Gelişmiş Arama
Ziyaret
12586
Güncellenme Tarihi: 2010/07/17
Soru Özeti
İmamlarımız neden oniki tanedir? Ğaybette olan imamın döneminde kendimizi nasıl kurtarabiliriz?
Soru
İmamlarımız neden oniki tanedir? Ve (bundan dolayı) neden asırlarca kendi başımıza (imamsız) kalmak zorunda kalıyoruz? Bu asırda bir imama büyük bir ihtiyacımız olduğunu düşünüyorum. Bizim bir imamımız var bunu biliyorum, ama gayıptadır. Onun yokluğunda nasıl kurtuluşa erebiliriz?
Kısa Cevap

Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız.

Ayrıntılı Cevap

İmamet, ilahi bir makam olduğu için imamın kimler ve kaç kaç kişi olacağını Allah belirler. Allah’ın’da kimleri seçtiğini öğrenmemizin tek yolu Resul-u Ekrem’in (s.a.a) sözleridir. O da (s.a.a) çeşitli yerlerde imamların kimler ve kaç kişi olduğunu açıklamıştır. Peygaberimiz (s.a.a) bir hadisinde şöyle buyuruyor: ‘Bu iş (İslam) oniki imam gelmeyinceye kadar bitmeyecektir.’ Hadisi Ehl-i Sünnetin büyük alimleri nakletmişlerdir.[1] Yine Şia ve Ehl-i Sünnet şöyle naklediyorlar: ‘Allah Resulü (s.a.a) Emir-ul Müminin Ali’inin (a.s) Ğadir’de imamete tayin ettikten ve ikmal ayeti[2] nazil olduktan sonra birinci ve ikinci halife Resulullah’ın yanına gelerek ‘Bu velayet ve vasilik senden sonra yanlızca Ali’ye mi aittir?’ diye sorduklarınd Resulullah (s.a.a) ‘Kıyamete kadar Ali’ye ve benim vasilerime aittir.’ diye buyurdu. Onlar ‘Senin vasilerin kimlerdir?’ diye sorduklarında Resulullah şöyle buyurdu: ‘Ali, ümmetimin içinde benim kardeşim, vezirim, varisim, vasiyyim ve halifemdir. Benden sonra bütün müminlerin üzerinde yetkisi vardır. Ondan sonra oğlum Hasan, Ondan sonra oğlum Hüseyin ve Hüseyin’den sonra Onun ardı arkasına gelen dokuz evladıdır.’[3]

İmamların oniki kişi olduklarına dair delil ise Şia ve Ehl-i Sünnet kaynaklı Resulullah’tan (s.a.a) nakledilen çeşitli rivayetlerdir. Bu hükmün felsefe ve nedenine gelince diyoruz ki: İslam’da bir çok mesele var ki onların hikmetlerini bilemiyoruz ve bir çeşit taabbüdi (aklın muhakemesine bağlı olmayan; emrolduğu için yapılan) hükümdür. Namaz rekatlarının sayısı, kadın ve erkeğin namazı sesli ya da sessiz kılması vs. gibi hikmetini bilmediğimiz bir çok mesele var. Sizin sorunuzda taabbüdi olarak kabul etmemiz gereken meselelerdendir. Onu belirlemek Allah’ın elindedir. Bu kutsal nurlar yaratılmadan önce Peygambere bildirilmiş, O da (s.a.a) çeşitli yerlerde bunu açıklamıştır. Ancak hikmeti ister bilinsin, ister bilinmesin İslamî buyrukların hepsinin uygulanması gerekir. Zira bu buyruklar Hâkim-i Mutlak koymuştur ve Hâkim-i Mutlak’ta kabih bir iş yapmaz. Sonuçta konulan bütün kanunlar insanların kemale ermesi ve ilerlemesi için olup icra edilmesi gereklidir.

Sorunuzun ikinci bölümünde diyorsunuz ki, ‘Neden asırlarca yalnızız (imamsızız), imamın gaybet döneminde nasıl kurtuluşa erebiliriz?’

Cevap olarak diyoruz ki: Rivayetlerden Allah’ın, yeryüzünü ve kullarını hiçbir zaman hüccetsiz bırakmadığını anlıyoruz;[4] yanlızlığın manası yoktur.

