Gelişmiş Arama
Ziyaret
6272
Güncellenme Tarihi: 2012/05/19
Soru Özeti
Ben bir hanım ile bir müddet ilişki kurduktan sonra aileler yoluyla nişanlandım. Ama anlaşmama gibi nedenlerle ayrılma niyetindeyim. Burada insan hakları açısından sorumlu olur muyum?
Soru
Ben yaklaşık üç yıldır evlilik niyetiyle benim ile inançsal açıdan nispeten uyuşan bir hanım ile meşru bir ilişki içindeyim. Şimdi resmi olarak ve aileler aracılığıyla nişanlıyız ve arada güçlü bir bağlılık var. Ama görünüş, aile ve tahsil farklılığı gibi nedenlerden ötürü evlilikten vazgeçmeyi istiyorum. Onun ruhsal açıdan şiddetli bir darbe alması muhtemeldir, ama söylem olarak kendisi ayrılığa razı bulunmaktadır. Hiçbir resmi sözleşme bulunmaması ve sadece ahlaki bir sözleşme bulunmasına binaen, böyle bir durumda şer’i olarak ben bir harama bulaşmış ve Allah katında insan hakları açısından sorumlu olacak mıyım?
Kısa Cevap

Eğer hayat ortağınızı seçme yolunun başında olsaydınız, kesinlikle bizim ortak yaşamın sürekliliği bağlamında bir takım önemli konuları göz önünde bulundurmanıza dair tavsiyelerimiz olacaktı. Ama siz üç yıldır bu hanım ile ilişki içindesiniz ve kendisini iyice tanımaktasınız. Kendi deyiminizle inançsal olarak birbirinizle uyuşuyor ve nişanlanmış bulunuyorsunuz. Belirttiğiniz hususlar nedeniyle onu terk etmeniz ve nişanı bozmanız, belki delikanlılıktan uzak bir davranış olacaktır. Bazı muhterem taklit mercilerin fetvalarında da belirtildiği üzere her ne kadar siz bir günah işlemiş olmayacaksınız, ama nişanlınız iman açısından salih bir şahıs olması nedeniyle onunla evlenmek için girişimde bulunmanız daha iyidir.

Büyük taklit mercilerin bürosundan soru hakkında alınan cevaplar şunlardır:

Hz Ayetullah uzma Hamaney’in (ömrü uzun olsun) Bürosu:

Sizin için herhangi bir sorumluluk yoktur.

Hz Ayetullah uzma Mekarim Şirazi’nin (ömrü uzun olsun) Bürosu:

Eğer imanlı ve salih bir kız ise evlilik girişiminde bulunun ve onu terk etmeyin.

Ayetullah Mehdi Hadevi Tahrani’nin (ömrü uzun olsun) yanıtı şudur:

1. Eğer daimi evlilik nikâhı kıyılmışsa, ayrılmak için boşanmak gerekir. Eğer geçici evlilik nikâhı kıyılmışsa, nikâh vaktinin sona ermesi veya kalan zamanın erkek tarafından bağışlanmasıyla, nikâh son bulur ve boşanmaya gerek kalmaz. Eğer bir nikâh kıyılmamışsa, ilişkinin bitmesi dışında herhangi bir sona erme de düşünülemez.

2. Eğer erkek boşanırsa veya geçici nikâhın kalan vaktini bağışlarsa, bir günaha bulaşmış olmaz. Elbette “boşanmak” en nefret edilen ilahi helaldir.

3. Her ne kadar şer’i olarak farz olmasa da ahlaki düzeyde başkalarının haklarına riayet etmek, bireysel hayatta müspet eserler meydana getirebilir. Hayatın tüm devrelerinde size başarılar diliyorum.

