusu değildir. Çünkü ikinci ayette (İsra Suresi, on beşinci ayet) bir peygamber göndermedikçe azap olmadığını söylüyor ancak birinci ayette (Yasin Suresi, altıncı ayet) “ataları uyarılmamış” diyor ve herhangi bir azaptan bahsetmiyor. ...
  • Sürmeyle abdest veya gusül alınabilir mi?
    38418 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/02/14
    Abdest ve gusül alırken bedende, suyun deri ve uzuvlarına ulaşmasına engel olacak herhangi bir şeyin olmaması gerekir. Buna göre sürme, gözün içine çekilirse abdest ve guslün doğruluğuna zarar vermez. Ama gözün etrafına veya kaşlara çekilirse bakılmalıdır, abdest veya gusül uzuvlarına suyun ulaşmasına engel midir, değil midir?
  • Kızla oğlanın doğru bir şekilde (günaha düşmeden) cinsel ilişkiye girmelerinin bir yolu var mı?
    51581 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2009/11/10
    İslama göre kadın ve erkek birbirlerinin tamamlayıcısıdırlar. Hekim olan Allah bu ikisini sükunet bulsun, duygusal, ruhsal ve cinsel ihtiyaçlarını karşılasınlar diye birbirleri için yaratmıştır. İslam iki tarafında ihtiyaçlarının giderilmesi ve kadınla erkeğin her türlü ilişkisinin belli bir sınır ...
  • Neden Peygamber (s.a.a) Talha ve Zübeyir’e İslam’ın kılıcı lakabını vermiştir?
    11310 تاريخ بزرگان 2011/01/20
    Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız. ...
  • Ayat namazı nasıl kılınır?
    10355 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/04/28
    Konuyu iki bölümde ele alacağız: a) Ayat namazına neden olan şeyler.b) Ayat namazının nasıl kılındığı.a) Ayat namazı şu olaylardan biri vuku bulduğunda farz olur: Güneş tutulması, Ay tutulması (tutulmalar kısmi de olsa), deprem ve halkın genelini korkutan şimşek çakması, ...

En Çok Okunanlar