Gelişmiş Arama
Ziyaret
14042
Güncellenme Tarihi: 2007/10/25
Soru Özeti
Kur’an-i Kerim son peygamberin mucizesidir, Kur’an-i Kerim hangi yönlerden mucizedir?
Soru
Kur’an-i Kerim son peygamberin mucizesidir, Kur’an-i Kerim hangi yönlerden mucizedir?
Kısa Cevap

Kur’an-i Kerim’in mucize oluşu üç yöntemle açıklanmıştır: Lafız ve sözcük yönünden, içerik yönünden ve onu getiren şahıs yönünden.

1- Lafız yönden mucize oluşu de iki yöntemle açıklanır:

a) Anlatım ve beyan acısından mucize oluşu

Kur’an-i Kerim’in beyan şivesi hiçbir beşerin hatta Peygamber’in sözleri bile kendisiyle boy ölçüşemeyecek derecede güçlüdür. Bu yüzden bilginler Kur’an’la karıştırılmaması bahanesiyle Peygamber’in hadislerinin yazdırılmasını engelleyenlerinin tutumları onaylamamışlardır.

B) Rakamsal icaz:

Bu gün bilim ve tekniğin ilerlemesi ve bilgisayarın yardımıyla Kur’an’ın sözcükleri ve harfleri arasında özel bir ilişkinin olduğu ortaya konmuştur. Bu tür rakamsal bir ilişkinin beşerin sözlerinde olması mümkün değildir.

2. İçerik yönünden Kur’an’ın mucize oluşu.

Bu da birkaç açıdan açıklanabilir:

A. Kur’an’da her hangi bir çelişki ve uyumsuzluğun olmayışı.

B. Şahıslar ve olaylar hakkında sonradan noksansız gerçekleşen gaybi haberler.

C. Kur’an’ın insanlığa sunduğu ilim ve öğretiler.

Kur’an’ın irfan, felsefe, hukuk vb. alanlarda sunduğu bilgiler insanoğlunun - en azından Kur’an’ın iniş döneminde -  ulaşması mümkün olmayan bilgi ve öğretiler türündendir.

D. Kur’an’da bulunan ilim ve öğretilerin iptal edilmeyişi. Kur’an’ın iniş döneminden bunca asırların geçmesine rağmen bu kitapta sunulan hiçbir konu iptal edilebilmiş değildir.

3. Bu kitabın getiricisi yönünden mucize oluşu.

Hz. Muhammed kimseden ders okumamış ümmi bir kişi olarak kültür ve bilimden uzak bir yer olan Arap Yarımadasında böyle bir kitabı getirmesi icaz dışında yorumlanması mümkün değildir.

Ayrıntılı Cevap

Kur’an-i Kerim’in mucize oluşunun çeşitli yöntemlerle açıklanmıştır.[1] Biz bunları üç başlık altında toplayabiliriz:

1- Kur’an-i Kerim’in lafız yönden mucize oluşu

2- Kur’an’ın içerik olarak mucize oluşu

3- Getiren şahıs açısından mucize oluşu

1) Lafız yünüyle mucize oluşu

Kur’an-i Kerim’in lafız yönüyle mucize oluşu iki açıdan ele alınmıştır:

1- Beyan türü açısından mucize oluşu

2- Rakamsal açıdan mucize oluşu.

Kur’an’ın anlatım gücü, belagat ve fesahat yönünden mucize oluşu yüz yıllardır bilinmekte ve bütün İslam mezheplerinin onayını taşımaktadır. Elbette bazıları Kur’an-i Kerim’in belagat ve fesahatini, Kur’an’daki düzen ve anlatım şivesinden ayırarak bu ikisini iki ayrı mucize bilmişlerdir. Bunlara göre Kur’an’ın fesahat yönü bir mucize düzeni ve şivesi başka bir mucize konumundadır.

