Gelişmiş Arama
Ziyaret
60240
Güncellenme Tarihi: 2010/08/08
Soru Özeti
Kur’an’ın bakışında iblis ile şeytanın farkı nedir?
Soru
Kur’an’da iblis ile şeytanın farkı nedir?
Kısa Cevap

Kur’an-ı Kerim ayetleri esasınca, İblis çok ibadet etme neticesinde melekler arasına giren cinlerden biridir. Ama Âdem’in yaratılışından sonra Yüce Allah’ın emrine karşı gelmesi ve Âdem’e secde etmemesi nedeniyle ilahî dergâhtan kovulmuştur. Ama şeytan ise insanlardan yahut cinlerden veyahut hayvanlardan olan her isyancı ve aksi varlığa denir. İblis’i şeytan olarak adlandırmalarının nedeni; isyan etmesi ve ilahî emre karşı çıkmasıdır. O halde şeytan İblis ve onun dışındakileri kapsayan genel bir isimdir.

Ayrıntılı Cevap

Cevaba ulaşmak için şeytan ve İblis diye belirtilen iki kavramın açıklanması lazımdır.

Şeytan: Şeytan “şatan” maddesinden olup muhalefet anlamına gelmekte ve insanlardan yahut cinlerden veyahut hayvanlardan olan her isyancı ve aksi varlığa denmektedir.[1] Kur’an’da şeytan kelimesi üç şekilde kullanılmıştır:

1- Elif ve lam olmaksızın kullanılan tekil şeytan kipi: Bu kullanımda belirgin olmayan şeytan kastedilir ve cin ve insan şeytanlarından her ferdi kapsayabilir. Tıpkı şu ayet-i kerime gibi: “Kim, Rahmân’ın Zikri’ni görmezlikten gelirse, biz onun başına bir şeytan sararız. Artık o, onun ayrılmaz dostudur.”[2] 

2- Elif ve lam ile kullanılan tekil şeytan kipi: Bu kullanımda genellikle iblis manasında özel bir anlam kastedilir. Tıpkı şu ayet-i kerime gibi: “Ey Âdemoğulları! Ana babanızı cennetten çıkardığı gibi, şeytan sizi de saptırmasın.”[3] Bazı yerlerde ise şu ayet-i şerife gibi genel anlamıyla kullanılmıştır: “Şeytan sizi fakirlikle korkutur ve size, çirkinliği ve hayâsızlığı emreder.”[4] Burada elif ve lam cins (genel) anlamında kullanılmıştır; çünkü fakirlikle korkutmak şeriat karşıtı amellere davet etmek bazen insanî şeytan tarafından da gerçekleşmektedir.

3- Şeytanlar diye çoğul kipinin kullanılması: Bu, şeytanın birçok ve değişik örnekleri olduğunun göstergesidir. Oysaki şeytan kelimesi özel bir fert (İblis) için bir isim olsaydı, tekil kipiyle kullanılırdı. Artı, bazı ayetler şeytanlar kelimesinden sonra şu ayet-i şerifede olduğu gibi şeytanların cins farklılıklarına da işaret etmektedir: “İşte böylece biz her peygambere insan ve cin şeytanlarını düşman kıldık.”[5]

