Gelişmiş Arama
Ziyaret
7066
Güncellenme Tarihi: 2010/07/05
Soru Özeti
İslam neden fakihler aracılığıyla yönetilmelidir?
Soru
İslam neden fakihler aracılığıyla yönetilmektedir?
Kısa Cevap

İslam son dindir. Hüküm, kanun ve buyrukları sabit ve ebedi bir özellik taşımaktadır. İlk gün tüm sorunlara cevap verici nitelikte olduğu gibi, her zaman için cevap verici nitelikte kalmalıdır. Öte taraftan, her gün önceki şartlar ile tamamıyla fark eden yeni durum ve şartlar meydana gelmektedir.

İslam dini yeni durum, şart ve konuları sabit hüküm, kanun ve buyruklara uyarlamak için bir süreç tanımlamış ve bu önemli konuyu zaman, mekân ve yeni meseleleri tam olarak bilen, tüm boyutlarıyla toplum ve dünya ihtiyaçlarıyla mutabık bir şekilde dinin evrensel unsurlarını ortaya çıkaran ve İslam felsefe, kuram ve düzenini keşfeden dinî konularda uzman ve mütehassıs bir grubun inisiyatifine bırakmıştır. Alim ve fakihler zaman ve mekana göre konuları dizayn edip yeni mevzu ve konuların hükmünü İslam’ın sabit kanun ve usullerinden çıkararak ondan yararlanılmasının koşullarını yerine getirirler. İmam Humeyni, Üstat Mutahhari,  Ayetullah Şehit Sadr ve… gibi alimler bu önemli konuyu işlemişlerdir. Değişik devirler boyunca eğer değerli fakihler ömür, yaşam ve güçlerini feda ederek bu konularla ilgilenmemiş olsalardı, bugün gerçek İslam’dan elde bir şey olmazdı. Artı, tüm kuramlar bağlamında her zaman bir kuramı en iyi bilen, en bilgin ve ona en fazla inanan fertler, söz konusu kuramın siyasetlerini belirleyen ve onların uygulayıcıları sıfatıyla onun yürütülmesini üstlenirler. İslam’ın insan yetiştiren kuramını uygulamak için İslam felsefe, kuram ve düzenine aşina olmak gerekir. Felsefeyi öğrenmek kelama ait yöntemle, İslam kuram ve düzenini öğrenmek de fıkhî ve tahlilî yöntemle gerçekleşir. Bilinçli ve tüm şartları kendinde taşıyan fakihlerimiz bunu beyan etmeyi üstlenmiş ve beyan etmişlerdir. Şekillenmesinde bilimlerin kullanılageldiği yöntemlerin de yenilenme ve güncelleşmeye ihtiyacı vardır. Onun ilerlemesi, kesinlikle yöntemleri daha iyi ve daha hesaplı dizayn etmede etkilidir ve bu husus sadece fakihlerin inisiyatifinde değildir;  fakihlerler ile diğer beşeri bilimler alanındaki uzmanların ortak işidir. İslam’da fakihlerden İslam hükümlerinin uzmanı, yöneticisi ve uygulayıcısı olarak söz edildiği her vakit bilgili, bilinçli ve gerekli şartları kendinde toplayan fakihler kastedilir. Bilgi ve bilinçten yoksun bir fakihin İslam’da yeri olmamakla birlikte gerçekte hiçbir anlamı da yoktur.

