Gelişmiş Arama
Ziyaret
9591
Güncellenme Tarihi: 2010/08/14
Soru Özeti
Neden Şiiler kendilerine Abdulhüseyin (Hüseyin’in kulu), Abdulali (Ali’nin kulu) vb. gibi isimler seçiyorlar? Oysa Allah buyuruyor: ‘Yanlız bana kulluk edin ve benim kulum olun.’
Soru
İnsan yalnızca Allah’ın kulu olabilir. Allah-u Teala buyuruyor: ‘Yanlız bana kulluk edin.’ Öyleyse neden Şiiler kendilerine Abdulhüseyin (Hüseyin’in kulu), Abdulali (Ali’nin kulu), Abduzzehra, Abdulimam gibi isimler seçiyorlar? Neden Masum İmamlar (a.s) çocuklarının isimlerini Abdulali, Abduzzehra koyuyorlardı? İmam Hüseyin (a.s) şehid olduktan sonra birine Abdulhüseyin, yani Hüseyin’in hizmetçisi demek doğru mudur? Yemek getiren, su getiren, hizmet eden kimseye hizmetçi denir. İmam Hüseyin’e (a.s) su götüren, yemek götüren, kabrinin başında abdest suyu hazırlayan birine İmam Hüseyin’in (a.s) hizmetçisi dememiz mantıklı mıdır?
Kısa Cevap

1- Kul (Abd) kelimesinin Arapçada bir kaç manası var: a) Tapınan, huzu ve itaat eden kimse, b) Köle ve memlük.

2- Masum İmamların (a.s) yüce makamları bazen Hüseyin’in abdi (kulu), Ali’nin abdi (kulu) manalarına gelen Abdulhüseyin, Abdulali vb. gibi isimlerin seçilmesine neden olmaktadır.

3- Hizmet yalnızca dünyanın günlük işlerinde olmaz, önemli ve değerli olan mevlanın yolunu ihya etmek ve onun izinden gitmektir. Zira onun cismi içimizde olmasa da ruhu canlıdır ve amellerimizi görmektedir.

4- Söz konusu yerlerde (Abdulhüseyin vb.) abd (kul) kelimesinin kullanılması yalnızca sevgi ve uygun olan hizmetleri yapma manalarında kullanılırsa caizdir. Abdulhüseyin gibi isimler kulluk ve tapınmak manasında kullanılırsa bu insanı şirke götürür ve insan Allah’ın gazabına uğrar.

5- Böyle isimler tarih kitaplarında gelmemiştir. Masum İmamlar daha çok Ali, Muhammed, Abdurrahman gibi isimlerin konulmasını tavsiye etmişlerdir.  

Ayrıntılı Cevap

1- Kul (Abd) kelimesinin Arapçada bir kaç manası var: a) Tapınan, huzu ve itaat eden kimse, b) Köle ve memlük.

2- Masum İmamların (a.s) yüce makamları bazen Hüseyin’in abdi (kulu), Ali’nin abdi (kulu) manalarına gelen Abdulhüseyin, Abdulali vb. gibi isimlerin seçilmesine neden olmaktadır.

3- Hizmet yalnızca dünyanın günlük işlerinde olmaz, önemli ve değerli olan mevlanın yolunu ihya etmek ve onun izinden gitmektir. Zira onun cismi içimizde olmasa da ruhu canlıdır ve amellerimizi görmektedir.

4- Söz konusu yerlerde (Abdulhüseyin vb.) abd (kul) kelimesinin kullanılması yalnızca sevgi ve uygun olan hizmetleri yapma manalarında kullanılırsa caizdir. Abdulhüseyin gibi isimler kulluk ve tapınmak manasında kullanılırsa bu insanı şirke götürür ve insan Allah’ın gazabına uğrar.

5- Böyle isimler tarih kitaplarında gelmemiştir. Masum İmamlar daha çok Ali, Muhammed, Abdurrahman gibi isimlerin konulmasını tavsiye etmişlerdir.  

