Gelişmiş Arama
Ziyaret
7383
Güncellenme Tarihi: 2010/06/29
Soru Özeti
Ehlisünnet Kur’an’da velayeti nasıl tefsir etmektedir?
Soru
Ehlisünnet Kur’an’da velayeti nasıl tefsir etmektedir?
Kısa Cevap

Şia’nın inancına göre, müminlerin önderi Hz. Ali’nin (a.s) velayeti A’li İmran suresinin 55. ayetinde açıkça beyan edilmiştir. Belirtilen veli ve velayetten ne kastedildiği hususunda Şii ve Sünni âlimleri arasında ihtilaf vardır. Ehlisünnet bunu sevgi ve dostluk velayeti manasında yorumlamış, Şiiler ise yönetim ve imamet velayeti manasında değerlendirmiştir.   

 

Ayrıntılı Cevap

Arap dilinde “velayet” kavramı dirayet vezni ile “Ve le ye” kökünden alınmıştır. “Saky” veznindeki “vely” kelimesi ise yakınlık manasına gelir. “Gani” veznindeki “veli” kelimesi ise seven, arkadaş ve yardımcı manasına gelir. Sözcükbilimciler veli kelimesinden türeyen “mevla” kelimesi için de yaklaşık yirmi bir mana dile getirmiştir. Bu cümleden olmak üzere malik, kul, sahip, ortak, rab, yardımcı, takipçi ve nimet veren örneklerine işaret edilebilir.[1] Sözcükbilimcilerin açıkça belirtmesine göre veli ve mevla’nın kullanımlarından biri, başkalarının işlerine önderlik etmek ve onların işini idare etmektir. Örneğin kadının velisi, onun evliliği hususunda karar alma hakkını taşıyan kimseye denir. Aynı şekilde yetimin velisi, onun bakıcılığını üstlenmiş kimseye denir. Tebaanın velisi olmak ise halkın işlerini idare etmeyi üstlenmektir. Kanın velisi ise katili af veya kısas edebilecek şahsa denir.[2]Ragıb İsfahani, velayeti işleri idare etmek manasında tanımlamıştır.[3] Bundan dolayı veli, mevla ve velayet kavramları yukarıdaki şekilde kullanılabilir. Kur’an-ı Kerim’e bakmayla “ve le ye” kavramının değişik kullanımlarını muhtelif ayetlerde gözlemlemek mümkündür. Bu, iki yüz ayete yaklaşmaktadır. Bu hususta velayet ayeti olarak meşhur olan Maide suresinin 55. ayeti özel bir önem taşımaktadır.[4] Bu ayetteki “veli” kelimesinden neyin kastedildiği hususunda Şii ve Sünni âlimleri arasında ilmi ve inançsal bir ihtilaf vardır. Şii âlimleri “veli” kelimesini önderlik velayeti olarak tanımlamakta, Ehlisünnet ise onu sevgi ve yardım velayeti olarak yorumlamaktadır. Şiilerin kendi iddialarına dönük delili şudur: “innema” kelimesi özgünlük ve ihtisasa delalet ettiğinden, bu velayetten maksat, özel bir velayet olmalıdır. Bu da Allah, Peygamber (s.a.a) ve ayette belirtilen özellikleri ile müminlere özgüdür. Lakin velayet yardım manasında olursa “innema” kelimesi gereksiz ve artı bir sözcük olacaktır. Çünkü böyle bir velayet kimseye özgü değildir ve Müslümanların tümü ona sahip olmalıdır. Her Müslüman bir başka Müslümanı sevmeli ve ona yardım etmelidir. Nitekim bu önemli husus tövbe suresinin 71. ayetinde de vurgulanmıştır. Bu ayetteki “veliyyukum” kelimesinin muhatabı Peygamberin de (s.a.a) içinde bulunduğu toplumdaki bireylerin tümüdür; yani ey müminler Allah sizin velinizdir denmektedir. Allah’a atfedilen “resuluhu” kelimesinin gelmesiyle Hz. Peygamber (s.a.a) bu hitaptan çıkmıştır; yani ey müminler Allah’a ek olarak peygamber de (s.a.a) sizin velinizdir denilmektedir. Bundan dolayı “vellezine amenu” cümlesi “resuluhu” kelimesine atfedildiği zaman “veliyyukum” kelimesinin muhatabı olan müminlerin, velayetin kendileri için ispat olduğu grup dışında olması gerekir. Aksi takdirde “veliyyukum” manasız olacak ve herkes kendine yönelik velayet taşıyacaktır. Oysaki bu ikisi muhal ve imkânsızdır.[5] Belirtilen noktaları kabul etmeyle Şia, “ellezine amenu” cümlesinden maksadın ayette belirtilen özellikler ile müminlerin önderi Ali (a.s) olduğuna inanmaktadır. Ayetin iniş sebebini bildiren hadisler de bu önemli tespite delalet etmektedir.[6] Ehlisünnetin bu iddiaya yönelttiği eleştiri şudur: “Ellezine” kelimesi çoğuldur ve bir bireye delalet edemez.[7] Bu eleştiriye yönelik iki cevap verilebilir:

