Gelişmiş Arama
Ziyaret
14597
Güncellenme Tarihi: 2012/02/18
Soru Özeti
Hz. Peygamber, Ebu Leheb’e ile sıla-i rahimde bulunuyor muydu?
Soru
Hz. Peygamber (s.a.a), Ebu Leheb’e karşı da sıla-i rahim sünnetini uyguluyor muydu?
Kısa Cevap

Sıla-i rahim, akrabalar ile irtibatı sağlayan amele denir. Bunun İslam açısından önemi, kâfir akrabalar ile dahi irtibatın kesilmesinin yasaklanmış olması derecesindedir. Elbette kâfir akrabalar inatçı olur ve İslam’a darbe vurma niyeti taşırsa, İslam onlara sıla-i rahimde bulunmayı yasaklamıştır. Bu yüzden Tebbet suresi, Ebu Lehep ve eşi hakkında nazil olmuş ve Hz. Peygamber (s.a.a) onunla ilişkisini kesmiştir.

Ayrıntılı Cevap

Sıla ilişki ve irtibat manasında ve rahim de yakınlar ve akrabalar anlamındadır. Sıla-i rahim, akrabalar ile ilişkiyi sağlayan amele denir. İslam’da sıla-i rahmin özel bir önemi vardır. İmam Sadık (a.s)[1], kendisine “bazı akrabalarım benim din ve düşüncemden ayrı bir din ve düşünceye sahiptir, onların benim üzerimde bir hakları var mıdır, diye soran bir şahsa şöyle buyurur: Evet, yakınlık ve akrabalık hakkını bir şey kesmez. Eğer senin ile hemfikir ve ortak inanca sahip olurlarsa, o zaman biri akrabalık hakkı ve diğeri de İslam ve Müslümanlık hakkı olmak üzere senin üzerinde iki hakları olur. Bir başka rivayette de şöyle buyurmuştur: Sizler yakınlarınıza sıla-i rahim veya iyilikte bulunun, onlar sizinle ilişkilerini kesse de siz onlarla ilişkinizi kesmeyin. Hz. Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: Sizinle ilişkilerini kesseler de siz akrabalarınızla ilişki kurun.[2] Ama soru şudur: İslam karşıtı ve düşmanı olan kâfir ve müşrik akrabalara da sıla-i rahimde bulunmayı İslam tavsiye etmiş midir? Örneğin Hz. Peygamber (s.a.a); maalesef müşrik olan, şirkte çok inat eden, kendisi ve diğer Müslümanlara inkâr edilmeyen düşmanlıklar, cinayetler ve zulümler yapan Ebu Leheb’e sıla-i rahimde bulunuyor muydu? İki delil ile cevabın hayır olduğunu söylemeliyiz.

1. Yüce Allah şöyle buyuruyor: “Cehennem ehli oldukları açıkça kendilerine belli olduktan sonra, -yakınları da olsalar- Allah’a ortak koşanlar için af dilemek ne Peygambere yaraşır, ne de müminlere.”[3] Çok açık olduğu üzere af dilemek, istiğfar etmek ve dua etmek sıla-i rahim kategorisinden sayılmaktadır. Rivayetlerde sıla-i rahim için minimum ölçüler belirtilmiştir. Selam vermek[4] veya bir miktar su içirmek[5] bu kabildendir; yani onlara selam vermek veya bir miktar su vermek ile sıla-i rahim gerçekleşmektedir. Aynı şekilde rivayetlerde eğer yakınlarınıza ulaşamıyorsanız hayır duası ve kendileri için istiğfar dileyerek onlar ile sıla-i rahimde bulunun diye buyrulmuştur. Ayetten istifade edildiği üzere, ehli hidayet olmadığı ve inatçı olduğu anlaşıldıktan sonra Ebu Lehep gibi müşrikler için Hz. Peygamberin (s.a.a) istiğfar etmemesi gerekmektedir.