İlahi hüccetler her zamanda feyizin nazil olmasına vasıta olmuşlarıdır. Bir hadis-i şerifte Peygamberimizden bu sorunun benzeri sorulduğunda şöyle buyurdular: ‘Onun (Veliyy-i Asr’ın) gaybet döneminde kullara verdiği feyiz bulutun arkasındaki güneşin verdiği ısı ve ışık gibidir.’ Bu güzel benzetmeden bir çok nükte çıkarmak mümkündür. Örneğin, Güneşin bulutların arkasında olması nasıl ki onun ısı ve ışığına engel değilse imamında gözlere görünmemesi Onun (a.s) feyiz ve hidayetlerinden yararlanmayacığımız anlamına gelmez. Kendi yerinde bahsedildiği gibi tarih boyunca sayısız insan Ondan feyiz almışlardır. İmam (a.s), kendisi Şeyh Mufid’e yazdığı mektupta bu noktaya şöyle işaret ediyor: ‘Biz sizin işlerinizi gözetiyoruz (ilgileniyoruz), sizi unutmuyoruz. Böyle olmasaydı bela ve tehlike tufanlarında yok olup giderdiniz.’[5] Esasen Onun (a.s) varlığı insanların kendilerini ıslah edip zuhura hazırlanmaları için bir ümit ve tesellidir.

Ancak unutmamak gerekir ki, Güneşin ışığından yeterli derecede faydalanabilmek için ışığın önündeki engelleri kaldırmamız ve kendimizi ışığa karşı tutmamız gerekir. Kısacası böyle yüce bir güneş varken (her ne kadar gaybet bulutunun arkasında olsada) yalnızlık ve ümitsizliğin manası yoktur.

İmam-ı Zaman’ın (a.s) varlığının faydaları hakkında daha fazla bilgi için bkz: 168. Soru (Site: 1375), 654. Soru (Site: 705) ve 534. Soru (Site: 582).


[1] - Kutay b. Said Carir, o da Husayn’dan, o da Câbir b. Semüre’den onun şöyle dediğini naklediyor: "Resûlullah’ın (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurdular...
-Rufae b. Heysem el Vasiti (ve
söz onundur), o da Halid’den yani İbn-i Abdullah b. Tahhan’dan, o da Husayn’dan, o da Câbir b. Semüre’den onun şöyle dediğini naklediyor: "Babamla beraber Resûlullah’ın (sallallahu aleyhi ve sellem) huzuruna vardık. Resûlullah şöyle buyurdular: ‘Bu iş (İslam) on iki halife gelmeyinceye kadar bitmeyecektir.’ Sonra bir şey dedi ki ben onu anlayamadım. Babamdan ‘Ne dedi?’ diye sorduğumda dedi ki: ‘Hepsi Kureyştendir.’ diye buyurdu.’ Bu hadis, Sahih-i Müslim (c.9, s.333-335 ve 337); Sünen-i Ebi Davud (c.11, s.351-352); Müsned-i Ahmed (c.42, s.309)  Müsannif-i İbn-i Ebi Şeybe (c.7, s.492) vb. gibi çeşitli kitaplarda rivayet edilmiştir.

 2 - Maide/3

3- Ğayet-ul Meram, bab:58, h.4; bir başka hadiste Nisa suresinin 1. ayetinin tefsirinde kendisinden sonraki vasiylerinin isimlerini tek tek saymıştır, Ğayet-ul Meram, c.10, h.4; İsbat-ul Hudat, c.8, s.133; Bihar, c.36, s.260, 298   

4]- Hüseyin b. Muhammed, Mualla b. Muhammed’den, o da bazı dostlarımızdan, babam Ali b. Raşid’in şöyle dediğini aktarır: Ebu’l Hasan (a.s) buyurdu ki: ‘Yeryüzü hiçbir zaman hüccetsiz kalmamıştır ve andolsun Allah’a ben o hüccetim.’ Kafi, c.1, s.178   

