Gelişmiş Arama
Ziyaret
10938
Güncellenme Tarihi: 2008/04/09
Soru Özeti
Allah-u Teala, insanı hangi hedef için yaratmıştır?
Soru
Allah-u Teala, insanı hangi hedef için yaratmıştır?
Kısa Cevap

Allah’ın yaratıcılık sıfatı, O’nun yaratmasını gerektirmektedir.

Yaratılış düzeni, hikmet ve hedef üzere olan bir düzendir.

Kâinatın ve varlıkların yaratılış hedefi insandır ve bütün her şey onun için yaratılmıştır. Yaratıcısının en üstün olduğu gibi o da mahlûkatın en üstünüdür.

İnsanın yaratılış hedefi ne için olursa olsun, sonucu hiçbir şeye muhtaç olmayan Allah’a değil de onun faydasınadır.

Her şeyin amacı ve insanın yaratılış hedefi, kemale, gerçek saadete, yüce insanlık makamına ve melekût âlemine ulaşmaktır ve bu da sadece ilahi marifete ulaşmak ve Hak Teala’nın huzurunda yapılan bilinçli bir kullukla mümkündür.

Ayrıntılı Cevap

Allah’ın zatına ait ve O’nun sadece vücudunun gerekliliği olan ilim, kudret, malikiyet, kayyumiyyet ve hâkimiyet gibi sıfatları ve isimleri olsun veya O’nun fiiline bağlı olan ve fiili sıfatları olarak meşhur olan rububiyyet, razikiyyet, halikiyyet, irade ve rahmeti gibi sıfat ve isimleri, bunların hepsi subiti sıfatlardır ve yüce Allah onlar yoluyla her durmadan sürekli feyiz vermektedir. Onun yaratıcılığı da hiç kesilmeden sürekli yaratmasını gerektirmektedir. “O, her gün bir iştedir.”[1]

Dikkat edilmesi gereken bir başka konuda şudur; Allah’ın hekim olması ve hekim olan bir kimsenin da boş ve abes bir iş yapmayacağından dolayı, bu yaratılış âlemi, hedeflidir ve onda hiçbir bozukluk ve eğrilik yoktur. Bu âlemin bütün zerreleri şöyle söylemektedir:

 

Yoktur hiçbir noktada eksiklik ve fazlalıktan oluşan bir karışıklık

Ki ben bunu kuşkusuz olarak görmekteyim.

 

Kur’an’ın açık ayetlerine göre, Allah, varlıkları boş ve oyun olsun diye değil, onların yaratılış temellerini hak üzere kurmuştur. Bu en güzel düzenin en küçük parçası dahi yüce hedef ve amaçları takip etmektedir ve onların bir tanesi dahi faydasız değildir:

 

Bu perdede bir doku dahi boş değil

Onun ucu bize belli olmasa dahi

 

Tabiî ki Kâinatın ve varlıkların yaratılışının asıl hedefi insandır. Daha açık bir ifadeyle, Allah, âlemi insanı yaratmak için yarattı; çünkü o mahlûkatın en üstünüdür ve yaratma tezgâhından onun gibi bir varlık çıkmamıştır. Hadis-i Kutside şöyle gelmiştir: “ Ey Âdemoğlu! Her şeyi senin için ve seni de kendim için yarattım”[2]

Bu konuları sunduktan sonra asıl konuya girerek şöyle diyoruz: İnsanın yaratılış hedefi ne olursa olsun, sonucu, hiçbir şeye muhtaç olmayan her şeyi kendisine muhtaç olduğu Allah’a değil de insanın kendi faydasınadır.

“Ey insanlar! Siz Allah’a muhtaçsınız. Allah ise her bakımdan sınırsız zengin olandır, övülmeye hakkıyla lâyık olandır.”[3]

Musa, şöyle dedi: “Siz ve yeryüzünde bulunanların hepsi nankörlük etseniz de (şunu bilin ki) gerçek şu ki, Allah her bakımdan sınırsız zengindir, övgüye lâyık olandır.”[4]

Hz. Ali (a.s) meşhur Hamam hutbesinde şöyle buyuruyor: “Allah-u Teala mahlûkatı yaratırken onların itaat ve kulluklarına ihtiyacı yok ve onların günah ve itaatsizliklerinden de güvendeydi. Çünkü günahkârların günahı ona zarar vermez itaatkârlarında itaati ona fayda sağlamaz. (itaate emretmek ve günahtan sakındırmak kulun faydasınadır.)”[5]

