Gelişmiş Arama
Ziyaret
55405
Güncellenme Tarihi: 2012/04/19
Soru Özeti
Kehf suresinin Muhtevası ve okumasının fazileti nedir?
Soru
Kehf suresinin Muhtevası ve okumasının fazileti nedir?
Kısa Cevap

Kehf suresi kuranı kerimin diğer sureleri gibi faziletlere ve birçok nitelik ve özelliklere haizdir. Bu yücelik ve faziletler peygamberden (s.a.a.) ve İmamlardan (a.s.) nakledilen birçok rivayetlerde beyan edilmiştir. Peygamberden (s.a.a.) nakledilen bir rivayette şöyle denilmektedir: Bu sure nazil olduğunda yetmiş bin melek onunla birlikte imiştir. Her kim Kehsf suresini Cuma günü okursa bir sonraki cumaya kadar Allah onun günahlarını af eder şeklinde olan rivayet bu konuda olan rivayetlerden bir başka örnektir. Başka bir rivayet şöyle buyurmaktadır: Her kim her Cuma akşamı kehf suresini okursa dünya aleminden şehit olarak gidecek ve şehitlerle haşır olunacaktır.

Bu surenin içermiş olduğu öğreti ve konular şunlardır: Hamd ve sena ile başlıyor ve tevhit, iman ve salıh amel ile bitiyor. Bu surenin birçok ayeti mebde ve mead konuları açıklıyor ve cennetteki nimetleri müjdeliyor ve cehennemdeki azaptan da korkutuyor. Bu surenin cazip konulardan bir diğeri de, bu surede yer alan üç kıssanın var olmasıdır. Bu kıssalarda birisi; Ashabi kehf kıssası, ikincisi; Musa (a.s.) ve Hıdır (a.s.) kıssası, üçüncüsü; Zülkarneyn destanıdır.

Ayrıntılı Cevap

Soru soran okuyucumuzun sorusu surenin fazileti, konumu ve surenin muhtevasıyla alakalı olduğunu dikkate alarak cevabını iki bölümde sunacağız.

  1. Kehf Suresinin Konumu ve Haiz Olduğu Nitelikler:

Kehf suresi kuranı kerimin diğer sureleri gibi birçok faziletlere ve birçok nitelik ve özelliklere haizdir. Bu yücelik ve faziletler peygamberden (s.a.a.) ve İmamlardan (a.s.) nakledilen birçok rivayetlerde beyan edilmiştir. Bu konum da surenin içermiş olduğu öğretilerin ve konuların önemliliğinden kaynaklandığı da açıktır. Bu kısacık makalede masumların (s.a.) bu surenin değeri, konumu ve kıraat edilmesinin değeri hakkında var olan rivayetlerden bazılarına örnek teşkil etsin diye işaret edeceğiz.

  1. Peygamber (s.a.a.) kendi yaranlarına şöyle buyuruyor: “Nazil olduğunda kendisiyle birlikte yetmiş bin melek nazil olan, yüceliği gökyüzünü ve yeryüzünü dolduracak kadar değerinde olan sureyi size tanıtmamı istiyor musunuz”? Onlar cevaben evet ya Resulüllah dediler: Peygamber (s.a.a) şöyle buyurdu: “Bu özelliklere haiz olan sure kehf suresidir.  Her kim bu sureyi Cuma günülerinde okursa bir sonraki cumaya kadar Allah onun günahlarını af eder”.[1]
  2. Başak bir hadiste peygamberden şöyle nakledilmiştir: “Her kim bu sürenin başından on ayet ezberlerse (hifz ederse) deccal ona dilini uzatamaz. Ve her kim surenin tümünü okursa cennete girecektir”.[2]
  3. İmam sadıktan (a.s.) da şöyle nakledilmiştir: “Her kim her Cuma akşamı kehf suresini okursa dünyadan şehit olarak gidecek ve şehitler saffında yer alacaktır”.[3],[4]
  1. Kehf Suresinin Muhtavası Hakkında:

Bu surenin içermiş olduğu öğreti ve konular şunlardır: Hamd ve sena ile başlıyor, tevhit, iman ve salıh amel ile bitiyor. Biz burada bu surenin içermiş olduğu konuları başlıklar şeklinde açıklamaya çalışacağız.