 

 

 

Ayrıntılı Cevap

Kul (Abd) kelimesinin Arapçada bir kaç manası var: 1) Tapınan, ibdetçi, mabudunun karşısında ibadet ve itaat eden, zelil olan kimse, 2) Köle, memlük[1] (‘abid’ bir başka yerde hizmetçi manasına gelmiştir). Bu manaların ikiside Arapça’da yaygın bir şekilde kullanılmaktadır. Örneğin Arap edebiyatının en önemli kaynağı olan Kur’an’da her iki manada gelmiştir.

Birinci mana:

‘Ey insanlar, sizi de, sizden öncekileri de yaratan Rabbinize ibadet edin...’[2]

‘Ben Allah'ın kuluyum, bana kitap vermiştir ...’[3]

Allah-u Teala bu ayetlerde, tapınmayı yalnızca kendisine özgü kılmıştır.

İkinci mana:

‘Allah bir örnek getirmiştir: Bir köle olsa ve hiçbir şeye gücü yetmese...’[4]

Bu ayette putların Allah’ın kudretinin karşısındaki zayıflığı, malı olan hep infak eden sahibinin karşısındaki kölenin güçsüzlük ve iradesizliğine benzetilmiştir.

Masum İmamların (a.s) azameti, Müslümanların (özellikle Şiaların) Onlara hep saygı göstermelerine, çeşitli şekillerde sevgi ve alakalarını ortaya koymalarına neden olmaktadır. Abduali, Abdulhüseyin veya onların Farsça karşılığı olan Ğulamali, Ğulamhüseyin vb. gibi isimlerin konulması ismet ve taharet ailesine karşı duyulan bu sevgi ve alakadan dolayıdır.

Masum İmamların (a.s) şehadetinden sonra böyle isimleri koymaktaki maksat ise şunlardır: Birincisi Onlara (a.s) kölelik ve hizmetçilik etmek Onların (a.s) sadece bu dünya yaşamlarıyla sınırlı değildir. Onları anmak demek yollarına değer vermek, ilke ve siretlerine sarılmak demektir. Kimi zaman bu şekilde hizmet etmek bir kölenin Onlar hayattayken yaptığı yardımdan daha değerli olabilir. İkincisi, Masum İmamlar dünyadan göçtüklerinde yalnızca cisimleri aramızdan ayrılır, ama yüce ruhları yine hazır ve nazırdır. Nitekim Onların ziyaretlerinde şöyle gelmiştir: ‘Ben şehadet veriyorum ki, sözümü duyuyorsun, selamımın cevabını veriyorsun.’[5] Öyleyse Onlar yokolmamışlar ki insanlarda bu kölelikten vazgeçsinler. Aksine onlar diridirler ve yaptıklarımızı görmekteler. Üçüncü olarak bir kişiye -ister hayatta olsun, ister olmasın- hizmet etmek onun misafirlerine, etrafındakilere ve ziyaretçilerine hizmet etmeyide peşinden getirmektedir. Buna göre Masum İmamların (a.s) ziyaretçilerine, misafirlerine çeşitli şekillerde hizmet edenler Onların kölesi olacaktır. Hatırlatmak gerekir ki, tapınmak, huzu ve itaat manasına gelen ubdiyyet (kulluk) yalnızca mülk ve melekutun sahibi, göklerin ve yerin yaratıcısı Allah-u Teala’nın karşısında doğrudur. Yukarıda getirdiğimiz ilk ayete (Ey İnsanlar...) dikkat edersek göreceğiz ki, tapınmaya ve ibadete layık olan kimse her şeyden önce bizi yaratmalıdır, sonra bizi eğitmelidir. Dolayısıyla söz konusu isimleri seçen kişinin hedefi abd’in birinci manası (tapınma) ise İslamın ve imanın dairesinden çıkar ve şirke düşer. öyleyse bir yerde töhmet ve suizana yol açma ihtimali varsa daha iyi olan ve Masum İmamların tavsiye ettiği isim ve lakaplar konulmalıdır. Örneğin bir rivayette İmam Sadık (a.s) (raviye hitaben) şöyle buyuruyor: ‘Çocuğuna, Allah’a kulluğu çağrıştıracak bir isim koy... Abdurrahman gibi.’[6] Yine rivayetlerde Muhammed adı tavsiye olunmuştur.[7] İmam Hüseyin (a.s) üç çocuğunun adını Ali koymuştur.[8]