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Yemek yemek için ev sahibinden izin almak gerekir mi?
    6842 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/02/14
    İslami açıdan insanın yemeğinin helal ve pak olmasının yanı sıra mubah da olması gerekir yani o yemeğin sahibi de razı olmalıdır ve biz de onun razılığını bilmeliyiz. Başkalarını malını izinleri olmaksızın kullanmak haramdır. Ancak bir kimse başkasını yemek için evine davet etmiş yemek sofrasını açmış veya bir bağ sahibi ...
  • Bu asırda kızları köleliğe çekmek caiz midir?
    6938 Eski Kelam İlmi 2011/10/23
    Her şeyden önce köleliğin İslam dini tarafından temelleri atılan bir kurum olmadığını, bilakis bu fenomenin İslam’ın doğduğu çağda dünyanın tüm bölgelerinde yaygın olan bir realite olduğunu bilmeliyiz. İslam köle sahiplerine ciddi bir zarar vermeksizin ve mevcut toplumsal dengeyi ani ve hızlı bir girişimle ortadan kaldırmaksızın imkânların elverdiği ölçüde ve ...
  • Çocukken bir defa kız kardeşimin sütünü içmiş olan amcakızım ile evlenebilir miyim?
    7868 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/12/22
    Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız. ...
  • Allah gerçekleşmeden önce insan amelini nasıl bilmektedir?
    6359 Eski Kelam İlmi 2011/08/21
    Bizim için böyle bir sorunun meydana gelmesinin sebebi, Allah ile zaman arasındaki bağı doğru anlamamamızdır. Allah ezeli, ebedi ve zaman üstüdür; yani Allah zamanı kuşatmıştır ve onunla sınırlı değildir. Esasen Allah geçmişte gelecek hakkında bilgi sahibidir diye bir şey söylememiz doğru değildir; çünkü Allah için geçmiş ve gelecek diye ...
  • Eğer birisi ramazan ayında tutmamış orucunu bir sonraki ramazan ayına kadar kaza etmezse hükmü nedir?
    6682 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2015/09/14
    sorunuzun üç sureti var: biz mercii taklitlerin görüşlerini dikkati nazarda tutarak sorununuzun her bir suretini ayrı ayrı cevaplandırırız. Bir: eğer hastalıktan ötürü orucunu tutmamış ve hastalığı bir sonraki ramazana kadar devam etmişse, tutmamış oruçlarının kazası farz değildir ve her gün yerine yaklaşık on sir (750 gram) denkliğinde ...
  • Eğer bir kız ve erkek evlenmeyi kararlaştırırlarsa ve aralarında ilişki olursa, ama erkek ahdine vefa göstermez ve kızı terk ederse günah işlemiş sayılır mı?
    9322 Pratik Ahlak 2011/08/21
    İslam ahit ve anlaşma dini olup ahde vefa göstermeyi müminlerin alamet ve sıfatlarından biri saymaktadır. Peygamber-i Ekrem (s.a.a) şöyle buyurmaktadır: Müminler şart ve taahhütlerine bağlıdır.[1] Maalesef bazı insanlar bu önemli hususa bağlı değildir ve menfaat, heves ve arzularının ...
  • Ben hastayım ve cep haclığımı da babamdan alıyorum. Bunun dışında param yoktur ki orucumun kefaretini verebileyim, Acaba yine orucumun kefaret üzerimde farz mıdır? Bu senenin kefaret miktarı kaç tümendir?
    6170 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/03/14
    Fukahanın (fıkıh âlimleri) fetvası esasınca orucunu kasten (amdi olarak) ve her hangi bir mazereti olmaksızın yiyen bir kimse üç çeşit kefaretten birisini seçmek arasında muhayyerdir. Birincisi: Bir köle azat etmek. Günümüz dünyasında köle konusu mevcut olmadığından dolayı bu şık kendiliğinden devre dışı kalıyor.
  • İmam Ca'fer Sadık'a göre Kur'an karisinin özellikleri
    12688 Kur’anî İlimler 2011/07/19
    İmam Cafer Sadık (a.s) Kur'an karisi için bir takım özellikler ve vasıflar zikretmiştir. Bu cümleden şu vasıfları zikredilebilir: Ehl-i Beyt'in velayetini bilmesi, Kur'an'ı doğru okuması, Kur'an'ı okurken ondan etkilenmesi, abdestli olması, doğru bir kimse olması ve yağcılıktan uzak durması, Kur'an'a karşı tevazu ve huşu göstermesi, ilim öğrenmek yolunda çaba göstermesi, ...
  • Hangi surede hay ve kayyum sıfatları yer almaktadır?
    17459 Tefsir 2010/11/08
    Hay ve kayyum Yüce Allah’ın iki zatî sıfatıdır. “Hay” “diri” manasında ve “kayyum” da “zatıyla kaim olan ve başkalarının kendisiyle kaim olduğu varlık” anlamındadır. Bu iki sıfat beraber bir şekilde Kur’an surelerinin üç ayetinde yer almaktadır:1. Bakara suresi 255. ayet: “
  • Dinin afetleri nelerdir?
    12217 Din Felsefesi 2010/08/22
    Din, kendisinde hata, yanlış, hasar ve afetin yer alamayacağı kutsî ve ilahî bir olgudur. Hata ve yanlış yapma beşerî hususlarla ilgilidir. Din ve dindarlığın hasarlarını bilme bahsindeki hasar ve afet, dinin hakikatiyle ilgili değildir. Bilakis insanların dine bakış tarzları, insanın dini anlama ve telaki etme şekli, ...

En Çok Okunanlar