Gelişmiş Arama
Ziyaret
12555
Güncellenme Tarihi: 2010/10/12
Soru Özeti
Rivayetlere göre gayrimüslimlere karşı davranışımız nasıl olmalıdır?
Soru
İslami rivayetlere göre Müslümanların gayrimüslimlere karşı davranışları nasıl olmalıdır?
Kısa Cevap

İslam, insan fıtratına uygun sevgi dolu bir din olup bütün insanlığın hidayet ve saadeti için gelmiştir. Din seçmek isteğe bağlı olduğu için her zaman bütün islam toplumlarında az çok gayrimüslim bulunur. İster İslam toplumunda ve İslam devletinin himayesinde yaşayanlar olsun (ehl-i zimme), ister gayr-i İslami toplumlarda olsun İslam, bütün insanların özellikle diğer dinlerin mensuplarının haklarına riayet etmeyi, onlara iyi davranmayı ve barış içinde yaşamayı emretmiştir. Ehl-i Zimme kafirler ise buna karşılık olarak ‘Zimmi’ şartlarını kabul etmeliler. ‘Zımmi’ şartlarına riayet etmezlerse veya ihanet etseler İslam kanunlarına göre cezalandırılırlar.

Ayrıntılı Cevap

İslam, insan fıtratına uygun sevgi dolu bir din olup bütün insanlığın hidayet ve saadeti için gelmiştir. Gayrimüslimlerle barış içinde yaşamaya ve insani haklarına riayet etmeye rivayetlerde tekit edilmiş, Masum İmamlar (a.s) devamlı olarak Müslümanları onlara karşı insaflı olmaya, haklarını eda etmeye, diğer dinlerin mensuplarına eziyet etmemeye hep tavsiyede bulunmuşlardır. Aşağıda buna birkaç örnek getiryoruz:

Resul-u Ekrem (s.a.a) şöyle buyuruyor: ‘Kim, İslam muahidlerine (anlaşma/sözleşme yapanlara) zulmederse ve gücünün yetmediği bir yük yüklerse kıyamette onun düşmanı ben olacağım.’[1]  

Yine şöyle buyurmaktadır: ‘Kim ehl-i zimme’ye (İslam’a sığınmış Yahudi, Hıristiyan ve Zerdüşt’e) eziyet ederse bana eziyet etmiştir.’[2]

İmam Ali (a.s) buyuruyor: ‘Kim ehl-i zimme’ye eziyet ederse, adeta bana eziyet etmiştir.’[3]

İbn-i Abbas, Peygamberimizin (s.a.a) şöyle buyurduğunu rivayet eder: ‘Bütün ilahi dinlerin fakirlerine sadaka verin.’[4]

İmam Ali (a.s), Malik Eşter’e yazdığı mektubunun bir bölümünde şöyle buyuruyor: ‘Halka merhametle muâmeleyi kendine âdet et; onları sevmeyi, onlara lütfetmeyi huy edin. Onlara karşı yiyeceklerini, içeceklerini ganimet bilen yırtıcı bir canavar kesilme. Çünkü halk iki sınıftır: Bir kısmı dinde kardeştir sana, öbür kısmı yaratılışta eştir sana.’[5]

Belirtmek gerekir ki, Emir-ul Müminin’in (a.s) bu fermanı Malik Eşter’e, Mısır’da Müslümanların az olduğu bir dönemde yazmış ve Mısır’ın fethinin üzerinden henüz uzun bir süre geçmemişti. Doğal olarak bu birkaç yıl içinde Müslümanlar azınlıkta, Hıristiyanlar ise çoğunlukta idiler.[6]

İmam Sadık (a.s) ehl-i zimme’nin hakları konusunda şöyle buyuruyor: ‘Müslümanların himayesinde yaşayanların hakkı şudur: Allah’ın (c.c) onlardan kabul ettiğini kabul etmen ve Allah’ın (c.c) ahdine vefa ettikleri sürece onlara zulüm etmemendir.’[7]

Yine Resul-ü Ekrem (s.a.a) ve Masum İmamlar (a.s), Müslümanların başka şehir ve ülkelerde (İslami olmayan devletlerde) yaşayan diğer dinlerin mensuplarıyla barış içinde yaşamaları konusunda önemle durmuşlardır ki, gerçekte bu Kur’an’ın tavsiye ettiği barış içinde yaşama ruhudur. Ve bu da İslamın gayrimüslimlerle savaş ve mücadele amacında olmadığının açık bir göstergesidir.  

