Gelişmiş Arama
Ziyaret
6613
Güncellenme Tarihi: 2011/07/12
Soru Özeti
Size göre inkârcıların İslam dini ve diğer dinlere karşı tavır almasının nedenleri ne olabilir?
Soru
İnkârcıların, İslam dinine karsı veya dinlere karsı olmalarının sebepleri ne olabilir sizce hocam? Neden sizce Allah’ı (cc) inkâr edebilirler? Bunun delilleri veya nedenleri sizce nedir ve neden olur veya neyden kaynaklanabilir?
Kısa Cevap

İnkârcılar dinler ve özellikle de İslam karşısında tavır almaları değişik siyasal, toplumsal, ekonomik ve kültürel nedenler taşıyabilir. Bu dört neden hakkında bilgilenmek için lütfen ayrıntılı cevaba müracaat ediniz.

Ayrıntılı Cevap

İnkârcıların dinler ve özellikle İslam aleyhine olan tavrı yerinde incelenmesi gereken değişik siyasal, toplumsal, ekonomik ve kültürel nedenler taşımaktadır. Ama detaylı bir şekilde bu nedenleri ayrı ayrı olarak tahlil etmeden önce iki noktayı hatırlatmamız önemlidir. Birincisi, İnkârcılar ve dindarların birbiri aleyhine tavır almaları yeni bir mesele değildir ve değişik şekil ve tarzlarla insanlık tarihinde bu her iki kesim tarafından olağan karşılanmıştır. Bu yüzden bu tavır almanın sadece İnkârcılar tarafından olmadığına dikkat edilmelidir. Lakin bugün teknoloji, medya ve militarizmin yıkıcı gücünü elinde bulundurmaları nedeniyle İnkârcıların sesinin daha yüksek çıktığı hissedilmektedir. Diğer bir nokta da şudur: Bütün durumlarda bu tür tavırların din ve İslam hakikati karşıtlığından kaynaklandığı düşünülmemelidir, bilakis bu tavırların dindarların dini yanlış algılamaları veya dini yanlış tebliğ etmeleri karşısında meydana gelmiş olması da muhtemeldir. Aşağıda ilahi en kâmil ve ergin din sıfatıyla İslam’ı göz önünde bulundurarak bu meselenin dört nedenine değineceğiz.

A) Siyasal Nedenler:

Tarih boyunca ve Hıristiyanlığın ortaçağında din iddiası güden bazı devletlerin Hıristiyanlık dünyasındaki acı tecrübesi, halifeler dönemi, Safaviler, Talibanizm, İslam dünyasındaki İslam devletleri ve Yahudi dünyasındaki Siyonist rejim ve yanı sıra dinler içindeki mezhepsel ve fırkasal çatışma ve savaşlar, dini en azından kamu alanında (siyaset ve toplum) işlevsiz göstermek ve hatta bazen bu işlevsizliği özel alana da sirayet ettirerek esasen dinleri şiddet ve kan akıtma etkeni olarak tanıtmak için İnkârcıların eline bahane vermiştir. Özellikle İslam bağlamında ifade etmek gerekirse sapık ve İslam’a müntesip siyasî grupların işbaşına gelmesi ve Taliban ve el-Kaide gibi selefi hareketler ve özellikle doğru veya yanlış olarak el-Kaide’ye isnat edilen 11 Eylül hadisesi, İslam karşıtlığının artması ve İslam aleyhine medya ve propaganda eksenli saldırıların gerçekleşmesinde önemli bir rol oynamıştır.

B) Toplumsal Nedenler:

Kent toplumlarının ve modern yaşamın yaygınlık kazanması, Kur’an ve İslamî hadislerde betimlenen gerçek cennet karşısında yer edinen yeni bir toplumsal yaşam meydana getirmiş ve bu konu da İslam ve modernitenin karşı karşıya gelmesine neden olmuştur. Müslüman aydınların İslam ve moderniteyi barıştırmak için gösterdikleri düşünsel tüm çabalara rağmen bu karşıtlık henüz sürmektedir. Müslüman aydınların bu karşıtlığı gidermede başarısız olmaları, onların genellikle modernite perspektif ve çerçevesinden İslam’a bakmalarından kaynaklanmaktadır. Şöyle ki; onlar ilkönce modernitenin hakkaniyetini kabul etmekte ve sonra İslam öğretilerini modernite değerlerine uyarlamaya çalışmaktadırlar. Bu akim çaba neticede bu aydınların revizyona gitmeleri ve İslam’dan ayrılmalarıyla sonuçlanmaktadır. Yanı sıra hem görünüşte İslam’ı korumaya ve hem de yorgun ve cansız bedenlerine modernitenin ruhunu yerleştirmeğe matuf İslam toplumundaki mevcut davranış bozuklukları, ilerici İslam dininin mürteci olduğunu ve an azından bugünkü toplumun işine yaramayacağını ifade eden yanlış görüşü takviye etmiştir. Bu yanlış bakış kavram kargaşasından kaynaklanmaktadır; öyle ki modernite değerlerine yöneltilen her eleştiri ve soru irtica ve geri kalmışlık ile yaftalanmaya neden olmaktadır.

C) Ekonomik Nedenler:

İslam ülkelerinde kapitalist ekonominin kabul edilmesi, Müslümanların inançlarını zayıflatmak için yeni sömürgeciliğe kapı aralamıştır. Hatta bu ülkelerdeki azim bir sermaye olan petrol ilerlemeye neden olmamakla birlikte, Müslüman toplumlarda tüketim kültürünü ve tüketim mihverli ekonomiyi yaygınlaştırmak suretiyle Müslümanların ekonomik olarak aşırı derecede Batı devletlerine bağımlı olmasını beraberinde getirmiştir. Batı eşyaları ve teknolojisi Müslümanların hoşuna gidince kendileri tedricen bu tür ekonominin Müslüman olmayla uyuşmadığı neticesini almışlardır. Bu yüzden ya bu tür ekonomiyi terk edip üretim eksenli ekonomiye geçmekte ya da zahmete katlanmayıp İslam’dan el çekerek Batı hegemonyasını tamamen kabul etmektedirler.

D) Kültürel Nedenler:

Bu hususta değişik kültürel nedenler belirtilebilir. Bunlardan bir tanesi, bazı din âlimleri tarafından dinin sathî anlaşılması ve neticede dinin sathî ve dogmatik bir şekilde savunulmasıdır. Dinî savunma iddiası güdenlerin İslam öğretilerine olan yabancılıkları ve hatta düşmanlıkları, bu gibi fertlerin konumunu İslam’ın tek resmi temsilcileri sıfatıyla yüksek göstererek Batının medya imparatorluğuna İslam ve İslam kültürü hakkında haşin, gayriinsanî, hurafeye dayalı ve makul olmayan bir portre çizmesine imkân vermiştir.