1. Kur’an’da tekil için çoğul sözcükler kullanılmıştır. Nitekim A’li İmran suresinin 173. ayetinde, “naim” sözcüğü bu şekilde kullanılmıştır.[8]

2. Bu ayette çoğul kullanılması, diğer şahıslar için bir rağbet ve motivasyon oluşturmak ve İmam Ali’nin (a.s) işinin sevabına eşit bir ödül almaya yöneltmek içindir.[9]

 


[1] Zubeydi, Seyyid Muhammed, Tacu’lArus, c. 10, s. 399.

[2] İbni Esir Cezri, En- Nihaye fi Garibi’l Hadis ve’l Eser, c. 5, s. 229.

[3] Ragıbıİsfahani, El- Müfradat, s. 533.

[4]انما ولیکم الله و رسوله و الذین آمنوا الذین یقیمون الصلاه و یؤتون الزکاه و هم راکعون.

[5] Tusi, Muhammed ibniHasan, Et- Tibyan fi Tefsiri'l Kur’an, c. 3, s. 559.

[6] Zamahşeri, Mahmut ibni Ömer, El- Keşşaf an Hakayikigavamizu’t Tenzil, c. 1, s. 649.

[7] Razi, Muhammed ibni Ömer, Mefatihu’lGayb, c. 12, s. 385.

[8] Abdu’l Hüseyin Şerefu’d Din – El- Müracaat, s. 248.

[9] Zamahşeri – a.g.e.

 

 

