Gelişmiş Arama
Ziyaret
8216
Güncellenme Tarihi: 2012/05/19
Soru Özeti
Ayette buyurduğu gibi: اِذَا مَا اتَّقَوْا وَاٰمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ ثُمَّ اتَّقَوْا وَاٰمَنُوا ثُمَّ اتَّقَوْا وَاَحْسَنُوا وَاللّٰهُ يُحِبُّ الْمُحْسِنٖينَ" Takvanın bu ayette tekrar edilmesinin manası nedir?
Soru
Ayette buyurduğu gibi: اِذَا مَا اتَّقَوْا وَاٰمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ ثُمَّ اتَّقَوْا وَاٰمَنُوا ثُمَّ اتَّقَوْا وَاَحْسَنُوا وَاللّٰهُ يُحِبُّ الْمُحْسِنٖينَ" Takvanın bu ayette tekrar edilmesinin manası nedir?
Kısa Cevap

Bu ayette takvanın tekrarlanması hususunda müfessirler arasında görüş farklılıkları vardır. Bazıları bunun tekit anlamında kullanıldığını savunur. Zira takva, iman ve salih amelin önemi bu konular üzerinde ciddi şekilde durmayı, tekrarı ve tekit’i icap eder.

Bir gurup, bu vurgulamanın sebebinin bu merhalelerinin gerçek takva ile olan yakınlık ve birlikteliğinden olduğunu ve ayrıca bu merhalelerde din dışı herhangi bir garezin olmaması gerektiğini söyler.

Bazıları da ilk takvadan maksadın haram kılındıktan sonra içkiden uzak durmak olduğuna, ikinci takvanın içkiyi terk etmekte sağlam ve sabitkadem olmak olduğuna ve üçüncü takvanın ise bütün günahları terk edip güzel amel işlemek olduğuna inanırlar.

Ayrıntılı Cevap

Takvanın bu ayette tekrarı konusunda müfessirler arasında görüş ayrılıkları mevcuttur. Bazıları bunun tekit ve vurgulama olduğunu savunmuşlardır. Çünkü takva, iman ve salih amelin önemi bu konu üzerinden ciddi bir eğilim göstermeye ve vurgulamaya sebep olmaktadır. Ama diğer bir gurup müfessir, bu üç cümleden her birinin birazdan işaret edeceğimiz üzere bir hakikate sahip olduğu inancına sahiptir.

  1. İlk olarak zikredilen “Takva” dan kasıt insanın içerisinde oluşan mesuliyet hissidir. Bu his insanı din hakkında araştırma ve incelemeye, Peygamber’in (s.a.a) mucizeleri üzerinde düşünmeye ve hak konusunda araştırmalara iter. Bunun neticesi ise iman ve salih ameldir. Diğer bir tabirle insanda takvanın bir merhalesi mevcut olmadığı müddetçe hak hususunda araştırma ve inceleme yapma fikrine kapılamaz. Yukarıdaki ayette ilk olarak takvadan bahsederken aslında bu merhaleden bahsetmektedir. Bunun da ayetin başlangıcı olan "لَیسَ عَلَى الَّذِینَ آمَنُوا وَ عَمِلُوا الصَّالِحاتِ ..."      ile aykırı bir yönü yoktur.  Zira ayetin başlangıcındaki iman, zahiri yönden teslim olma manasına gelebilir. Ama takvadan sonra ortaya çıkan iman, gerçek imandır.

İkinci defada söz konusu edilen takva ise insanın batınına nüfuz eden bir takvadır ve etkisi daha derindir. Neticesinde iman, kalbe yerleşmiş ve sabit kalmıştır ki salih amel de onun bir parçasıdır. Bu sebeple ikinci cümlede imanı zikrettikten sonra salih amel hususunda bir şey belirtilmemiştir. Yalnızca "ثُمَّ اتَّقَوْا وَ آمَنُوا ...". yani bu iman o kadar nüfuz etmiş ve sabitlenmiştir ki akabinde salih amelin zikredilmesine ihtiyaç kalmamıştır. Üçüncü merhalede sözü geçen takvadan maksat, en âlâ ve yüce dereceye ulaşmış takvadır. Öyle ki kesin olan görevlerin yerine getirilmesinin yanı sıra, ihsana yani hatta farz kılınmayan işlerde iyilik etmeye davet vardır.

