Gelişmiş Arama
Ziyaret
27078
Güncellenme Tarihi: 2012/05/08
Soru Özeti
Hz. İsa’nın evlenmemesinin özel bir nedeni mi vardı?
Soru
Hz. İsa’nın evlenmemesinin özel bir nedeni mi vardı?
Kısa Cevap

Hz. İsa’nın evlenmesi konusunda dini öğretilerde işaret edilen bazı meselelere bakıldığında ilk anda Hz. İsa’nın evliliğe karşı olduğu düşüncesini doğurmaktadır. Ancak Kur’an ve rivayetlerin önemle yaptıkları tavsiyeler göz önüne alındığında ve Hz. İsa’nın (a.s) yaşamı incelediğinde Onun evliliğe karşı olmadığı görülecektir. Onun evlenmemesinin nedeni kendi özel yaşamının ve yaşadığı toplumun şartlarından kaynaklanıyordu. 

Ayrıntılı Cevap

Evlilik, eskiden beri sürüp gelen insanlığın güzel sünnetlerinden biridir. İnsanlık, yaşama canlılık veren evliliğe verdiği önem kadar hiç bir şeye belkide önem vermemiştir. Zira hem içeriği insan fıtratıyla tamamen uyumludur, hem de insanın doğal garizeleri ve temel ihtiyaçlarını doğru bir yoldan gidermektedir.

Kur’an-ı Kerim, birçok ayette evliliğin önemine ve faydalarına dikkat çekmiştir. Evliliğin insanın manevi ve ahlaki ilerlemesine engel olduğu görüşünü red ve onu Peygamberlerin sünnetine aykırı bulmaktadır. Kur’an bu konuda şöyle buyuruyor: ‘Andolsun ki senden önce de peygamberler gönderdik, onlara eşler ve evlatlar verdik.’[1]-[2]

Ancak hatırlatalım ki Allah’ın kullarına koyduğu hükümler iki kısımdır. Bir kısmı istisnasız bütün insanların yerine getirmeleri gereken değişmez hükümlerdir, diğeri de müstehaplar[3] gibi insanın bireysel ve toplumsal konumuna bağlı olan Allah’ın tavsiye niteliğindeki hükümleridir. Böyle hükümlerde insan bireysel veya toplumsal konumunun gerektirdiği şekilde onları yerine getirebilir. Mesela evlilik her ne kadar güzel bir şey olsa ve rivayetlerde tekit edilse de bu iş, insanların değişik ruhsal durumlarına göre eşit derecede değildir. Evlenmemekle harama düşecekse veya kafası bulanık olacaksa, sıcak bir yapıya sahip ve yaşamının diğer vazifelerini yerine getiremeycekse böyle birinin evlenmesi iyi, hatta farzdır. Rivayetlerin vurguladığı evliliğin böyle bir durum için olma ihtimali vardır. Ama evlilik, insanın okuması, dini tebliğ etmesi vb. gibi diğer önemli görevlerini sıkntıya sokacaksa bundan vaz geçebilirler.

Şimdi Hz. İsa’nın neden evlenmediği konusunda söyleneneleri inceleyelim:

a) Dünyaya düşkünlüğün hakim olduğu toplumdan kaçınmak.

Hz. İsa’nın (a.s) evlenmemesinin bazı nedenleri rivayetlerde şöyle gelmiştir:

1- İmam Sadık (a.s) buyuruyor: ‘Hz.İsa’dan neden evlenmediği hakkında sorulduğunda dedi ki: ‘Evlenmek ne içindir?’ Dediler ki: ‘Evlat sahibi olmak için.’ Dedi ki: Evlat ne içindir? Yaşarsa dert verir ve ölürse üzüntüye sebep olur!’[4]

2- İsa (a.s) ashabına dedi ki: ‘Yerin bitkileri yiyeceğimdir, sularını elimle içtiğim ırmaklar ve pınarlar suyumdur, Ayın ışığı ışığımdır; yatağım yeryüzü, yastığım taşlardır; elbisem hayvanların kıllarındandır. Evladım yok ki ölsün, eşim yok ki üzülsün, evim yok ki viran olsun, malım yok ki telef olsun. Öyleyse ben Adem oğullarının içinde ihtiyacı en az olan kimseyim.’[5]

Yukarıdaki rivayetlerin evlilikle ilgili olduğu söylenemez. Zira Ra’d suresinin 38. ayetine göre Allah’ın sünneti peygamberlerinin evlenmesi üzerinedir. Dolayısıyla diyebiliriz ki Hz. İsa bu sözleri muhataplarına ve şartlara göre söylemiştir.