Başka bir grup ise Kur’an’ın belagat ve fesahat yönüyle düzen ve şive yönünden mucize oluşuyla bir bilmişlerdir.[2] Bunlara göre ayni gerçeği çeşitli örneklerinden ibarettir. Aslında bütün bunlar Kur’an’ın beyan acısından mucize oluşuna dönmektedir.

Kur’an-i Kerim’in beyan şivesi hiçbir beşerin hatta Peygamber’in sözleri bile kendisiyle boy ölçüşemeyecek derecede güçlüdür.

Açıklama: Hadis tarihi ile ilgili olarak Ehl-i Sünnet şöyle bir inanca sahiptirler: Peygamber-i Ekrem (s.a.a) kendi sözlerinin yazılmasını menetmiştir. Ve bu konuda Peygamber’den bir hadis de nakletmekteler.[3] İşte burada şu soruyla karşı karşıya kalmaktalar: “Niçin Peygamber sözlerinin yazılmasını yasaklamıştır?” Ehl-i Sünnet arasında yaygın olan bir cevaba göre, yasaklanmanın sebebinin Kur’an’dan olmayan sözlerin Kur’an’la karışmasını önlemektir.[4]

Ancak Ehl-i Sünnet’ten olan bir araştırmacı bu delili reddederek şöyle demiştir: “Kur’an’ın beyan yönünden mucize oluşu onun başka sözlerle karışmasına engeller.” Hz. Muhammed’in (s.a.a) belagat ve fesahatte Kur’an gibi konuşabilecek seviyede olduğuna dair bir eleştiriye de şöyle cevap verir: “Bu varsayımı kabul etmek Kur’an-ı Kerim’in beyan yönünden mucize oluşunu reddetmeyi gerektirir.”[5]

Her haluklarda Peygamber’in sözlerinin sıradan sözler olmamasına onun sözlerinin nurani, ilahi hidayet ışığında ve gayb âleminden gelen sözler olmasına rağmen Kur’an’la karıştırılması mümkün değildi. Bu temel üzere Peygamber’in sözlerinin ümmetin duçar olduğu birçok sorunun çözümü olmasını dikkate aldığımızda onun sözlerinin yazılmasının yasaklanması büyük manevi ve fikri hasarlara yol açmıştır ve bu alanda Ehl-i Sünnete yöneltilen eleştiri yerinde ve köklü bir eleştiri sayılır. Şia ulemasına göre Peygamber’in sözlerinin yazılmasının Peygamber tarafından yasaklaması iddiası reddedilmiş ve doğru bulunmamıştır.

Kur’an’ın bir başka mucizevi yönü ise rakamsal yönden mucize oluşudur. Bu da, son zamanlarda bilgisayardan yararlanılarak ortaya konulmuş ve ilgi uyandırmıştır. Bilgisayar yardımıyla Kur’an’daki sözcükler ve harfler arasında özel bir ilişkinin olduğu belirlenerek böyle bir rakamsal ilişkinin beşerin sözlerinde olmasının mümkün olmadığının ispatlanması istenmiştir.[6]

Kur’anı Kerim’in İçerik Yönünden Mucize Oluşu:

Kur’an-i Kerim’in içerik yönünden mucize oluşu birkaç yönden ele alınmıştır ki aşağıda belirtilecektir:

a) Kur’an-i Kerim’de hiçbir çelişki ve uyumsuzluğun var olmayışı. Nisa Sure’sinin 82. ayeti de bu konuya işarettir. ‘Kur’an’ı gereğince düşünmüyorlar mı? Eğer Allah’tan başkasından gönderilmiş olsaydı onda birçok uyumsuzluk bulurlardı.’[7]

b) Gaybe ait olan (gizli olan) şeylerden haber vermesi. Kur’an’da bazı hadiselerin gelecekte gerçekleşeceği önceden bildirilmiştir. ve sonradan bildirildiği şekilde hadiseler vuku bulmuştur.

Bunlardan birisi Rum Suresi’nin 1–3 ayetleridir: “Elif, Lam, Mim. Rumlar yakın bir yerde yenilgiye uğradılar. Onlar bu yenilgilerinden sonra bir kaç yıl içinde galip geleceklerdir”[8]

c) Kur’an-i Kerim’in içerdiği ilim ve maarifler.

