Gelişmiş Arama
Ziyaret
18571
Güncellenme Tarihi: 2007/09/18
Soru Özeti
Hz. Mehdi’nin (Allah zuhurunu yakın eylesin) zuhurunun alametleri nelerdir?
Soru
Hz. Mehdi’nin (Allah zuhurunu yakın eylesin) zuhurunun alametleri nelerdir?
Kısa Cevap

Zuhur alametleri konusu girift ve zor bir konudur ve bu konu ile ilgili tüm rivayetlerin bir arada irdelenip eleştiriye tabi tutulması gerekir.

Hadislerinden anlaşılan şu ki zuhur alametleri iki asıl kısma ayrılırlar:

1- Gerçekleşeceği kesin olan alametler: Bunlar Süfyani’nin ayaklanması, Yemani’nin kıyamı, gökten duyulacak olan çığlık, Nefs-i Zekiyye’nin öldürülmesi ve Süfyani’nin ordusunun yere gömülmesi ve Deccal’ın ortaya çıkışıdır.

2- Gerçekleşmesi kesin olmayan alametler.

Diğer açıdan zuhur alametlerini şu dört ana kısımda incelemek mümkündür:

A: Sosyal faktörler: Bu faktörlerin gerçekleşmesinin sonucu insanların kurmuş olduğu bozuk uygarlığın çöküşüdür.

B. Din ve inançla ilgili faktörler: Bu faktörler neticesinde dinde tersine çevrilme ve yıkılma meydana gelir.

C. Doğal faktörler: Örneği güneş sisteminde değişikliğin meydana gelmesi vb. vakıalar.

D: Kişisel ve mucizevî etkenler: Gökten duyulan ses, Nefs-i Zekiyye’nin öldürülmesi ve…

Bu alamet ve faktörlerden her biri kendi has alt kümeye içerir ki bunlar rivayetlerde genişçe açıklamıştır.

Ayrıntılı Cevap

Zuhur alametleri konusu girift ve zor bir konudur. Çünkü bu konuyla ilgili olarak ister Şia, ister Ehl-i sünnetin temel hadis eserlerinde, hatta Hıristiyanlık, Yahudilik ve Zerdüştilik gibi İslam’dan önceki dinlerin kitaplarında, Hint mektep ve dinlerinin kaynaklarında birçok rivayetler gelmiştir. Bunların irdelenmesi, sınıflandırılması ve eleştiriye tabi tutulması sonra senet ve ifadeleri üzerinde durulması gerekir.

Şia hadislerinden anlaşılan şu ki zuhur alametleri şu iki asıl kısma ayrılırlar:

1- Zuhurdan önce gerçekleşeceği kesin olan ve hiçbir kaydı ve şartı olmayan alametler Bunlar Süfyani’nin çıkışı, Yemani’nin kıyamı, gökten duyulacak olan çığlık, Nefs-i zekiyye’nin öldürülmesi ve Süfyani’nin ordusunun yere gömülmesi ve Deccal’ın ortaya çıkışıdır.

2- Bir takım şartlarla ilintili olan ve kesin olmayan alametler. Bunlar bir takım şartlara bağlıdırlar, o şartlar gerçekleşmesiyle gerçekleşirler. Bu tür alametler çoktur.[1]

Ama diğer bir açıdan alametleri dört temel kısma ayırmak mümkündür. Bunları kısaca açıklayacağız:

A: Sosyal faktörler: Bu faktörlerin gerçekleşmesinin sonucu insanların kurmuş olduğu bozuk uygarlığın çöküşüdür. Bunlardan bir kısmı şöyledir:

1-. Zulmün bütün dünyaya yayılması, başka bir ifadeyle zulmün küreselleşmesi ve her yanı kapsaması.

