Gelişmiş Arama
Ziyaret
9046
Güncellenme Tarihi: 2010/04/07
Soru Özeti
Fetvanın dayanak ve kaynakları nelerdir?
Soru
Lütfen (müçtehitlerin) fetva kaynakları hakkında bilgi veriniz
Kısa Cevap

İçtihat zorluklara tahammül, çaba ya da kudret ve güç demektir. Fıkhi terim olarak ise kaynak ve delillerden şer’i hükümleri çıkarmak için azami ilmi çabayı sarf etmek anlamındadır.

Şii fıkhında fetvanın temeli içtihat kaynakları olarak bilinen Kur’an, sünnet, akıl ve icmadır. Ancak bu kaynaklardan, faydalanma ve istinbat etmek için Arap edebiyatı, Masumların (a.s) zamanındaki muhavere örfünü, mantık, usul-u fıkh, rical, Kur’an, hadis vs. ilimleri bilmek gerekir. Her fakih bu ilimleri bilmenin yanı sıra onların tümünde bir ekole de sahip olması gerekir ki, onlardan içtihat kaynaklarını anlama yönünde faydalanabilsin.

Ayrıntılı Cevap

İçtihat, hem zorluklara tahammül manasına gelen ‘Cehd’[1] kökünden, hem de kudret ve güç manasına gelen ‘cühd’[2] kökünden kullanılmıştır. Fıkhi terim olarak kaynak ve delillerden şer’i hükümleri çıkarmak için azami ilmi çabayı sarf etmek demektir. Şia fıkhında fetvanın temeli içtihat kaynaklarına (Kur’an, sünnet, akıl ve icma) dayanıyor ancak bu kaynakları anlama, bunlardan faydalanma ve istinbat etmek için Arap edebiyatı, Masumların (a.s) zamanındaki muhavere örfünü, mantık, usul-u fıkh, rical, Kur’an, hadis vb.[3] ilimleri bilmeye ihtiyaç vardır. Her fakih bu ilimleri bilmenin yanı sıra onların tümünde bir ekole de sahip olması gerekir ki, bu ilimlerden, içtihat kaynaklarından hüküm çıkarmak için faydalanabilsin. Örneğin, hadis ve rivayetlerden istifade etmek için bir müçtehit rical ilminde kabul görmüş bir ekole göre bir rivayeti senet yönünden muteber bulmayıp ona isnat etmeyebilir ve bu meselede o rivayetin dışında başka rivayet ve deliller olmazsa o fakih bu meselede fetva veremez. Halbuki, başka bazı fakihler aynı senedi muteber bilip ona dayanarak fetva verebilirler. Yine müçtehitlerin yetenek, analiz ve tahlil güçleri de aynı değildir. Müçtehitlerden her biri ayet ve rivayetleri değişik şekillerde anlayabilirler. Aynı şekilde bir müçtehit belli bir mevzu ve mısdakı belli bir hükme ait bilebilirken başka bir müçtehit aynı görüşte olmayabilir.

Şimdi daha fazla bilgi için müçtehitlerin fetva vermek için[4] onların asıl kaynakları olan Kur’an, sünnet, akıl ve icma’ya ve her birinin sahip olması gereken ekollere işaret edeceğiz:

1- Kitap (Kur’an-ı Kerim): Kur’an İslami kanunların ve hükümlerin ilk kaynağıdır. Bu, bütün Müslümanların kabul ettiği bir konudur. Ama Kur’an’dan ahkam ve fetvaların çıkarılması şu esaslara dayalıdır: Müçtehit Kur’an ilimlerinin bazı önemli konularında belli bir görüşe sahip olmalıdır.[5] Örneğin, vahyin yüce manaları bizlerin kavrayabileceği bir şey midir, değil midir? Vahiyde değişim ve tahrif olabilir mi, olamaz mı? gibi.

2- Sünnet (Masumun söz, davranış veya teyidi): Resulullah’ın (s.a.a) sünnetinin -ki söz, davranış ve teyidinin - itibar ve hüccetliğini ispat etmeye gerek varsa da Kur’an’ın nasslarına göre bunu ispat etmek zor değildir. İslam alimleri bunu kabul ettiklerinden üzerinde uzun uzadıya durmaya gerek yoktur.[6] Aynı şekilde Masum İmamların da (a.s) söz, fiil ve teyitleri sünnettir. İmamiyye alimlerinin inancı şudur: Hz. Peygamber (s.a.a) Masum İmamları (a.s) ümmeti için bir merci olarak düşünmüş ve onu defalarca açıklamıştır.[7] Nitekim buyuruyor: ‘Ben sizin aranızda iki ağır emanet bırakıyorum: Biri Allah’ın kitabı diğeri de Ehl-i Beyt’imdir. Onlara sarıldığınız sürece asla sapmazsınız.’ [8] Öyleyse Resul-ü Ekrem (s.a.a) veya Masum İmamlar (a.s) bir dini görevi belli bir şekilde yerine getiriyorlarsa ya da başkaları bazı dini vazifelerini onların huzurunda yerine getiriyor ve Onlar da (a.s) bunları teyit ediyorlar veya bu amellerin karşısında susuyorlarsa bir fakih bunlara yetinebilir.[9]