2. Kur’an şöyle buyuruyor: “İbrahim’in, babası (amcası Azer) için af dilemesi, sadece ona verdiği bir söz yüzündendi. Onun bir Allah düşmanı olduğu kendisine açıkça belli olunca, ondan uzaklaştı. Şüphesiz İbrahim, çok içli, yumuşak huylu bir kişiydi.”[6] Bu ayette İbrahim’in (a.s) amcası için istiğfar ettiği, sıla-i rahmin bir örneğini sergilediği, ama onun Allah’ın düşmanı olduğunu anladıktan sonra ondan uzaklaştığı ve ilişkisini kestiği beyan edilmiştir. Aziz İslam Peygamberi (s.a.a), peygamberliğin üçüncü yılında yakınlarına çağrıda bulununca Ebu Lehep ona düşmanlık etti, ama Hz. Peygamber o zaman ondan uzak olduğunu ilan etmedi. Bir sonraki merhalede Ebu Lehep düşmanlığını artırınca ve aşikâr kılınca ve Hz. Peygambere ve mesajına karşı savaş açınca ve de Ebu Lehep ve eşi hakkında Tebbet suresi nazil olunca Allah Resulü (s.a.a) onunla ilişkisini kesti.

3. İmam Seccad (a.s), Allah Resulü’ne salâvat gönderirken şöyle buyurmaktadır: “Sana davet etme yolunda yakınlarına düşmanlık etti. Senin hoşnut olman için kabilesiyle savaştı. Senin dinini diriltmek için yakınlarından uzaklaştı. Seni inkâr eden yakınlarını kendisinden uzaklaştırdı. Senin dinini kabul eden yabancıları kendisine yakın kıldı. Senin için en uzak kimseler ile dost oldu ve en yakın kimselere de düşmanlık yaptı.”[7]

Merhum Seyid Ali Han, Sahife’nin şerhinde şöyle demektedir: İlişkisini kesin olarak kesti ve onlardan uzaklaştı. Onlardan ayrıldı ve daha iyi bir tabirle dostluğunu onlar ile bitirdi. Onlara iyilik ve hayır yapmayı sona erdirdi. Allah Resulü’nün kavmi ve aşiretine ve de Kureyş, Beni Muttalib ve Beni Haşim’e karşı olan tavrı, kendisiyle savaşan, kendisini yalancı sayan ve Allah’ın nurunu söndürmek isteyenlerle savaşması ve onlardan birçoğunu Bedir ve Uhud’ta öldürmesi, esir alması ve Allah için kendilerine acıma ve şefkat göstermemesinden ibaretti.[8] Ebu Leheb’in de bu fertlerden olduğu hususunda bir şüphe bulunmamaktadır. Bu nedenle, İslam’ın akrabamız olsa bile inatçı kâfir ve müşrikler ile hiçbir ilişkiyi tasvip etmediği neticesini almaktayız.              



[1] Reyşehri, Muhammed Mehdi, Mizanü’l-Hikmet, c. 4, s. 83.

[2] صلوا ارحامکم وأن قطعوکم  Vesailü’ş-Şia, c. 11, s. 175.

[3] Tövbe, 113, ما کانَ لِلنَّبِیِّ وَ الَّذینَ آمَنُوا أَنْ یَسْتَغْفِرُوا لِلْمُشْرِکینَ وَ لَوْ کانُوا أُولی قُرْبى مِنْ بَعْدِ ما تَبَیَّنَ لَهُمْ أَنَّهُمْ أَصْحابُ الْجَحیمِ»” Bkz: Tabatabai, Muhammed Hüseyin, el-Mizan, c. 9 ve 10, s. 282, Menşurat-ı Zevi’l-Kurba, Bi Ca, Bi Ta.

[4] Hz. Peygamber (s.a.a) şöyle buyuruyor: صلوا أرحامکم فی الدنیا ولو با السلام Biharü’l-Envar, c. 71, s. 104.

[5] İmam Sadık (a.s) şöyle buyuruyor: صل رحمک ولو بشربة من ماء, Biharü’l-Envar, c. 74, s. 117.