Kısacası bu üç takvadan her biri mesuliyet hissi ve sakınma merhalesine işarettir. Başlangıç merhalesi, orta merhale ve son merhale olarak ayrılır. Her biri ayette yer alan mana ve maksadı anlamaya yönelik bir belirti taşımaktadır.[1]

  1. Bu kelimenin üç defa tekrarlanmasının ve Allah’ın üç merhaleyi yani iman, salih amel ve iyilik etmenin takvaya koşul saymasının nedeni, bu merhalelerin gerçek takvayla birlikteliğine vurgu yapmasıdır. Bununla birlikte bu merhalelerde din dışı bir garez ve hedef gözetilmemesindendir.

Buna binaen "لَیسَ عَلَى الَّذِینَ آمَنُوا وَ عَمِلُوا الصَّالِحاتِ جُناحٌ فِیما طَعِمُوا ..." ayetinden kasıt, iman edip salih amel işleyenlere iman etmeden önce haram işlere mürtekip olmalarından dolayı bir günahın olmadığıdır. Ama bunun şartı da iman ve salih amel işlemenin hayatının bütün dönemlerine hâkim olması ve farzları yerine getirme ve günahlardan kaçınmadır. Bu faziletlere sahip olmakla eğer haram hükmü taşıyan ayetin nüzulünden önce, bazı haramlardan haberdar olmadan önce veya ayetin manasını anlamadan önce Şeytan’ın işi olan bu çirkinliklere müptela olmuşsa onlara bir günah yoktur. Allah’u Teâlâ da onların geçmiş günahlarını affetmiştir.[2]

  1. Birinci takvadan maksat, haram oluşu belli olduktan sonra içki içmekten uzaklaşmak; ikinci takvadan maksat içkiyi terk etme de kararlı ve sabitkadem olmak ve üçüncü takvadan maksat ise bütün günahları terk edip güzel ve hayırlı işler yapmaktır.[3]

 


[1] Bakınız: Mekarim Şirazi, Nasir, Tefsir-i Numune, C.5, S. 78-79, Dar’ul Kutubil İslamiye

[2] Tabatabai, Seyit Muhammed Hüseyin, El-Mizan fi Tefsir’il Kuran, C.6, S.12, Defter’i İntişarat’i İslami, Kum, 1417 h.k

[3] Tabersi, Mecme’ul Beyan fi Tefsir’il Kuran, C.3, S.372, Nasir Hüsrev, Tahran, 1372 h.ş

 