Tarih ve rical kitaplarına baktığımızda Abdu’lala, Abdulmecid, Abdusselam vb. isimlerin çoklukla kullanıldığını göreceğiz.[9] Buna karşılık Abdulhüseyin ve benzeri isimlerin geçmişte adet olmadığını, rical kitaplarında gelmediğini görmekteyiz. Böyle isimler Masum ve pak İmamların yüce makamları anlaşılmaya başlanınca, özgürlük ortamı doğup, Onlara olan sevgiyi rahatça ortaya konmaya başlandıktan sonra gündeme gelmiştir.

Sonuç:

Yukarıda anlatılanlardan şu sonuca ulaşıyoruz: Abdulali, Abdurrıza vb. gibi isimler hizmete hazır olmak, Masum İmamlara (a.s) karşı ölümlerinden sonra bile duyulan sevgiyi ortaya koymak içindir. Böyle isimleri koymak şirkle itham olunmaya neden olmazsa sakıncası yoktur. Ama Masum İmamlarında tavsiyesi olan bunlardan daha güzel isimlerde konulabilir. Bahanecilere fırsat vermemek için bu isimlerden kaçınmak en güzelidir.


[1] -Birinci Mana: ‘Halk, Allah’ın kuluyla köle kulların arasında farka koymuştur.’ (Mekayis-il Lugat, c.4, s.205); ‘Onu bir bilir, ona hizmet eder, huzu eder, zelil olur ve itaat eder.’ (el-Müncid, s.486)

İkinci Manası: ‘Abd köle demektir.’ (Mekayis-il Lugat, c.4, s.205); ‘el-Memluk’ (el-Müncid, s.483);

‘Abd, hizmetçi demektir.’ (Mekayis-il Lugat, c.4, s.205; el-Müncid, s.483)

[2] -Bakara/21

[3]- Meryem/30

[4] - Nahl/75

[5] - İmam Rıza’nın (a.s) Ziyareti (Mefatih-ul Cinan)

[6] - Vesail-uş Şia, c.7, s.125

[7] - a.g.e

[8] - Ali Ekber, Ali Evsat ve Ali Asğar.

[9] - Mu’cem-us Sukat, c.9, s.254-356, 10 ve 11. Ciltlerde de devam etmektedir.