İmam Ali (a.s), Malik Eşter’e yazdığı mektubunun diğer bölümünde yine şöyle buyurmaktadır: ‘Seninle düşmanının arasını bir bağla bağladın, onunla bir muâhedeye vardın, yahutda ona aman elbisesini giydirdin mi ahdine vefâ et; verdiğin amana riâyet et; nefsini, ona verdiğin söze, ahde kalkan yap. Çünkü dilekleri birbirine aykırı, reyleri darmadağın ve çeşit çeşit olduğu hâlde insanların Allah'ın farz ettiği şeylerde hepsi de ahde vefâ etmeyi ululadıkları gibi ululadıkları bir farz yoktur. Hattâ Müslümanlar şöyle dursun, müşrikler bile bunu gerekli saymışlar, buna riâyet etmişler, ahitte, amanda durmamanın ne zararlar vereceğini bilmişlerdir. Verdiğin amana gadretme; ahdini bozma, hıyânette bulunarak düşmanını aldatma, çünkü Allah'a karşı böyle bir cür'ette bulunan, çok kötü, çok ziyankâr bir bilgisizdir ancak. Allah, ahdini, amanını kulları arasında bir rahmet olarak yaymıştır ki o, bir emniyettir, herkes orda esenleşir; bir haremdir, herkes ona sığınır...’[8]    

Sonuç şu ki, Masumlar (a.s), gayrimüslimlerle ilişkilerin adalet, insaf, hakların eda edilmesi ve eziyet edilmemek üzerine olmasını tavsiye etmişlerdir. Eğer ahdlerini bozar veya ihanet ederlerse bu durumda İslam, fitneyi yoketmek ve ona karşı koymak için kesin hükmünü vermiş ve şöyle buyurmuştur: ‘De ki: Ey kitap ehli, kendiniz de tanıksınız, öyle olduğu halde gene zor zoruna ne diye bir eğrilik bulmaya yeltenir de inananları, Allah yolundan döndürmeye çalışırsınız? Allah'sa yaptıklarınızdan gafil değildir ki.’[9] 


[1] -Sadruddin Belaği, Adalet ve Kaza Der İslam, s.57; Zeyn-ul Abidin Kurbani, İslam ve Hukuk-u Beşer, s.397.

[2] -Sadruddin Belaği, a.g.e.

[3] -İbn-i Ebi’l Hadid, Şerh-i Nehc-ul Belağa, c.20, s.253, hadis: 578.

[4] -Afif Abdulfettah Tabbare, Ruh-ud Din-il İslami, s.276.

[5] -Nehc-ul Belağa, 53. Mektup.

[6] -Mecelle-i Mekteb-i İslam, Yıl:8, No:5, s.49.

[7] -Vesail-uş Şia, c.15, s.177, 3. Bab

[8] -Nehc-ul Belağa, 53. Mektup.

