Gelişmiş Arama
Ziyaret
7364
Güncellenme Tarihi: 2009/11/29
Soru Özeti
Şer’i yükümlülük için erginliğin şart olmasına binaen, çocukların yaptığı iyi ve kötü işlerin hükmü nedir?
Soru
Bildiğimiz gibi On İki İmam Şiiliği mezhebi yükümlülük yaşını erkekler için 15 ve kızlar için ise 9 bilmektedir. Zilzal suresinin 7 ve 8. ayetleri insanın tüm iyi ve kötü amellerinin kıyamet gününde kendisine gösterileceğini bildirmektedir. Çocukların bu amellerinin durumu ne olacaktır? Allah onların iyi işlerini ödüllendirecek midir ve kötü amelleri nedeniyle onları cehenneme yollayacak mıdır?
Kısa Cevap

Her ne kadar insanın Allah tarafından belirlenmiş şer’i yükümlülük şartı erginlik yaşına ermek olsa da tüm çocukların bütün çocukluk döneminde tamamen başıboş oldukları ve her işi yapabilecekleri sanısı akla gelmemelidir. İslam fakihleri iyi ve kötüyü anlayabilecek olan çocukları istisna etmişlerdir. Onların fetvasına göre eğer işleri ayırt edebilen çocuklar, iyi bir iş yapar veya herhangi bir ibadeti yerine getirirlerse onlara müstehap bir amelin sevabı verilir. Hatta bazı fakihler bu işin bir tecrübe olmakla birlikte şer’i doğru bir ibadet sayılacağına inanır. Bunun karşısında, ayırt edemeyen çocuklar için yapılması sakıncasız olan bazı işler, ayırt edebilen çocuk için yasaktır. Hatta birçok durumda işleri ayırt edebilen bir çocuk veya onun şer’i velisi çocuğu yaptığı iş karşısında sorumludur ve bunun bedelini ödemesi gerekir.

Ayrıntılı Cevap

Allah tarafından belirlendiği üzere insanın yükümlü olma şartlarından biri onun ergin olmasıdır. Neticede yükümlü olmayan insanın cezalandırılması doğru değildir.[1]  Bununla birlikte fakihler birçok durumda yükümlülük yaşına ulaşmamış, ama ıstılahta kendilerine “ayırt edebilen” denen iyi ve kötüyü idrak eden çocuklar için[2] bir takım hükümler belirtmiştir ve bunların bazıları şunlardan ibarettir:

1. Eğer bir kimse namaz halinde olursa ve bir başkası ona selam verirse onun selamının cevabını vermesi kendisine farzdır, hatta selam veren şahıs ayırt edici bir çocuk olsa dahi durum değişmez.[3]

2. Ergin olmayan çocuk ile muamele yapmak doğru değildir, ama çocuk işleri birbirinden ayırt edebilirse ve kendisi için normal olan az bir miktar ile muamele yapar ise, bu muamele doğrudur.[4]

3. Ayırt edebilen Müslüman bir çocuk, bir hayvanı şer’i bir şekilde kesebilir.[5]

4. Eğer ayırt edebilen bir çocuk, bir başkasına söverse, her ne kadar ona İslami had cezaları uygulanmasa da onun İslam hâkimi tarafından edeplendirilmesi gerekir.[6]

5. Ayırt eden çocuğa namaz kılmayı ve diğer ibadetleri yapmayı öğretmek müstehaptır ve aynı şekilde onu kaza namazlarını kılmaya mecbur kılmak da müstehaptır.[7]

6. İnsanın kendi avretini diğer insanlar karşısında kapatması farzdır. Bu hükmün istisnalarından biri çocuklardır. Ama ayırt eden çocuklar da ilk hükmün kapsamına girer ve onlar istisna sayılmazlar.[8] Aynı şekilde başkalarının avretine bakmak haramdır. Elbette bu çocuk olursa fark eder ve şehvetli bir bakış olmaksızın onun avretine bakılabilir. Elbette bu hüküm ayırt etmeyen çocuklara özgüdür ve ayırt eden çocuğun avretine bakmak da haramdır.[9]

Erginliğin şer’i yaşına ulaşmayı yükümlülüğün şartlarından biri olarak değerlendiren fakihlerden biri, üç noktaya dikkat etmeyi gerekli bilmektedir:

1. Yükümlülük yaşına ulaşmamış bir çocuğun yükümlü olmaması, onun şer’i velisinin kendisine hiçbir şer’i emir ve yasaklamada bulunma hakkının olmadığı ve onu bazı işlerden dolayı cezalandıramayacağı veyahut doğru işlerinden dolayı ödüllendiremeyeceği anlamına gelmez. Veli, bu konuları anlama kabiliyetini taşıyan çocuğu edepli kılmalı ve böylece onun erginlik yaşına gelmesiyle kendi yükümlülüklerini yapabilmesine zemin hazırlamalıdır.