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Berzahta veya kıyamette ezan okunacak mı?
    7765 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2012/04/03
    1- Berzah aleminde ezan okunması konusunda hadis kaynaklarında herhangi bir şey yoktur. 2- Bir rivayette İmam Bakır (a.s) şöyle buyuruyor: ‘Resul-i Ekrem (s.a.a) miraca gittiğinde geçmiş bütün Peygamberler Onun yanına geldiler. Cebrail, Allah’ın emriyle ezan okudu ve kamet getirdi.[1] 3- ...
  • Hz. Abbas su getirirken hangi şiiri okudu?
    15910 Büyük Şahsiyetlerin Siresi 2011/12/20
    Eskiden savaşçılar savaşlarda kendi safındakilere moral vermek, düşmanların da moralini bozmak için şiarlar verir, kahramanlık şiirleri okurlardı. İmam Hüseyin (a.s) ve ashabı da aşura günü anlamlı ve etkili şiarlar verir, kahramanlık şiirleri okurlardı. İmamın (a.s) değerli kardeşi Hz. Ebulfazl Abbas da aşura gününde güzel ve eşsiz şiirler ...
  • Erkek altın saat kullanabilir mi?
    32339 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/11/27
    Boyna altın zincir asmak, altın yüzük takmak ve ele altın kaplama saat takmak gibi altınla süslenmek[1] erkeğe haramdır ve bunlarla namaz kılmak da namazı bozar.[2] Elbette altın saat ve altın zincir sadece ...
  • Erkek karısını dışarıda çalışmaya mecbur edebilir mi?
    12865 Pratik Ahlak 2011/01/17
    Aile düzeninde masrafların karşılanması erkeğin vazifesi olup, erkek bu konuda karısını çalışmaya zorlayamaz. Ama kadın kocasının rızasını kazanmak için yapacağı her işin karşılığında çok sevap alır, ancak yapacağı iş dini kural ve ölçülerle çelişmemelidir. ...
  • Melekler her yıl kadir gecesinde amel defterlerimizi İmam Mehdi’nin (a.s) huzuruna takdim ediyorlar mı? İmam (a.s) onları imzalıyor mu?
    12233 Tefsir 2011/07/28
    Muteber rivayetlere göre kulların bütün işleri Peygambere (s.a.a) ve Masum İmam’a (ilahi hüccete) nazil olmaktadır. Bu yüzden şu anda zamanın İmam’ı (a.f) yaşadığından kulların işlerinin takdiri ona sunulmaktadır. Soruların cevabına gelince:1- Geçmiş ümmetlerde kadir gecesi yoktu.
  • Muhammed b. Hanefiye’nin naklettiği rivayette zikredilen “hucze” kelimesinin anlamı nedir?
    7388 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2012/02/15
    Rivayette zikredilen “hucze” kelimesinden maksat, dünyada bizim ile Allah, Resulüllah (s.a.a.) ve imamlar (a.s.) arasında var olan sebeplerdir. Yani o sebeplere temessük etmek ve bağlamak anlamındadır. Söz konusu olan sebepler şunlardan ibarettir: din, ahlak ve güzel amellerdir. Eğer insanlar İslam dinini takip ederler, güzel ahlak ve Salih ameller işlerler onların ...
  • Akrabalık bağı olmayan eş'e verilen hibenin geri alınması caiz midir?
    8039 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/06/21
    Hibe lügat literatüründe bir kimseye herhangi bir şeyi karşılıksız olarak bağışlamak anlamındadır. Hibe kavramsal olarak da hibe eden kişi kendi mülkünden olan bir şeyi karşılıksız ve bedava başka birisinin mülküne sokmak (temlik ettirme) anlamındadır. Buna atiye ve nehle de deniliyor.Eğer kişi ...
  • Allah Teala’nın kimsenin bilmediği saklı ve müste'ser isimlerinden maksat nedir?
    24486 Teorik İrfan 2010/09/04
    Ehlibeyt (a.s) kaynaklı dua ve onlardan bizlere ulaşan hadislerden anlaşıldığı üzere Allah Teala, kendine seçtiği bazı özel isimlere sahiptir. Kimse bu isimlerden haberdar değildir. Bu isimler, Esma-i Müste'ser olarak meşhur olmuştur. Hadislerden anlaşıldığı üzere bu isimler İsmi Azam'ın gayb mertebelerindendir ve ilk İlahi isimin batın ve gayp yönüdürler. ...
  • Bir Avrupalı için, İslam’ı ve Şia’yı nasıl tanıtmak mümkündür?
    9039 Eski Kelam İlmi 2009/08/23
    Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız. ...
  • Eğer tırnaktaki ojeyi temizleme imkânı yoksa vazife cebire abdesti almak mıdır yoksa teyemmüm mü?
    21026 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/08/21
    Belirtilen soruyu büyük mercilerin bürolarından sorduk ve alınan yanıtları aşağıda açıklıyoruz: Hz. Ayetullah Uzma Hamaney’in (ömrü uzun olsun) Bürosu:Sorudaki durumda cebire abdesti alması gerekir.Hz. Ayetullah Uzma Safi Gülpaygani’nin (ömrü uzun olsun) Bürosu:Eğer abdest ve gusül yerine bir şey yapışmışsa ve bunu kaldırmak mümkün ...

En Çok Okunanlar