İnsanın yaratılış hedefi üzerine Kur’an-ı Kerim’de çeşitli açıklamalar gelmiştir ve bunların her birisi bu hedefin bir boyutuna işaret etmektedir, örneğin: “Ben cinleri ve insanları, ancak bana kulluk etsinler diye yarattım.”[6] Başka bir yerde ise şöyle buyuruyor: “O, hanginizin daha güzel amel yapacağını sınamak için ölümü ve hayatı yaratandır. O, mutlak güç sahibidir, çok bağışlayandır.”[7] Başka bir hususta ise şöyle gelmiştir: “Rabbin dileseydi, insanları (aynı inanca bağlı) tek bir ümmet yapardı. Fakat Rabbinin merhamet ettikleri müstesna, onlar ihtilafa devam edeceklerdir. Zaten onları bunun için (merhamet için) yarattı. Rabbinin, “Andolsun ki cehennemi hem cinlerden, hem insanlardan (suçlularla) dolduracağım” sözü kesinleşti.”[8]

Dikkat edildiği gibi, bütün bu çizgiler tek bir noktada sonlanmaktadır ve o da insanların yetişmesi, hidayeti ve tekâmülüdür. Anlatılanların sonucunda şu anlaşılmaktadır: Her şeyin amacı ve insanın yaratılış hedefi, kemale, gerçek saadete, yüce insanlık makamına ve melekût âlemine ulaşmaktır ve bu da sadece ilahi marifete ulaşmak ve Hak Teala’nın huzurunda yapılan bilinçli bir kullukla mümkündür. “Allah’a kulluk etmek, çok değerli bir mücevherdir ve onunda batını rabliktir.”[9] Yani kim ona ulaşırsa Allah’tan başka her şeye sultanlık eder.

İmam Sadık (a.s.)’dan gelen bir hadiste şöyle geçer: İmam Hüseyin (a.s.) ashabının karşısında durarak şöyle buyurmuştur: “Allah-u Teala insanı sadece kendisini tanımaları için yaratmıştır. O’nu tanıdıkları zaman O’na ibadet ederler ve O’na kulluk ettikleri zaman da başkalarına kulluk etme ihtiyacında olmazlar.”[10]



[1] Errahman/ 29

[2] El Menhec-ul Gavi, c: 5, s: 516; İlm-ul Yakin, c: 1, s: 381.

