Gelişmiş Arama
Ziyaret
7770
Güncellenme Tarihi: 2010/07/05
Soru Özeti
Mukaddes şeriat açısından, bankalar yahut borç veren kurumların kredilerinden yararlanmanın hükmü nedir?
Soru
Bankalar aracılığıyla halkın istifadesine sunulan borç ve kredileri almak mukaddes şeriat açısından meşru mudur yoksa değil midir?
Kısa Cevap
Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız.
Ayrıntılı Cevap

Bankalar yahut borç sandıklarından kredi çekmek faize neden olmaması ve kredi hakkında yazılmış olan şartlara uyulması halinde bir sakınca taşımaz. Aşağıda gerekli hususlara özet olarak işaret edilmektedir:

1-     Borç almak, söz konusu banka yahut sandığa daha önceden para yatırma şartına bağlı olmamalıdır.

Ayetullah Uzma  Hameney bu konu hakkinda şöyle demektedir:

Eğer sandığa para yatırmak, paranın bir süre sandıkta borç olarak kalması ve sandığın da mevcut süre dolduktan sonra parayı yatıran şahsa borç vermesi gayesiyle gerçekleşiyorsa veya sandığın borç vermesi, şahsın daha önceden sandığa bir miktar para yatırmış olması şartına bağlı kılınmışsa, bu şart faiz hükmünde olup şeriat açısından haram ve geçersizdir. Ancak borç hususu her iki taraf bağlamında doğrudur.[1] Elbette herhangi bir mahallede oturma yahut oraya üye olma şartı veyahut şahıslara borç vermeyi kısıtlamaya neden olan şartların bir sakıncası yoktur. Sandıkta hesap açma şartı da eğer sadece belirli şahıslara borç verme gayesiyle koşuluyorsa, sakıncasızdır. Ama sandıktan gelecekte borç almak, borç almak isteyen şahsın daha önceden bankaya bir miktar para yatırmış olması şartına bağlı kılınmışsa, bu şart borçta hükümsel menfaat sayılır ve geçersizdir.[2]  

2-     Banka yahut kredi kurumlarından borç alma veya borç vermede kar şartı koşulmamalıdır.

Bankaya borç vermenin hükmü bankadan borç almanın hükmü gibidir. Anlaşmada fayda ve kar şartı koşulursa faiz ve haramdır. Bankaya verilen paranın belirli bir müddet boyunca para sahibinin anlaşma uyarınca parasından yararlanamayacağı sabit bir şekilde yatırılması veya istediği zaman parasından yararlanabileceği cari bir hesap şeklinde yatırılması arasında fark yoktur. Ama kar şartı koşulmamışsa ve para sahibi bir faydasının kendisine döneceği niyetiyle parasını bankaya yatırmıyorsa ve eğer ona bir kar vermemeleri durumunda kendisini alacalıklı görmüyor ve talepte bulunmuyorsa, bu durumda o bankaya para yatırmak caiz ve sakıncasızdır.[3]

3-     Bankadan şirket yahut şerî bir muamele sıfatıyla borç almak doğru ve sakıncasızdır. Ayetullah Hamaney bu hususta şöyle demektedir:

Bankadan şirket yahut şerî doğru bir muamele sıfatıyla borç almak, borç almak ve borç vermek değildir ve bu tür şerî muameleler yoluyla bankanın elde ettiği gelir faiz sayılmaz. Netice itibariyle bankadan ev satın almak veya yapmak ve aynı şekilde harcamak için herhangi bir sıfatla para almanın bir sakıncası yoktur. Borç sıfatıyla ve bir miktar fazla alma şartı olması durumunda, her ne kadar faize dayalı borç yükümlülük açısından haram olsa da borç hususu vaziyete ait hüküm açısından borç alan için doğrudur ve kendisinin onunla yaptığı harcamanın bir sakıncası yoktur.[4] Şahısların bankalardan borç veya diğer sıfatlarla aldıkları ve fazlalıkla ödedikleri, muamelenin şerî bir şekilde yapılması ve faiz yönü taşımaması suretinde helaldir.[5] Son olarak şu noktaya işaret etmek lazımdır: Eğer insan bu gibi durumlarda haram işlemeyi caiz kılacak derecede zorlukta olursa, faiz almanın haram oluşu kalkar. Ayetullah Hamaney bu hususta şöyle demektedir:

Faiz vermek haramdır. Yani bankadan fazla bir miktar ödemek şartı sıfatıyla para almak haramdır. Haram işlemeyi caiz kılacak derecede zorlukta olmak bunun dışındadır. Ama insan haram işlememek için, her ne kadar onu kendisinden isteyeceklerini bilse de fazla miktarı ödemeyi niyet etmeyebilir.[6] Sizin sorularınızı yanıtlamaktan ve bu hususta size kapsamlı bilgiler sunmaktan mutlu olacağız.



[1] Tevzihü’l-Mesail (el-Mahşi li’l-İmam el-Humeyni), c. 2, s. 405, s. 1786

[2] Ecubetu’l-İstiftaat (bi’l-Farisiyye), s. 423, s. 1787

[3] Tevzihü’l-Mesail (el-Mahşi li’l-İmam el-Humeyni), c. 2, s. 906 Mulhakat-i Resale-i Ayetullah (Behcet)

[4] Tevzihü’l-Mesail (el-Mahşi li’l-İmam el-Humeyni), c. 2, Ahkâm-i Bankha. s. 935. Makam-i Muazzam-i Rehberi

[5] Tevzihü’l-Mesail (el-Mahşi li’l-İmam el-Humeyni), c. 2, s. 915. Mulhakat-i Resale-i Ayetullah (Mekarim) Şirazi

[6] Tevzihü’l-Mesail-i Meraci’, c. 2, s. 935, s. 1911. İktibas ez suâl-i 608.