2- Dünyayı yöneltenlerin fasık olmaları: Burada şu noktayı hatırlatmak gerekir ki dünyayı kapsayan zulümden ve yöneticilerin fasıklaşmasından maksat dünya genelinde sosyal, siyasi, kültürel ve iktisadi zulme dayalı nizamların kurularak istikbar, sömürge ve diktatörlük yöntemleri üzerine halkı yönetmeleridir, yoksa maksat dünyada adil bir yöneticinin adalete dayalı bir yönetimin bulunmayacağı değildir. Başka bir ifadeyle dünyaya egemen olan nizamın zulüm ve fesat esasına dayalı oluşudur.

3- Zulüm esaslı düzenin bir sonucu olarak pahalık ve ekonomik bozukluğun ortaya çıkışı

4- Toplumu düzeltmek iddiasıyla yalancıların ve deccalların ortaya çıkışı. Bütün dinerde açıklandığı üzere Deccal’ın ortaya çıkışı zuhurun kesin alametlerinden sayılır. Deccal’ın lügat anlamı hakkı batıl ile örten, hile ve oyunla işlerini yürüten kişidir. Rivatte açıklanan bu özelliklerden deccalın bir kişiyle sınırlı olmadığı anlaşılır. Buna göre deccal, hakka engel olan, halk kitlelerini aldatan hile ve aldatmacaya dayalı yönetici ve düzenlerin genel adıdır. Bazıları günümüz Batı dünyasındaki uygarlığın deccala bir örnek oluşturduğu görüşündedirler.[2]

5- Aşağılık ve yalancı kimselerin toplumun sözcüsü olmaları. (Süfyan toplumun sözcüsü olur)

6- Doğru ve iyi insanlar yalanlanır ve aktif bir rol üstlenmekten uzaklaştırılırlar aksine yalancı, yaygaracı ve düzmeci insanlar desteklenirler.

7. Zuhurun kesin alametlerinden olan Süfyani’nin çıkışının belli bir kişinin çıkışına mı yoksa bir akımın ortaya çıkışına mı işaret olduğu yönünden incelenebilir. Her halükarda bu alamet gerici ve bağnazlığa dayalı bir hareketin ifadesidir.[3] Rivayetlere göre Süfyani ve ordusu Mekke ile Medine arasında bulunan Beyda çölünde yere geçecek ve onlardan sadece bir kişi kurtulup ordunun yere gömüldüğü haberini insanlara ulaştıracaktır.[4]

8. Dünyada kan dökücülüğün, fitne ve savaşın yayılması. Rivayetlerde Türk tarafından gelecek bir savaştan söz edilmiştir (Bundan Nuh oğlu Yafis oğlu Türk’ün soyundan gelen ve Moğolistan, Pencap, Türkiye, Sibirya, Afganistan ve Hindistan’da yaşayan kavimler kastedilmiş olabilir.) Bunun genel anlamı Batı’yı da içine alabilir.[5]

Yine rivayetlerde yer aldığına göre zuhurdan önce dünya halkının üçte ikisi öldürülecekler. Bu da kesin olmayan alametler arasındadır.[6]

9.   Zulüm ve fesatla mücadele için bir takım kıyam ve inkılaplar meydana gelir ve bunlardan bazıları zafere ulaşarak hükümet kurmaya muvaffak olur. Son zamanda gerçekleşecek olan sapıklık ve zulme karşı kıyamların sembolü olan Yemani’nin kıyamı da bu hareket ve kıyamlardan sayılır.[7]

Yine Hz. Hüseyin’in soyundan olan Horasanlı Seyydin adalet için kıyamı da bu faktörlerdendir. Biri Yemen’de biri de İran’da gerçekleşecek bu iki kıyam Hz. Mehdi’nin zuhuru için gereken zemini hazırlayacak etkenlerden sayılırlar.[8]