İblis: İblis “iblas” kelimesinden türeyip karamsarlık ve umutsuzluğun çokluğundan kaynaklanan üzüntü ve hüzün manasındadır. Yüce Allah şöyle buyuruyor: “Kıyametin kopacağı günde, suçlular hayal kırıklığı içinde ümitsizliğe düşeceklerdir.”[6] İblis’i Allah’ın rahmetinden umutsuzluğa düşmesi nedeniyle bu adla adlandırmışlardır. Bu da onun Yüce Allah’ın emrine baş kaldırması sebebiyledir. Kur’an bu hususta şöyle buyuruyor: “Hani biz meleklere, “Âdem için saygı ile eğilin” demiştik de İblis’ten başka hepsi saygı ile eğilmişlerdi. İblis ise cinlerdendi de Rabbinin emri dışına çıktı.”[7] “Allah, Ey İblis! Ellerimle yarattığıma saygı ile eğilmekten seni ne alıkoydu? Büyüklük mü tasladın, yoksa üstünlerden mi oldun? dedi. İblis, Ben ondan daha hayırlıyım. Beni ateşten yarattın, onu ise çamurdan yarattın dedi.”[8] İşte burada Yüce Allah onun kovulmasını emretti[9] ve onu meleklerin saffından ayırdı.[10] Elbette o baştan beri meleklerden değildi. Sadece kulluk ve itaat ve de Allah’a yaklaşmasından ötürü melekler saffında yer almıştı.[11] İmam Rıza (a.s) şöyle buyurmuştur: “İblis’in adı “Hars veya Haris” idi. Allah’ın rahmetinden meyus olduğu için İblis olarak adlandırıldı.”[12] Fütuhat-ı Mekkiye kitabının yazarı İbn. Arabî, İblis adının konulması hakkında şöyle yazıyor: Şeytan olarak adlandırılan ilk kimse “Haris” idi. Sonra Allah onu İblas etti; yani onu kendi rahmetinden uzaklaştırdı ve meyus etti.[13] Kur’an şöyle buyuruyor: “İblis, “Ey Rabbim! Öyle ise bana insanların diriltilecekleri güne kadar mühlet ver dedi. Allah, şöyle dedi: “Sen o bilinen vakte (kıyamet gününe) kadar mühlet verilenlerdensin.”[14] İblis yaşayacağından emin olunca şöyle söyledi: “Senin şerefine andolsun ki, içlerinden ihlâslı kulların hariç, elbette onların hepsini azdıracağım.”[15] Dolayısıyla o insanlığın iflah olmaz düşmanıdır. Yüce Allah’ın kullarına vurgulayarak verdiği tavsiye ve öğüt şudur: “Şüphesiz şeytan sizin için bir düşmandır. Öyle ise (siz de) onu düşman tanıyın.”[16] Elbette şeytanların İblis’in buyruklarına tabi oldukları ve onun komutası altında bulundukları hususu hatırlatılmalıdır. Kur’an-ı Kerim bu gruptan şeytanın (İblis) tarafında olanlar diye söz etmektedir. “Şeytan onları hâkimiyeti altına alıp kendilerine Allah’ı anmayı unutturmuştur. İşte onlar şeytanın tarafında olanlardır. İyi bilin ki, şeytanın tarafında olanlar ziyana uğrayanların ta kendileridir.”[17] Netice: İblis, itaatsizlik nedeniyle Yüce Allah’ın dergâhından kovulan özel bir şeytanın ismidir. Şeytan ise cin, insan ve hatta hayvanlardan olan şeytanları kapsayan asi ve baş kaldıran varlık anlamında genel bir mefhumdur.      



[1] el-Muncid Fi’l-Luğe.

[2] Zuhruf, 36.

[3] A’raf, 27.

[4] Bakara, 268.

[5] En’am, 112.

[6] Rûm, 12.

[7] Kehf, 50.

[8] Sâd, 75 ve 76.

[9] Allah, şöyle dedi: “Öyle ise çık oradan (cennetten), çünkü sen kovuldun. Şüphesiz benim lânetim hesap ve ceza gününe kadar senin üzerinedir.” (Sâd, 77 ve 78).

[10] Tefsir-i Numune, c. 19, s. 341.

[11] Tefsir-i Numune, c. 12, s. 462.

[12] Sefinetü’l-Bahar, c. 1, s. 99.

[13] El-Fütuhatü’l-Mekkiye, İbn. Arabî, c. 1, s. 134.

[14] Sâd, 79-81.

[15] Sâd, 82 ve 83.

[16] Fatır, 6.

[17] Mücadele, 19.