Kur’an-i Kerim’deki ilim ve maarif.

Kur’an-i Kerim en azından nazil olduğu zaman diliminde hiçbir beşerin henüz ulaşamadığı bilgilerle doluydu. Elbette şu anda bile Kur’an-i Kerim’de insanların ulaşmayacağı yüksek ilimler ve maarifler bulunmaktadır. Ulaşabildikleri kısmına ise Peygamber (s.a.a)’ın ve Masum İmamların yol göstericiliği sayesinde ulaşılabilinmiştir. Hatta hadislerin bir bölümünü inançla ilgili felsefi, kelamı, akli konular oluşturmaktadır. Hatta eğer Kur’an’daki bütün ilim ve maariflerin anlaşıldığını kabul etsek bile -ki yakinen geçmişte bu böyle değildi- yine de bu, Kur’an’ın bu yönden mucize oluşundan bir şey eksiltmez.

Burada şu noktaya dikkat etmek gerekir ki Kur’an-i Kerim’in bu açıdan mucize oluşu onu getiren şahıs ilgili icazından farklıdır. Bu mucizeden maksat Kur’an-i Kerim’de bulunan ilim ve maarif o zamanda yaşayan düşünürlerin, aydınların, bilim adamlarının ufuklarından ileride olacak şekilde derin ve yüce ufuklara sahip olduğuydu. Bütün bunlar beşerin düşünce ufuklarının çerçevesine girmeyen ve ilahi vahyin nişaneleri her yerinde görünen bilgi ve marifetlerdir.

d) Kur’an-i Kerim’de bulunan ilim ve marifetin doğruluğunu koruması: Aradan yüzyıllar geçmesine bilimlin gösterdiği bu büyük gelişmelere bilimsel ve kültürel bulgulara rağmen Kur’an-i Kerim’de bulunan hiçbir konu doğruluğunu kaybetmemmiş işte bu Kur’an-i Kerim’in hakkaniyetini kanıtlamaktadır.

Bu noktayı hatırlatmayı faydalı görüyoruz. Beşerin sahip olduğu mantık ve matematik gibi yazılı bazı ilimler eski zamanlardan beri doğruluğunu geçerliliğini kaybetmemişse de ama dikkat edilmesi gerekir ki öncelikle bu ilimler ispata ihtiyaç olmayan bedihi konulardan sayılır veya fıtri olarak her akıllı insanın düşünmelerinde gizlidir. Bu konuda çalışanlar gerçekte bir derleme bir araya getirme işlemini gerçekleştirmişlerdir. İkinci olarak beşerin telif ettiği kitaplar belirli bir konu ve ilim üzerinedir. Bu böyleyken Kur’an-i Kerim’deki ilim ve maarifin en belirgin çehresi ve özelliği işaret ettiği konuların geniş bir alanı içermesi ve onlarca önemli konuyu bir cümlede toplamasıdır.

Aslında bunun kendisi diğer bir mucizedir. Böylesine değişik ilimleri bir arada içermektedir. Hangi beşer bu kadar farklı ilimleri ele geçirmekle birlikte birbirine tamamen yabancı olan alanları öylesine bir dikkatle ve güçlü bir beyanla birbiriyle yoğurarak konuları mükemmel bir şekilde yan yana koyabilir, aralarında uyum sağlayabilir ve bu sözlerin içerisinden her ilimin değişik meyvelerini çıkarabilir. Öylesine ki ne maksat zarar görmekte ne de aralarındaki bağlar ortadan kalkmakta bununla birlikte hiçbir hata gerçekleşmemektedir.[9]

3) Getiren şahıs açısından mucize oluşu:

Eskilerden beri ortaya atılmış ve üzerinde konuşulmuş olan bu icaz şöyle açıklanabilir: Okuma ve yazma öğrenimini bile almamış olan Hz. Muhammed (s.a.a) nasıl olurda arapyarımadası gibi ilimden medeniyetten uzak bir yerde böylesine ilimlerle dolu bir kitabı ortaya koyabilir.