Rivayetlerde işaret edildiği üzere İran’da kurulacak olan devlet halkı İslam’a ve Ehl-i Beyt’e davet edecektir ve Kufe’ye kadar kendi hâkimiyet bölgesini zulüm ve fesattan temizleyecektir ve Hz. Mehdi (a.s) kıyam eder etmez onun kıyamına katılacak ve ona tabi olacaktır.[9]

B. Dinin tersine çevrilmesi ve yıkılması olan din ve akide ile ilgili etkenler.

Hz. Ali Emirü’l-müminin’den gelen hadiste bu konu şöyle açıklanmıştır: Son zamanda namaz bırakılır, emanete dikkat edilmez, yalan helal olur, faiz yemek yaygınlaşır, rüşvet her yere yayılır, din dünyaya satılır, kadınlarla müşavere edilir, akrabalık ilişkileri gözetilmez, halk nefsi istek ve heveslere uyar, adam öldürmek normal sayılır, sabır zayıflık olarak algılanır, zulümle övünülür, arifler hain olurlar, Kur’an karileri fasık olurlar, camiler süslenir, minareler yükseltilir, (fakat camiler muhtevasız olur) antlaşmalar çiğnenir ve heva ve hevesler çeşitlilik kazanır.”[10]

Genel bir ifadeyle İmam’ın zuhurundan önce İslam’ın hükümleri tatbik edilmez, yaşanmaz ama bu göreli bir yürürlükten kalkmadır. Yani toplumun genel vasfı bu şekilde olur. Nitekim hadislerimizde yer aldığına göre İmam zuhur edince yeni bir yöntem ve dinle hüküm sürer. Bundan maksat şu ki dinin gerçekleri öylesine manevi tahrif ve değişime uğrar ki gerçeği tamamen unutulur.[11]

C. Doğal Etkenler: Rivayetlerde açıklandığı üzere zuhur için diğer zemin ve etkenlerden biri de doğal belalardır. Örneğin doğal olmayan zamanlarda güneş ve ay tutulması, yıldırım çakması, güneş sisteminde değişiğin oluşması, hava durumlarında değişiklikler görülmesi, güneşin Batı’dan doğuşu vb… ki elbette bazı bu alametler günümüzde vuku bulan olaylara uyarlanabilir.

Nitekim Şehit Mutahhari güneşin batıdan doğuşunu İmam Humeyni’nin Paris’ten gelmesine ve bu vesileyle İslam’ın yeniden dirilişine yorumlamıştır.[12]

D: Kişisel ve mücizevi etkenler:

1- Gökten gelen ses:

Rivayetlerden anlaşıldığına göre zuhurdan önce veya onunla eşzamanlı olarak bir melek gökte nida ederek halkı İmam Mehdi’nin gelişiyle müjdeler. Bu melek Cebrail Emin’dir Onun sesi bütün dünyada duyulur. Her insan kendi dil ve şivesiyle o sesi duyar ama o sesin nereden geldiğini bilemez. Bu nidanın yanı sıra da Şeytan halkı tereddüt ve şüpheye düşürmek için “Osman mazlum öldürüldü” diye feryat eder.[13]

2- Nefs-i Zekiyye’nin şehit edilmesi. Nefs-i Zekiyye (temiz insan) çok yüksek ilahi bir makama sahip haşimi bir gencin lakabıdır. O Süfyani’nin ordusuna karşı koyacak ve Medine’ye sığınacaktır. Süfyani’nin ordusu Medine’ye hareket edince o Mekke’ye gelecektir ve Mekke’de halkı Ehl-i Beyt’e destek olmaya çağıracaktır fakat suçsuz olarak Rükn ile Makam arasında boğazlanacaktır. Onun şehit düşmesi dünya halkının vicdanlarını uyandıracak ve halk da İmam Mehdi (a.s) ile biat etme şevk ve isteği oluşacaktır. O halk arasında İmam’ın temsilcisi ve vekili konumundadır.[14]

Bunlardan başka diğer bir takım alametler de hadislerde açıklanmıştır.[15]



[1] Bakır Şerif el-Kureşi, El- İmam El- Mehdi s. 304.