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Hangi bakışlar haram ve günah sayılıyor?
    19004 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/10/20
    Allahu Teala kuranı kerimde namahreme bakmak hakkında şöyle buyurmaktadır: “kul lil müminine yeguddu min ebsarihim yani Müminlere deki; namahreme bakmaktan gözlerini sakınsınlar[1] Ve kul lil mü'minati yağdudne min ebsarihinne” yani “Mü’min kadınlara da söyle, gözlerini haramdan sakınsınlar”[2]İmam ...
  • Neden özellikle bir mercii taklit etmek gerekmektedir? Bu mesele hadisler aracılığıyla nasıl ispat edilmektedir?
    9874 Hukuk ve Şer’I Hükümler Felsefesi 2011/04/11
    Eğer müçtehitlerden her birinin fıkhın bir kısmında diğerlerinden daha bilgili olduğu veya onlar ile eşit bulunduğundan eminseniz birkaç şahsı taklit etmenin bir engeli yoktur. ...
  • Abdest alırken ve zorunlu bir durum yokken bir başka şahıs elimize su dökerse, bu bir sakınca ifade eder mi?
    36267 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/04/04
    Abdestin bir takım şartları vardır ve onlardan her birine riayet etmeme durumunda abdest geçersizdir. Abdestin şartlarından birisi, bizzat insanın yüzünü ve ellerini yıkması ve de baş ve ayaklarını mesh etmesidir. Eğer bir başkası insana abdest aldıracak olursa veya yüz ve ellere su ulaştırmada ve baş ve ayakları ...
  • Ahlâkla ahlâk ilminin farkı nedir?
    10932 Teorik Ahlak 2012/02/04
    Ahlâk kelimesi, Hulk kelimesinin çoğulu olup -ister iyi olsun ister kötü- huy, yapı, karakter ve alışkanlık demektir. Ahlâk ilminin alim ve filozofları, ahlâk için çeşitli tarifler yapmışlardır. Bütün bu tariflerden yola çıkarak ahlâkı şöyle tarif edebiliriz: ‘Ahlâk, insan nefsindeki keyfiyet olup, insanın ona ...
  • İbn-i Meysem Bahrani’nin kişiliği ve yaşamı hakkında bilgi verebilir misiniz?
    8002 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2013/04/23
    HK. 697-699’da vefat eden ve İbn-i Meysem diye meşhur olan Kemaleddin Meysem b. Ali b. Meysem Bahrani, 7. yüzyılın başlarında Bahreyn’de dünyaya gelmiştir. İlim ve fakihliğin beşiğinde, köklü ve meşhur bir ailede yetişmiştir. İlim tahsiline kendi ülkesinde başladı. Sonra daha yüksek tahsil için Bağdat’a gitti. İbn-i Meysem ...
  • Fahişe bir bayanla geçici nikâh yapılabiliniyor mu?
    7545 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2015/05/04
    Fahişe bayanlarla geçici veya daimi evlilik haram değildir. Ama farklı delillerden ötürü böyleli bir evlilikten sakınmanız hem dininiz için ve hem de dünyanız için daha hayırlıdır. ...
  • Başkasının bostanından izinsiz meyve ve bitki toplamanın hükmü nedir?
    15931 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/08/20
    Söz konusu sorunun cevabında ilk önce fakihlerin bu konu hakkında görüşlerini genel olarak açıkladıktan sonra Hz. Ayetullah Mehdi Hadevi Tehrani nin görüşünü takdim edeceğiz.  Fakihlerin genel görüşleri:Bir başkasının malından faydalanmak her şekilde olursa olsun mutlaka bu tasarruf o malın sahibinin izni ile olmalıdır. Yalnızca ...
  • Resul-i Ekrem’e (s.a.a) ve İslamî kutsallara hakaret edilmesinin fıkhî hükmü ve buna karşı koymanın yolu nedir?
    11560 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/05/21
    Yüce İslam Peygamberine hakaret eden ve bu çirkin davranışıyla milyonlarca insanı üzen kimse idama müstahaktır. İslam düşmanları Müslümanlar arasında tefrika yaratmak, İslam’ın yayılmasının önünü almak ve yolları üzerinde din adındaki engeli kaldırmak gibi utanç verici hedeflerine ulaşmak için İslamî kutsallara hakaret etmeye ve sövmeye yönelmişlerdir. Vahdeti korumak, kendi İslamî ...
  • Lütfen Hz. Yusuf kıssasındaki önemli noktaları açıklar mısınız?
    45726 Masumların Siresi 2010/11/08
    Kur’an’daki en güzel kıssa olarak nitelendirilen Hz. Yusuf (a.s) kıssası ders, ibret ve şahsi, ahlakî, içtimai ve ailevî erdemleri içermektedir. Bu erdemlerden bazıları şunlardır: 1. İnsanları Allah’a doğru çağırma yolunda Peygamberlerin ifa ettikleri rolü ve çektikleri sıkıntıyı tanımak
  • Ayetullah Hamenei’nin Amerika Müslümanlarına mesajı (öğüt ve nasihati) nedir?
    5932 Eski Kelam İlmi 2009/08/20
    Ayetullah Hamenei’nin kaleminin bu soruya cevabı: “Selamu’n Aleykum,Ayetullah Hamenei’nin genele hitap eden konuşma ve mesajlarında yer alan açıklamalarının dışında özel bir mesajları yoktu. (Bu konuşma ve mesajların metni Ayetullah Hamenei’nin ...

En Çok Okunanlar