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Cenabet guslü alması gereken biri namaz kılabilmek için guslün yanı sıra abdestte alması gerekir mi?
    26159 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/08/11
    Cenabet guslü yerine getirmiş olan kimse normal şartlarda abdesti bozan bir durumla karşılaşmadığı takdirde (tuvalete çıkma, yellenme gibi…)aldığı cenabet guslü ile namaz kılabilir ve namaz için abdest almaması gerekir. Eğer abdesti bozan bir durumla karşılaşmadığı halde gusülden sonra namaz için abdest alırsa haram olan(yapmaması gereken ) bir ...
  • İmam niçin masum olmalıdır ve imamın masum olduğu nasıl belirlenmelidir?
    13092 Eski Kelam İlmi 2008/06/18
    Şia, Ehl-i Sünnet’in aksine, imamın, da masumiyet konusunda peygamberler (s.a.a.) gibi olduğuna inanmaktadır. Bu yüzden İslam Peygamberi ve diğer ilahi peygamberlerin de masum oldukları gibi, imam da hata ve yanlıştan masum olmalıdır.Ama Ehl-i Sünnet, peygamberden sonraki halifeliği, ilahi değil, toplumsal bir makam olarak görmektedirler onlara göre bu makam halk ...
  • Rehberliğin görüşüne göre “bilerek” namazı bozmanın hükmü nedir?
    30111 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/12/22
    İradi olarak farz namazı bozmak ve kesmek haramdır ama bir kefareti yoktur. Eğer insan namazını doğru kılıp kılmadığına dair şüphe ederse şüphesine itina etmemeli, namazını doğru kıldığına hükmetmeli ve namazı bozmamalıdır. Ama namazını bozarsa bunun bir kefareti yoktur. Elbette farz namazı iradi olarak bozmak haramdır ama ...
  • Eğer namaz kılan bir insan namaz esnasında mescidin necis olduğunu veya olacağını anlarsa ne yapmalıdır?
    6070 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/09/12
    Tevzihü’l-Mesail’de şöyle belirtilmiştir: “Eğer namaz kılan şahıs namaz esnasında mescidin necis olduğunu anlarsa ve namaz vakti dar ise namazın tümünü kılmalıdır. Eğer vakti varsa ve mescidi temizlemek namazı bozmaya neden olmazsa namaz esnasında temizlemeli ve sonra namaz kılmalıdır. Lakin bu namazı bozacaksa, namazı bozmalı, mescidi temizlemeli ve sonra namaz ...
  • Ümmü'l Mü'minin deyimi nasıl ortaya çıktı?
    11752 Tefsir 2009/06/16
    Ümmü'l Mü'minin deyimi ilk olarak Peygamber (s.a.a)'in zamanında Ahzap suresinin 6. ayetinin nazil olmasıyla deyimleşti. Ayet, Peygamber (s.a.a)'in eşlerinin mü'minlere göre durumunu ortaya ...
  • Yemek yemek için ev sahibinden izin almak gerekir mi?
    7032 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/02/14
    İslami açıdan insanın yemeğinin helal ve pak olmasının yanı sıra mubah da olması gerekir yani o yemeğin sahibi de razı olmalıdır ve biz de onun razılığını bilmeliyiz. Başkalarını malını izinleri olmaksızın kullanmak haramdır. Ancak bir kimse başkasını yemek için evine davet etmiş yemek sofrasını açmış veya bir bağ sahibi ...
  • Eğer Ayşe müminlerin annesiyse ve Kur’an onun temiz olduğunu ilan etmişse, Cemel savaşında İmam Ali’yle (a.s) nasıl savaştı?
    9578 Eski Kelam İlmi 2011/09/21
    Sorudaki temizlikten kastedilen temizlik, tathir ayetinin içeriği olan tüm yönleriyle ve mutlak temizlikse, tathir ayeti sadece aziz Peygamber (s.a.a), İmam Ali (a.s), Fatıma (a.s), İmam Hasan (a.s) ve İmam Hüseyin ile ilgilidir ve Peygamberin eşlerini kapsamamaktadır. Ama iffet ile çelişen bir ameli yapma ithamından (ifk hadisesi) temizlenmek ise, bu ...
  • Gusül alırken bedenin mutlaka yıkanması gereken yerleri neresidir?
    9969 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/01/17
    Guslün doğru olmasının şartlarından biri suyun bedenin görünen dış yüzünün tümüne ulaşmasıdır. Nitekim Tevzih-ul Mesail’de şöyle yazar: ‘Gusül alırken bedende iğne ucu kadarda yıkanmayan yer kalırsa gusül batıldır. Ama kulak ve burun içi gibi görünmeyen yerlerini yıkamak farz değildir.’
  • Hz. Meryem’in makamının yükselmesine neden olan şey nedir?
    15584 Tefsir 2012/06/26
    Kur’an ve hadislerden anlaşılan şu ki; İmran’ın kızı Meryem, mali bakımından iaşesini idare edebilecek bir güce sahip değil ve böyle fakir bir ailede (zira o doğmadan önce babası vefat etmişti) dünyaya gelmiştir. Bu neden dolayı onun sorumluluğunu Hz. Zekeriya (Meryem’in teyzesinin kocası) üstlenmişti. Bu değerli ...
  • Aceleyi gidermek için ne yapılmalıdır?
    6741 Teorik Ahlak 2012/05/03
    Acele, dinsel öğretilerin men ettiği hususlardandır. Bu, işleri yapmada erken girişimde bulunmak anlamına gelir. Acele etmek hız ve işleri zamanında yapmak ile fark eder. Hız, öncüllerin ve gerekli şartların hazır olmasından sonra insanın fırsatı elden vermemesi ve işi yapmak için girişimde bulunmasıdır. Acelenin karşısında ise soğukkanlılık ve ...

En Çok Okunanlar