Gelişmiş Arama
Ziyaret
6710
Güncellenme Tarihi: 2008/05/19
Soru Özeti
Kur’an Kerim ayetlerinde ve masumlardan nakledilen hadislerde arş ve kürsî kavramlarıyla çok kez karşılaşmaktayız, bu iki kavramdan maksat nedir?
Soru
Kur’an Kerim ayetlerinde ve masumlardan nakledilen hadislerde arş ve kürsî kavramlarıyla çok kez karşılaşmaktayız, bu iki kavramdan maksat nedir?
Kısa Cevap

Kuran müfessirleri ayet ve rivayetlere dayanarak arş ve kürsî için değişik anlamlar ifade etmişlerdir. Bazıları arş ve kürsînin iki farklı kelime ama manalarının bir olduğunu söylemiş ve bundan maksadın kinaye yoluyla Allah'ın âlemi idare etmesidir demişlerdir. Fakat bazı âlimler ise şu anlamları söylemişlerdir:

1. Kürsîden maksat yüce Allah'ın ilmidir, yani Allah-ı Teala'nın ilmi yeryüzü ve gökyüzünde bulunan her şeyi kapsamaktadır ve hiçbir şey onun bilgisi dışında değildir.

2. Arş ve kürsîden maksat yüce Allah'ın hükümranlığı ve âlemin idaresine olan hâkimiyetidir. Kürsî, Allah'ın madde âlemine olan hâkimiyeti örneğin yeryüzü, yıldızlar, gezegenler, samanyolları. Arş ise, Allah'ın madde ötesi âleme yani ruhlar ve melekler âlemine hâkimiyetidir.

3. Arş özel ve gerçek bir varlıktır, bundan maksat kesinlikle benzetme değildir. Kürsî ise, yer ve gökyüzünden çok daha geniş olan ve her taraftan kuşatandır.

4. Arş bazı ayetlerde gerçek bir varlık manasında ve bazı ayetlerde ise benzetme / kinaye anlamında kullanılmıştır.

Ayrıntılı Cevap

Arşın sözlük manası tahttır,[1] Arş, hükümdarların üzerinde oturdukları taht demektir. Bu kelime, kimi zaman kinaye yolu ile hükümdarlık makamı anlamında kullanılır. Ragıp İsfahanî el-Müfredat adlı eserinde bu kelime hakkında şu açıklamayı yapıyor:

"Arş, aslında üstü örtülü ve gölgelikli şey demektir. Çoğulu "urûş"dur. Bazılarına göre arş, en üstteki felek ve kürsî de yıldızlar feleğidir. Bu görüşü ileri sürenler, Peygamberimizin (s.a.a), 'Yedi gök ve yedi yer, kürsîye nispetle uçsuz bucaksız bir çöle atılmış bir halka gibidir. Arşın yanında kürsî de öyledir.' şeklindeki hadisini delil göstermişlerdir."[2]

Öteden beri yerleşmiş olan geleneğe göre, toplumların önderleri, liderleri, hükümdarları özel oturma yerlerine sahiptirler. Bunlarla, sıradan halktan ayrılırlar. Minderler ve koltuk yastıkları gibi. Bu ayırımcılık, sonunda sedirlerin ve tahtların icat edilmesine vardı, hükümdarlar için arş yapıldı ki bu, en yüce, en yüksek oturma yeridir ve hükümdarlara mahsustur. Böylece taht ve egemenlik birbirinden ayrılmaz oldu. Sonuçta, taht denince hemen akla egemenlik geldiği için taht (arş), egemenlik anlamını taşıyan ve saltanat makamını simgeleyen bir kelime oldu. Ülkenin yönetimi ile ilgili bütün yetkilerin dizginleri buraya varıp dayanır, burada birleşir.