  1. Bu surenin içeriği diğer mekki sureler gibi çoğunlukla mebde, mead konularını beyan eder, cennetin nimetlerini müjdeler ve cehennemin azabından korkutur.
  2. Bu sure o zor günde Müslümanların karşı karşıya kalmış oldukları için teselli vermek için çok önemli bir konuya işaret ediyor. O konuda şudur: Az bir grup sayı bakımından ne kadar az oluyor ise olsun zahiri olarak güçlü ve sayı bakımından ne kadar çok oluyor olsun olanlara karşı teslim olmamalıdır. Belki Ashabi Kehf gibi küçük bir grup gibi kendi hesaplarını fasit ve şirke bulaşmış olan çevrelerden ayırmaları ve onların zıddına kıyam etmeleri gerekmektedir. Eğer güçleri var ise onlara karşı mübareze etmeleri gerekir. Ama eğer güçleri yok ise hicret etmelidirler.
  3.     Hakeza bu surenin hikaye etmiş olduğu kıssalardan bir diğeri servet bakımından tamamen bir diğerinden farklı ve zıt olan iki kişinin destanıdır. Onlardan birisi çok servet sahibi ama imansız diğeri ise fakir ama imanlıydı. Ama fakir olan bu kişi kesinlikle servetli olan kişiye karşı kendi imanından el çekmedi ve izzetin elden vermedi. Gücü yettiği kadar ona nasihat etti ve onu irşat etmeye çalıştı. Sonuç itibariyle de ondan beri olduğunu ilan etti ve neticede kendisi galip geldi.
  4. Bu surenin bir diğer kısmı ise hazreti Musa ve hazreti Hıdır kısasıyla alakalıdır. (Elbette Hıdırın ismi gelmemeiştir). Musan’ın zahiri olarak tiksindirici olan işlere karşı takındığı tavra işaret ediyor. Onun zahiren tiksindirici ama batını dolu maslahat olan işlere karşı sabırsız ve direnişi gösteremedi. Ama hazreti Hıdırın vermiş olduğu açıklamalardan sonra konuların derinliğini anladı ve rahatsızlıklarından pişman oldu ve karasızlığını kenara itti.
  5. Bu surenin başka bir bölümü Zülkarnen olayını anlatıyor: Onun evrenin doğusunu ve batısını dolaştığını anlatıyor. Bu yolculukta farklı kültürlere sahip olan farklı kavimlerle karşılaştığını beyan ediyor. Sonuç itibariyle bir grup insanların yardımıyla “yecüc” ve “mecücün” hilelerine karşı koydu ve geçitlerini demirlerle bir sedd çekerek tıkadı onların başka yerlere nüfuz etmelerini önledi.
  6. Bu surenin calip ve kayda değer bir diğer noktası da bu surede üç kıssanın yer almış olmasıdır: Birisi; Ashabi kehf, ikincisi; Hz. Musa (a.s.) ve Hz. Hıdır’ın (a.s.) kıssası, Üçüncüsü; Zülkarneyn destanıdır.

Dikkate şayandır ki kuranı kerimde zikredilen diğer kıssalar kuranın birkaç yerinde tekrar edilmiş niteliğine sahiptir ama bunun aksine bu üç kıssa ise kuranın başka surelerinde zikredilmemiştir.

Elbette sadece Enbiya suresinin 96. Ayetinde Yecüc ve Mecüc meselesine Zülkarney’nin ismi zikredilmeden işaret edilmiştir. İşte bu özellik bu sureyi diğer surelerden ayıran bir özelliktir.[5]

 


[1] Arusi Huveyzi, Abdu Ali b. Cuma, “tefsir-i nurus – sakaleyn”, Kum: intş. İsmailiyan, 1415, kameri, c. 3, s. 241.

[2] A.g.e.

[3] Hur Amuli, “vesailu’ş-Şia”, Kum: muesesei Alulbeyt (a.s.), 1409, kameri, c. 7, s. 410.  

[4] Konuyla ilgili daha fazla bilgi edinmek için aşağıdaki adreslere müracaat ediniz: “nemaye: sevabi kıraat surehayı kuran, 872 (sayt: 1021” ve  “tefsir-i nurus – sakaleyn”, Kum: intş. İsmailiyan, 1415, kameri, c. 3, s. 241- 242.

[5] Kehf suresinin içermiş olduğu öğretileri hakkında daha fazla bilgi edinmek için aşağıdaki adreslere müracaat ediniz: Mekarım Şirazi, Nasır, “tefsiri Nümune”, Tahran: darul kütübil islamiye, 1374, şemsi, c. 12, s. 336  - 338; “Tefsir-u Nurus – Sakeyleyn”, c. 3, s. 241 – 242; Taberisi, “mecmeul – beyan”, Tahran: nasır husru, 1372, şemsi, c. 6, s. 690 – 691.

 