[9] -Al-i İmran/99

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Cumartesi gününde ihtiyaçtan dolayı balık tutan bir şahsın cezası maymun olmak mıdır?
    42846 Tefsir 2012/05/16
    İsrail oğullarının şeklinin değiştirilmesinin salt gelir elde etmek için balık tutmaları olmadığı bilinmelidir; çünkü bu iş günah değildir ve şeklin değişmesi gibi bir neticesi de bulunmamaktadır. İslam’ın mantığında Allah katında bu amel ibadet sayılmaktadır. İmam Sadık (a.s) şöyle buyurmuştur: Ailesinin rızkını sağlamak için çalışan ve çaba gösteren ...
  • Cehennem ehlinin yüzü nasıldır?
    12869 Eski Kelam İlmi 2012/07/21
    Kur’an’ı kerim ayetlerini inceleme neticesinde şöyle bir netice alınabilinir: Bir taraftan cehennemliklerin yüzü yanma neticesinde derisi kendi kabuğuna çekilir, dudakları parçalanır çok çirkin ve korkunç bir hale gelir şekilde müşahede ediliyor. Bir diğer taraftan ilahi azabın yenilenmesi ve tekrarlanması için Allah u Teâlâ karar kılmış ki beden ...
  • Miktat b. Esved hakkında bilgi sahibi olmak istiyordum, acaba onun biyografisi ve hayatı hakkında bilgi bana göndere bilir misiniz?
    19223 تاريخ بزرگان 2009/01/10
    Miktat, Fil yılının 16'sında dünyaya geldi ve "Miktat b. Esved Keldi" olarak tanındı. Babasının ismi Amr'dır. Miktat, Allah Resulü'ne (s.a.a) iman eden on üçüncü Müslüman ve Müslümanlığını açıklayan ilk yedi kişiden biridir. Dolayısıylasabiqinden kabul edilmektedir. O, iki defa hicret etmiştir bu yüzden "Haceru'l-Hicreteyn" ...
  • Hacda neden ihram giymeliyiz?
    16033 Hukuk ve Şer’I Hükümler Felsefesi 2012/03/11
    Hac insanı düşündüren ve fıtratına yönlendiren birçok sır ve alametlerle doludur. Hacda her adımda amellerin zahir ve batınına dikkat edilmelidir; zira onun zahiri için riayet edilmesi gereken bir takım özel hükümler vardır ve batına bakmayla bu sır ve gizemli amellerin felsefe ve nedeni kavranabilir. İhram elbisesi giymek, ...
  • Kur’an ayetlerinin tahrif edildiğine işaret eden Ehli Sünnete ait kaynaklar var mıdır?
    11109 Kur’anî İlimler 2011/08/03
    Ehli Sünnet kardeşlerin birçok kitabında ve bu cümleden olmak üzere onların en muteber kitapları sayılan altı sahih kitapta sayılı Kur’an-ı Kerim ayetlerinin kaybolduğunu gösteren birçok rivayet mevcuttur. Recim ayeti veya onların okuyuşlarında bulunan ve meşhur okuyucuların da tilavet ederken dikkat gösterdiği değişiklikler bu kabildendir. Ama böyle rivayetler ...
  • Allah Teala bir şahsiyete ve kendini bilme özelliğine sahip mi?
    6987 Teorik İrfan 2009/08/20
    İslam, Hıristiyanlık dininin aksine Allah Tealayı bir insan olarak görmemiş ve Allah Teala’yı sınırlı bir varlık olarak telakki etmemiştir. Onun insani bir vücuda sahip bir varlık olduğuna inanmaktadır. İşte bu yüzden İslam dininde Allah Teala:1.             İnsanla karşılaştırılmaz.
  • Cude’nin Hz. Hasan’dan (a.s) olma bir evladı var mıydı?
    19033 تاريخ بزرگان 2011/08/17
    Cude, Eş’as b. Kays Kindi’nin kızıdır. Eşas, İslam’ın ilk yıllarındaki meşhur şahıslardan olup o dönemin tehlikeli münafıklarından sayılmaktaydı. Belazeri’nin yazdığına göre Cude babasının hilesiyle İmam Hasan Mücteba (a.s) ile evlenmiştir.[1] Bir rivayette İmam Sadık (a.s) şöyle buyurmuştur: Eşas, Müminlerin ...
  • İslam tüm sorunların çözmeye nasıl kadirdir?
    6100 Fıkıh 2012/02/18
    İslam’ın hüküm ve buyrukları âlim ve hikmet sahibi Allah tarafından olup insanlığın tüm sorunlarını halletmeye kadirdir. Ama bu, toplumdaki tüm fertlerin İslam’ın buyruklarıyla amel etmesi şartıyla tahakkuk eder. Bugün gençlerin evliliği önünde birçok sorun yer alsa da hem kız, hem oğlan ve hem de tarafların ailelerinin İslam’ın buyruklarına göre ...
  • Tesnim adlı tefsir kitabında kuranın sübut ve ispat makamına işaret edilmiştir. Bu iki makam arasındaki farkı nedir?
    9740 Tefsir 2012/04/02
    Kuran’ın sübut makamı, Kuran’ın kendi başına hüccet olduğu anlamındadır. Bu asılca bu mukaddes kitap kendi kendince asıl itibariyle hüccet sayılmaktadır. Ama Kuran’ın ispat makamı kuranı kerimin zati itibarıyla hüccet olmasının yanı sıra diğer metinleri ve farklı akideleri ispatlama ve onları değerlendirme ölçüsü kabiliyetine sahiptir olması anlamındadır. Çok ...
  • İmam ve peygamber'in farkı nedir?
    13026 Eski Kelam İlmi 2010/09/20
    Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız. ...

En Çok Okunanlar