Kürsî ise; taht, ilim, mülk, Allah'ın kudreti ve onun idaresi anlamlarındadır.[3]

Kuran-ı Kerim'de yeryüzü, gökyüzü ve bu ikisinin arasında bulunan varlıklar dışında iki varlık için arş ve kürsî kavramları kullanılmıştır. Kuran müfessirleri, bu iki kavramdan maksadın ne olduğu hususunda ayet ve rivayetlere dayanarak değişik görüşler ortaya koymuşlardır. Onlardan bazıları şöyledir:

Bir grup âlime göre; arş ve kürsî iki farklı kelimedir ama manaları birdir ve maksat kinaye yoluyla Allah'ın âlemi idare etmesi, her şeyin onun isteği ve izni doğrultusunda hareket etmesidir.[4]

Arş kelimesi Kuran'da dört yerde taht manasında kullanılmıştır: Yusuf suresi ayet 100 ve Nahl suresinin 23,38,42. ayetlerinde. Allah'ın arşı manasında ise 21 yerde geçmiştir ki genellikle istiaridir, nitekim arş kelimesi Kuran'ın en önemli müteşabih ayetlerinden biridir. Bu ayetlerde gecen ilahi arştan maksadın ne olduğu hakkında ihtimaller şunlardır:

1. Arştan maksat Allah'ın saltanat ve âlemi idare makamıdır, bunu da özellikle ayetlerde arş kelimesinden sonra tedbir yahut ona benzer kelimelerin kullanılmasından anlamaktayız. Örneğin Yunus suresinin 3. ayetinde şöyle buyrulmuştur: "Şüphesiz ki Rabbiniz, gökleri ve yeri altı günde yaratan, sonra da işleri yerli yerince idare ederek arşa istiva eden Allah'tır."[5]

2. Bir diğer ihtimal ise, arştan maksadın gerçek ve özel bir varlık olduğunudur. Nitekim Tevbe suresinin son ayetinde şöyle geçmiştir: "O yüce Arş'ın sahibidir."[6] Görüldüğü gibi ayetin zahirinden de anlaşılan arşın bir varlık olduğu ve Allah'ın da onun rabbi olduğudur.

3. Arşın ne olduğu hakkında söylenen üçüncü açıklama; bu iki ihtimalin toplamıdır. Yani bazı ayetlerde arştan maksat gerçek bir varlık bazı ayetlerde ise Allah'ın idaresi kinaye yoluyla kastedilmiştir.[7]

Allame Tabatabai arş hakkında şunları yazmaktadır: Arş dışta olan hakikatlerden bir hakikattir. "Sonra arşa istiva etti" ayetinde yüce Allah'ın âlemin idaresini kapsadığı anlatıldığı gibi, bir diğer hakikat olan; âlemdeki tüm idare orada toplanmış ve her şey oradan kontrol edilmektedir gerçeğine de değinilmektedir. Ayrıca arşın hakiki bir varlık olduğu; Muminun:7,Hakke:17 ve Zümer:74'ten de anlaşılmaktadır.[8]

Masumlardan nakledilen bazı rivayetlerde, arşın gerçek bir varlık olduğu ve meleklerinde onu taşıdığı bildirilmektedir. İmam Sadık'a (a.s) arş ve kürsînin ne olduğu soruldu, İmam şöyle buyurdular: "Arşın birçok sıfat ve özelliği bulunmaktadır, Kuran'ın hangi ayetinde arş kelimesi kullanılmışsa onunla alakalı olan sıfat kullanılmıştır. Örneğin: "O yüce Arş'ın sahibidir" Ayetindeki yüce arştan maksat büyük ve yüce mülktür yahut "Rahman arşa istiva etti" ayetinden maksat da Allah'ın tüm mülküne ihata etmesi ve her şeyin niteliğini bilmesidir. Bu kelime kürsî ile birlikte kullanılacak olsa, kürsînin anlamının dışında bir anlam kazanacaktır. Zira arş ve kürsî gaybın iki büyük kapısıdır, ikisi de bizzat gaybdırlar ve gayb olmakta eşittirler. Şu farkla ki kürsî gaybın zahiri kapısıdır; her şeyin oluşumu ve doğuşu o kapıdandır, lakin arş gaybın batini kapısıdır yani oluşan varlıkların niteliğinin bilinmesi, sınır ve mekânlarının belirlenmesi, taktirleri, irade sıfatları ve tüm varlıkların başlangıcı-sonucunun bilinmesinin hepsi o kapıdandır."[9]Allah Resulünden (s.a.a) arş hakkında şöyle rivayet edilmiştir: "Güneş, ay ve yıldızlar yüce Allah'ın arşının ışığından yaratılmışlardır."[10]

Kürsîden maksadın ne olduğuna gelince:

Bu kelime Kuran-ı Kerim'de sadece bir defa kullanılmıştır, Bakara suresinde şöyle buyruluyor: "…O'nun kürsüsü gökleri ve yeri içine alır…"[11] Bu ayete gecen kürsîden maksadın ne olduğu hakkında âlimlerin farklı görüşleri bulunmaktadır:

1.Kürsî bölge ve hükümet demektir ki maksat Allah'ın hâkimiyetidir. Yani Allah her şeye hâkimdir, hiçbir şey onun hükümetinin ve hâkimiyetinin dışında değildir, dolayısıyla madde âleminde görülen her şey yüce Allah'ın kürsüsüdür.[12]

2. Kürsîden maksat Allah'ın bilgisinin ulaştığı yerlerdir. Yani Allah'ın bilgisi tüm yeryüzünü ve gökyüzünü kapsamaktadır, hiçbir şey onun bilgisinin dışında değildir.[13]

Bu görüş, İmam Sadık'tan (a.s) nakledilen rivayet ile de uyuşmaktadır. İmama: : "…O'nun kürsüsü gökleri ve yeri içine alır…" ayetinden maksat nedir, diye sorulduğunda İmam Sadık (a.s) şöyle buyurdu: "Yüce Allah'ın ilmidir."[14] Yine İmam Sadık (a.s) kürsî hakkında buyurmuştur: "Kürsî yüce Allah'ın özel ilmidir ki hiç kimse hatta peygamberler bile onun ne olduğunu bilmezler."[15]

3. Kürsî tüm yeryüzü ve gökyüzünden daha büyük olan ve her şeyi içine alan özel bir varlıktır.

Numune tefsirinin yazarlarına göre; bu üç ihtimal birbiriyle çelişmemekte ve her üçünü de kabul edebiliriz. Yani yüce Allah her şeyin hâkimi ve her şeyi bilendir.[16]



[1] Abdulkerim Safipur, Muntahal İrb, c.3/4,Ayn harfi, s.1716.

[2] Ragıb İsfahani, Müfredat, Arş kelimesi.

[3] Abdulkerim Safipur, Muntahal İrb, c.3/4,kaf harfi, s.1090.

[4] M.Taki Misbah , Maarifi Kuran, c.1/3,s.248

[5] Yunus,3.

[6] Tevbe,129.

[7] M.Taki Misbah, Maarifi Kuran, c.1/3,s.249-250.

[8] Muradali Şems, Ba Allame Der el-Mizan, c:2,s:165-167.

[9] Şeyh Saduk, Tevhid, c:1,s:321-322.

[10] ed-Durrul-Mensur, c:3,s:477. Biharu'l-Envar, c:55,s:210.

[11] Bakara,255.

[12] Tefsir-i Numune, c:2,s:200-201.

[13] el-Mizan, c:2,s:513.

[14] et-Tevhid, s:327.

[15] Meaniu'l-Ahbar, c:1,s:29. Tefsir-i Burhan, c:1,s:240.

[16] Tefsir-i Numune, c:2,s:200-201.