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Cemaat namazında saf nasıl tutulur? Hareket etmek namazı batıl eder mi?
    12279 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/03/07
    Karşılaştığınız olay (cemaat namazında saf oluşturmak) fıkıh kitaplarındaşöyle anlatılır:  1- Me’mum imamdan önde olmamalıdır.[1]2- Me’mum bir erkek ise imamın ...
  • Beyin ölümünden sonra organ bağışı hakkında taklit mercilerinin görüşünün ne olduğunu öğrenmek istiyorum.
    5981 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/04/12
    Aşağıdaki cevaplar taklit mercilerinin bürolarından alınmıştır: Hz. Ayetullah Uzma Hamaney’in (Ömrü uzun olsun) Bürosu:Eğer diğer hastaları tedavi etmek için söz konusu hastaların beden organlarından istifade etmek kendilerinin ölümlerini çabuklaştırır ve hayatlarının noktalanmasına neden olursa, caiz değildir. Bu ...
  • Allah bir işi yapamayacak kadar güçsüz müdür ve bir başkasının O’nun işini yapması gerekir mi?
    7555 Eski Kelam İlmi 2012/06/23
    Bu soruda dile getirilen iddia ve varsayım şudur: Her nerede Allah’ın zatı bir işi yapmaya güç yetirebiliyorsa O’nun kendisi bu işi yapar ve eğer buna güç yetiremezse sebeplerden istifade eder. Allah’ın her işe güç yetirebildiğini bildiğimizden dolayı O’nun fillinin nedenler kanalıyla gerçekleşmesi muhaldir ve her kim bir ...
  • Öldürmenin çeşitlerini ayrıntılarıyla anlatınız.
    6619 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/03/03
    Öldürme, çeşitli yönlerden kısımlara ayrılabilir. Aşağıda kısaca onlara değiniyoruz:1- Haklı ve haksız olarak öldürme.2- Öldürmenin ne zaman yapıldığı3- Öldürmenin idamla, silahla veya sopayla olması, yine taşlanmak ve diğer şekillerde cezaları yönünden gerçekleşmesi. 4- Öldürmenin kasıtlı, kasıtlıya ...
  • İnsanın üstünlüğünü tehdit eden amiller nelerdir?
    7493 Pratik Ahlak 2012/01/23
    Kur’an-ı Kerim’in bakışında gerçekte insanın insanî makam ve üstünlükten düşmesine neden olan ahlakî düşüş, değişik etkenlere bağlıdır: Bir grup Kur’an ayeti, insanların gaflet, akıl ve düşünceyi kullanmama ve bunların gerekleriyle amel etmeme nedeniyle insanî üstünlüklerini yitirdiğini beyan etmektedir. Başka Kur’an ayetleri ise nefis hevesi ve dünya sevgisini ...
  • Kur’an’da Hz. Muhammed’in (s.a.a) adı kaç defa zikredilmiştir?
    17590 Kur’anî İlimler 2011/05/21
    Yüce İslam Peygamberi Hz. Muhammed’in (s.a.a) adı Kur’an’da dört defa gelmiş ve aşağıdaki surelerde zikredilmiştir:1. Ali İmran, 144. Ayet: “Muhammed, ancak bir peygamberdir. Ondan önce de peygamberler gelip geçmiştir. Şimdi o ölür veya öldürülürse gerisin geriye (eski dininize) mi döneceksiniz? Kim gerisin geriye dönerse, Allah’a hiçbir zarar ...
  • Hazreti Muhsin Kimdir ve nasıl şehit edildi, onun katili kimdir?
    33885 تاريخ بزرگان 2012/09/20
    Şia ve ehlisünnetin rivayet ve tarihi kaynaklara göre hazreti Muhsin (a.s.) Hz. Ali ve hazreti Fatma’nın çocuklarındandır. Ömer veya Kunfüz hazreti Fatma’yı (a.s.) duvar ile kapı arasına sıkıştırdı ve onun bu işi o kadar şiddetli ve baskısı o denli bastırıcı idi ki o hazretin kaburgalarının kırılmasına ve ...
  • Şüphesine itina etmemesi gereken kesirü’ş-şekk, şüphelerinin hiç birisine mi itina etmemelidir?
    7487 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/02/15
    ‘Kesirü’ş-Şekk’in (Çok Şüphe Edenin) şüphesi yoktur.’ kaidesine göre çok şüphe eden kimse şüphesine itina etmemelidir. Fakihlerin çoğuna göre bu kaide sadece namaza özgü olmayıp, abdest, gusül ve teyemmüm gibi namazın mukeddamatını da kapsarken hac, muameleler, itikatlar gibi terkipli ibadetleri de içine almaktadır. Bu görüşte olanlar ‘Kesirü’ş-Şekkin şüphesi ...
  • Bidat ve onun İslam’daki ölçüsü nedir?
    9155 Eski Kelam İlmi 2010/11/08
    “Bidat” sözlükte yeni ve geçmişi olmayan iş manasındadır. Istılahta ise “dinde olmayan bir şeyi dine sokmak” anlamındadır; yani din ve şeraitin bir cüzü olmayan ve de hiçbir İslam kanun ve buyruklarıyla uyuşmayan bir şeyi dine isnat etmektir. Bu yüzden İslam’ın tümel buyruklarını yeni ve modern hususlara ...
  • Peygamberden (s.a.a) gelen kırk hadis ezberleme hakkındaki rivayetler sahih midir? Bu kırk hadisin ölçütlerini söyleyiniz.
    12558 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2012/02/15
    Şii[1] ve bazı sünni[2] kaynaklarda çeşitli ibarelerle İslam Peygamberinden (s.a.a) ‘Erbain’ diye meşhur olan hadiste, kırk hadis ezberlemeye önemle tavsiye edilmiştir. Örneğin: ‘Ümmetimdem kim, halkın ihtiyaç duyduğu hadislerimden kırkını ezberlerse Allah ...

En Çok Okunanlar