2. Yükümlülük için erginliğin şart olması, doğru olarak yapılması durumunda çocuğun ibadetsel amellerinin doğru olmayacağı anlamına gelmez; yükümlüler için farz ve müstehap ameller ayırt eden çocuk için zarar taşımaması şartıyla müstehaptır. Bundan dolayı çocuk yedi yaşına vardığında, namaz kılması müstehap olur ve dokuz yaşına vardığında hatta orucun bir kısmını tutsa bile oruç tutması müstehap olur.

3. Ayırt eden çocuğun hiçbir şekilde yanlış işleri karşılığında sorgulanmaması diye bir şey söz konusu değildir. Örneğin çocuk başkalarına mali zarar veren bir iş yaparsa, ona erginlik yaşına erdikten sonra bunu telafi etmesi için bir mühlet verilir.[10]

Burada iki noktaya dikkat etmek zorunludur:

1. Ayırt etme ve bilme yaşına varmamış çocukların davranışlarıyla ilgili olarak değersel bir yargıda bulunulamaz ve onların işleri iyi veya kötü olarak değerlendirilemez. Bundan dolayı Zilzal suresinde belirtilenler ve insanların iyi ve kötü amellerinin cisimleşeceği konusunda işaret edilenler, böyle çocuklar için geçerli olmayacaktır.

2. Ayırt eme ve bilme de nispi bir husustur. Başka bir tabirle bir çocuk şeriatın göz önünde bulundurduğu bazı konularda bilgi ve ayırt etme özelliğine sahip olabilir, ama başka konular hakkında ise bundan yoksun olabilir. Dolayısıyla sadece bildiği hususlar hakkında sorumlu olur.

Bu konuyu neticelendirmek hedefi ile şöyle söylenebilir: Eğer bir şahıs erginlik yaşına ermemişse, ama akıllı, zeki, ayırt edebilen ve iyi ve kötüyü doğru bir şekilde teşhis edebilen bir çocuk ise, bize göre böyle bir şahsın Müslümanlığı ve imanı kabul edilir. İmanı kabul edilmekte kalmayıp fakihlerimizin belirttiğine göre böyle bir gencin ibadetleri de doğru sayılır. Onun namazı, orucu, haccı, umresi ve diğer ibadetleri tüm şartlara riayet etmesi koşuluyla doğrudur. İslam fakihlerinin tabirine göre böyle bir şahsın ibadetleri hazırlık eksenli değil, şer’idir.[11] Bundan dolayı böyle ergin olmayan bir gencin ibadetleri doğru ve şer’i ise, imanı tabii olarak kabul edilir. Netice itibari ile ayırt eden gencin erginlik öncesi imanı kabul edilmektedir. Artı, bizim inancımıza göre böyle gençler bazı günahlar karşısında sorumluluk taşır ve salt yükümlülük yaşına ermemek onları tüm günahların neticesinden muaf tutmaz ve bu vesile ile kendilerine yeşil ışık yakılmaz. Bu açıdan eğer erginlik yaşına ermemiş ayırt eden bir çocuk günahsız bir insanı öldürmenin çirkinliğini bilir ve günahsız bir insanı öldürürse, onun katili olur ve Allah katında sorumlu sayılır. Netice itibari ile erginliğe ulaşmamış şahıslar akıllı, zeki ve ayırt edici olursa, onların imanı kabul edilir. Bundan dolayı erginlik İslam ve imanın kabul edilme şartı değildir.[12]   


[1] Sadr, Seyyit Muhammed Bakır, El-Fetava’l Vazihe, s: 126.

[2] Tevzihü’l Mesail, İmam Humeyni, mesele 57.

[3] a.g.e, mesele 1141.

[4] a.g.e, mesele 1389.

[5] a.g.e, mesele 2594.

[6] Tahriru’l Vesile, s: 876.

[7] Tevzihü’l Mesail, mesele 1389.

[8] a.g.e.

[9] a.g.e, mesele 2436.

[10] Sadr, Seyyit Muhammed Bakır, a.g.e.

[11] Yezdi, Seyyit Muhammed Kazım, El- Urvetu’l Vuska, c: 2, s: 217.

[12] Mekarim Şirazi, Nasır, Ayatı Vilayet der Kur’an, s: 361 – 362.

 