Sünnet, Kur’an’ı sınırlandırıp tahsis edebilir mi? Çeşitli durumlar sünnete etki edebilirler mi?[10] Bunlarda müçtehitlerin sünnetten hüküm çıkarabilmeleri için görüş sahibi olmaları gereken konulardandır.

3- İcma (Fakihlerin bir konudaki görüş birliği): Şii alimlerine göre icma Peygamberin (s.a.a) ve Masum İmamların (a.s) sözünü ispat edip ortaya çıkarırsa hüccet olur. Örneğin bir meselede Peygamberin (s.a.a) zamanındaki Müslümanların tamamı istisnasız bir akide ve görüşe sahip oldukları ve aynı şekilde amel ettikleri anlaşılırsa onu Peygamberden (s.a.a) aldıklarını gösterir. Veya Masum İmamlardan (a.s) birinin bütün ashabı bir meselede görüş birliğinde iseler bu onu İmamın (a.s) kendisinden aldıklarına delil olur. Böyle bir icma kesinlikle hüccettir.[11]

4- Akıl: İslami öğretilerde çok az şey akıl kadar övülmüştür. Bu övgü öyle bir şekildedir ki, akıl gerçekleri tanıma, çeşitli itikadi, ibadi, bireysel, toplumsal vb. alanlarda yanlışı doğrudan ayırma özelliklerine sahiptir. Bütün bunlardan -şeriatında belirttiği gibi- aklın zati bir itibar, önem ve hücciyetinin olduğu neticesine ulaşabiliriz.[12] Bundan dolayı Şii alim ve bilginleri eskiden beri aklın itibar ve hücciyetini kabul etmişlerdir.[13] Dolayısıyla Şia’ya göre aklın hüccet oluşunun manası şudur: Eğer bir konuda akıl kesin bir hüküm vermişse bu hüküm hüccettir.[14]

Yukarıda anlatılanlardan alınan sonuç şudur: Fakih ve müçtehid bu dört kaynağa dayanarak kendi içtihadi ekolüne göre fetva verir.

Ancak bilmek gerekir ki, içtihat kaynakları yukarıda beyan edilenlerle sınırlı değildir.

Daha fazla bilgi için Üstad Hadevi Tahrani’nin ‘Teemmülat Der İlm-i Usul’ adlı risalelerine başvurmanızı tavsiye ediyoruz.



[1] - en-Nihaye, c.1, s.319

[2] - a.g.e.

[3] - Bkz: Mehdi Hadevi Tahrani, Mebani-i Kelami-i İçtihat, s.19 ve 20

[4] - Fakihler bunlara ‘Edille-i Erbaa’ (dört delil) demektedir.

[5] - Muhammed İbrahim Cennati, Menabi-i İçtihat, c.1, s.76; daha fazla bilgi için bkz: Mehdi Hadevi Tahrani, Felsefe-i İlm-i Usul-u Fıkh, Defter-i Çaharrom, Mebadi-i Sudur-u ur’an-ı Kerim

[6] - Ancak onu Kabul etmeyen çok az sayıda kimsede çıkabilmiştir. Muhammed b. İdris Şafii, Kitab-ul Umm, c.7, s.250 ve 77’de buna işaret etmiştir.

[7] - Muhammed b. İdris Şafii, a.g.e. s.86

[8] - Bihar-ul Envar, c.23, s.118

[9] - Daha fazla bilgi için bkz: Felsefe-i İlm-i Usul-u Fıkh, 5 ve 6. Defter, Mebadi-i Sudur-i ve Delali-i Sünnet