Hz. İsa’nın muhatapları dünya lezzetlerine haddinden fazla düşkün olduklarından onlardan kurtulmak kendileri için zordu. Nitekim Kur’an-ı Kerim’in evliliğe verdiği onca öneme rağmen mal ve evladı bazı yönlerden imtihan olarak görmektedir: ‘Ey inananlar, şüphe yok ki eşlerinizin ve evlatlarınızın bazısı size düşmandır, artık sakının onlardan... Mallarınız ve evlatlarınız, size bir sınamadır; Allah katındaysa pek büyük bir mükafat var.[6] Bu ayetler kesinlikle evlenmeye, mal ve evlat sahibi olmaya karşı değildir, sadece onlara bağlanmayı kınamaktalar.

b) Kısa ömür ve daima tebliğ için seferde olmak

Hz. İsa’ya Mesih denilmesinin nedeni Seyyah (çok gezen) olduğu içindir. Seyahat, ibadet için yeryüzünde gezip dolaşmak ve halktan kopmak demektir.[7] Onun da yeryüzünde gezip dolaştığı ve akşamları kalkıp sabaha kadar namaz kıldığı söylenir.[8] Tabersi’nin Hz. Ali’den naklettiği bir rivayette bir Yahudi’ye verdiği cevapta Hz. İsa’nın (a.s) seyyah olduğu belirtilmiştir.[9]

Buna göre Hz. İsa’nın evlenmemesinin nedeni olarak ömrünün kısalığı ve tebliğ için devamlı çeşitli bölgelere gittiğinden dolayı evlenme imkanını bulamadığını söyleyebiliriz. Evlenmek güzel bir iş olsa da kendiliğinden farz değildir. Önemli bir iş ona engel olursa evlenmeyi terketmenin bir sakıncası olmaz. Hz. İsa’nın mesuliyeti, evlenmesinden daha önemliydi. Kendisi Allah’ın Peygamberi olduğu için bunun farkındaydı.

c) Hıristiyanların bu konudaki görüşü:

Şehid Mutahhari şöyle diyor: Hıristiyanların, dünya dinlerine soktukları yanlış inançlardan biri, Hz. İsa’nın evlenmemesini kadını günahın kaynağı ve küçük şeytan olarak görmesine bağlamalarıdır. Onlara göre evlilik ve cinsel konular insanın ilerlemesinin önünde engeldir. Erkeğin kendi başına günah işlemeyeceğini, küçük şeytan olan kadının erkeği vesvese ettiğini ve onu günaha sürüklediğine inanmaktalar. Hıristiyanlara göre Adem, Şeytan ve Havva’nın kıssası da böyle başladı. Şeytan Adem’e nüfuz edemediği için Havva’yı kandırdı, O da Adem’in kandırılmasına vesile oldu. Bütün tarihlerde büyük şeytanın kadını, kadınında erkeği vesvese ettiği yazılıdır. Adem, Havva ve Şeytan’ın kıssası Hıristiyanlar arasında böyle bir hal aldı. Ama Kur’an bunun tam tersini demektedir. Kur’an, Adem ve Şeytanın olayını anlattığı zaman, Havva’yı Adem’in takipçisi diye tanıtmamaktadır. Dinler adına uydurulan yalanı reddederek, insanın isyanı macerasında Şeytan’ın önce kadına sonra onun vasıtasıyla erkeğe vesevese verdiği ve yoldan çıkardığı meselesinin yalan olduğunu ortaya koymuştur. Aksine Şeytan her ikisini de muhatap almış ve yalan yere yemin etmiştir. Dolayısıyla Adem ve Havva’nın ayaklarının sürçme ölçüsü eşit olup, birinin diğerinden üstün olması söz konusu değildir. Belkide bu yüzden Kur’an temiz erkeklerin yanında temiz kadınları da zikretmiş ve bazı yerlerde kadının konumunu üstün tutmuştur.[10]

Şunu da hatırlatalım ki bu konu Hıristiyanların da içinde tartışmalı olup bazıları (iddia da olsa) Şehid Mutahhari’nin sözünün karşısında yer alarak hatta kadını boşamanın bile haram olduğunu söylemişleridir. Hz. İsa’nın (a.s) evlenmemesini, keşişlerin ve rahiplerin Onu bu konuda takip etmelerini başka nedenlere bağlamaktalar.

d) Bazı amellerde Peygamberlerin hesabının normal insanlardan farklı olması.