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Hafızayı takviye etmenin yolları nelerdir?
    8761 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2012/04/04
    Peygamber efendimiz ve masum İmamlardan bizlere ulaşan rivayetlerin bir kısmı bazı bitkilerin özellikleri, ilaçlar ve yiyecekler hakkındadır. Birçok rivayette hafızayı takviye etmenin yolları ve hangi yiyecekler ve ilaçların kullanılması gerektiği açıklanmıştır. Zikri geçen rivayette İmam Ali (a.s) şöyle buyuruyor: “Her kim biraz halis safranı, ayak otu ve ...
  • İnsan kıyamette bu dünyada sevdiği ve ilgi duyduğu insanlarla mı haşır olacak?
    3207 Hadis 2020/01/20
  • Hz. Fatıma Zehra (a.s) nerede toprağa verildi?
    47421 تاريخ کلام 2011/10/23
    Fatıma Zehra (a.s), İslam Peygamberinin (s.a.a) elçiliğe seçilmesinden sonra[1] ve hicretten sekiz yıl önce (peygamberliğin beşinci yılında) Mekke’de doğmuş[2] ve dokuz yaşındayken İmam Ali (a.s) ile evlenmiştir.[3] Peygamberden (s.a.a) sonra Hz. Fatıma’ya (a.s) zulüm ...
  • İslamın beşer medeniyetinin ilerlemesindeki rolü nedir?
    10791 Fıkıh Tarihi 2012/02/15
    Medeniyet her milletin yücelişi ve ilerlediğinin göstergesidir. İslami ülkelerdeki medeniyetin icat edilişinin geçmişi şu anlamdadır: Müslümanlar fikir, düşünce, servet, sermaye ve hakeza kudret üretmiş olmalarıdır. Eğer böyle bir durum olmamış olsaydı hiç bir medeniyet şekillenmezdi.Medeniyet şu anlamdadır: Şehirleşmeyi, düzen ve kanunu, ...
  • Hac ve umre giderlerini hayırlı işlerde kullanmak hac ve umrenin sevabını taşır mı?
    14834 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/06/14
    Tüm ömür boyunca bir defalığına Allah’ın evini ziyaret etmek gerekli şartları taşıyan herkese farzdır ve bu farzdan yüz çevirmek diğer farzlarda olduğu gibi hiçbir bahaneyle caiz değildir. Ama müstehap hac ve umre gibi müstehap amellerin tümüyle ilgili olarak genel bir kaide vardır ve bu kaide esasınca içinde ...
  • Ehlisünnetin kadınları kabirleri ziyaret etmekten men etmesinin nedeni nedir?
    8975 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/08/21
    Ehlisünnet kitaplarında kadınların kabir ziyaretinde bulunmasının mekruh veya haram olduğunu yansıtan bir takım rivayetler mevcuttur. Lakin böyle ziyaretlerin caiz olduğunu belirten daha güçlü hadislerin varlığı ve birinci grup hadislerin senet ve muhtevasındaki zayıflık, birçok Ehlisünnet âlimini şer’i şart ve durumlara riayet etmesi halinde kadınların da erkekler gibi ...
  • Namazda kırattan sonra rükû’a gitmeden önce azıcık beklemek gerekiyor mu? Rükû’a bitişik kıyamın hükmü nedir?
    11569 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/09/09
    Namazda kırattan sonra biraz bekleme ve rüku’a bitişik kıyamın hükmü konusunda büyük taklit mercilerinin görüşleri şöyledir: Ayetullah Uzma Hamanei’nin (Allah onun ömrünü uzun etsin) Defteri: Cevap 1: Durmak vacip değildir ve tekbirin söylenmesi de farz değil, müstehaptır. Cevap 2: Rükün olan ...
  • Hz. Ali’ye (a.s.) göre vacip nedir? Vacipten daha vacip nedir? Zor nedir? Daha zor nedir? Acayip nedir? Acayipten daha acayip nedir? Yakın nedir? Yakından daha yakın olan nedir?
    13965 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2012/02/14
    Allame Meclisi’nin “Biharu’l Envar” adlı kitabında da naklettiği bir rivayette: Şahsın birisi Hz Ali’den (a.s) şu sorularına cevap vermesini istedi; vacip nedir? Vacipten daha vacip hangisidir? Acayip nedir? Acayipten daha acayip nedir? Zor olan hangisidir? Zordan daha zor olan nedir? Yakın nedir? Yakından daha ...
  • Güvercin oynatmanın İslamdaki hükmü nedir?
    10378 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/01/29
    Bu işin kendiliğinden şer’i bir sakıncası yoktur, ancak genel olarak başkalarını ve komşuları rahatsız ve eziyet edecekse ve bazı bölgelerede bunu yapan ciddiye alınmayacaksa sakıncalı olduğu söylenebilir. Bütün bunları göz önüne alan büyük taklit merciileri şöyle fetva vermişlerdir:Hz. Ayetullah Hamanei’nin Bürosu:
  • Anne rızası olmadan Müslüman olmayan bir kızla evlenmenin hükmü nedir?
    9048 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/09/22
    İslam dini insanların bozulması ve yozlaşmasını önlemek ve ahlakî yozlaşmalardan kaynaklanan problemlerden birey ve toplumu korumak ve aynı şekilde aile müessesesini güçlendirmek için evlenmeyi çok tavsiye etmiştir. Elbette gencin hayatı ve geleceği için karar alabileceği bir erginlik ve rüşt yaşına ermesi de İslam dini tarafından önemsenen ...

En Çok Okunanlar