Değinilmesinde fayda olan diğer bir husus da şundan ibarettir: Kur’an-i Kerim’in icazı konusu Kur’anî ilimler alanında incelenmesinin yanı sıra bu konunun kelamı boyutu da sahiptir ve bu yüzden kelami bir konu olarak da incelenebilir. Kelami kitaplarda da bu yönüyle ele alınmıştır.[10]

Daha geniş araştırma için şu kaynağa başvurulabilir:

Mehdi Hadevi Tehrani, İçtihadın kelami temelleri, Hikmet Ocağı Kültürel Kurumu, Kum, 1. Baskı.



[1] Bkz. Dr. Seyyid Mustafa Samini, Vucuhi İcaz Kur’an, Daru’l-Kuran- Kerim’in İiinci konferansının makaleleri, Kum, s. 168- 178.

[2] Adı geçen eser, 169.

[3] Bkz. Mahmut Ebu Reye, Ezavun alessünnetin Nebeviyye, s. 42.

[4] Aynı Eser, s. 46

[5] Aynı eser, s. 47.

[6] Bu alanda Kadr adlı bir bilgisayar programı Dr. Seyyid Ali Kadiri tarafından hazırlanmıştır.

[7] Nisa Suresi, 82. ayet.

[8] Rum Suresi, 1-3 ayetler.

[9] Allame Tabatabi’nin Kur’an’ın tüm bilgi ve öğretilerini her suresinden çıkarmak mümkün olduğu görüşünü savunduğu nakledilmiştir. Bunun anlamı Kur’an’ın tüm öğretilerinin 114 surenin her birisinde değişik üsluplarla yer aldığıdır. Bu da Kur’an’ın ilginç yönlerinden biri sayılır.

[10] Mehdi Hadevi Tehrani, İctihad’ın Kelami Temelleri, s. 47-51.