[10] - a.g.e. s.75

[11] - Ebu-l Kasım Gürci, Tarih-i Fıkh ve Fukaha, s.68

[12] - Menabi-i İçtihat, c.1, s.243

[13] - a.g.e. 224

[14] - Şehid Mutahhari, Aşinay-i Ba Ulum-u İslami, c.3, s.19

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • geçici nikahın aktı için kullanılan lafızlar nelerdir? Şartları ve Hükümleri nasıldır?
    7192 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2015/05/03
    Geçici nikâhın aktini okumak için birkaç şart gereklidir: Aktin sıgasını okumak; şöyle ki süreli akitte bayan ve erkek’in rızası tek başına yeterli değildir. Belki bunun yanı sıra akit için okunan has lafızların okunması şarttır. İhtiyati vacip gereğince aktin sıgası sahih Arapça ile ...
  • Yaşayan anne ve babaya yönelik yapılan hayırlar doğru mudur?
    19582 Pratik Ahlak 2011/04/11
    Her insan iyi işler yapıp sevabını başkalarına ve bu cümleden olmak üzere anne ve babasına bağışlayabilir. Böyle bir durumda bu hayırlı amelin sevabı onlara ulaşacak ve buna ek olarak aynı sevabın benzeri veya hatta ondan daha fazlası ameli bağışlayan için de göz önünde bulundurulacaktır. ...
  • Hamd, medh ve şükür’ün farkı nedir?
    12760 Eski Kelam İlmi 2012/02/14
    Lügatte ve Istılahta Hamd, Medh ve Şükür1- Hamd lügatte sena ve övgü manasına gelmektedir.[1] Istılahta ise iradeyle yapılan güzel iş ve sıfata denir.[2] 2- Medh ...
  • Mübarek Ramazan ayının 21’inde yolculuk yapmanın hükmü nedir?
    5215 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/08/14
    Mübarek ramazan ayında yolculuk yapmanın sakıncası yoktur, ancak oruçtan kaçmak için olursa mekruhtur.[1] insan yolculuktan dolayı tutamadığı orucunu ramazan ayından sonra tutmalıdır. Bu hükümderamazanın ayının 21’i ile diğer ...
  • Domuzun parçaları gibi necasetlerin bazı kısımları Müslüman olmayan kimselere satılabilinir mi?
    5962 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/03/10
    Hz. Ayetullah’el - Uzma Mekarim Şirazi (Allah ömrünü uzun etsin): Eğer bu konu hakkında yakininiz varsa onun alınıp satılması sakıncalıdır. Hz. Ayetullah’el - Uzma Safi Gülpeygani (Allah ömrünü uzun etsin): Soruda gelen konu hakkında bilgim yok ama eğer söz konusu maddeler ...
  • Yasin Suresi’nin altıncı ayetiyle İsra Suresi’nin on beşinci ayeti arasında bir uyuşmazlık mı var?
    10831 Tefsir 2008/08/12
    Bu iki ayet arasında herhangi bir uyuşmazlık söz konusu değildir. Çünkü ikinci ayette (İsra Suresi, on beşinci ayet) bir peygamber göndermedikçe azap olmadığını söylüyor ancak birinci ayette (Yasin Suresi, altıncı ayet) “ataları uyarılmamış” diyor ve herhangi bir azaptan bahsetmiyor. ...
  • Sürmeyle abdest veya gusül alınabilir mi?
    38418 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/02/14
    Abdest ve gusül alırken bedende, suyun deri ve uzuvlarına ulaşmasına engel olacak herhangi bir şeyin olmaması gerekir. Buna göre sürme, gözün içine çekilirse abdest ve guslün doğruluğuna zarar vermez. Ama gözün etrafına veya kaşlara çekilirse bakılmalıdır, abdest veya gusül uzuvlarına suyun ulaşmasına engel midir, değil midir?
  • Kızla oğlanın doğru bir şekilde (günaha düşmeden) cinsel ilişkiye girmelerinin bir yolu var mı?
    51581 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2009/11/10
    İslama göre kadın ve erkek birbirlerinin tamamlayıcısıdırlar. Hekim olan Allah bu ikisini sükunet bulsun, duygusal, ruhsal ve cinsel ihtiyaçlarını karşılasınlar diye birbirleri için yaratmıştır. İslam iki tarafında ihtiyaçlarının giderilmesi ve kadınla erkeğin her türlü ilişkisinin belli bir sınır ...
  • Neden Peygamber (s.a.a) Talha ve Zübeyir’e İslam’ın kılıcı lakabını vermiştir?
    11310 تاريخ بزرگان 2011/01/20
    Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız. ...
  • Ayat namazı nasıl kılınır?
    10355 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/04/28
    Konuyu iki bölümde ele alacağız: a) Ayat namazına neden olan şeyler.b) Ayat namazının nasıl kılındığı.a) Ayat namazı şu olaylardan biri vuku bulduğunda farz olur: Güneş tutulması, Ay tutulması (tutulmalar kısmi de olsa), deprem ve halkın genelini korkutan şimşek çakması, ...

En Çok Okunanlar