Gelişmiş Arama
Ziyaret
9785
Güncellenme Tarihi: 2010/10/12
Soru Özeti
Allah’ın sıfatları içinde neden yalnızca adalet sıfatı usul-u dinden sayılmıştır?
Soru
Neden usul-i din’de Allah’ın yalnızca adalet sıfatından bahsedilmiş, ama diğer sıfatlardan bahsedilmemiştir?
Kısa Cevap

Şianın akaid temelleri, Tevhid, Adalet, Mead, Nübüvvet ve İmamet’tir. Adalet, ilahi sıfatlardan biri olduğundan diğer sıfatlar gibi Tevhid’in içinde ele alınması gerekir, ancak sahip olduğu önemden dolayı ayrı olarak ele alınmıştır.

Adalet sıfatının önemli olmasının nedeni, Adliye (Şii ve Mutezili) kelamı ile Eş’ari kelamının birbirlerinden ayrılmasına sebep olduğu içindir. Bu öyle bir sıfattır ki, onu kabul veya reddetmek değişik ve çelişik sonuçlar doğurmaktadır. Ancak belirtmek gerekir ki, Eş’ariler Allah’ın adaletini reddetmiyorlar; onlar diyorlar ki, Allah’ın yaptığı her şey akıla göre zulümde olsa adalettir.

Ayrıntılı Cevap

Ehl-i Beyt mektebinin akaid temelleri Tevhid, Adalet, Mead, Nübüvvet ve İmamet’tir. Bütün Müslümanlar Tevhid, Adalet ve Mead’ı kabul etmekteler, ama adalet ve imamet meselesi Oniki İmam Şiası ile diğer mezhepler arasında (Şia ile adalet meselesinde aynı görüşe sahip olan Mutezili’nin dışında) ihtilafa yol açmıştır.

Adalet, her ne kadar Allah’ın sıfatlarından biri ise de, akait ilmi ıstılahında tevhid lafzı Allah’ın adalet ve diğer sıfatlarını içine almış olsa da, önemli meselelerden olduğu için Eşaire ile Adliye’nin (İmamiyye şiası ve ilahi adalete inanan Mutezilenin) birbirinden ayrılmasına neden olmuştur. Bu ayrılığın doğurduğu birçok sonuç olduğundan ayrıca ele alınmış ve akaidin temellerinden sayılmıştır. Şia ve Mutezile ilahi adalete inandığı için onlara ‘Adliye’ denmiştir.[1]

Adaletin Manası

Adalete inanmak, hüsn ve kubh-î akli’nin bölümlerindendir.[2] Adliye, fiillerin, Allah-u Teala’ya tekvini ve teşrii (yasama) olarak bağlantısının dışında hüsn (güzellik ve iyilik) ve kubhun (kötülük ve çirkinlik) olduğuna, insan aklının bir yere kadar fiillerin hüsn ve kubhunu anlayabildiğine inanmaktadır. Yani Allah, kabih iş yapmaz. Bunun manası Allah’a emir vermek veya Onu sakındırmak (bunlardan Allah’a sığınırız) demek değildir. Manası şudur: Allah’ın kabih iş yapması imkansızdır. Mutezile’nin bu konudaki görüşlerinin zaafı vardır ki, ayrıca incelenmesi gerekir. ‘Ancak Şia’nın inancı Masumlardan aldığı öğretilere göre böyledir.’[3] Bu açıklamaya göre adalet, Allah’ın subuti kemal sıfatlarındandır.[4] Yani Allah-u Teala, zulmetmez, kabih fiil ve akl-ı selime aykırı bir şey yapmaz.[5] Adliye, hüsn ve kubh kaidesinden yola çıkarak nimet verene şükretmek, lütuf kaidesi, cebir ve ihtiyar meselesi ve bu meselenin doğurduğu sonuçlar gibi bazı kelami kaideleri halletmiştir.[6]

Eşaire: Tarihi ve Akidesi

Basra’lı olan ‘Ebulhasan Eş’ari’nin taraftarlarına Eş’ari denmektedir. O yıllarca Ebu Ali Cubai’nin (Mutezile şeyhi) öğrencilerinden idi. Ancak daha sonra ondan ayrılmış ve kendisine yeni bir kelam ekolü kurmuştur. Onun Mutezile’den ayrılmasının en büyük nedeni adalet ve Kur’anın yaratılması konusundaki ihtilafları oldu. Bu ayrılık, h. 300 yılında gerçekleşti.[7] Eş’arilerin metodu, Mutezili metodu olan burhan ve kelam’ın dışında olup Ehl-i Sünnet’in yolunu teyit ve takviye eden bir metottur.[8]