Ayrıntılı Cevap

Tüm kuramlar bağlamında her zaman bir kuramı en iyi bilen, en bilgin ve ona en fazla inanan fertler, söz konusu kuramın siyasetlerini belirleyenler ve uygulayıcıları sıfatıyla onun yürütülmesini üstlenirler. Bu ussal ve tümel bir kaidedir. İslam son din ve buyruklarının da toplumun tüm tabaklarında uygulanmak için olması, buyruklarının bir taraftan sabit ve ebedi bir özellik taşıması ve tüm zamanlardaki tüm fertlerin sorun ve problemlerine cevap verme gayesi gütmesi ve ilk gün (İslam’ın başlarında) insanların tüm sorunlarına cevap verici nitelikte olduğu gibi, her zaman için cevap verici nitelikte kalması gerekmesi nedeniyle, “Muhammed’in (s.a.a) helali kıyamet gününe kadar helal ve Muhammed’in (s.a.a) haramı da kıyamet gününe kadar haramdır.”[1] Öte taraftan zaman zatı itibariyle değişken olup doğası gereği dönüşümü gerekli kılmakta ve her gün önceki şartlarla tam olarak fark eden yeni hal, durum ve şartları meydana getirmektedir. Buna göre, din gibi zatı itibariyle sabit ve değişmeyen bir şey ile zaman gibi zatı itibariyle değişken ve akıcı bir şeyin mutabık olmaları ve uyum sağlamaları nasıl mümkündür? Din uzman ve bilginleri sıfatıyla fakihlerin dinin sabit ve değişken unsurları arasındaki bağı kurmada rol almaları işte burada açığa çıkmaktadır. Evrensel unsurların çıkarımı ve din felsefesine ulaşmak kelama ait yöntemlerden ve İslam kuram ve düzenine ulaşmak da fıkhî ve tahlilî yöntemlerden faydalanılarak gerçekleşir.[2] Fakihlerimiz bunu beyan etmeyi üstlenmiş ve tarih boyunca da güzelce beyan etmişlerdir. Aynı şekilde önderlik hususu da böyledir. Toplumumuz kuşkusuz lider ve öndere ihtiyaç duymaktadır. İslam bu önemli hususu da fakihlerin uhdesine bırakmıştır. Zira devlet meseleleri din sahasından ayrı işler değildir. Dinin bu alandaki evrensel unsurları da son dinde mükemmel bir düzen şeklinde sunulmuştur. Dinin liderlik alanına müdahale etmesinde akıl bir engel görmez, tersine hikmet gereği bunun zorunluluğu hakkında ısrar eder. Devlete din perspektifinden bakar ve onun vazifesinin ilahî değerleri, İslamî ülküleri ve şerî hükümleri korumak olduğunu kabul edersek, ilahî hükümleri ve dinî vazifeleri bilen birinin böyle bir devletin başına gelmesini ve halka önderlik etmesini akıl hükmeder. Akıl, insanlar arasında masum birinin olması durumunda bu makama onu uygun görür, lakin onun olmadığı bu durumda toplumu yönetmeye kadir adaletli fakihleri bu makama layık olarak tanıtır. Başka bir deyişle, akıl bir inanç ve ülküye dayalı devletin başında ülküden haberi olan bir şahsın olması gerektiğine hükmeder ve İslam şeriatında masum ortalıkta olmadığı zaman, bilinçli adil fakihler böyle bir şahsın örnekleridirler.



[1] el-Kafi, c. 1, s. 58, h. 19 – Ali b. İbrahim, Muhammed b. İsa b. Ubeyd, Yunus ve Hariz aracılığıyla Zürare’den şöyle nakledilmiştir: “Ebu Abdullah’tan helal ve haram hakkında sordum ve şöyle buyurdu: Muhammed’in helali kıyamet gününe kadar ebedi olarak helal ve onun haramı kıyamet gününe kadar ebedi olarak haramdır. Ondan başkası olmayacak ve gelmeyecektir. Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: Bir bidat oluşturan herkes onunla bir sünneti terk etmiştir.”

[2] Bkn: Mebani-i Kelamî-i İctihad, s. 383-405; Mekteb ve Nizam-i İktisad-i İslam, Üstad Hadevi, 21-44