[3] FATIR suresi 15. ayet

[4] İBRAHİM suresi 8. ayet

[5] NEHC’ÜL BELAĞA, Hemam hutbesi

[6] ZÂRİYÂT suresi 56. ayet

[7] MÜLK suresi 2. ayet

[8] HÛD suresi 118 ve 119. ayet

[9] Misbah-uş Şeri’e fi Hakikat-ul Ubudiyye

[10] İlel-uş Şerai’, Saduk, El-Mizan’ın nakline göre, c: 18, s: 423

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Cenabet guslü alması gereken biri namaz kılabilmek için guslün yanı sıra abdestte alması gerekir mi?
    26159 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/08/11
    Cenabet guslü yerine getirmiş olan kimse normal şartlarda abdesti bozan bir durumla karşılaşmadığı takdirde (tuvalete çıkma, yellenme gibi…)aldığı cenabet guslü ile namaz kılabilir ve namaz için abdest almaması gerekir. Eğer abdesti bozan bir durumla karşılaşmadığı halde gusülden sonra namaz için abdest alırsa haram olan(yapmaması gereken ) bir ...
  • İmam niçin masum olmalıdır ve imamın masum olduğu nasıl belirlenmelidir?
    13092 Eski Kelam İlmi 2008/06/18
    Şia, Ehl-i Sünnet’in aksine, imamın, da masumiyet konusunda peygamberler (s.a.a.) gibi olduğuna inanmaktadır. Bu yüzden İslam Peygamberi ve diğer ilahi peygamberlerin de masum oldukları gibi, imam da hata ve yanlıştan masum olmalıdır.Ama Ehl-i Sünnet, peygamberden sonraki halifeliği, ilahi değil, toplumsal bir makam olarak görmektedirler onlara göre bu makam halk ...
  • Rehberliğin görüşüne göre “bilerek” namazı bozmanın hükmü nedir?
    30111 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/12/22
    İradi olarak farz namazı bozmak ve kesmek haramdır ama bir kefareti yoktur. Eğer insan namazını doğru kılıp kılmadığına dair şüphe ederse şüphesine itina etmemeli, namazını doğru kıldığına hükmetmeli ve namazı bozmamalıdır. Ama namazını bozarsa bunun bir kefareti yoktur. Elbette farz namazı iradi olarak bozmak haramdır ama ...
  • Eğer namaz kılan bir insan namaz esnasında mescidin necis olduğunu veya olacağını anlarsa ne yapmalıdır?
    6070 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/09/12
    Tevzihü’l-Mesail’de şöyle belirtilmiştir: “Eğer namaz kılan şahıs namaz esnasında mescidin necis olduğunu anlarsa ve namaz vakti dar ise namazın tümünü kılmalıdır. Eğer vakti varsa ve mescidi temizlemek namazı bozmaya neden olmazsa namaz esnasında temizlemeli ve sonra namaz kılmalıdır. Lakin bu namazı bozacaksa, namazı bozmalı, mescidi temizlemeli ve sonra namaz ...
  • Ümmü'l Mü'minin deyimi nasıl ortaya çıktı?
    11752 Tefsir 2009/06/16
    Ümmü'l Mü'minin deyimi ilk olarak Peygamber (s.a.a)'in zamanında Ahzap suresinin 6. ayetinin nazil olmasıyla deyimleşti. Ayet, Peygamber (s.a.a)'in eşlerinin mü'minlere göre durumunu ortaya ...
  • Yemek yemek için ev sahibinden izin almak gerekir mi?
    7032 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/02/14
    İslami açıdan insanın yemeğinin helal ve pak olmasının yanı sıra mubah da olması gerekir yani o yemeğin sahibi de razı olmalıdır ve biz de onun razılığını bilmeliyiz. Başkalarını malını izinleri olmaksızın kullanmak haramdır. Ancak bir kimse başkasını yemek için evine davet etmiş yemek sofrasını açmış veya bir bağ sahibi ...
  • Eğer Ayşe müminlerin annesiyse ve Kur’an onun temiz olduğunu ilan etmişse, Cemel savaşında İmam Ali’yle (a.s) nasıl savaştı?
    9578 Eski Kelam İlmi 2011/09/21
    Sorudaki temizlikten kastedilen temizlik, tathir ayetinin içeriği olan tüm yönleriyle ve mutlak temizlikse, tathir ayeti sadece aziz Peygamber (s.a.a), İmam Ali (a.s), Fatıma (a.s), İmam Hasan (a.s) ve İmam Hüseyin ile ilgilidir ve Peygamberin eşlerini kapsamamaktadır. Ama iffet ile çelişen bir ameli yapma ithamından (ifk hadisesi) temizlenmek ise, bu ...
  • Gusül alırken bedenin mutlaka yıkanması gereken yerleri neresidir?
    9969 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/01/17
    Guslün doğru olmasının şartlarından biri suyun bedenin görünen dış yüzünün tümüne ulaşmasıdır. Nitekim Tevzih-ul Mesail’de şöyle yazar: ‘Gusül alırken bedende iğne ucu kadarda yıkanmayan yer kalırsa gusül batıldır. Ama kulak ve burun içi gibi görünmeyen yerlerini yıkamak farz değildir.’
  • Hz. Meryem’in makamının yükselmesine neden olan şey nedir?
    15584 Tefsir 2012/06/26
    Kur’an ve hadislerden anlaşılan şu ki; İmran’ın kızı Meryem, mali bakımından iaşesini idare edebilecek bir güce sahip değil ve böyle fakir bir ailede (zira o doğmadan önce babası vefat etmişti) dünyaya gelmiştir. Bu neden dolayı onun sorumluluğunu Hz. Zekeriya (Meryem’in teyzesinin kocası) üstlenmişti. Bu değerli ...
  • Aceleyi gidermek için ne yapılmalıdır?
    6741 Teorik Ahlak 2012/05/03
    Acele, dinsel öğretilerin men ettiği hususlardandır. Bu, işleri yapmada erken girişimde bulunmak anlamına gelir. Acele etmek hız ve işleri zamanında yapmak ile fark eder. Hız, öncüllerin ve gerekli şartların hazır olmasından sonra insanın fırsatı elden vermemesi ve işi yapmak için girişimde bulunmasıdır. Acelenin karşısında ise soğukkanlılık ve ...

En Çok Okunanlar