Bu kelami mektebin ilerlemesi ve Ehl-i Sünnet’in diğer mezheplerini etkisi altına almasında siyasi maksatlar göz ardı edilemez. Abbasi’lerin döneminde h. 295’den 320’ye kadar yani Mütevekkilin zamanında başlayıp Muktedir’in zamanına kadar Mutezile ve akılcılara baskılar yapıldı. Bu süre (295-320) içinde Ebulhasan Eş’ari, Mutezile ekolünden tövbe etti ve Abbasi halifelerinin daha sonrada Selçuklu padişahlarının kabul edip sürdürdüğü Ehl-i Hadis ekolüne girdi.[9]

Eşaire’nin Akaidi

Ebulhasan Eş’ari, kelamını dört rükun ve her rüknü on asıl üzerine kurdu ki biz onlardan konumuzla ilgili olanlarına işaret edeceğiz:[10]

-Allah, kullarının fiillerini yaratandır.

-Allah, insanın gücünün üstünde görev verebilir (yani akli olarak kabih olan bir fiili yapabilir).

-Allah, günahsız kimselere azap edebilir.

-Şartlara uygun imam bulunmazsa, o andaki sultanın hükümlerine itaat gereklidir.

-Büyük günahı olan kimse tövbe etmeden ölürse, onun hükmü Allah’ın elindedir; isterse onu rahmetiyle bağışlar, isterse Peygamberinin şefaatine nail eder.

Yine diyorlar ki: Akıl’da eşyanın hüsn ve kubhuna delalet edecek her hangi birşey yoktur; şeriatın hüsn dediği şey o iyidir ve kubh dediği şey kötüdür. Yani Allah, itaatkar birini cehennem ateşine atabilir ve ebedi olarak onu orada tutabilir veya günahkar birini cennete götürebilir (ve bu yaptığıda kabih değildir). Akli hüsn ve kubhu nefyeden ve bunun sonucu olarak ilahi adaleti nefyeden bütün bu batıl görüşlerden, bireysel ve toplumsal yaşamı etkileyen gerekliliklerden dolayı, mezhebin alimleri, bu konuya tekit etmek için adl-i ilahi’yi akaidin temellerinden biri olarak zikrettiler.

Ancak belirtmek gerekir ki Eşaire, Allah’ın adaletini nefyetmiyor, ama onların kelamına göre adalet Allah’ın yaptığı şeydir ve aklın onu anlaması için her hangi bir yol yoktur.

İlgili dizin: Adaletin Usul-i Din’de ki Mefhumu, 147. Soru (Site:2950)


[1] -Ayetullah Misbah Yezdi, Amuzeş-i Akaid, s.161.

[2] -Ayetullah Subhani, Milel ve Nihel, c.2, s.332.

[3] -Ayetullah Misbah Yezdi, a.g.e, s.162.

[4] -Bidayet-ul Maarif (Farsça tercüme), c.1, s.112.

[5] -Şeyh Muhammed Hüseyin Âl-i Kaşif-il Ğita, Asl-uş Şia ve Usuluha, s.74

[6] -a.g.e. s.75.

[7] -Muhammed Cevad Meşkur, Ferheng-i Fırak-I İslami, s.54

[8] -a.g.e. s.56.

[9] -a.g.e. s.56; Ayetullah Subhani, a.g.e. c.2, s.32.

[10] -Muhammed Cevad Meşkur, a.g.e. s.56,57,58.

Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Müçtehitlerin makamı konusunda bir ayet veya hadis var mı?
    10426 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2009/10/18
    Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız. ...
  • Bu devirde temizliğe riayet etmemize rağmen, adet görme guslünün felsefesi nedir?
    6929 Hukuk ve Şer’I Hükümler Felsefesi 2012/05/16
    İslam’ın tüm hüküm ve buyrukları insanların maddi ve manevi maslahat ve menfaatleri korumak için oluşturulmuş ve bundan başka hiçbir hedef gözetilmemiştir. Yüce Allah bu hükümler ile insanlar için hem manevi hem de cismani taharet ve temizliğin sağlanmasını istemektedir. Esasen guslün ve adet guslünün hikmet ve sırları, zahiri ...
  • Kumar aleti olmaktan çıkmış olan oyun kâğıtlarıyla kumar amacını gütmeksizin oyun oynamanın hükmü nedir, sakıncalı ve işkâlı var mıdır?
    8387 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/06/20
    Zikredilen sorunun cevabı bağlamında imma Humeyni (kuddise sırruh) ve diğer taklidi mercileri şöyle buyurmuşlardı: Örfün nezdinde kumar aleti olarak bilinen oyun kâğıtlarıyla oyun oynamak kesinlikle caiz değildir. (İster kazanmak ve kazanmamak amacını gütsün ister gütmesin). Ama örf nezdinde kumar aletlerinden sayılmayan; örneğin bir anlamda fikri geliştiren ve dini ve ilmi ...
  • Kadın zarif bir varlık mıdır yoksa zayıf bir insan mı?
    11792 Eski Kelam İlmi 2010/12/05
    Kur’an’a göre kadının makamı çok yüksektir. Kur’an yaratılış yönünden kadın ve erkeği aynı cinsten olduğunu söylemekte ve insanlıkta bir bilmektedir. Bu semavi kitap özel ilahi lütufa nail olan, vahiyin rububi makamınaçıkan ve meleklerin konuştuğu kadınlardan bahsetmiş, iman ve Allah yolunda mukavemetin örnekleri olan ...
  • İmamlara ait resimlerin şer’i hükmü nedir?
    7021 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2009/09/07
    Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız. ...
  • Allah, bizi ölümden sonra tekrar bu dünyaya döndürecek olursa biz iyi işler yapar mıyız?
    11185 Eski Kelam İlmi 2010/07/07
    Birincisi, kişilerin isteğine bağlı olarak dünyaya dönebilmelerinin mümkün oluşu yaratılış nizamının bozulmasına ve Peygamberlerin gönderilişinin abes olmasına yol açar. İkincisi, bu kişilerin dünyaya dönmeleri farz-i mahal gerçekleşse bile onların iyi işler yapacakları belli değildir. Çünkü dünya aynı dünyadır ve onlar da aynı istek ve heveslere sahiptirler. Nitekim dünyada da ...
  • Allah’ın fertlere evlat verme ve vermemedeki hikmeti nedir?
    70480 Eski Kelam İlmi 2011/09/21
    Yüce Allah âlim ve hikmet sahibidir. İlahi sünnet her işin sebepler kanalıyla gerçekleşmesini gerektirir. İlahi sünnetlerden bir tanesi de kendine has nedenler aracılığıyla neslin üremesidir. Tarih boyunca evlendikten sonra veya genel olarak veyahut uzun bir müddet süresince evlat sahibi olmayan birçok insan vardır. Bu fertler arasında ömründe hiçbir günaha ...
  • İranda ne kadar Yahudi var ve İran devletinin onlara davranışı nasıldır?
    10619 Düzenler 2011/10/23
    İran İslam Cumhuriyetinde dini azınlıklar (Yahudi, Hıristiyan, Zerdüşt...) Müslümanlarla beraber yaşamaktalar. İran Yahudilerinin kendi istatistiklerine göre İranda şu anda 20 bin civarında Yahudi (Kelimi) vardır.[1] Onlarda diğer İran vatandaşlarının sahip olduğu tüm hak ve hukuka sahiptirler. Ekonomi, ibadet, sosyal ...
  • imamların makamı enbiyaların makamindan daha mi üstün?
    14340 Eski Kelam İlmi 2011/02/14
    İmamların ilmi makamları nebilerinkinden daha üstün olduğu meselesi birçok rivayetlerde konu edilmiş. Bunun asıl delili imamların (a.s.) nurani olan batini boyutlarının peygamber (s.a.a.) ile bir olmalarıdır. Peygamber (s.a.a.) diğer peygamberlerden üstün olduğu gibi, bu kaynaktan yararlanan imamların ilmi makamı da diğer tüm peygamberlerden ...
  • Hangi imam ferec duasını şahsen okumaktaydı?
    15018 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2012/04/04
    Ferec kavramı, (Arapça) sözlükte “gam ve hüzünden kurtulmak ve ferahlanmak” anlamına gelir.[1] Hadis kitaplarında ferec ve ferahlanmanın hâsıl olması için zikredilen dua ve ameller bu sözlük anlamını taşımaktadır. Burada “Ferec Duası” olarak adlandırılan üç dua ve de “Ferec Namazı” olarak isimlendirilen bir namazı zikretmekle ...

En Çok Okunanlar