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Fikhi açıdan had cezasının uygulanması niçin yargıcın sorumluluğundadır?
    9145 Hukuk ve Şer’I Hükümler Felsefesi 2012/09/09
    Beşeri toplumların örfünde suçluların cezalandırılması, hükümetin sorumluluğundadır ve devlet dışında biri, bunu uygulayamaz. Bu ilke, İslam fıkhı tarafından da teyit edilmiştir. Müslüman fakihler hadlerin uygulamasını İmam’ın (a.s) var olduğu dönemde, Masum İmam’ın (a.s) ve onun tarafından atanan kimseler tarafından uygulanacağına inanırlar. Ancak gaybet döneminde, haddin uygulanması, gerekli ...
  • Estetik ameliyatlar konusunda İslam’ın görüşü nedir?
    8180 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2008/05/14
    Ehl-I Beyt Mektebinin büyük Taklit Mercilerinin güzellik amaçlı estetik ameliyatları konusunda ki çeşitli görüşleri aşağıda sıralanmıştır:Ayatullah el-Uzma Hamei’nin yetkili bürosu tarafından yayınlan fetva:Mahrem olmayanın insana dokunmasının ve başka günahı gerektirmediği müddetçe, estetik ameliyeti haddi zatında caizdir.Ayetullah el Uzma Mekarim Şirazi’nin bürosu tarafından yayınlana fetva:Başka bir haramı ...
  • el-Muttali ve el-Mulakkan sıfatlar kemaliye mi yoksa veya cemaliye sıfatlardan mıdırlar?
    7020 Eski Kelam İlmi 2012/05/15
    İster Allah’ın lütfunu, ister kahrını vs. yansıtsın bir sıfatın Allah’ta olduğunu ispat eden bütün sübuti sıfatlar kelam ilminde cemal sıfatları diye bilinmekte ve varlık açısından aralarında herhangi bir fark yoktur. Soruda gelen el-Muttali (Telkin edici) ve el-Mulakkan (Bilen)’da bunlardandır. ...
  • Kadınlar, arka arkaya 31 gün olan orucun keffaretini hayız halinde nasıl yerine getirebilirler?
    6467 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/02/14
    Arka arkaya tutulması şart olan oruçlarda (keffaret veya adak orucu gibi), hastalık, hayız, nifas vb. özürlerden dolayı mükellef arka arkaya oruç tutamazsa özrü (hastalık, hayız, nifas...) giderildikten sonra orucunu tutmaya hemen devam ederse orucu sahih olur ve yeni baştan oruçları tutmasına gerek yoktur.
  • Bir Avrupalı için, İslam’ı ve Şia’yı nasıl tanıtmak mümkündür?
    8770 Eski Kelam İlmi 2009/08/23
    Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız. ...
  • Mescidin hangi halısının necis olduğunu bilmiyorsak, onu nasıl temizleyebiliriz?
    5845 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/10/23
    Büyük mercilerin (Allah onları korusun) bürolarının yanıtları şunlardır: Hz. Ayetullah Uzma Hamaney’in (ömrü uzun olsun) Bürosu: Sorulan sorudaki varsayıma göre belirtilen tüm halılar yıkanmalıdır. Hz. Ayetullah Uzma Sistani’nin (ömrü uzun olsun) Bürosu: Yakin hâsıl olması için tüm halılar yıkanmalıdır. Hz. Ayetullah Uzma Mekarim Şirazi’nin (ömrü uzun olsun) Bürosu: Eğer ...
  • “Kurban bayramı gecesinde yapılan cima neticesinde şekillenen nütfeden meydana gelecek çocuk altı parmaklı olacaktır” şeklinde olan rivayet ne kadar doğru ve güvenilirdir?
    31876 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2012/02/15
    Peygamber Efendimiz (cinsel ilişkiye girme bağlamında müstehap ve mekruh konuları içeren uzun bir rivayette) İmam Ali’ye (a.s) şöyle buyurdu: “kurban bayramı gecesinde kendi hanımıyla cinsel ilişkide bulunma. Zira eğer bu gecede yapılan cima neticesinde çocuğun nütfesi şekillenirse ondan dünyaya gelecek çocuk ...
  • Neden Yahudiler Yahudi olarak adlandırılmaktadır?
    10054 Eski Kelam İlmi 2012/03/11
    Yahudilerin Yahudi olarak adlandırılmasının nedeni hakkında ihtilaf vardır. Bazıları Yahud’un hidayete ermiş olduğu manasına geldiğini ve bunun nedenin de Musa’nın (a.s) kavminin buzağı tapmaktan tövbe etmesi olduğunu belirtmiştir.[1] Bazıları da bu kavme Yahudi söylenmesinin nedeni hakkında şöyle demiştir: Hz. Yakub’un dördüncü oğlunun adı “Yahuza” ...
  • İlime hakiki anlamda iştiyak kazanmanın yolu nedir?
    7506 Pratik Ahlak 2011/07/23
    Ayetullah Hadevi Tehrani'nin bu konuyla ilgili görüşü şöyledir:İlime duyulan iştiyak ilahi bir lütuftur. Ancak bu hissi bazı yollardan güçlendirmek mümkündür:1- Sırayı gözeterek ve düzenli bir şekilde ders okuma. Bu tür ders alma insanda öğrenme ve ilime ilgi hissini güçlendirir ...
  • Zamanın imamı (a.s) kimin eliyle şahadete erecektir ve ondan sonraki dönem ne kadar sürecektir?
    8685 Eski Kelam İlmi 2011/05/21
    Zamanın imamının (a.s) ömrünün sonu hakkında iki grup rivayet mevcuttur. Birinci gruptaki rivayetler onun tabii bir ölümle, ikinci gruptaki rivayetler ise şahadet ile ömrünün noktalanacağını bildirmektedir. Ama onun katilinin kim olduğu noktasında elde kabul edilir bir rivayet ve delil mevcut değildir. Aynı şekilde zamanın imamının vefatından kıyamete dek süren ...

En Çok Okunanlar