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Lütfen Hz. Yusuf kıssasındaki önemli noktaları açıklar mısınız?
    45081 Masumların Siresi 2010/11/08
    Kur’an’daki en güzel kıssa olarak nitelendirilen Hz. Yusuf (a.s) kıssası ders, ibret ve şahsi, ahlakî, içtimai ve ailevî erdemleri içermektedir. Bu erdemlerden bazıları şunlardır: 1. İnsanları Allah’a doğru çağırma yolunda Peygamberlerin ifa ettikleri rolü ve çektikleri sıkıntıyı tanımak
  • Mü’minun Suresinin 101. Ayeti ile Saffat surenin 27 ve 50. ayetleri arasında var olan çelişkiyi nasıl bertaraf ediyorsunuz?
    8956 Tefsir 2012/06/10
    Genel anlamda kuranı kerim ayetleri arasında ve özel anlamda soruda zikredilen ayetler arasında çelişki ve tezat bulunmamaktadır. Zira “o günde hiç kimse başka bir kimseden sual etmez ve yârdim dilemez” şeklindeki ayetler, dirilmenin ilk merhalesine işaret etmektedir. Bu da o günün çok dehşetli bir gün ve o ...
  • Hz. Abbas su getirirken hangi şiiri okudu?
    15574 Büyük Şahsiyetlerin Siresi 2011/12/20
    Eskiden savaşçılar savaşlarda kendi safındakilere moral vermek, düşmanların da moralini bozmak için şiarlar verir, kahramanlık şiirleri okurlardı. İmam Hüseyin (a.s) ve ashabı da aşura günü anlamlı ve etkili şiarlar verir, kahramanlık şiirleri okurlardı. İmamın (a.s) değerli kardeşi Hz. Ebulfazl Abbas da aşura gününde güzel ve eşsiz şiirler ...
  • 'Her gün Aşuradır, her yer Kerbela' sözü bir hadis midir? Hadis ise senet ve itibarı ne ölçüdedir?
    11651 Masumların Siresi 2009/02/22
    Hadis kitaplarında 'Her gün Aşuradır, her yer Kerbela' sözünün Masumlara (a.s) ait olduğuna dair bir delile rastlamadık. Ancak bu söz Kerbela olayı hedef ve maksadını ifade etmek yönünden güzel bir anlamı ifade eden anlamlı mesajlar içeren bir sözdür. Zira İmam Mehdi (a.s) zuhur edip zalimlerin kökünü ...
  • Bir insan Cuma gecesi veya günü ölürse, her zaman için kabir baskısından güvende olur, diye söylenen söz doğru mudur?
    10870 Eski Kelam İlmi 2012/01/18
    Hafta içinde Cuma gecesi ve gününün özel bir üstünlük ve değeri vardır ve bunlardan birisi şudur: Eğer mümin bir insan bu vakitte dünyadan göçerse, onun bereket ve değeriyle kabir ve berzah âlemindeki bazı sorun ve hadiseler ondan uzak kılınır. Peygamber-i Ekrem’den (s.a.a) şöyle rivayet edilmiştir: Cuma, günlerin efendisidir ve ...
  • Neden Allah cennetin çoğunu maddi hususlar ile nitelemiştir?
    6922 Eski Kelam İlmi 2012/05/27
    Kur’an-ı Kerim’de cennet ve cehennem hem maddi özellikler ve hem de ruhani ve manevi özellikler ile betimlenmiştir. Maddi nimetler ile nitelemek, birçok insanın manevi ve ruhani nitelemeler aracılığıyla bilgi edinmesinin zor ve hatta imkânsız olması nedeniyledir. Zira insanların zihni daha çok maddi konulara alışıktır ve bu nedenden ...
  • Evrendeki boylamsal silsileyi açıklar mısınız?
    7155 İslam Felsefesi 2010/09/22
    Meşa, İşrak ve Aşkın Hikmet ekolü taraftarı dâhil tüm ilahî bilgeler “bir kaidesi” esasınca şöyle demektedir: Yüce Allah yalın ve birdir. Hakeza bir cihete sahiptir. Bu nedenle yaratılış evreni ve birçok sonucun bir ve yalın olan ilahî zattan sadır olması muhaldir. Bundan dolayı bilgeler akıllar ...
  • İmam Hüseyin’in (a.s) kıyamında şehitlerden kaç tanesi Allah Resulü’nün (s.a.a) ashabındandı?
    7876 Büyük Şahsiyetlerin Siresi 2012/08/26
    Son Aşura araştırmacıları arasında ve yaptıkları tahkikat sonucu, İmam Hüseyin’in (a.s) yarenleri arasında beş kişinin Peygamber’in (s.a.a) ashabından olduğu ve Aşura kıyamında şahadete eriştikleri meşhurdur. Bu beş kişi şunlardır: Enes b. Haris, Hani b. Urve, Müslim b. Evsece, Habip ibni Mezahir ve Abdullah b. Yektar ...
  • Pak ve tertemiz olan ehlibeyt İmamlarının (a.s.) kabirleri hangi şehirlerdedir?
    13840 تاريخ بزرگان 2011/09/21
    Pak ve tertemiz olan ehlibeyt İmamlarının (a.s.) kabirleri aşağıdaki Şehir ve Ülkelerdedir:1-  İmam Ali’nin (a.s.) mübarek kabri Irak’ın Necef şehrinde.
  • Niçin bir erkeğin şahitliği iki kadının şahitliği ile eşittir?
    21658 Hukuk ve Şer’I Hükümler Felsefesi 2009/07/04
    Yüce Allah tarafında insanlar için belirlenen kanunlar yaratılış âlemi, evrenin gerçekleri ve insanın yaratılışı ile uyum içindedir. Kadının yaratılışı erkeğin yaratılış ve yapısı ile farklı olduğu için Bu iki varlığın görev ve hükümleri de farklıdır. Bu görevlerden biri mahkemede şahitlik yapmaktır Bu görev hislerin etkisinde kalınmadan ve ...

En Çok Okunanlar