Dikkat edilmesi gereken konulardan bir diğeri, Peygamberlerin toplumdaki özel konumlarından dolayı Allah’ın veya kendilerinin belirledikleri işler olabilir ki o işler başkalarından istenmemiştir. Gece namazının Allah Resulüne (s.a.a) farz olması,[11] Hz. Ali’nin (a.s) kişisel yaşantısında dünyadan uzaklaşması bunun örneklerindendir. Halbu ki kendileri: ‘Böyle bir yaşam sizin altından kalkacağınız bir yaşam değildir; zaten sizden istenmemiştir.’[12] diye buyurmaktadır. Hz. İsa’nın da (a.s) kişisel yaşamında böyle sebepler olabilir.

 


[1] -Rad/38

[2] -Evliliğin önemi hakkında daha fazla bilgi için bkz: Evliliğin Felsefesi, Soru:1300, (Site:1283)

[3] -Evlenmek birincil hükümde müstehaptır, insan harama düşerse farz olur.

[4] -Meclisi, Muhammed Bakır, Biharu’l-Envar, c.14, s.238, Hadis:15, Müessesetü’l-Vefa, Beyrut, HK.1404

[5] -a.g.e. c.67, s.314, 19. Hadisin devamı.

[6] -Teğabun/14-15

[7] -İbn-i Manzur, Lisanu’l-Arap, c.2, s.492, Daru’l-Fikr, Beyrut, HK.1414.

[8] -Vasıti Zübeydi, Seyyid Murtaza, Tacu’l-Arus Min-Cevahiru’l-Kamus, c.4, s.98, Daru’l-Fikr, Beyrut, HK.1414.

[9] -Tabersi, Ahmed b. Ali, el-İhticac, c.1, s.225, Neşr-i Murtaza, Meşhed, HK.1403.

[10] -Mutahhari, Murteza, Mecmuay-ı Asar, c.17, s.402, İntişarat-ı Sadra, Kum, HŞ.1383

[11] -Tusi, Muhammed b. Hasan, Tehzibu’l-Ahkam, c.2, s.242, Hadis:28, Daru’l-Kütübi’l-İslamiyye, Tahran, HŞ.1365.

[12] -İmam Ali (a.s), Nehcü’l-Belağa, s.52, İntişarat-ı Daru’l-Hicret, Kum.

 