[5] - Bihar, c.53, s.774

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Hüccetiye Encümeni’nin inancı nedir? Bugün bu grup aktif midir?
    10482 Fıkıh Tarihi 2010/08/22
    Hüccetiye Encümeni, 19 Ağustos 1953 yılı darbesine eş zamanlı olarak Şeyh Mahmut Zakirzade Tevalayî Halebî tarafından Bahaîlik fırkasıyla mücadele etmek gayesiyle tesis edildi. Bu encümen hiyerarşik girift bir teşkilatsal yapı ve eğitim, araştırma, yazma, irşat, yurt dışıyla ilişkiler ve konferans komitelerine sahipti.
  • Spor yapmak amacıyla dans etmenin sakıncası var mı?
    7202 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/10/12
    Taklit mercilerin bürolarından yapılan istiftalardan alınan cevaplar şöyledir:Rehber Ayetullah Hamanei: Dans etmek, şehveti tahrik veya haram fiile yol açar ya da fesada sürükler veyahut kadın, namahrem erkeklerin içinde dans ederse haramdır.
  • Şiaya göre büyük günahın konumu nedir?
    24899 Eski Kelam İlmi 2011/12/10
    Büyük günah konusunda Müslüman fırkalar arasında çoğu siyasi olan ifrat ve tefritler vardır.Bunun en belirgin örneği Mürcie ve Hariciler’dir. Mürcie, zalim yöneticileri temize çıkarmak için zahiri imanı veya Müslümanlık iddiasını ve görüntüyü korumayı yeterli görmekte, büyük küçük hiç bir günahın hatta Ehl-i Beyt’in ...
  • Hangi imam ferec duasını şahsen okumaktaydı?
    15165 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2012/04/04
    Ferec kavramı, (Arapça) sözlükte “gam ve hüzünden kurtulmak ve ferahlanmak” anlamına gelir.[1] Hadis kitaplarında ferec ve ferahlanmanın hâsıl olması için zikredilen dua ve ameller bu sözlük anlamını taşımaktadır. Burada “Ferec Duası” olarak adlandırılan üç dua ve de “Ferec Namazı” olarak isimlendirilen bir namazı zikretmekle ...
  • Ayakların üstünü mesetme konusunu hadisler ile ispatlayınız?
    8070 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/07/21
    “Vesailu’ş - Ş,a” gibi Şia’nın Muteber Kitaplarında İmamlardan (a.s.) nakledilmiş olan hadislere baktığımızda abdest alınırken başın ön kısmının ve ayakların üstünün Mes edilmesinin vacip olduğunu görürüz. Keza hadislerden istifade ediliyor ki ayaklar Mes edilirken sağ ve sol sırasını dikkate alarak ayakların parmaklarından başlayarak ayaklarda var olan çıkıntıya ...
  • İranlılar, Ömer’in eliyle mi Müslüman olmuştur?
    17102 تاريخ بزرگان 2012/01/18
    Eğer tüm İranlıların Ömer’in hâkimiyeti döneminde Müslüman oluşu kastediliyorsa, bu ihtimal kabul edilir değildir; zira İran Arap ve Müslümanlar tarafından fethedilmeden önce bir grup İranlı diğer ülkelerde bulunuyordu ve onlar İslam’ın doğuşunun ilk yıllarında Müslüman olmuştu. Ama Ömer’in hâkimiyeti döneminde İslam’ın İran’a girmesi ve Müslümanların davranışları nedeniyle bazı İranlıların ...
  • Kur’an’ın bakışında iblis ile şeytanın farkı nedir?
    60252 Tefsir 2010/08/08
    Kur’an-ı Kerim ayetleri esasınca, İblis çok ibadet etme neticesinde melekler arasına giren cinlerden biridir. Ama Âdem’in yaratılışından sonra Yüce Allah’ın emrine karşı gelmesi ve Âdem’e secde etmemesi nedeniyle ilahî dergâhtan kovulmuştur. Ama şeytan ise insanlardan yahut cinlerden veyahut hayvanlardan olan her isyancı ve aksi varlığa denir. İblis’i şeytan olarak ...
  • Nevruz bayramı hakkında ne gibi bir şerî delil mevcuttur?
    13774 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2011/08/21
    Bu bayram, İslam öncesi yaygın olan İranlıların antik bayramlarındandır. Rivayet kitaplarında İmam Sadık’tan (a.s) nevruzun fazileti hakkında bir rivayet nakledilmiş ve son dönemdeki meşhur fakihler bununla amel etmiş ve de nevruzda gusül almanın müstehap olduğuna fetva vermişlerdir. Lakin bazıları da bu rivayet hakkında münakaşa yapmıştır. Bu nedenle, yüzde yüz ...
  • Neden cennetin kilidi namazdır?
    9080 Teorik Ahlak 2012/03/12
    İnsanın yaratılış hedefi Yüce Allah’a kulluk etmek ve O’nu tanımaktır. İnsan ancak Allah’a tapmanın gölgesinde kemale ve ilahi yakınlık makamına erer. Namaz, aşkın yaratıcıya ibadet ve kulluk etmenin en güzel göstergesidir. Beş öğün namaza bağlılık, ruhun erdemliliğine ve gücüne sebep olur, insanı günaha ve çirkin davranışlara bulaşmaktan ...
  • Kadın hangi durumda erkekle eşit miktarda miras alabilir?
    23408 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2009/07/08
    Genel olarak iki yerde kadınla erkek mirastan eşit miktarda pay alabilirler: 1- Anne ve baba (bir çok yerde), 2- Ölenin anne tarafından akrabaları Çalışan kadın sayısı erkekten çok olması, mirasın az ya da çok olmasını gerektirmez. Elbette toplumun manevi açıdan ilerleyebilmesi ...

En Çok Okunanlar