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Hangi ayet tevhidin kısımlarını içermektedir? Tevhidin kısımları nelerdir?
    16882 Eski Kelam İlmi 2011/08/14
     Tevhit konusu, Kuranî ve dinî kavramlar içinde en derin ve geniş konulardandır. Çünkü tevhidin çeşitleri ve mertebeleri vardır. Bu yüzden Kuran’da tevhit konusu birçok sure ve ayette genişçe ve derin olarak işlenmiştir. Kuran’ın bu üslup ve tarzı temel kavramlardadır. Bugün bu üslup, Kuran’ın konusal ...
  • Genetik düzeltmenin hükmü ve bu yöntemle dünyaya gelen çocuğun hükmü nedir?
    7251 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2009/07/11
    Genetik düzeltmeler yapmanın birçok çeşidi söz konusudur bu yüzden tabii olarak hükümleri de farklıdır.Ancak genel olarak söylemek gerekir ki genetik düzeltme karı kocanın (eşlerin) sperm ve yumurtalığı üzerinde yapılır ve maksat dünyaya gelecek çocuğun genler ve kalıtımla geçen hastalıklara karşı bağışıklık kazanması olursa ...
  • Niçin bizim mektepte imamlık makamı babadan oğla irsi olarak geçmektedir?
    8827 Eski Kelam İlmi 2010/10/05
    İmamet makamı masum olmak ve bol ilim gibi vasıflara sahip olan kişiye verilir. Bu vasıflara kimin sahip olduğunu yalnız Allah Teala bilir. Bu yüzden imamlar dünyaya gelmeden önce onların isimleri ve özellikleri Allah tarafından Peygambere bildirilmiştir. Ama imamlık veya peygamberlik makamının gereken liyakati taşıdığı için önceki peygamberin soyunda yer ...
  • Acaba İmam Hüseyin(a.s) bir hadisinde, Arap ve Acem arasında fark koymuş ve Acemleri kınamış mıdır?
    9935 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2010/09/04
    Dile getirdiğiniz rivayet Ebu Ebdillah (a.s)'dandır. Yani İmam Sadık (a.s)'tan, İmam Hüseyin (a.s)'den değildir. Şöyle buyurmuşlardır: “Biz Kureyşteniz ve bizim Şialarımız da Araptırlar, acem değil”. Bu rivayetin zahir anlamı dikkate alındığında Arap, acem ve Kureyş'ten maksat bilinen meşhur ırklardır. Ama bu rivayet senet açısından zayıftır. ...
  • Müslüman kadınlar camiasından ilmi havzalarda içtihat derecesine ulaşanlar var mı?
    10122 تاريخ بزرگان 2010/06/08
    İslam’ın ilime önem vermesi ve ilimi kadın erkek herkese farz kılması sonucu bazı kadınlar ilim öğrenimine iştigal edip sonunda içtihat derecesine ulaşmışlardır.Örneğin, H. K. 1403 yılında vefat etmiş olan Bayan Müçtehit Emin ve şimdi kadınların ilmi havzalarının değerli üstatlarından ...
  • Ailenin duyarsılığından dolayı tutumadığım oruçları kaza etmek zorunda mıyım?
    5608 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/12/14
    Hz. Ayetullahi’l-uzma Sistaninin (allah yüce gölgesini dahada uaztsın) defteri:Eğer itminanla orucun vacip olmadığına inanarak oruç tutmamışsa (kefaret yoktur ve) kaza yeterlidir.Hz. Ayetullahi’l-uzma Mekarım-i Şirazinin (allah yüce gölgesini dahada uaztsın) defteri:Namaz ve oruçları tedrici bir şekilde kaza ediniz. Kefaretin ile ilgili (niteliği hakkında) tevzihu’l-mesailimizdeki 1301-1402 numaralı meselelerdeki ...
  • Ağzı temizleyen maddelerin içinde genellikle az miktarda alkol bulunur. Bunun hükmü nedir?
    6519 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/06/12
    Sarhoş edici[1] sıvılardan olup olmadığı belli olmayan alkoller temiz hükmündedirler. Onların karıştırıldığı sıvıların alınıp satılması ve kullanılmasının herhangi bir sakıncası yoktur.[2]
  • Ahmet ismi İncil’in neresinde gelmiştir?
    27338 Eski Kelam İlmi 2011/11/12
    Bu konuda dikkat edilmesi gereken önemli nokta şudur: Kur’an, İncil’de İslam Peygamber’inin (s.a.a) müjdeleyici olduğunu söylüyorsa, tahrif edilmiş İncil’i değil, Hz. İsa’nın (a.s) getirdiği incili kastetmektedir. Elbette tahrif edilmiş hali hazırdaki İncil’de de, bu meseleye işaret edilmesi dikkate değer bir konudur.Hz. Mesih (a.s), “Farkilit”ın geleceği müjdesini vermişti. Bu kelime ...
  • el-Muttali ve el-Mulakkan sıfatlar kemaliye mi yoksa veya cemaliye sıfatlardan mıdırlar?
    7183 Eski Kelam İlmi 2012/05/15
    İster Allah’ın lütfunu, ister kahrını vs. yansıtsın bir sıfatın Allah’ta olduğunu ispat eden bütün sübuti sıfatlar kelam ilminde cemal sıfatları diye bilinmekte ve varlık açısından aralarında herhangi bir fark yoktur. Soruda gelen el-Muttali (Telkin edici) ve el-Mulakkan (Bilen)’da bunlardandır. ...
  • Şia imamlarının Son Peygamber Hz. Muhammed dışında diğer peygamberlerden daha faziletli ve üstün oluşunun sebebi nedir?
    17757 Eski Kelam İlmi 2010/10/05
    Bizim dini öğretilerimizde geldiğine göre Hz. Muhammed dışında hiçbir peygamber, peygamberlik vasfı dışında imamlardan üstün değildir.Yine bazı hadislere göre ism-i azam 73 harften ibarettir ki önceki peygamberler bu harflerin hepsine vakıf değildiler. Örneğin Hz. İbrahim'e yalnız sekiz harf verilmiştir ancak İslam Peygamberi Hz. Muhammed (s.a.a)'e 72 harf verilmiştir ...

En Çok Okunanlar