[2] Kitaplarda Deccal hakkında geniş bilgilere yer verilmiştir. Bkz. Nasır Mekarim Şirazi, Mehdi İnkıbiyi Buzurg. S. 192; Mehnaz Şefii, Deccal Efsane ya Vakiiyet s. 28-62 İbrahim Emini, Dadguster cihan. Mukaddes Erdebili, Hadiketu’ş-Şia s. 758.

[3] Mehdi İnkılabiyi Buzurg, s. 202, Deh İntikat ve Pasuh Piramun Mehdi; Şeyh Mufit, s. 90

[4] Muhammed Naki Raşid Muhassil, Necatbahşi Der Edyan s. 159

[5] Hadi Kamil Süleyman, Ruzgar-i Rehayii, çeviri: Ali Ekber Mehdi Pur, c 2. s. 938-939

[6] Habibulllah Tahiri, Simayi Aftap, s. 5111

[7] Ali el –Kurani el-Mumahhidun lil-Mehdi s. 138- 139.

[8] Seyyid Esedullah Şehidi, Zemine Sazan İnkılab-i Cihani Mehdi s. 439- 445

[9] Feride Gulmuahmmedi Arman, Mehdi Hurşid Munteziran, s. 26-27

[10] Meclisi, Biharu’l-Envar c. 52 s. 193.

[11] Abdullah Cevadi Amuli, Velayet-i Fakih s. 372, Nasir Mekarim Şirazi, Mehdi İnkılab-iyi Buzurg s. 320- 321.

[12] Ruzgar-i Rehayii, s. 853. Seyyid Muhammed Es-Sadr, Tarih-i Mabede’z-Zuhur, s. 164-217.

[13] El-İmam el Mehdi, s. 315, Ruzgar-i Rehaii s. 869- 871

[14] Feride Gulmuahmmedi Arman, Tavus Behiştiyan, c. 4. s. 167, Ayni yazar, El Beyatu lillah, s. 268 Seyyid Ali Asger Sadat Medeni, Nişanehay-i Zuhur, s. 113.

[15] Meclisi Biharu’l-Envar c. 52.