[6] Tövbe, 114, «وَ ما کانَ اسْتِغْفارُ إِبْراهیمَ ِلأَبیهِ إِلاّ عَنْ مَوْعِدَةٍ وَعَدَها إِیّاهُ فَلَمّا تَبَیَّنَ لَهُ أَنَّهُ عَدُوُّ لِلّهِ تَبَرَّأَ مِنْهُ إِنَّ إِبْراهیمَ َلأَوّاهٌ حَلیمٌ»  Mümtehine, 4,

 «قَدْ کانَتْ لَکُمْ أُسْوَةٌ حَسَنَةٌ فی إِبْراهیمَ وَ الَّذینَ مَعَهُ إِذْ قالُوا لِقَوْمِهِمْ إِنّا بُرَآؤُا مِنْکُمْ وَ مِمّا تَعْبُدُونَ مِنْ دُونِ اللّهِ کَفَرْنا بِکُمْ وَ بَدا بَیْنَنا وَ بَیْنَکُمُ الْعَداوَةُ وَ الْبَغْضاءُ أَبَدًا حَتّى تُؤْمِنُوا بِاللّهِ وَحْدَهُ إِلاّ قَوْلَ إِبْراهیمَ ِلأَبیهِ َلأَسْتَغْفِرَنَّ لَکَ وَ ما أَمْلِکُ لَکَ مِنَ اللّهِ مِنْ شَیْ‏ءٍ رَبَّنا عَلَیْکَ تَوَکَّلْنا وَ إِلَیْکَ أَنَبْنا وَ إِلَیْکَ الْمَصیرُ»

[7] Sahife-i Seccadiye (a.s), s. 48, tercüme-i Mühendis Yasir Arap, çap-ı evvel, 1370, İntişarat-ı Guli,

 و کاشف فی الدعاء الیک حامّتَهُ * وحارب فی رضاک أسْرَتَهُ * وقطع فی احیاء دینک رِحَمَهُ * وأقصی الادْنینَ علی جُحودهم * وقَرَّبَ الاقصین علی استجابتهم لک * و والی فیک الابعدین * وعادی فیک الاقربین *.

[8] Hüseyni, Medeni Şirazi, Seyid Ali Han, Riyazü’s-Salikin, c. 1, s. 365 ve 366, çap: 6, İcmaatü’l-Müderrisin.