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Dua psikolojisi hakkındaki kaynakları tanıtır mısınız?
    5662 Pratik Ahlak 2010/10/12
    Dua psikolojisi hakkındaki kaynaklar üç kısımdır:a)Din psikolojisini genel olarak ele alan kaynaklar.Ancak bunlardua psikolojisini özel olarak işlememişlerdir. Örneğin William James’inyazdığı, Muhammed Kaini’nin tercüme ettiği ‘Din ve Revan’ (Din ve Ruh) ve Mesut Azerbaycani’nin yazdığı ‘Revanşinasi-i Din’ (Din Psikolojisi) bu türendir.
  • İçlerinde birkaç iyi ve takvalı kimse var diye günahkâr bir topluma azabın gelmesi gecikebilir mi veya tümüyle uzaklaşabilir mi?
    6581 Tefsir 2012/02/18
    Kur’an-ı Kerim’de ve rivayetlerde, günahkâr bir topluma azabın gelmesinin gecikmesi veya tümüyle uzaklaşmasının bazı nedenlerine değinilmiştir. Aşağıda onlardan birkaçını örnek olarak getiryoruz:1- Peygamberin ve İstiğfar edenlerin varlığı: ‘Oysa sen içlerinde oldukça onları azaplandırmaz ve yine bağışlanma dilerlerken Allah onlara azap vermez.’
  • Müslüman (Muslim) sözcüğünün anlamı nedir?
    73693 Tefsir 2009/10/18
    Kuran-ı Kerim’de Müslüman Allah Teala’nın emirleri karşısında mutlak bir teslimiyet içinde olan kişi anlamına gelir. Müslüman olmak kâmil halisane bir tevhit inancına sarılmayı ve her türlü şirk ve ikili tapınmadan uzak durmayı gerektirir. İşte bu yüzden Kuran-ı Kerim, Hz. İbrahim’i (a.s), Müslüman olarak tanıtmaktadır.
  • İnsan kendi güvenlik ve huzurunu bozan diğer varlıklar karşısında ne tür bir tepki göstermelidir?
    8309 Hayvan Barındırmak Ve Avlamak 2013/03/09
    Eziyet ve rahatsız eden haşerelerin eziyet ve rahatsızlıklarını önleme hakkında ilk önce iki noktaya işaret edilecek ve sonra İslami kaynaklardan alınmış iki tavsiye verilecektir: 1. Tabiat çarkında insanların tüm varlıklar ile en azından hâlihazırda barışçıl bir şekilde yaşaması olanaksızdır. Biz; insanlar ve yırtıcı hayvanların bir şehirde hiçbir ...
  • Gıybeti dinleyen gıybet edenin günahına ortak mıdır?
    3965 Gıybet, Hakaret Ve Gözetleme 2020/01/20
  • Hz. Masumların (a.s) fiil ve sözlerinin delil oluşunun ölçüsü ne kadardır?
    7831 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2012/06/16
    İslam’ın muteber delillerinden biri Hz. Peygamber (a.s) ve diğer masumların sünneti olup tüm Müslümanlar için Kur’an ayetleri gibi delil teşkil eder ve sünnet masumun söz, fiil ve tavrı diye üç şekilde yer alır. Hadis ve rivayetlerde belirtilen masumların söz ve konuşmaları “masumun sözü” onların yaptığı amel ve ...
  • Hayvana dönüşme nasıl olmaktadır ve şuan yeryüzünde bulunan hayvanlar, hayvana dönüşmüş olan insanlar mıdır?
    27095 Tefsir 2009/05/17
    “Mesh” sözlükte, bir şekilden daha kötü bir şekle dönüşme anlamına gelmektedir; Kuran ve hadis teriminde ise, bazı günahkâr (bazı özel günahlara sahip) kimselere ve ümmetlere nazil olan bir çeşit azaptır.Mesh olan insanlar hayvan (maymun, domuz vb.) şeklindedirler; yani işlemiş olduğu günahın hayvansal şeklini bu dünyada onun insanî şeklinin üzerine ...
  • Kadın evladına süt vermeden dolayı kocasından ücret talep edebilir mi?
    6000 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/04/04
    Şu noktaya dikkat etmek zorunludur: İslam’da fıkhî hükümler ve ahlakî usuller birbirini tamamlar ve aralarında hiçbir ayrılık ve uyuşmazlık bulunmaz.[1] Bundan dolayı fertlerin hakkı sıfatıyla bazı hükümler ispatlanmış olsa da ve yükümlü bu haktan fıkhî bir hüküm sıfatıyla istifade edebilse de, dinsel öğretilerde ahlakî ...
  • Eğer Allah bir ferdi severse, halkın geneli de onu sever mi?!
    11796 Eski Kelam İlmi 2012/01/23
    Her ne kadar Allah’ın salih kullarının sevgisini halkın kalbine aktardığını yansıtan rivayetler olsa da, halkın ekseriyetinin bir şahsı desteklemesi zorunlu olarak onun Allah tarafından onaylandığı anlamına gelmez. Öte taraftan halkın ekseriyetinin bir şahsa düşman olması da onun Allah’ın gözünde düştüğü ve O’nun nezdinde bir değeri olmadığı şeklinde ...
  • Ödünç (karz) olarak verdiğimiz malın humusunu vermeli miyiz?
    5612 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/06/14
    Söz konusu olan para kesb ve kazancından birikilmiş durumda ve humus yılı üzerinden geçmiş ise bütün taklidi Mercilerin bu bağlamdaki fetvası şöyledir: Humus yılının başı geldiği zamanda ödünç olarak vermiş olduğu parayı kolaylıkla (zahmetsizce) alınması mümkün ise o paranın humusunu çıkartmalısın. Ama eğer humus yılının geldiği sırada ödünç verilmiş olan ...

En Çok Okunanlar