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Zifaf gecesinin adabı nasıldır?
    23925 Pratik Ahlak 2011/07/18
    Zifaf gecesi gelinle güveyin (damat) şer’i yolla karı koca olama akdini yaptıktan sonra birlikte kalacakları ilk gecedir. Bu gece her fert için kendi hayatında çok önemli ve çok mübarek bir gecedir. Bu nedenle İslami kaynaklarda bu gece için birçok adap zikredilmiştir. Mübarek oluşuna kaynaklık yapan evlilik hakkında ...
  • Niçin Hz. Âdem’in (a.s) hatası yüzünden yer küresinde kalmaya mecbur olup sonuçta günaha bulaşıp cezalandırılmalıyız?
    15204 Eski Kelam İlmi 2010/06/02
    Hz. Âdem başta olmak üzere bütün Enbiyalar (a.s) her çeşit günah ve hatalardan masum ve beridirler. Hz. Âdemin yaptığı şey ise irşad-i bir emre muhalefetti. Dolaysıyla yapılan bu muhalefete günah denilmez. Aslında insanın ve Hz. Âdemin yeryüzüne gelişi ilahi bir takdir olup ...
  • “Dinde zorlama yoktur, olgunluk sapıklıktan ayrılmış belli olmuştur” ayetinin anlamının çeşitli tefsirleri dikkate alarak açıklayınız.
    12521 Tefsir 2007/10/25
    Farklı tefsirleri nazara aldığımızda ayetin anlamı ile ilgili beş ana görüş ortaya konulmuştur. Bu görüşler arasında doğru olan görüş şudur ki, ayet genel, kapsamalı ve insani bir anlam taşımaktadır. O da şudur: Din bir inançla ilgili kalbi bir konudur. Bu konuyla ilgili zorlama gerçekleşmesi mümkün değildir. Kul ...
  • Ahbaricileri nasıl cevaplandırmalıyız?
    6636 Eski Kelam İlmi 2012/08/01
    Ahbariciliğin mebnasını iki kısma ayırabiliriz: Birincisi epistemolojiktir. Diğeri dini öğretileri elde etmek için takip edilen yöntem problemidir. Epistemolojik bağlamda ahbariler dini öğretileri elde etmek için kabul gördükleri tek bilgi kaynağı rivayetlerdir. Ahbariler “kütübi arb’ada”; dört kitapta (Şianın rivayetler bazında kabul gördükleri dört kaynak kitap) zikredilen tüm rivayetler ...
  • İlahi meşiyyet ile insanın iradesinin ilişkisi nasıldır?
    10850 Eski Kelam İlmi 2007/11/24
    İnsan, varlığını ve varlığıyla ilgili bütün özelliklerini yüce Allah'tan alan mümkün bir varlıktır. Allah, kendi tekvini iradesi ile onu seçme özgürlüğü ve iradesi olan bir varlık olarak yarattı. Bu ayrıcalığı ile ona diğer varlıklar karşısında üstünlük bağışladı. O halde insan, Allah'ın teşrii iradesine (kanun koyma iradesine) muhatap olan en üstün ...
  • Ehlisünnet arasında değişik şekillerde yaygın olan teravih namazının Ehlibeyt mezhebindeki yeri nedir?
    8227 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/05/27
    Teravih, Ramazan ayı gecelerinde yatsı namazında sonra kılınan nafile namazlara denir.[1] Ehlisünnet bu namazlara ikinci halifelerinin emriyle başlamış ve onu cemaatle kıla gelmişlerdir.[2] Belirttiğiniz gibi onun rekât sayısı farklıdır.[3] Ama Ehlibeytten gelen rivayetler esasınca, aziz İslam Peygamberi (s.a.a) ...
  • Neden Şia geçici evliliği (muta) caiz bilmektedir?
    27933 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2013/04/23
    Başlangıçta bu meselenin fıkhi konulardan olduğuna ve özel bir alan ve ortamda ilgili uzmanlar tarafından incelenmesi gerektiğine dikkat etmeliyiz. Burada kısaca konuları beyan edecek ve konunun detaylarını ayrıntılı cevaba bırakacağız. 1. Geçici evlilik, hiçbir evlilik engeli taşımayan, iki tarafın rızasıyla ve belirli bir zamana kadar belirlenmiş bir ...
  • Şia’nın bakışında sihir nedir? Nasıl iptal edilebilir?
    12586 Tefsir 2011/01/20
     Sihir olağanüstü bir fiil olup bazen bir tür hipnotizma ve hokkabazlıktır ve bazen de sadece ruhsal, hayali ve telkinsel yöne sahiptir. Bazen tanınmamış fiziksel ve kimyasal özelliklerden yararlanarak, bazen bir takım cisim ve unsurlardan istifade ederek ve bazen de şeytanlardan yardım alma yoluyla gerçekleşir. Sihirbazlar sapık ...
  • Neden baldızla evlenmenin haram oluşu zamanın değişmesiyle birlikte değişmemektedir?
    14073 فلسفه غرب 2009/12/20
    Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız. ...
  • Bir annenin çocuğuna süt verme süresi ne kadardır?
    8528 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/03/08
    Bu konuda fakihlerin bazı görüşlerine yer veriyoruz: Fakihlerin çoğuna göre çocuğa süt vermenin en az süresi yirmi bir aydır.[1] Bazılarına göre ise iki yıla kadar süt vermek caiz ve müstehaptır. Bu açıdan baktığımızda fakihlerin çoğunun bu konudaki görüşlerinin arasında fazla bir fark ...

En Çok Okunanlar