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Kuranı kerim mucize olduğunun boyutları nelerdir? Ve neden nehcü'l-balaga mucize değildir?
    9145 Kur’anî İlimler 2011/06/20
    Kuranı kerim bazı özellik ve niteliklere haizdir ki diğer kitaplar bu özellik ve niteliklere sahip değildir. Eğer Nehcü'l-balaga bu özellik ve niteliklere sahip olmuş olsaydı oda mucize olacaktı. Ancak Nehcü'l-balaga bu özellik ve niteliklere sahip olmadığı için kuranı kerim gibi olamaz.
  • Su fiyatlanın yüksek olduğu taktirde cenabet guslü için ne yapmalıyız?
    6255 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/06/20
    Cenabet guslü kendiliğinde farz değildir, ancak farz namazı yerine getirmek ve benzeri bazı işler için farz olur. [1] Ancak gusül için su kullanmak size tahammül edilmesi mümkün olmayacak derecede iktisadi yönünden zorluk getiriyor, sizi ...
  • Peygamber Efendimize (s.a.a) göre başkalarına hediye vermenin adabı nasıldır?
    17152 Pratik Ahlak 2012/05/19
    Hediye vermek ve almak Peygamber Efendimizin (s.a.a) ameli siresinde vardı. Ama Peygamber Efendimizden (s.a.a) gelen rivayetler esasınca hediye verme işi kendi ve diğerlerine meşakkat ve zahmeti beraberinde getirmemelidir; zira bu işteki hedef ünsiyet ve ülfet oluşturmaktır ve eğer onun adap ve şartlarına riayet edilmezse uygun olan neticeye ...
  • Batılıların Hz. Muhammed’e (s.a.a) saygısızlık etmekten hedefleri nedir?
    9330 Politika Felsefesi 2009/06/17
    Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız. ...
  • Neden insan güzelliği sevmektedir? Acaba güzel yüzlü insanları görmek insan psikolojisini olumlu etkiler mi?
    5827 Know More 2020/09/08
     İnsan yaratılış olarak kemal peşindedir. Kemal olan her şeyi beğenmekte ve sevmektedir. Güzelliğin kemal olduğu göz önünde bulundurulursa doğal olarak güzelliği sevmektedir. İnsanın yaratılış ve fıtratı üzere böyle bir meyli ve isteği söz konusuysa bunun akli bir delile ihtiyacı yoktur. Zira doğası bunu gerektirmektedir.Bu ...
  • Modern dünyada dinin işlevi nasıldır?
    7137 Eski Kelam İlmi 2010/01/14
    “Din” kelimesi, ilahi olan veya olmayan, tahrif olmuş veya olmamış (İslam dini) bütün dinleri kapsamaktadır. Bize göre, her asır ve yerde doğru işlevi olan tek din İslam dinidir; çünkü İslam dini kâmil ve son ilahi dindir. Bu yüzden, İslam dininin, bireysel olsun ...
  • Peygamberin (s.a.a) üvey kızının Habbar b. Esved tarafından korkutulması olayı ve Resul-i Ekrem’in (s.a.a) onun katline hüküm vermesi doğru mudur?
    8515 تاريخ بزرگان 2012/04/03
    v Sözünü ettiğiniz rivayet kaynaklarda şöyle gelmiştir: Habbar b. Esved’in de içinde bulunduğu bir grup müşrik, Mekke’den Medine’ye hicret eden Resulullah’ın (s.a.a) üvey kızı Zeynep’e eziyet etmek için onun peşinden gitmişti. Zeynep’e ilk ulaşan kişi Habbar b. Esved’di. O, Zeynep’in kecavesine mızrak fırlattı. Zeynep bu ...
  • Ehlisünnetin görüşünde beyan edilen Ehlibeyt kimlerdir?
    12525 Eski Kelam İlmi 2012/07/25
    “Ehlibeyt” kelimesi iki defa Kur’an-ı Kerim’de zikrolunmuştur.[1] İlki Hz İbrahim’in (a.s) ailesi hakkında ve diğer ayet ise konumuz olan Ahzab suresinin 33. ayetinde. Bu ayetin sonunda, Allah-u Teala iradesinin Ehlibeyt’in tathiri olduğundan haber vermektedir. Tarih boyunca bu ayet farklı yönlerden İslami ilimler bilginlerinin araştırma ...
  • Hadislerin masumlardan (a.s) geldiğine nasıl güvenebiliriz?
    10310 Ricalu’l-Hadis (Ravilerin İncelenmesi) 2011/04/12
    Tarihe güvenmek bir ölçüye kadar çağdan çağa, zamandan zamana ve nesilden nesle intikal eden şöhret, karine ve deliller aracılığıyla hâsıl olur. Tarihte yer alan bazı hadise ve vakıaların deyim yerindeyse tevatür derecesinde ve birçok delil ve karineleri mevcuttur ve bundan ötürü bunların doğruluğundan çok az insan şüphe ...
  • Gusül alırken bedenin mutlaka yıkanması gereken yerleri neresidir?
    10039 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/01/17
    Guslün doğru olmasının şartlarından biri suyun bedenin görünen dış yüzünün tümüne ulaşmasıdır. Nitekim Tevzih-ul Mesail’de şöyle yazar: ‘Gusül alırken bedende iğne ucu kadarda yıkanmayan yer kalırsa gusül batıldır. Ama kulak ve burun içi gibi görünmeyen yerlerini yıkamak farz değildir.’

En Çok Okunanlar