Please Wait
8468
Kur’an’daki bazı ayetlerde gelen Allah’a dönüş, yakınlaşmayla aynı manayı taşımıyor. Yakınlaşmanın maddi manası da Allah konusunda geçerli değildir.
İnsanın ölümünden bahseden ayetler, bu dünyada Allah’tan uzaklaşma manasının anlaşılmasına neden olacak olan Ona yakın olma manasını değil, öldükten Allah’a döndüğümüz manasını kastetmektedirler. Allah’a dönüş demek maddi yaşamın bütün bağlarından kurtulmamız, gerçek sebep ve maliki şeffaf bir şekilde görmemizi sağlayacak olan üzerimizdeki bütün hicapların kalkması demektir. Ve bu dönüş yalnızca insana özgü değildir. Varlıkların tümü kendilerini var edene döneceklerdir.
Kur’an’daki bazı ayetlerde gelen Allah’a dönüş, yakınlaşmayla aynı manayı taşımıyor.
Konuya girmeden önce Allah’a yakın ve uzak olmanın manasına kısaca bakalım:
Yakınlık ve uzaklık daha çok maddi manasında kullanılmaktadır. Bu iki sözcüğü cisimler için kullandığımızda ister istemez maddi manayı kastetmekteyiz. Akıl maddi terimlerin meta fizikte kullanılmayacağını ispatlamaktadır. Mesela Allah Teala’nın bir mekanda olduğunu veya maddi bir cisminin olduğunu söyleyemeyiz. Doğal olarak maddi yakınlık ve uzaklık, Onun hakkında düşünülemez. Evet bu kelimelerin maddiyata bağlı olan zahiri manaları kastedilmezse başka.
Dolayısıyla yakınlık ve uzaklık kelimeleri Allah hakkında kullanıldığı zaman hiç bir şekilde maddi manayı içermeyecek ve kendisine tamamen manevi bir mana alacaktır. Şöyle ki Allah’a yakın olmaktan kasıt manevi ve ruhsal olarak yakınlıktır. Uzaklık ise manevi ve ruhsal uzaklıktır.
İşte burada şöyle bir soru karşımıza çıkar: İnsan öldüğünde Allah’a yakın olur mu ki dünyada insandan uzaktır diyebilelim? Bu konuda diyoruz ki, birincisi Kur’an, insan öldüğünde Allah’a yakın olur diye bir şey dememiştir. Kur’an ‘ona döneceksiniz’ demiştir. İkincisi bu dünyada birçok Allah dostunun Allah’a yakın olduklarını biliyoruz. Allah’ın düşmanları ise öldüklerinde bile Ondan uzaktırlar. Demek ki yakınlık ve uzaklık yalnızca insanın ameline bağlı olan bir şeydir.
Kur’an çeşitli ayetlerde, ölümün insanların Allah’a dönüşlerine bir vesile olduğunu buyurmaktadır:
‘Onlar (mü'minler), şüphesiz, Rablerine ulaşacaklarını iyiden iyiye umarlar ve şüphesiz O'na döneceklerini bilirler.’[1]
‘Onlara (sabredenlere) bir musibet ulaştığında derler ki: Biz Allah'ınız ve şüphesiz O'na dönücüleriz.'[2]
‘Öyle kişilerdir ki onlar verecekleri şeyi verirler ve yürekleri, gerçekten dönüp Rablerinin tapısına varacaklarını bildikleri için korkuyla dolar.’[3]
Kimi müfessirler Allah’a dönüşten maksadın, Allah’tan başka hiç bir malikin olmadığı, fayda ve zararın Allah’tan başka kimsenin elinde bulunmadığının ortaya çıktığı yere dönmek manasına geldiği görüşündeler. Nitekim yaratılışın başlangıcıda öyle idi ve biz yaratılışın başlangıcında olduğumuz şeye dönüyor, maddi yaşamın bütün bağlarından kurtulup, varlığın kaynağına gidiyoruz.[4]
Başka bir ifadeyle Allah’a dönüş demek maddi yaşamın bütün bağlarından kurtulduğumuz, üzerimizdeki bütün hicapların kalktığı ve gerçek sebep ve maliki açık bir şekilde görmemiz demektir. Ve bu dönüş yalnızca insana özgü değildir. Varlıkların tümü varlık kaynakları olan Allah’a dönecekler. Bu dönüş bütün alemde gerçekleşecek olan değişim vasıtasıyla olacaktır. Kur’an bu konuya şöyle işaret ediyor: ‘Bütün işler, ona dönüp varır, artık ona kulluk ve ona tevekkül et’[5] ‘Muhakkak dönüş yalnızca Rabbinedir’[6]
[1] -Bakara/46
[2] -Bakara/156
[3] -Müminun/60
[4] -Fahruddin, Razi, Mefatihu’l-Gayb, c.3, s.492, Dar-u İhyai’t-Terasi’l- Arabi, 3. Baskı, Beyrut, HK.1420.
[5] -Hud/123
[6] -Alak/8