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Zifaf gecesinin adabı nasıldır?
    23925 Pratik Ahlak 2011/07/18
    Zifaf gecesi gelinle güveyin (damat) şer’i yolla karı koca olama akdini yaptıktan sonra birlikte kalacakları ilk gecedir. Bu gece her fert için kendi hayatında çok önemli ve çok mübarek bir gecedir. Bu nedenle İslami kaynaklarda bu gece için birçok adap zikredilmiştir. Mübarek oluşuna kaynaklık yapan evlilik hakkında ...
  • Niçin Hz. Âdem’in (a.s) hatası yüzünden yer küresinde kalmaya mecbur olup sonuçta günaha bulaşıp cezalandırılmalıyız?
    15204 Eski Kelam İlmi 2010/06/02
    Hz. Âdem başta olmak üzere bütün Enbiyalar (a.s) her çeşit günah ve hatalardan masum ve beridirler. Hz. Âdemin yaptığı şey ise irşad-i bir emre muhalefetti. Dolaysıyla yapılan bu muhalefete günah denilmez. Aslında insanın ve Hz. Âdemin yeryüzüne gelişi ilahi bir takdir olup ...
  • “Dinde zorlama yoktur, olgunluk sapıklıktan ayrılmış belli olmuştur” ayetinin anlamının çeşitli tefsirleri dikkate alarak açıklayınız.
    12521 Tefsir 2007/10/25
    Farklı tefsirleri nazara aldığımızda ayetin anlamı ile ilgili beş ana görüş ortaya konulmuştur. Bu görüşler arasında doğru olan görüş şudur ki, ayet genel, kapsamalı ve insani bir anlam taşımaktadır. O da şudur: Din bir inançla ilgili kalbi bir konudur. Bu konuyla ilgili zorlama gerçekleşmesi mümkün değildir. Kul ...
  • Ahbaricileri nasıl cevaplandırmalıyız?
    6636 Eski Kelam İlmi 2012/08/01
    Ahbariciliğin mebnasını iki kısma ayırabiliriz: Birincisi epistemolojiktir. Diğeri dini öğretileri elde etmek için takip edilen yöntem problemidir. Epistemolojik bağlamda ahbariler dini öğretileri elde etmek için kabul gördükleri tek bilgi kaynağı rivayetlerdir. Ahbariler “kütübi arb’ada”; dört kitapta (Şianın rivayetler bazında kabul gördükleri dört kaynak kitap) zikredilen tüm rivayetler ...
  • İlahi meşiyyet ile insanın iradesinin ilişkisi nasıldır?
    10850 Eski Kelam İlmi 2007/11/24
    İnsan, varlığını ve varlığıyla ilgili bütün özelliklerini yüce Allah'tan alan mümkün bir varlıktır. Allah, kendi tekvini iradesi ile onu seçme özgürlüğü ve iradesi olan bir varlık olarak yarattı. Bu ayrıcalığı ile ona diğer varlıklar karşısında üstünlük bağışladı. O halde insan, Allah'ın teşrii iradesine (kanun koyma iradesine) muhatap olan en üstün ...
  • Ehlisünnet arasında değişik şekillerde yaygın olan teravih namazının Ehlibeyt mezhebindeki yeri nedir?
    8227 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/05/27
    Teravih, Ramazan ayı gecelerinde yatsı namazında sonra kılınan nafile namazlara denir.[1] Ehlisünnet bu namazlara ikinci halifelerinin emriyle başlamış ve onu cemaatle kıla gelmişlerdir.[2] Belirttiğiniz gibi onun rekât sayısı farklıdır.[3] Ama Ehlibeytten gelen rivayetler esasınca, aziz İslam Peygamberi (s.a.a) ...
  • Neden Şia geçici evliliği (muta) caiz bilmektedir?
    27933 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2013/04/23
    Başlangıçta bu meselenin fıkhi konulardan olduğuna ve özel bir alan ve ortamda ilgili uzmanlar tarafından incelenmesi gerektiğine dikkat etmeliyiz. Burada kısaca konuları beyan edecek ve konunun detaylarını ayrıntılı cevaba bırakacağız. 1. Geçici evlilik, hiçbir evlilik engeli taşımayan, iki tarafın rızasıyla ve belirli bir zamana kadar belirlenmiş bir ...
  • Şia’nın bakışında sihir nedir? Nasıl iptal edilebilir?
    12586 Tefsir 2011/01/20
     Sihir olağanüstü bir fiil olup bazen bir tür hipnotizma ve hokkabazlıktır ve bazen de sadece ruhsal, hayali ve telkinsel yöne sahiptir. Bazen tanınmamış fiziksel ve kimyasal özelliklerden yararlanarak, bazen bir takım cisim ve unsurlardan istifade ederek ve bazen de şeytanlardan yardım alma yoluyla gerçekleşir. Sihirbazlar sapık ...
  • Neden baldızla evlenmenin haram oluşu zamanın değişmesiyle birlikte değişmemektedir?
    14073 فلسفه غرب 2009/12/20
    Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız. ...
  • Bir annenin çocuğuna süt verme süresi ne kadardır?
    8528 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/03/08
    Bu konuda fakihlerin bazı görüşlerine yer veriyoruz: Fakihlerin çoğuna göre çocuğa süt vermenin en az süresi yirmi bir aydır.[1] Bazılarına göre ise iki yıla kadar süt vermek caiz ve müstehaptır. Bu açıdan baktığımızda fakihlerin çoğunun bu konudaki görüşlerinin arasında fazla bir fark ...

En Çok Okunanlar