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Hatim merasimi ve mezarlığa çocukları götürmenin bir keraheti var mıdır?
    24562 Pratik Ahlak 2012/04/04
    Çocukları dinsel meclis ve merasimlere ve de mescide veya Muharrem ayındaki matem merasimlerine götürmek veyahut bayram namazı ve dinsel bayramlara katılmasını sağlamak kendilerinin dinsel duygularının gelişmesi için çok önemlidir. Ergin gençleri hatim merasimi ve mezarlığa götürmek hakkında ise, rivayetlerde ve fıkhi kitaplarda yaptığımız inceleme neticesinde bu işin ...
  • Akika kurbanının şartları ve sünnetleri nelerdir?
    9489 Pratik Ahlak 2019/11/10
    Akika: Yeni doğan çocuğun doğumunun yedinci günü belalardan korunması için bir koyunun veya kurban etmeye salahiyeti olan bir hayvanın kurban edilmesidir.Kurban kesmek yerine para bağışlanması akika yerine geçmez. Münasip olan kız çocuğuna dişi, erkek çocuğuna ise erkek koyunun kurban edilmesidir. Eğer mümkün değilse dişi ...
  • İranlıların matem, şenlik ve dini bayramlardaki gelenekleri neden diğer Müslümanlarla ve hatta diğer Şiilerle farklıdır?
    8187 Eski Kelam İlmi 2009/07/11
    Dini kutlamalar için genel kurallar olmasının yanı sıra ancak mukaddes İslam dininin görüş belirtmediği yerlerde her bölge örf ve adetlerine göre bu merasimleri yerine getirilebilir. Başka bir deyişle dinin önem verdiği şey örneğin İmam Hüseyin (a.s) için matem merasimlerinin düzenlenmesidir. Ama bunun yapılma şekli halkın kendisine bırakılmıştır. ...
  • Mastürbasyonun evlilikten farkı nedir?
    18619 Hukuk ve Şer’I Hükümler Felsefesi 2010/08/08
    Mastürbasyon insanın ihtiyacını gerçek şekilde gidermez ve sahte bir doyumdur. İnsanın şehvanî ihtiyacı sadece meninin çıkmasıyla giderilmez. Bunun aşk, duygu, yakınlık ve sevgi ile beraber olması gerekir. Bu nedenle bu fiili işleyenler içlerinde eksiklik hissederler. Bu da cismanî ve ruhî hastalıkları peşinden getirebilir. Ama evlilik şehvanî ...
  • Yüzüğü sağ ele takmak mutlaka gerekli mi?
    53679 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/05/20
    Peygamber (s.a.a) ve Ehl-i Beyt İmamları(a.s)’nın sünnetlerinden biri ele yüzük takmaktır. Rivayetlerde yüzüğün çeşidi ve üzerindeki nakış hakkında da çeşitli bilgiler verilmiştir. Bir de yüzüğün sağ ele takılması tavsiye edilmiştir. Ancak İslam’daki yüzük takmak ile ilgili hükümlerin hepsi müstehap türündendir ve farz değildir. Sadece erkeklerin ...
  • Dinî ilimleri öğrenmenin önemi nedir?
    16342 Pratik Ahlak 2011/05/21
    Öğrenmek bazen amel ve yükümlülüğü yerine getirmek için ve bazen de başkalarını eğitmek ve yetiştirmek içindir. Birinci kısım genel bir sınıflandırmayla iki bölüme ayrılmaktadır: Birinci bölüm tüm Müslümanlar ile ilgili hükümler olup özel bir iş, uzmanlık ve cinsiyetle bağlantılı değildir. İlk etapta tüm yükümlüler ile ilgilidir. Namaz, oruç ve ...
  • Hamd suresinden sonra Elhamdülillah Rabbi’l-Alemin söylemek sadece tabi olanlar için mi müstehaptır, yoksa cemaat imamı için de müstehap mıdır?
    7350 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/01/18
    Hz. Ayetullah Uzma Hamaney’in (ömrü uzun olsun) Bürosu:Tabi olanlar için müstehaptır.  Hz. Ayetullah Uzma Sistani’nin (ömrü uzun olsun) Bürosu:Namazda müstehap olan şey, imamın arkasında namaz kılan fertlerin imamın Hamd suresini okumasının ardından Elhamdülillah Rabbi’l-Alemin cümlesini söylemesi ve namazda tevhid suresini şahsen okuyan kimsenin de ”kezalik Allah” ...
  • Küfe mescidinin amellerinin çokluğu göz önüne alındığında kimi kafilelerin çeşitli makamların amellerini bir mekanda yerine getirmeleri doğru mudur? Böyle yaptıklarında tam sevap alabilirler mi?
    9026 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/07/10
    Küfe ve Sehle mescidlerindeki amellerin faziletleri hakkındaki rivayetlere baktığımızda Masum İmamlardan (a.s) bu mescitlerin bütün amellerinin bir arada yapılmasına dair bir emir gelmemiştir. Bir sahabesine bir dua ve namaz öğretirken, bir başkasına başka bir namaz ve dua öğretmiştir. Bu yüzden ziyaretçileri mescitlerin tüm amellerini yerine getirmek veya ...
  • Eğer idrar sonrası istibra yapılıp abdest alınırsa ve daha sonrasında bir damla idrar gelirse hükmü nedir?
    8890 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2019/08/06
     Ayetullah uzma Hamaney’in bürosu:Eğer gelen sıvının idrar olduğuna eminseniz abdest batıldır ve o bölge necis olmuştur. Eğer idrar olduğuna emin değilseniz taharete hükmedilir ve abdesti bozmaz.Ayetullah uzma Sistani’nin bürosu:Eğer idrar olduğundan şüpheniz varsa taharete hükmedilir.Ayetullah ...
  • Kendimizi yetiştirmeye ve nefsimizi arındırmaya nereden başlamalıyız?
    11343 Pratik Ahlak 2010/05/06
    Tezkiye, nefsi arındırmak ve temizlemek anlamına gelmektedir. Kur’an-ı Kerim’de nefsi arındırmanın önemi hakkında birçok ayet bulunmaktadır. Ama şu bilinmelidir ki; nefsi arındırmaya başlama noktası her insana göre değişir. İslam’ı henüz kabul etmemiş birisinin nefsi temizlemeye başlayacağı ilk aşama, İslam’ı kabul etmesidir. Müminler için ilk basamak, ...

En Çok Okunanlar