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Eğer Ehlibeyt (a.s) «خُزّان العلم» ilmin madeni iseler neden kumeyl duasını Hz. Hızır İmam Ali (a.s)’a öğretmiştir?
    6102 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2019/04/07
    Kumeyl duası Şeyh Tusi’nin “Misbah’ul-Muteheccid”[1] ve Seyit ibn. Tavus’un “İkbal’ul-Emal” adlı eserlerinde nakledilmiştir. Seyit ibn. Tavus bu duayı eserinde naklederken şöyle açıklama yapmaktadır: Şeyh Tusi’nin naklettiği rivayetten başka bir rivayette gördüm ki Kumeyl ibn. Ziyad Neğei diyor ki: Basra mescidinde İmam Ali (a.s)’ın yanında ...
  • Şia neden abdeste ayaların yıkanmasını terk ederek farzı terk ediyor?
    20362 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/03/10
    Her fırka ve gurubun kendisini fırka-i Naciye (kurtuluşa eren fırka) bilmeleri gayet doğaldır ama biz, sizin aksinize kendi teklifimize boyun eğdiğimizi, farzı yerine getirdiğimizi ve Ehl-i Sünnet kardeşlerimizin farzdan uzaklaştıklarını kabul ediyoruz ve bu iddiamızın delillerini Kur'an ve rivayetlerle ortaya koyacağız. Şia; ...
  • Mehdiliği tehdit eden şeyler nelerdir?
    7147 Eski Kelam İlmi 2012/08/22
    Mehdiliği tehdit eden hususlar çoktur. Biz burada sadece üç önemli şeye işaret edeceğiz: 1. Eğer en üstün kanunlar ehil olmayan uygulayıcıları eline düşerse veya eğer en pahalı şeyler ehil olmayan insanların elinde bulunursa, ne kanundan ve ne de belirtilen değerli şeyden bir sonuç alınamaz. Mehdilik ...
  • Müslümanlar neden biribirleriyle musafaha ederler?
    9443 Pratik Ahlak 2011/07/14
    Müfaala kipinden olup iki kişi arasında gerçekleşen musafaha, el vermek manasına gelmektedir. Birisi ‘Safehtuhu’ derse bu ‘Elimin içi onun elinin içine değdi’ anlamına gelir. Musafahatun, birbirine el vermek, ellerin içini biribirine değdirmek, demektir. Selam vermek ve tokalaşmak güzel davranışın örneğidir. İslam Peygamberi (s.a.a) ve Masum ...
  • Niçin bazıları ölülerin kabirlerini yarıp araştırma yapıyorlar? Acaba bu iş haram mıdır?
    5503 Hukuk ve Şer’I Hükümler Felsefesi 2012/04/09
    Büyük taklit mercilerinin bu soruya cevapları şöyledir: Müminin kabrinin açılması haramdır. Ama aşağıda zikredilen konularda kabrin açılmasının sakıncası yoktur: 1. Cenaze gasbi yere defnedilmiş olursa ve yerin sahibi, cenazenin orada kalmasına razı olmazsa. 2. Cenazeyle birlikte defnedilen kefen veya başka bir ...
  • Alkol kullanmaktan nasıl uzak kalınabilir ve bundan tövbe etmenin yolu nedir?
    22117 Teorik Ahlak 2011/10/23
    Her günahtan tövbe etmenin dayanağı, şahsın gerçekten kabul ettiği inanç ve değerlerdir. Eğer insan Allah’a ve diriliş gününe iman ederse, diğer bir dünyada amellerinin neticesini göreceğini bilirse ve kendisini gafletten kurtarmak gerektiğine kanaat getirirse, rahatlıkla günahlardan el çekebilir. Eğer insan haram işlerin kendisini nasıl bir bedbahtlığa ve ...
  • Türkiye bankalarında yatan paramla devlete ait borç bonosu satın alıp karından yararlanabilir miyim?
    5422 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/03/02
    Hz. Ayetullah Uzma Hamaney’in (Ömrü uzun olsun) Bürosu:Orası İslam ülkesi olması nedeniyle onlardan kar almak sakıncalıdır. Elbette orada şubesi olan İslamî olmayan bankalar veya gerçekten katılım bonosu olması müstesnadır.  Hz. Ayetullah Uzma Mekarim Şirazi’nin (Ömrü uzun olsun) Bürosu:
  • Namazda âmin söylemenin yasaklanmasının felsefesi nedir?
    9495 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/05/16
    Ehlibeyt rivayetleri esasınca namazda âmin sözünü söylemek caiz değildir ve bunu söylemek namazın geçersiz olmasına neden olur. Artı, caiz olmaması delile ihtiyaç duymaz; yani namaz ibadetsel bir fiil olduğundan ve insanın kendi tarafından namaza bir şey eklenemeyeceğinden, eğer şeriat tarafından bir şeyin caiz oluşu ispatlanmazsa, bunun kendi ...
  • Bahaîlerin düşüncelerinin yanlış oluşu, necis olmalarının nedeni ve onların inançlarını saflıkla kabul edenlerin durumu hakkında açıklamada bulununuz.
    11426 Eski Kelam İlmi 2008/02/17
    Bab adıyla tanınan Alimuhammed, ilk olarak 1847 yıllarında çok farklı inanç ve kurallar ortaya çıkarmaya başlamıştır. Sonraları onun düşüncelerini kabul eden ve daha da genişleterek Bahaîliği kuran Mirza Hüseyinali Baha'dır. Bu şahıs kitaplarında; kendisinin ve Alimuhammed Bab'ın gelmesiyle İslam dinin geçerliliğini yitirdiğini, İslami hükümlerin yürürlükten kalktığını ve Hz. Muhammed'in risaletinin ...
  • Raksetmenin haram olduğunu söyleyen hadisleri senetleriyle beraber zikrediniz.
    7033 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2009/06/16
    Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız. ...

En Çok Okunanlar